KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Hürriyet Gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever, 6 Haziran tarihli yazısında TSK'yı eleştirince Genelkurmay'dan,sert bir yanıt aldı.Ülsever'e yazılı bir açıklama gönderen TSK,"Özellikle TSK'nın bazı yayınlara önce ses çıkarmayıp, daha sonra açıklama yapmasını ‘çelişkili' buluyor ve bunun TSK'ya yakışmadığını ifade ediyorsunuz.Bu ifadeleri ve özellikle bir bölücü örgüt yayın organına, onların fikirleri paralelinde beyanat vermenizi biz de size yakıştıramıyoruz" dedi.TSK'nın açıklamasına köşesinde yer veren Ülsever, birbirinden ağır 5 soru yönelterek tepkisini ortaya koydu.
İŞTE ÜLSEVER'İN YAZISI;
Genelkurmay’dan cevap var
ÖZETLE:
‘‘Sayın Ülsever;
06 Haziran 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi'ndeki köşenizde yer alan makaleniz ile bir bölücü örgütün yayın organında neşredilen röportajınızı üzüntü ile okumuş bulunuyoruz.
Özellikle TSK'nın bazı yayınlara önce ses çıkarmayıp, daha sonra açıklama yapmasını ‘çelişkili' buluyor ve bunun TSK'ya yakışmadığını ifade ediyorsunuz. Bu ifadeleri ve özellikle bir bölücü örgüt yayın organına, onların fikirleri paralelinde beyanat vermenizi biz de size yakıştıramıyoruz.
Bildiğiniz üzere Genelkurmay II. Başkanı'nın ....... bir sempozyum öncesi, önceden tanıdığı ve kendisine hem hatır, hem de soru soran bir grup meslektaşınıza verdiği cevap, sözde gazeteci kurnazlığı ile giriş cümleleri çıkarılarak ertesi gün yayınlanmış, hatta büyük gazetelerden birisi bunu manşete taşımıştır.
........ Öncelikle ordunun içinde farklı gruplar olduğu, bir kesimin bir siyasi parti ile yakın ilişkiler içinde bulunduğu, TSK'nın üzerine düşmeyen dinlemeler yaptığı ve bunları birilerine sızdırdığı gibi iddialarınız, asılsızlığının yanında yasaların suç saydığı fiiller arasında bulunmaktadır.
........ TSK adına görüş bildirmeye yetkili tek makam Sayın Genelkurmay Başkanı veya onun yetki verdiği kişidir. Onun dışında ister görevde, ister emekli olsunlar beyanda bulunanların ifadeleri kişiseldir ve TSK'yı bağlamaz.
Bu kadar açık ifadeye rağmen halen birtakım kişilerce maksatlı olarak ortaya atılan fikirleri TSK'ya mal etme çabanızı anlamak mümkün değildir. Ordu içinde farklı gruplar olduğu, ordunun yasadışı faaliyetlerin içinde bulunduğu; çok tehlikeli ve suç unsuru taşıyan mesnetten yoksun bir iddia, hatta büyük bir iftiradır.’’
* * *
Aklıma takılan konular:
1) Ben TSK’yı 7 gün bekledikten sonra tekzip yazısı yayınlamasını eleştirmiştim. Bu yazıda bu eleştiriye hálá bir cevap yok. Zamanında bir siyasi partinin açıklamasını aynı gün cevaplayan TSK'nın bu sefer bu kadar beklemesini hálá yadırgıyorum.
2) ‘‘Bölücü örgüt yayın organı’’na demeç verme eleştirisine gelince... ‘‘Bölücü örgüt yayın organı’’ nasıl yayın hayatında kalabiliyor? Demeç verdiğim her yayın organı ile aynı görüşte olmam mı gerekiyor? Genelde aynı görüşte olmadığım bazı insanlarla bazı konularda aynı fikirde olamaz mıyım?
3) Nitekim, söz konusu röportajı oluşturan ‘‘demeç metninde’’, benimle söyleşi yapan DİHA'dan Cengiz Kapmaz'a ‘‘Apo'nun bir terörist olduğunu, pişmanlık duygusunu hálá samimi bulmadığımı, esasen Apo'nun bir lider olarak tükendiğini’’ de söylemiştim.
4) Beni eleştirmek yerine, elindeki e-posta kayıtlarını millici güçlerden aldığını söyleyen, partisinin çıkardığı yayın organında AB yanlısı gazetecilere ‘‘Kurtuluş Savaşı öncesi ihanet eden gazeteciyi Türk ordusu öldürmüştü’’ diye hatırlatmada (!) bulunan parti genel başkanını zamanında ve anında tekzip etmek gerekmez miydi?
5) Eleştirilerimin TSK'ya değil, onun yöneticilerine olduğu açık iken beni ‘‘TSK'yı suçlamak’’ ile suçlamak hak mıdır? Yöneticiler eleştirilemez mi? Bazı kurumların yöneticileri eleştiriden muaf mıdırlar? Yoksa onlar hiç yanlış yapmazlar mı?
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:11