Gündem
  • 6.3.2013 22:43

İmralı ve BDP arasındaki konuşmalar devleti bağlamaz!..

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, çözüm sürecine ilişkin olarak, "Şunu kesinlikle bilmeniz gerekir ki, devletin vasfı üzerine bir pazarlık yürütülüyor değildir. Ya da milletin niteliği üzerine bir pazarlık değildir. Bugün bahsedilen, gazetede yayımlanan belgeler, tutanak denilen belgeler, İmralı ile BDP milletvekilleri arasındaki konuşmanın birileri tarafından sızdırılmış halidir. Bu açıdan da devlet açısından hiç bir bağlayıcılığı yoktur" dedi.
     Çelik burada yaptığı konuşmada,
     Anadolu'dan gelmiş Türk insanının Almanya'da kendisinin Avrupalı olduğunu ispat etmesi gibi bir görevle karşı karşıya bırakılmasının esasında Avrupa Birliği'nin (AB) zihniyetine aykırı olduğunu söyledi. Çelik, şunları kaydetti:
     "Sürekli olarak şundan bahsediliyor. Bir şekilde Türklerin Avrupa'ya ne kadar uyumlu olduğu, bu uyumu sağlayıp sağlayamadığı, entegrasyon ya da asimilasyon ikileminde nerede oldukları, bunun yerine partisipasyon mu önemli şeklinde. Bense başka bir şekilde bakıyorum. Bence bu tartışmaların zemini hem felsefi olarak, hem siyasi olarak yerinde durmuyor. Anadolu'dan gelen insanımızın, hele bugün, kendisinin Avrupalı olup olmadığını ispatlama gibi bir mükellefiyeti yoktur. Eğer Avrupa gerçekten AB'nin mantığına uygun olarak çok kimlikli çoğulcu bir yapıya sahipse Anadolu kimliği Avrupa'nın zaten doğal bir parçası olan Avrupalı bir kimlik olarak kabul edilmelidir. Aksi halde Anadolu kimliğini AB'nin doğal bir parçası ve doğal bir kimliği olarak kabul etmezsek, o zaman AB denilen kimliğin çoğulculuğundan ve kapsayıcılığından kuşku duymak gerekir."
     Çelik, Fransız kimliği ile Alman kimliği arasında bir entegrasyondan bahsedilmiyorsa ya da Alman kimliği ile İngiliz kimliği arasında bir entegrasyondan söz edilmiyorsa, Anadolu kimliği ile Avrupa'daki diğer kimlikler arasında da bir entegrasyondan ya da asimilasyon ilişkisinden söz edilmemesi gerektiğini ifade etti.
     Meselenin artık Türklerin kendisinin Avrupalı olup olmadığını ispatlama meselesi olmadığına işaret eden Bakan Çelik, şöyle devam etti:
     "Mesele AB'nin kendi geleceğine karar vermesi meselesidir. Eğer bunu gerçekleştirmezse Avrupa büyük bir siyasi vizyon kriziyle karşı karşıya kalacaktır. Bu vizyon krizi Avrupa'daki ekonomik krizi beraberinde getirdi. Bugün Avrupa'da yaşanan ekonomik krizin arkasında aslında bir siyasi vizyon krizi vardır. Eğer gerçekten AB temelinde bir Avrupa kimliğinden bahsedilecekse, Fransız kimliği ne kadar Avrupalı ise, İngiliz kimliği ne kadar Avrupalı ise, Alman kimliği ne kadar Avrupalı ise Anadolu kimliği de o kadar Avrupalıdır."
    
     -Çözüm süreci-

    
     Bakan Çelik, çözüm sürecine ilişkin olarak da şunları ifade etti:
     "Çözüm süreci yeni değil, sadece çok boyutlu hale getirildi. Şunu kesinlikle bilmeniz gerekir ki, devletin vasfı üzerine bir pazarlık yürütülüyor değildir. Ya da milletin niteliği üzerine bir pazarlık değildir.
     Bugün bahsedilen, gazetede yayımlanan belgeler, tutanak denilen belgeler, İmralı ile BDP milletvekilleri arasındaki konuşmanın birileri tarafından sızdırılmış halidir. Bu açıdan da devlet açısından hiçbir bağlayıcılığı yoktur. Devlet açısından hiçbir resmi niteliği yoktur. Devlet tarafından kabul gören hiçbir yanı yoktur.
     Dolayısıyla bu bir resmi belgeymiş ve bunun üzerinden pazarlı yürütülüyormuş gibisinden, muhalefet partileri tarafından yapılan istismarı Türkiye'de çözüm süreci dediğimiz sürece zarar vermekten başka bir anlamı olmaz.
     Çözüm sürecinin iki ayağı var. Birincisi Türkiye toprakları içerisindeki terör eylemi gerçekleştiren silahlı unsurların yurt dışına çıkarılması. Diğeri ise demokratik ve ekonomik yaşamın güçlendirilmesi gibi tedbirler ile sosyal barışın daha da kuvvetlendirilmesidir." 

Derin anayasanın esası şuydu; 

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Celik, 1960'lı ve 1980'li yıllarda yapılan anayasalara ilişkin olarak, "Derin anayasanın esası şuydu; bu, devletin statüko temelinde, oligarşi temelinde, millet iradesini dışlama temelindeki gizli yapılımıydı. Bu şuna dayanıyordu. Millet kime oy verirse versin, hangi partiyi seçerse seçsin, devlet içindeki birtakım oligarşik grupların hakimiyetinin devamlılığı esasına dayanıyordu" dedi.
     Çelik, Almanya'nın başkenti Berlin'de Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) şubesini ziyaret etti. Burada yaptığı konuşmada Çelik, Türkiye'de asıl sorunun 1960 ve 1980'li yıllarda yapılan "derin anayasalar olduğunu" belirterek, yeni bir anayasa hazırlayarak din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin tüm bireylere demokratik haklar vermek için çaba harcadıklarını söyledi. Çelik, şunları kaydetti:
     "Derin anayasanın esası şuydu; bu, devletin statüko temelinde, oligarşi temelinde, millet iradesini dışlama temelindeki gizli yapılımıydı. Bu şuna dayanıyordu. Millet kime oy verirse versin, hangi partiyi seçerse seçsin, devlet içindeki birtakım oligarşik grupların hakimiyetinin devamlılığı esasına dayanıyordu. Seçilmiş iradenin, yani milletin kendi devletini yönetme iradesinin gasp edilmesine dayanıyordu."
     Türkiye'nin bugüne kadar tüm işlerini Batılılara havale ettiğini, artık bu durumu değiştirerek, coğrafi dengeleri yeniden sağlamaya başladıklarını ifade eden Bakan Çelik, bu değişime katkı sağlamayı sürdürmeleri için Avrupa'da yaşayan Türklerin de birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğini dile getirdi.
     Çelik, Avrupa ülkelerinde yaşanan ekonomik krize ve Arap ülkelerinde yaşanan demokrasi krizine de işaret ederek, Türkiye'nin geçmişteki tecrübelerine dayanarak aldığı önlemlerle "dimdik ayakta durduğunu ve diğer ülkeler için ilham kaynağı olduğunu" söyledi.
     Türkiye'nin hem bir Avrupa, hem Akdeniz, hem Kafkas, hem Karadeniz, hem de bir Asya ülkesi olduğunu ifade eden Çelik, "Türkiye'nin komşu ülkelerle işbirliği yaparak bu ülkelerin gelişimine katkı sağlaması da bir barış modeli olarak görülüyor" dedi.
     UETD Berlin Başkanı Sinan Kaplan da, derneklerinin kuruluş amaçları hakkında bilgi vererek, Almanya'da yaşayan Türklerin topluma daha fazla katılım sağlaması ve Türklerin daha başarılı olarak refah düzeyini artırmasına katkı sağlamaya çalıştıklarını ifade etti. 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 17:27

İLGİLİ HABERLER