Gündem
  • 4.8.2003 12:51

HÜKÜMETİN AB POLİTİKASINA İŞ DÜNYASINDAN DESTEK...

VEHBİ BAŞ İSTANBUL - Ceylan İntercontinental Otel'de düzenlenen toplantıda bir araya gelen iş dünyasının ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, 7. uyum paketinin Meclis'ten geçmesinin ardından hükümetin AB politikasını desteklediklerini açıklayan bir bildiri yayınladı. Sabah saatlerinde Bosphours Salonu'na yapılan toplantıda hazır bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), TÜSİAD, İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türk-İş, Hak-İş, DEİK, TURSAB, Yabancı Sermaye Derneği (YASED), Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, İMKB, Deniz Ticaret Odası ve Türk Metal Sanayicileri Sendikası temsilcileri, AB üyeliği için yaptığı çalışmalardan dolayı hükümeti destekledikleri belirtti. TÜSİAD adına TRT eski Genel Müdürlerinden Cem Duna, İSO Başkanı Tanıl Küçük, TİM Başkanı Oğuz Satıcı ve Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ile çok sayıda işadamının katıldığı toplantıda açılış konuşmasını TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete yaptı. Sivil toplum kuruluşları olarak hükümetin AB sürecini desteklediklerini söyleyen Mete, ''Hükümeti desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye şu ana kadar gerçekleştirdiği reformlarla AB yolundaki iradesini ortaya koymuştur. Şimdi sıra AB'dedir. AB bir an önce müzakereleri başlatmalıdır'' dedi. Mete'nin konuşmasının ardından İKV Genel Sekreteri Davut Öğütçü, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası adına ortak bildiriyi okudu. 7. uyum paketini ve AB üyelik sürecini hızlandıracak tüm adımları desteklemeye devam edeceklerini kaydeden Öğütçü, ''AB üyeliği ülkemizin öncelikli hedefidir. AB, demokrasinin, hukuk devleti ilkelerinin, ekonomik istikrarın ve sosyal yönü güçlü bir gelişim stratejisinin hüküm sürdüğü bir barış, özgürlük ve refah alanıdır. Türkiye'nin AB üyeliği hedefini öncelikli kılan, halkımızın bu ilke ve değerler bütünü içinde yaşama hakkı ve talebidir. Ancak bu hedefin hayata geçirilebilmesi için sadece talep etmek yeterli değildir. Bu barış, özgürlük ve refah alanında yer almanın getirdiği yükümlülükler vardır. Kopenhag Kriterleri'nde ifadesini bulun bu yükümlülükler aynı hedefi paylaşan tüm ülkeler için geçerlidir. Türkiye 40 yıl önce belirlediği hedefe ulaşma yönünde kaybettiği zamanı son dönemde gerçekleştirdiği hızlı ve kararlı reformlarla telafi etme gayretindedir. Bu reformlar alıştığımız sistemlerde köklü değişiklikler yaratacaktır. Sancıları ve sıkıntıları olması doğaldır. Ancak yaşanan dönüşüm sonucunda ulaşılacak hedefin getirileri büyüktür'' diye konuştu. 7. UYUM PAKETİ GÜVENCESİ AB uyum sürecinde onaylanan her uyum paketinin aslında Türkiye'yi AB üyeliğine yaklaştırmanın ötesinde, halk için kazanım ve çağdaş demokrasi anlayışının gerekleri konusunda atılan adımlar olduğunu kaydeden Ögütçü, ''TBMM tarafından kabul edilen 7. uyum paketi, bu yönde gerçekleştirilen kapsamlı bir reform çalışmasıdır. Beklentimiz 7. uyum paketinin ve bugüne kadar gerçekleştirilen tüm yasal düzenlemeleri uygulamaya yansıtılmasının somut tedbirlerle güvence altına alınmasıdır. Türkiye'nin genişleyen ve Avrupa Kıtası'nın tamamının temsil noktasına gelen AB'nin dışında kalması, ekonomik ve ticari açıdan olumsuz etkiler doğuracaktır. Ülkemizin AB üyeliği hedefi Cumhuriyetimizi kuran iradenin ortaya koyduğu idealin günümüzdeki somutlaşmış hali olan siyasi, ekonomik ve sosyal tercihlerimizin bir sonucudur. Bu nedenle siyasi kriterlere uyum yönünde gösterilen kapsamlı ve hızlı reform çalışmalarının, ekonomik ve sosyal alanlarda da aynı kararlılıkla sürdürülmesi hayati önem taşımaktadır'' açıklamalarında bulundu. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye'yi 21. yüzyılın çağdaş demokratik devletleri düzeyine taşıyacak ve AB üyeliğini hızlandıracak tüm adımları desteklemeye devam edeceklerini kaydederek konuşmasına devam eden Davut Öğütçü, sözlerini şöyle noktaladı: ''Türkiye gerçekleştirdiği köklü reformlarla AB üyeliği yönündeki iradesini kanıtlamıştır. Şimdi AB ve aynı doğrultudaki iradesini hiçbir bahane ileri sürmeden ve hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde ortaya koymalıdır. AB diğer aday ülkelere gösterdiği eşitlikçi, yapıcı ve cesaretlendirici yaklaşımı ülkemize de göstermelidir. Beklentimiz, AB'nin bu sorumluluğunun bilinci ile 2004 yılı sonunda müzakereleri başlatma kararını alarak, Türkiye ile ortak bir geleceği paylaşma iradesini kanıtlamasıdır.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:27

İLGİLİ HABERLER