
HÜRRİYET GAZETESİ, SEZER’İN DOSYASINDAKİ POAŞ’I SAYFADAN NASIL UÇURDU?
HASAN KARAKAYA'NIN VAKİT'TEKİ YAZISI:
DDK ve POAŞ... Ortada kuyu var, yandan dolaş!
Hikâyeyi bilirsiniz... Adamın birine, "Herkes namaz kılıyor, sen niye kılmıyorsun?" diye sorduklarında; "Ben Kur'an'a baktım" deyip, eklemiş: "Orada, namaza yaklaşmayın yazıyor!"
İtiraz etmişler:
"Hiç öyle şey olur mu?.. Tam aksine; Kur'an, namaz kılmayı emrediyor!"
Derken, iş tartışmaya dönüşmüş... Adam, Kur'an-ı Kerim'de "Namaza yaklaşmayın" yazdığını, etrafındakiler ise Kur'an'ın "namazı emrettiğini" söylüyormuş...
Sonunda, adam, açmış Kur'an-ı Kerim'i, göstermiş Nisâ Sûresi'nin 43. âyetini!..
"Bakın" demiş, "Burada namaza yaklaşmayın" yazıyor!..
Adamın çevresindekiler şaşırmış... "Bir de biz bakalım" demişler ve alıp, başlamışlar okumaya:
"Ey iman edenler, siz SARHOŞKEN; söylediğinizi bilinceye kadar... CÜNÜP iken de, gusledinceye kadar namaza yaklaşmayın."
Anlamışlar ki;
Adam, "işine gelen" yeri okuyor... "Sarhoşluk" ve "cünüplük" şartını atlayıp, doğrudan son cümleye atlıyor;
".... namaza yaklaşmayın!"
...........
Aslına bakarsanız; başkalarını "keriz" yerine koyup, "uyanık" rollerine soyunan "tip"ler, günümüzde de mevcut!..
Onlar da, olayları, "işlerine geldiği gibi" görmekte ve yorumlamakta hiçbir sakınca görmüyor!..
"Ortada kuyu var, yandan geç" misali, etrafta dolanıp, bir türlü "merkez"e gelmiyorlar!.. Biliyorlar ki; ortaya gelirlerse, "kuyu"ya düşecekler!..
Sadece "insanlar" mı?.. İnsanları böyle olan bir ülkede, medya da "aynı numaraları" çeviriyor!..
Adamın, âyet-i kerimeyi "işine geldiği gibi" okuyup, sırf "... namaza yaklaşmayın!" bölümünü uyguladığı gibi, medyamız da; "kendisine" hiç yaklaşmıyor, "diğerleri"nin etrafında dolanıyor!..
KÖŞK'TEN ÖYK'YA SUÇLAMA
Efendim, önceki günkü "kartel gazeteleri"nde şöyle bir haber vardı:
"Cumhurbaşkanı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu, Başbakan'a bağlı Özelleştirme Yüksek Kurulu'nu yetkisizlik ve usulsüzlükle suçladı... İşte ÖYK ve ÖİB'yi suçlayan rapordan bazı bölümler:
"TÜPRAŞ'ın 14.76'lık kısmının devrinde, belirlenen değerin altında kalan satışın gerekçesi olarak ekonomiye katkı, istihdam artışı, teknolojik yenilik unsurları satış sözleşmesine konmadı.
Kuşadası Limanı özelleştirmesinde, ihale komisyonunun sıralamaya almadığı teklif sahibi firmayı, ÖYK yetkisini aşarak, sıralamaya aldı. Bu firmaya belirlenen değerin 5 milyon dolar altında satış yapılmasına ortam hazırlandı.
Çeşme Limanı 2.1 milyon dolar ucuz satıldı. TEKEL'de alıcının cari hesap borcu silindi. SEKA Kastamonu'da işletme değeri düşürüldü. SEKA Balıkesir'de mahkemenin iptal kararına zamanında uyulmadı."
ÖYK'DAN KÖŞK'E CEVAP
Evet, bu haberler özellikle Aydın Doğan'a bağlı gazetelerde büyükçe şekilde yayınlandı.
Gerçi, haberin yayınlandığı gün, "ÖİB'den yapılan yazılı açıklama"da;
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporlarına dayandırılarak basında yer alan "ÖYK'nın, yetkisini aşarak ihale sonuçları hakkında karar verdiği" yolundaki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtilip;
"24 Kasım 1994 tarih ve 4046 sayılı kanunun Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Görevleri başlıklı 3. maddesinin (d) bendi, 1 Ağustos 2003 tarih ve 4971 sayılı kanun ile değiştirilmiş olup, ÖİB uygulamaları ve ÖYK kararları tamamen yürürlükteki mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmektedir."
Denildi; ama, konu bu değil!..
Olayın beni ilgilendiren tarafı şu:
"DDK'nın raporunda, TÜPRAŞ'ın, Kuşadası Limanı'nın, Çeşme, Tekel, SEKA ve diğerlerine yönelik suçlamalara yer verilirken; POAŞ'la ilgili suçlamalar, acaba niye gözlerden kaçırıldı?"
Öyle ya;
DDK'nın sözkonusu raporunda, "POAŞ'ın özelleştirilmesi"nden de söz ediliyor!.. Hem de, "ciddi suçlamalar" var!..
Merak ediyorum;
Aydın Doğan beyin gazeteleri, "ucu patronlarına dokunduğu için" mi es geçtiler o bölümü?..
Orada "cısss" mı var?..
İşlerine mi gelmiyor?..
POAŞ'LA İLGİLİ SUÇLAMALAR
Efendim, Ankara Büromuzdan Hasan Öymez, kartel gazetelerindeki haberleri okuyunca, "Bu işte bir bit yeniği olmalı" deyip; "raporun bir bölümünü" değil, "tamamını" okumuş!..
Ve görmüş ki;
DDK'nın raporunda, sadece adı geçen özelleştirmeler değil, "Aydın Doğan'ın POAŞ'ı da" topa tutuluyor!..
Meğer, DDK raporunda;
POAŞ'ın yüzde 42.3 oranındaki hissesinin satışı işleminde yurtiçi baş global koordinatör olarak İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş'nin görevlendirilmesinin, "çıkar çatışması" doğurduğu tespitine yer verilmiş!..
Denilmiş ki;
"ÖİB, İş Değer Petrol Yatırımları A.Ş. ile POAŞ'ın birleşmesi işleminde, önce uygun görmediği bu işlemi sonradan değerlendirmeye aldığını bildirmiş, ne var ki; ilgili şirketlerin aldıkları birleşme kararının tescilinden önce bu değerlendirmeyi tamamlamamış, tescilden sonra dâvâ açmak zorunda kalmıştır."
Raporda; tartışma konusu olan POAŞ özelleştirmesinde imtiyazlı hissenin kaldırılması konusuna da yer verilmiş!.. Özelleştirme uygulamalarındaki usulsüzlük iddialarını araştıran TBMM Araştırma Komisyonu'nun konuyla ilgili kararına atıfta bulunan Rapor'da, "Sözkonusu karara imza atan Özelleştirme Yüksek Kurulu üyeleri hakkında, 'Meclis soruşturması' açılması gerektiği sonucuna ulaşılmışsa da, henüz bir işlem yapılmamıştır" ifadelerine yer verilmiş!..
DDK raporunda; POAŞ'ın Ağustos 2002'de yüzde 25.8 oranındaki hissenin satışında aracı kuruma komisyon ödenmesi işleminde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın komisyon iadesi isteme imkânını kullanmadığı gibi, oranları düşürmek için SPK'ya da başvurmadığı, bu yüzden 20 kat fazla komisyon ödendiği belirtilmiş!..
HEP BÖYLE GİZLİYORLAR MI?
Uzun lâfın kısası;
Adam, nasıl ki âyetin "işine gelen" kısmını alıp, baş kısmını es geçiyor; "kartelcilerin yaptığı" da, işte bu!..
TÜPRAŞ'ı görüyorlar; Kuşadası, Çeşme, Tekel ve SEKA'yı görüyorlar; ama sıra POAŞ'a gelinceee... "Ortada kuyu var, yandan geç!"
Merak ediyorum;
Bunun gibi, "daha başka karartmalar" da var mı?..
Peki, "yayın ilkesi" dedikleri bu mu?..
Bu ilkenin; sık sık şikâyet ettikleri "Benim teröristim iyidir" diyen kafadan ne farkı var?!?
Ne yani; POAŞ, sütten çıkmış ak kaşık mı?..
POAŞ'ta, hiç "yaş" yok mu?..
Neyi gizliyorsunuz, kimi kandırıyorsunuz?..
Kendinizden başka!..
Teşekkür
Sabah'ın "Tesettür kemik erimesi yapıyor" iddiasına; aynı Sabah'ın, "Çıplaklık kadınları aptallaştırıyor" haberiyle cevap verdiğim dünkü yazım, büyük yankı yaptı... Telefon, faks ve "internet siteleri"ndeki yazılarıyla, bana "destek" veren herkese teşekkürlerimi sunuyorum... Herkes bilsin ki, bu ülke sahipsiz değil!.