Dünya
  • 28.10.2003 10:45

INDEPENDENT: ''AMERİKA'NIN İŞGALİ İŞE YARAMADI, BM DEVREYE GİRMELİ''

LONDRA - İngiltere'de bugün yayımlanan gazeteler, Irak'ta dün düzenlenen saldırıların ardından Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ı yönetmekte ne kadar başarılı olduğunu değerlendirdi. Ayrıca Rusya'da Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve işadamı Mihail Hodorkovski arasındaki güç mücadelesinin siyasi dengelere nasıl yansıyacağı da yorum yazılarıyla değerlendirildi. Dün Bağdat'ta düzenlenen saldırılar, İngiliz gazetelerinde geniş yer buldu. Hafta sonunda, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in kaldığı Raşid Oteli'ne yapılan füze saldırısının ardından dün de Bağdat'ta kısa aralıklarla dört saldırı meydana gelmiş ve en az 34 kişi yaşamını yitirmişti. ''KONTROL BM'YE VERİLMELİ'' Independent gazetesi, başyazısında ''Amerika'nın Irak'ı işgali işe yaramadı, Birleşmiş Milletler devreye girmeli'' başlığını kullandı. Yazıda, ''Dün Bağdat'ta düzenlenen saldırılardan kim sorumlu olursa olsun, katliam amaçlarına ulaştılar. Bu, Irak'ta savaşın, 'resmi savaşın' sona ermesinin ardından yaşanan en kanlı gündü. Devam eden terör, uzun dönemli sorunları da gündeme getiriyor. Başlıca soru, Amerika önderliğindeki koalisyonun stratejisini değiştirmesinin gerekip gerekmediği. Irak Yönetim Konseyi, Sünni Iraklılarla anlaşmazlıklar yaşıyor. Şiilerle arasındaki mesafe sürekli açılıyor. Türk askerlerini Irak'a getirme gayretleri ise güvenilir müttefikleri Kürtlerle bile aralarının açılması riskine girdiklerini gösteriyor'' diye yazdı. Sorunu çözmenin yolunun Irak'ı bir şekilde Birleşmiş Milletler yönetimi altına almak olduğunu yazan Independent, bunun barışı getirmenin garantisi olmadığını belirtti ve yazıya ''Teröristler, müttefik işgal güçlerinin daha sert, daha zalim bir tutum almasını istiyor. Böylece daha fazla Iraklı'nın direnişe katılacağını düşünüyorlar. Aslında, kaç Amerikalı, kaç İngiliz, Polonyalı ya da Türk askerin Irak'a gönderildiği fark etmiyor. Sonuçta bu da bir işgal gücü olacak. Barışı kazanmanın yolu kesinlikle bu değil'' sözleri ile son verdi. Times gazetesi, dünkü saldırılarda Uluslararası Kızılhaç Örgütü merkezinin hedef alınmasını, ''yeniden yapılandırmaya yardımcı olanlara saldırı'' olarak niteledi ve Irak'ta uluslararası desteğe ihtiyaç bulunduğunu yazdı. Gazete, ''Bunlar fanatizmin klasik taktikleri. Geçmişte bu taktiklerin pek çok yerde ne kadar etkili olduğu görüldü. Irak'ta güvenlik önlemlerinin artırılması şart ancak bu tam bir koruma sağlamayacaktır. Terörizm, ancak, nefretin leş kokulu yuvasında beslenemediği zaman yenilgiye uğratılacaktır. Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden aldığı desteği kullanarak, komşu ülkeleri, terörle boğuşan, istikrarsız bir Irak'ın kendilerine de zarar vereceğine ikna etmeli. Teröre karşı savaşta şimdi asıl cephede mücadele başladı. Bu savaş kaybedilmemeli'' diye yazdı. ''İŞGAL SÜRDÜKÇE DİRENİŞ ARTACAKTIR'' Guardian gazetesinde bir makalesi yayımlanan Liberal Demokrat Parti'nin Lordlar Kamarası'ndaki lideri Shirley Williams, son gelişmeleri Irak'ta gelecekte yaşanacak terörün tohumları olarak niteledi. Barones Williams, görüşünü ''Bu ayın başlarında Kofi Annan 'işgal sürdükçe direniş artacaktır' demişti. Dün yaşanan saldırılar bu uyarının doğruluğunu ortaya koyarken, Amerikan ve İngiliz işgal güçlerinin karşı karşıya oldukları sorunları da bir kez daha hatırlattı. Bu, hiç başlamamamız gereken, şimdi ise nasıl sona erdireceğimizi bilemediğimiz bir savaşa dönüşüyor. Yapılan bazı iyi işlere rağmen, izlenen politikalar, Iraklılar arasında öfkeye neden oluyor ve şiddeti körüklüyor. Iraklılar, ülkelerinde neler olup bittiğinde söz sahibi olmak istiyorlar. Ancak bu, temel politikalar, sıradan Iraklıların ihtiyaçlarını dikkate almayan işgal güçlerince belirlendiği sürece gerçekleşemez. İngiltere hükümetinin, Amerikalı ortağıyla birlikte, gelecekte yaşanacak terör olaylarının tohumlarını atıp atmadığını düşünmesinin zamanı geldi'' sözleri ile aktardı. Financial Times gazetesi, Avrupa Birliği ülkelerinde Irak konusunda yapılan son kamuoyu yoklamalarının sonuçlarını aktardı. Buna göre, Avrupalıların büyük bölümü, Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ı işgaline ve Washington'un Irak'ı yönetmesine karşı çıkıyor. Gazete, ''Yapılan ankete katılanların yüzde 68'i Irak savaşının meşru olmadığını söylerken, savaşa destek verenlerin oranı yüzde 29. Irak'ın yeniden yapılandırılmasını Birleşmiş Milletler'in yönetmesinden yana olanlar, katılımcıların yüzde 58'ini oluştururken bu işi Washington'un yapması gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 18. Irak'ın işgaline en fazla karşı çıkan Avrupa Birliği ülkesi Yunanistan. Yunanlıların yüzde 94'ü savaşın haksız olduğuna inanıyor. Avrupalıların yüzde 65'i Irak'ın yeniden inşası için gereken harcamaların Amerika Birleşik Devletleri tarafından yapılması gerektiği görüşünde. Ülkeler arasında oranlarda büyük farklılıklar olsa da Irak'a asker göndermeye karşı olan Avrupalıların oranı yüzde 54'' ifadeleriyle belirtti. ''İKİ HIRSLI ADAMIN MÜCADELESİ'' Financial Times'ın başyazısı ise Rusya'da siyasi olduğu kadar ekonomik çalkantıya da neden olan işadamı Mihail Hodorkovski'nin tutuklanmasına ayrıldı. ''Rusya'nın hırslı oligarklarını ehlileştirmek'' başlığı altında gazete, Kremlin ve iş dünyasının uzlaşması gerektiğini yazdı. Gazete, ''Rusya'nın en zengin adamı Mihail Hodorkovski'nin tutuklanması, Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Hodorkovski arasında yaşanan güç mücadelesindeki son gelişme. Bu, bir açıdan iki hırslı adamın mücadelesi, diğer açıdan ise Rusya'nın ekonomik ve siyasi geleceğinin. Yaşanan son olay, Rusya'da gerçek bir demokrasinin yerleşmesinin ne kadar güç olduğunu da ortaya koydu. Putin yönetiminde siyasi kontrol Kremlin ve güvenlik servislerinde yoğunlaştı. Hodorkovski, kendisini liberal özgürlüklerin savunucusu olarak görse de Rus halkının güvenini kazanabilmiş değil. Ancak Putin ve güvenlik servisleri liberal demokrasi için daha büyük bir tehdit oluşturuyor. Putin, oligarkların, güçlü işadamlarının, politikada rol oynamaması gerektiğinde ısrar ederek hata yapıyor. Bundan da kötüsü, Rus güvenlik güçlerinin, tüm olası siyasi muhalifleri ortadan kaldırmak için kullanılması'' diye yazdı. Times gazetesinin dış haberler editörü Bronwen Maddox da bugünkü yazısında Rusya'yı ele aldı ve Hodorkovski'nin tutuklanmasının Putin'in siyasi geleceğini etkileyebileceğini yazdı. ''Bu, Putin'in yaptığı nadir hatalardan birisi. Ancak bu hata hem Rusya'nın başarısına hem Putin'in başkanlığına ml olabilir'' diyen Maddox yazısında, ''Hodorkovski, Kremlin içinde, ne çoğu eski KGB elemanları olan şahin kesime ne de eski Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin tarafından yaratılan daha liberal kesime kendisini sevdirebildi. Sıradan Ruslar içinse adı, özelleştirmeden zengin olan bir oligarktan öteye gitmedi. Ancak daha liberal çevrelerde ve iş dünyasında Hodorkovski'nin adı, Rusya hükümetinin ekonomik reformlarda başarıya ulaşmasıyla özdeşleştirilmiş ve Rusya'nın yatırım için güvenli bir ülke olduğu düşünülür olmuştu. Ancak Hodorkovski'nin tutuklanması bu çevreleri şoke etti ve Kremlin'in yasaları kendi avantajına esnettiği izlenimi verdi. Aralık ayında yapılacak parlamento seçimlerinde muhalefet partilerinin çok başarılı olması beklenmiyordu ancak Hodorkovski'nin tutuklanmasının ardından Kremlin'e duyulan öfke sandıkta ortaya çıkabilir'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:56

İLGİLİ HABERLER