LONDRA - İngiliz ve Avrupa gazetelerinde bugün yeralan haber ve yorumlarda, İngiltere ile Saddam Hüseyin arasında gizli iletişim, Almanya'nın doğu kesimine Avrupa Birliği yardımı ele alındı.
İngiliz gazetelerinden Independent, İşçi Partisi'nin tanınmış isimlerinden Robin Cook'un Avrupa ortak para birimi euroya geçişi ertelemenin söz konusu olamayacağı iddiasını manşete çıkardı. Gazete, Irak sorununda izlenen çizgi nedeniyle hükümetten istifa eden Cook'un hükümete euroya geçişe ilişkin kesin takvim ilan etmesi çağrısı yaptığını bildirdi.
Financial Times ise Avrupa Birliği'nin şirketlerin hizmetlerini Avrupa çapında vermelerini zorlaştıran ulusal sınırlamaları ortadan kaldırmayı planladığını bildirdi. Gazete ekonomik büyümeyi artırmaya yönelik bu planların, iş alemi ve tüketicinin sınırötesi rekabetin getirilerinden yararlanmasına olanak sağlayacağını yazdı. Gazeteye göre, Brüksel'deki yetkililer, kurulmasından bu yana geçen 11 yıl boyunca Avrupa Birliği ortak pazarının hizmet sektöründe başarısız olduğunu düşünüyor.
''İNGİLİTERE'NİN SADDAM İLE TEMASLARI''
İngiliz gazetelerinde geniş yer bulmaya devam eden konulardan birini Irak oluşturdu. Daily Telegraph'a göre, İngiltere en azından son iki yıl boyunca, gizli kanallardan Saddam Hüseyin yönetimiyle ilişkiye girerek, Irak krizini dindirmeye çalıştı. Gazete 2000 ve 2001 yıllarındaki girişimlerin zamanın Amerika Başkanı Bill Clinton'ın da desteğiyle yürütüldüğünü bildirdi. İngiliz gazetesine göre, aralarında Arap hükümetleri de olan aracılarla Saddam Hüseyin'e Birleşmiş Milletler'in silah denetçilerini geri kabul etmesi durumunda, yaptırımların altı ay içinde kaldırılacağı teklifinin ciddi olduğu iletildi.
Diğer bir İngiliz gazetesi Guardian ise Amerika'nın Irak'ta önümüzdeki ay geçici hükümeti oluşturmasını beklediği dokuz Iraklı'dan beşinin adını açıkladı. Gazeteye göre bu isimler arasında Irak Ulusal Kongresi Başkanı Ahmet Çelebi'nin yanısıra, Kürt liderler Mesut Barzani ve Celal Talabani de var. Guardian, bu iki Kürt lider dışındaki isimlerin sürgündeki Iraklılar olduğunu ve şu anda Irak'ta filizlenmekte olan siyasi oluşumlar ve dinsel hareketlerden hiç bir temsilcinin bunlar arasında bulunmadığını belirtti.
BLAIR'E DESTEK ARTIYOR
İngiliz gazetelerinden Times, Başbakan Tony Blair'e yaşgünü armağanını manşetten verdi. Başbakan bugün 50 yaşına basarken, Times yaptırdığı kamuoyu araştırmasında Blair'in liderliğine verilen desteğin hızla yükseldiğini bildirdi. Blair'in şubat ayına nazaran daha yüksek bir liderlik puanı aldığını belirten gazete, aynı süre içinde İşçi Partisi'ne verilen desteğin ise yeniden şubat başındaki düzeyine gerilediğini yazdı.
Irak'ın geleceğini değerlendiren Fransız gazetesi Le Monde ise Amerika'nın savaş sonrası Irak'ı uluslararası ilişkilere yeni yaklaşımının denemesi haline getirdiğini ileri sürdü. Gazete, ''Washington'un Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden en ufak destek bile istemeden, Irak'a uluslararası istikrar gücü gönderme arayışında'' olduğunu yazdı. Gazete Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve özellikle de güce asker vermeyi düşünen ülkeleri durumu daha dikkatli değerlendirmeye çağırdı. Bu gücün ''tümüyle bir hukuksal boşlukta faaliyet göstereceğini'' kaydeden gazete, bu gücün görev tanımının herhangi bir uluslararası otorite veya zaten henüz varolmayan, Iraklı bir siyasi otorite tarafından yapılmayacağını belirtti. Gazeteye göre, ''bu durum Irak için tehlikeli, gelecek için de korkunç bir örnek.''
El Mundo da İspanya'nın Irak'ta işgalci ülke olarak ciddi risklerle karşı karşıya geleceğini yazdı ve hükümete Birleşmiş Milletler'i bir kenara itmeme uyarısı yaptı. İspanyol gazetesi, Birleşmiş Milletler'in rolünü üstlenerek, Irak'ta bir kasırganın göbeğine girmek üzere olduklarını ileri sürdü. Gazete, siyasi geçiş süreci ve ülkenin yeniden imarı için kaynak kullanımı konularına meşruiyet kazandırmanın Birleşmiş Milletler'in işi olduğunu belirtti.
Fransız gazetelerine öne çıkan bir diğer konu da, öğretmenlerin emeklilik konusundaki anlaşmazlık yüzünden yaptığı grev oluşturdu. Le Figaro, öğretmenlerin emekli olabilmek için daha uzun süre çalışmak zorunda olmanın yanı sıra, sendikalarının tahmin ettiği gibi, uzun dönemde emekli maaşlarında büyük ölçekli kesinti yapılmasından korktuğunu yazdı. Ancak gazeteye göre sorun bundan ibaret değil, ''bütçe kesintileri ve adem-i merkeziyetçi politikalar'' da eğitim sektöründe sıkıntılara neden olan konular. Gazeteye göre, ''öğretmenler kamu kesiminde işten çıkarmalarda ilk darbeyi kendilerinin yiyeceğini düşünüyor.''
Belçika gazeteleri ise Yeşiller Partisi'nden iki bakanın başkent Brüksel üzerinde gece uçuşları nedeniyle istifasını ele aldı. De Standaard bakanların genel seçimden iki hafta önce istifasının Başbakan'a darbe vurduğu görüşünü savundu. Diğer bir Belçika gazetesi La Libre Belgique ise hükümetin gece uçuşu konusunu ele alma tarzını eleştirdi. Gazeteye göre gelişmeler, hükümetin adeta simgesi haline gelen ''tartışma kültürünün'' kaybolduğunu gösterdi.
''ALMANYA'NIN DOĞU KESİMİNE AB YARDIMI''
Alman gazeteleri Avrupa Komisyonu'nun, Doğu Almanya'ya Birlik'in genişlemesinden sonra da yardımların süreceği açıklamasını memnuniyetle karşıladı. Die Welt'e göre Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin Avrupa Birliği'ne girmesi ile birlikte, Birlik bir bütün olarak fakirleşirken, Doğu Almanya göreli olarak zenginleşecek. Gazete bu durum nedeniyle Doğu Alman bölgelerinin Avrupa Birliği tarafından belirlenen kademeler uyarınca en yüksek yardımı almaya devam edemeyeceğini belirtti. Gazeteye göre, Doğu Almanya'nın kötü ekonomik performansı yardımın sürmesini meşrulaştırdı, ancak doğu kesiminin gerçekten de refaha kavuşması için, Alman federal hükümetinin bölgenin rekabet gücünü artıracak avantajlar sunabilmesi gerekiyor. Die Welt bu tür avantajlara bir örnek olarak bu kesimlerin özel ekonomik bölge ilan edilmesini önerdi.
Diğer bir Alman gazetesi Die Tageszeitung da Avrupa Komisyonu'nun Doğu Alman yetkililerle görüşmeler sonunda yaptığı açıklamanın meşru olduğu görüşünü savundu. Gazete, ''nihayetinde bölgenin durumundaki değişiklik istatistiksel bir değişimden ibaret'' dedi ve Doğu Almanya'nın sorunlarının ortalama refah azaldı diye azalmayacağını belirtti. Gazete, ''Avrupa Birliği Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin sınırında yaşayan insanlara, siz hiç bir şey almayacaksınız, herşeyi Polonyalılar ve Çekler alacak derse, yanlış bir işaret vermiş olur'' dedi.
''BLAIR, SİYASİ ARENADA ATEŞLE OYNADI''
İsveç gazetesi Sydsvenska Dagbladet'e göre, ''yerinde duramayan ve enerji dolu'' bir kişi olarak nitelediği Blair, geçtiğimiz sonbahar ve kış boyunca siyasi arenada ateşle oynadı. Gazete, ''Blair Irak konusunda Amerika'ya destek vererek, kariyeri, makamı, tarih kitaplarındaki yeri yani elindeki herşeyle kumar oynadı. Tony Blair çoğu kişinin zannettiğinden çok daha büyük bir politikacı'' dedi. Gazete ''ancak acaba bu politika becerisi önündeki iki büyük sorunu çözmesine yetecek mi?'' diye sordu. Gazeteye göre bu iki sorundan biri, Başkan Bush'u İsrail-Filistin sorununa iki devletli çözümde yapıcı rol oynamanın gerekliliğine ikna etmek, diğeri ise İngiltere kamuoyunu sterlini bırakıp, euroya geçmeye ikna etmek.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:55