Medya
  • 2.9.2006 00:24

HİZBULLAH RÖPORTAJI YALANLANAN GAZETEDEN "PARDON" AÇIKLAMASI

Evrensel gazetesinde bir süre önce yayımlanan ve Hizbullah lideri Nasrallah'la yapılan röportajın gerçek olmadığı ortaya çıkınca, gazete de bir açıklama yaparak okuyucularından özür diledi.. Evrensel'de geçtiğimiz ay yayınlanan röportajda, Hizbullah Lideri Nasrallah'ın "Deniz Gezmiş'i özlüyoruz" dediği iddia edilmiş ve bu sözler ön plana çıkarılmıştı. Öte yandan gazete, kamuoyuna yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

Nasrallah röportajı konusunda açıklama

Basına ve kamuoyuna

Gazetemizde 12 Ağustos günü manşetten yayımlanan ve "Şeyh Bedreddin Film Kolektifi" üyeleri Mutlu Şahin ve Roza Çiğdem Erdoğan’ın imzasını taşıyan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah röportajının gerçek olmadığı açıklandı.

Hizbullah’ın basın sorumlusu Hüseyin Rahhal tarafından yapılan açıklamada, böyle bir röportajın yapılmadığı, Nasrallah’ın ağustos ayı içinde bir Türk gazeteciyle ya da Lübnanlı olmayan herhangi bir gazeteciyle röportaj yapmadığı belirtildi.

Bu röportajı yayımlayarak Türkiye ve dünya kamuoyuna mal olmasını sağlayan gazetemiz açısından konuya açıklık getirmek, bugüne kadar ödün vermediğimiz mesleki ilkelerin zorunlu bir gereğidir.

Bu röportaj bize, Şeyh Bedreddin Film Kolektifi üyeleri Mutlu Şahin ve Roza Çiğdem Erdoğan tarafından gönderilmiştir. Kendilerini "belgesel sinemacı" olarak tanıtan bu kişilerin, kamuoyunda bilinen bir oluşumun üyeleri olmaları, onlara kuşkulu yaklaşmamızı engelleyen en önemli faktör olmuştur.

Başka gazete ve internet sitelerinde de "Beyrut izlenimleri" yayımlanan bu kişiler, söz konusu Nasrallah röportajından önce gazetemize “Beyrut izlenimleri” göndermiş ve bunlar da gazetemizde yayımlanmıştı.

Mutlu Şahin ve Roza Çiğdem Erdoğan’ın, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile yaptıklarını öne sürdükleri röportajda, Deniz Gezmiş, Che Guevera gibi tarihsel kişiliklere yönelik sempati dolu ifadeler, tarafımızdan kuşku uyandırıcı bulunsa da, İslami çevrelerin sempatisini kazanmış olan bu örgütün, Batı'da ve sol kamuoyunda kendileriyle ilgili önyargıları ve kuşkuları gidermek için bu ifadeleri kullanmış olabileceğini düşündük.

Bu röportajı yayımlamaktaki amacımız da, dünyanın dikkatlerini yoğunlaştırdığı sıcak bir coğrafyada olup bitenleri, bütün tarafları ile birlikte yansıtma isteğiydi.

Röportaj yayımlandıktan sonra gösterilen ilgi ile birlikte, Nasrallah’ın röportajda yansıyan ifadelerinin, onun misyonu ve bilinen kimliği ile tam olarak örtüşmediğine dair kuşkular da ifade edilmeye başlandı. Biz bunun üzerine, bu röportajı yaptığını iddia ederek bize geçen Mutlu Şahin isimli şahıstan, bu iddialara ikna edici bir yanıt vermek için Hizbullah yetkililerinden doğrulatmalarını istedik.

Onlar da, Hizbullah’ın bu röportajı yalanladığı ana kadar, “Doğrulatacağız”, “Röportajın doğruluğunu kanıtlayan belgeler sunacağız” diyerek bizi oyaladılar.

Anadolu Ajansı’nın, Hizbullah basın sorumlusuna dayanarak önceki gün servise koyduğu haber, dün kendilerine internet üzerinden iletildiğinden kısa bir süre sonra ise Mutlu Şahin isimli kişi, kendisiyle temel irtibat noktamız olan MSN’de, “çevrimdışı” oldu. Şahin, yaptıklarını iddia ettikleri röportajın “asparagas” olduğunu ortaya koyan bu haberi kendisine iletmemizin ardından telefonlarımıza da yanıt vermedi.

Hizbullah’ın açıklamasıyla, yaptıklarının “nitelikli dolandırıcılık” olmaktan öte bir anlam ifade etmediği ortaya çıkan bu kişiler, şu ana kadar ne bizden özür dilediler, ne de kamuoyuna bir açıklama yaptılar.

Halkın doğru bilgilendirilmesi ve gerçekleri öğrenme hakkı ilkeleri ile birlikte “fikri takip”i de hiçbir zaman elden bırakmayan gazetemiz, elbette bundan sonra da bu kişilerin ve varsa arkalarındakilerin takipçisi olmaya devam edecektir.

Ancak, bizi aldatarak kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine aracılık etmemize neden olan bu kişilerin sorumluluğu ya da sorumsuzluğu yanında, bu röportajı yayımlayan gazete olarak, kendi sorumluluğumuzun üzerinden atlayamayız. Bu bizim açımızdan “utangaç” bir biçimde geçiştirilecek bir durum değil.

12 yıllık yayın yaşamımız boyunca ilk kez karşılaştığımız böylesi bir durum, bizim açımızdan haberin yayınlanmadan önce doğrulatılması ve bu konudaki titizliğin hiçbir biçimde elden bırakılmamasını göstermiş olması bakımından öğreticidir.

Okurlarımızdan, bize güvenerek bu röportaja yer veren basın organlarından, bu röportajı çeşitli yabancı dillere çevirip dünyaya duyuran kişilerden özür diliyoruz. Bunun okur karşısında güveni, yayın yaşamının varlık koşulu sayan bizler için büyük harflerle dilenmiş bir özür olduğunun da bilinmesini istiyoruz.


Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 03:46

İLGİLİ HABERLER