
İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI : NESİM MALKİ CİNAYETİ KORKMAZ YİĞİT'İN GİZLİCE VERDİĞİ BİLGİLERLE ÇÖZÜLDÜ
EDA HAN
ANKARA (İHA) - Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları iddiasıyla eski Başbakan Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner'in Yüce Divan'da yargılanmasına bugün devam edildi.
Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla yaptığı yargılamanın öğleden sonraki bölümünde tanıkların dinlenilmesine devam edildi. O dönemde Hazine Müsteşar Yardımcısı olan Osman Tunaboylu, Türkbank'ın bazı duyumlar aldılar ve bu nedenle ihalenin Korkmaz Yiğit'e verilmesi ile ilgili tereddütlerinin olduğunu söyledi. Tunaboylu, bu duyumlarla ilgili Taner'e bilgi verdiklerini, onay için yazılacak yazıda bu hususların da yer almasını istediklerini söylediğini belirtti. Mahkeme Başkanı Mustafa Bumin'in 'Bu durumda Bakan'ın tavrı ne oldu?' yönündeki sorusuna Tunaboylu, şöyle cevap verdi:
"İhalenin en son onayında bu kuşkularımızı giderecek unsurlar yer aldı. Firmalardan teminatlar alındı. Bu sıkıntıyı bu şekilde giderdik"
Tunaboylu, Alaattin Çakıcı ile ilgili kasetlerin ortaya çıkmasının ardından ise ihalenin iptal edildiğini belirtti.
AKTAŞ, KORKMAZ YİĞİT'İN KENDİSİNE RÜŞVET TEKLİF ETTİĞİNİ İDDİA ETTİ
Tanık olarak dinlenen dönemin İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş ise ilginç açıklamalarda bulundu. Seçimlerden önce 1998 yılında dışarıdan bağımsız olarak İçişleri Bakanlığı görevine atandığını hatırlatan Aktaş, şunları söyledi:
"Bakan olduktan sonra Korkmaz Yigit benden randevu istedi. Ben kendisine randevu vermek istemedim. Araya bazı DYP'li millettekileri girdi. Etik olarak yapmamam gereken bir şey yaparak Korkmaz Yiğit'e randevu verdim. Emniyete de talimat vererek görüşmenin kasete alınmasını istedim. 29 Eylül 1998 yılında Korkmaz Yiğit bana geldi. Bana 'Size İstanbul'dan ev verelim' dedi. Ben de ona 'Evin değeri ne kadar?' dedim. O da bana 1 milyon dolar olduğunu söyledi. Bunun üzerine bende 'Beni satsan 10 bin dolar etmem', karşılığını verdim. Korkmaz Yiğit, bana Milliyet gazetesi, Yeni Yüzyıl gazetesi ve Genç TV'yi alarak medya patronu olacağını söyledi. Milliyetçi bir çizgi izleyeceğini, devlete yardımcı olacağını söyledi"
Aktaş, Yiğit'in görüşmede Nesim Malki cinayeti ile ilgili bilgi verdiğini ve böylelikle cinayetin çözüldüğünü söyledi. Görüşmede,Yiğit'in kendisine Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edildiğini de söylediği belirten Aktaş, "Korkmaz Yiğit görüşmede, Çakıcı'nın kendisine arayarak kredinin Erol Evcil'e verilmesi için baskı yaptığı söyledi.Korkmaz Yiğit, Çakıcı'nın 8 yaşındaki oğlunun ne zaman okula gittiğini bile bildiğini ve oğlu ile kendisini tehdit ettiğini söyledi. Hatta bana 'kimyam bozuluyor' dedi" diye konuştu.
Korkmaz Yiğit ile görüşmesini ve görüşmeye ilişkin ses kayıtlarını Yılmaz'a götürdüğünü kaydeden Aktaş, şunları söyledi:
"Üç gün sonra Başbakan Ecevit, Hüsamettin Özkan, Mesut Yılmaz ve ben bir toplantı yaptık. O toplantıda ihalenin iptal edilmesine karar verildi. Aradan 4-5 gün geçti. CHP'ye el altından Çakıcı'nın kasetleri verilmiş. Bunun üzerine Fikri Sağlar başkanlığında bir heyet bana geldi. Bende onlara her şey hakkımda bilgim var dedim. Birkaç gün sonra da CHP Genel Başkanı kasetleri açıkladı. Daha sonra da Mesut Yılmaz ihalenin iptal edildiğini söyledi."
Bankalarla ilgili çok kişinin tehdit edildiğini söyleyerek kendisine geldiğini belirten Aktaş, bunlardan birinin Hayyam Gariboğlu olduğunu söyledi. Gariboğlu'nun başvurusu üzerine yapılan çalışmada havaalanında tedbir aldıklarını gerçekten de birtakım işlerin olduğunu gördüklerini söyledi.
Tanık olarak dinlenen Yılmaz'ın Özel Kalem Müdürü İbrahim Oktay, Yılmaz'ın Çakıcı-Yiğit arasındaki ilişkiyi içeren bilgi notunun kaybolmasına ilişkin tanıklık yaptı. Oktay, o gün özel olarak öyle bir zarf aldığını hatırlamadığını söyledi.
Tanık olarak dinlenen Yılmaz'ın Özel Kalem Müdürü Sema Erdem ise istihbarat notunun kaybolmasının medyadan öğrendiğini söyledi. Özel zarfları açmaya yetkilerinin olmadığını ifade eden Erdem, özel zarfların kozmik ofise gittiğini söyledi. Bilgi notunun kaybolduğunu medyada öğrendikten sonra işini en iyi yapmaya çalışan biri olarak araştırma yaptığını ifade eden Erdem, şunları söyledi:
"Önce kozmik büroya sordum. Bana böyle bir bilgi notu gelmediğini söylediler. Daha sonra dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı aradım . Kendisine istihbarat notu bize ulaşmadı dedim. O da bana üzüntülerini dile getirdi . Gözümüzden kaçmış olabilir"dedi.
Meclis Soruşturma Komisyonu Başkanı'nın kendisi ile gayri- resmi olarak görüştüğünü söyleyen Erdem, "Komisyon Başkanı bana Siz Sayın Yılmaz ile uzun yıllar çalıştınız. Komisyonda unuttuğunuz, söyleyemediğiniz şeyler olabilir. O döneme ait ajandalar var mı? dedi. Bende ona 2001 yılında görevden ayrılırken bütün arşivleri Sayın Yılmaz'a iade ettiğimi söyledim. Komisyon Başkanı'na ayrıca bu soruyu yadırgadığımı da söyledim" diye konuştu.
YILMAZ, BİLGİ NOTUNUN EMNİYET MÜDÜRÜ'NDEN VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN SAKLANDIĞINI SAVUNDU
Tanık beyanlarının ardından duruşmada söz alan Yılmaz, istihbarat notunun kaybolması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yılmaz, Türkiye Cumhuriyet'i Başbakanına Genelkurmaydan, MİT'ten ve Emniyetten istihbarat notu geldiğini hatırlatarak, Genelkurmay ve MİT'in bu konuda özenli olduğunu ancak Emniyetin bu konuda bu kadar özenli olmadığını söyledi. Emniyeti suçlayan Yılmaz, "Bunun ulaştırılmaması devlet dn6rüşmede,Yiğit'in kendisinüzeni içinde maruz karşılanacak bir durum değil. İçişleri Bakanı'nın bilgisi olmadan emniyet tarafından bu kadar önemli bilgi notunun iletilmesi devlet terbiyesinde yer almaz. Bu kadar önemli bir bilgi notunun festivaller, düğün davetiyeleri arasında Özel Kalem'e elden teslim edilmesinin ne kadar doğru olduğunu Yüce Mahkeme'nin takdirine bırakıyorum" dedi. Yılmaz, bilgi notunun Emniyet Müdürü'nden ve İçişleri Bakanlığı'ndan saklandığını savundu.
Bilgi notunun kendisine ulaşması durumunda yine aynı işlemleri yaparak konuyu araştıracağını söyleyen Yılmaz, "Bilgi notu bana ulaşsa bile bu nota dayanarak herhangi bir işlem yapamazdım. Bir delil olmadan TMSF ve Hazineye yazı yazamazdım. Bunun doğru olmaması durumuda konu yargıya intikal ederdi" dedi. Aktaş- Yiğit görüşmesi konusunda açıklamalarda bulunan Yılmaz, "Kasette yapılan açıklamalar somut niteliği yoktu. Yiğit'in konuşması harekete geçmek için bende tereddüt yaratmıştır. Sayın Bakan bunu bana verdikten sonra Hüsamettin Özkan yanıma geldi. Özkan bana Ecevit'in talimatıyla Yiğit ile görüşme yaptığını ve Yiğit'in ihaleden vazgeçmesi konusunda mutabakata varıldığını söyledi" dedi.
Tanık beyanları üzerine söz alan Taner ise o dönemde telefonların kimin dinlediği belli olmayan bir ortam olduğunu ve telefon konuşmalarının çarpıtıldığını söyledi. Taner, bu nedenle Yılmaz ile Çakıcı-Yİğit ilişkisini telefonda rahat konuşamadıklarından yakındı.
Duruşma, işadamları Mehmet Emin Karamehmet, Erdoğan Demirören ve eski Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Emin Aslan, Niyazi Palabıyık, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir ve Aslan Tekin Önel'in tanık olarak dinlenmesine karar verilerek 15 Nisan 2005 Cuma gününe ertelendi.