KAYNAK : Haber Vitrini
İSTANBUL- Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türkiye'de konutlarda zorunlu deprem sigortası yaptırma yüzdesinin 18.42 olduğunu belirterek, ''Bu çok düşük bir oran. Hala bir deprem ülkesinde yaşadığımızın farkında değiliz'' dedi.
DASK'ın düzenlediği Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasında gelinen noktanın değerlendirildiği basın toplantısında konuşan Işıkara, Zorunlu Deprem Sigortası'nın önemine işaret ederek, büyük depremlerde devletin yeterli kaynağı yaratamayabileceğini belirtti.
17 Ağustos depreminde yaygın bir hasar tablosu çıktığını, çok önemli iyileştirme çabaları yapılmasına rağmen hala iki senedir prefabrik konutlarda oturan vatandaşlar bulunduğunu söyleyen Işıkara, ''Türkiye'deki ekonomik krizin başlangıcı ne derseniz, ben 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri derim'' dedi.
Devletin 17 Ağustos'tan sonra getirdiği en önemli müesseselerden birinin Zorunlu Deprem Sigortası ve DASK olduğunu ifade eden Işıkara, ''Devlet olarak altından kalkılamayacak hasarların, risklerin transfer edilmesi gerek. Korunma bireyden başlar. Zorunlu deprem sigortası yaptırıp malımızı sigorta teminatı altına almalıyız'' diye konuştu.
DASK'ın gelecekte bir çalışması daha bulunduğunu söyleyen Işıkara, özellikle yeni yapılan binalarda yapı denetim sistemi iyi işlerse vatandaşa ''o denetim belgesini görmedikçe ev alma'' diyeceklerini ve o denetim belgesini görmedikçe sigorta yapmayacaklarını kaydetti.
Işıkara, bu şekilde deprem güvenli evlere kavuşulmuş olacağını anlattı.
Hiçbir vatandaşın mekanlarına güvenmediğini ifade eden Ahmet Mete Işıkara, ''Tayvan'da 6.8 deprem oluyor. İş kazasından 4 kişi ölüyor.
Biz neden bu düzeye gelmeyelim. Afyon depremi Pazartesi olsaydı can kaybımız çok daha fazla olurdu. Deprem bilinci yüksek bir toplum olmak çok önem taşıyor'' dedi.
En çok yaptıran il Ankara
Devletin 7269 sayılı kanundan ve ilgili diğer mevzuattan doğan konut kredisi açma ve bina yaptırma yükümlülüğünün, sigorta kapsamındaki binalarda deprem nedeniyle meydana gelen kayıp ve hasarlar sonucu uğranılan maddi zararlar için DASK tarafından tazminat ödenmesiyle birlikte ortadan kalktığını da hatırlatan Işıkara, Türkiye'de toplam 12 milyon 988 bin 665 konuttan, 2 milyon 392 bin 129'unda Zorunlu Deprem Sigortası yapıldığını belirterek, ''Tüm
Türkiye yüzdesi 18.42. Bu çok düşük bir oran. Biz hala bir deprem ülkesinde yaşadığımızın farkında değiliz'' dedi.
Işıkara, kamuoyunun deprem konusunda bilinçlenme yüzdesinin de buna paralel bir seyir izlediğini belirtti.
Bölgeler arasında en fazla deprem sigortası yaptıran bölgenin yüzde 29.39 ile Marmara Bölgesi olduğunu ifade eden Işıkara, Marmara Bölgesi'nde ilk sırayı yüzde 35.70 ile Yalova'nın aldığını, yüzde 33.85 ile İstanbul ve yüzde 28.10 ile Tekirdağ'ın sıralandığını belirtti.
Işıkara, Marmara Bölgesini yüzde 21.02 ile İç Anadolu, yüzde 16.63 ile Ege, yüzde 9.30 ile Akdeniz, yüzde 8.89 ile Karadeniz, yüzde 4.61 ile Doğu Anadolu ve yüde 3.20 ile Güneydoğu Anadolu bölgesinin izlediğini kaydetti.
Prof. Dr. Işıkara, Türkiye genelinde deprem sigortası yaptırma yüzdesi en çok olan iller sıralamasında yüzde 39.48 ile Ankara'nın birinci sırada yer aldığını, bunu yüzde 35.70 ile Yalova'nın, yüzde 33.85 ile İstanbul'un izlediğini vurguladı.
Işıkara, 17 Ağustos depremini hisseden illerde hissetmeyenlere kıyasla daha çok deprem sigortası yapıldığını söyledi.
Afyon'da depreme rağmen bu oranın yüzde 7.29 olduğuna işaret eden Işıkara, çok sık depremlerin yaşandığı Eğe Bölgesi'nde Zorunlu Deprem Sigortasının düşük olmasının da kendisini şaşırttığını kaydetti.
"Bu sigortaya sahip çıkmalıyız"
''Toplum olarak bu sigortaya sahip çıkmalıyız'' diyen Işıkara, ''Günde 100 bin lira, yılda 36.5 milyon lira ile konutlarımızı sigorta teminatına alabiliriz. Yıllık 35 milyon lira ile ortalama 28 milyar lira bir teminata kavuşuyorsunuz'' dedi. Milli Reasürans T.A.Ş'nin Genel Müdürü ve DASK Yönetim Kurulu Üyesi Cahit Nomer de, bunun bir sigorta sistemi olduğunu, zorunlu tasarruf sigortası ile uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını belirtti. Zorunlu Deprem Sigortası'nın az olmasının bilinçsizlikten kaynaklandığını ifade eden Nomer, bir gazetecinin ''TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenen Zorunlu Deprem Sigortası tasarısının DASK'ın özerkliğini ortadan kaldıracağı endişeleri var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' şeklindeki bir soruya, böyle bir şey olacağını zannetmediğini belirterek, ''Eğer olayda politik ağırlık görürsek ve kontrolümüzden çıktığını görürsek biz bu işten çıkarız'' dedi. Ahmet Mete Işıkara da Nomer'in bu görüşlerine katıldığını bildirdi. DASK Genel Koordinatörü Hüseyin Yunak da, 20 Eylül 2000 tarihinde başlayan Zorunlu Deprem Sigortası uygulaması çerçevesinde toplanan fonların amaç dışı kullanımının mümkün olmadığını, bu fonların çeşitli yatırım alanlarına yönlendirildiğini söyledi. Afyon depreminde 29 Mart 2002 tarihi itibariyle 1403 poliçe sahibine ödenen tazminat miktarının 1 trilyon 656 milyar lirayı aştığına işaret eden Yunak, Zorunlu Deprem Sigortası'nın yeni bir tür vergi olmadığını, depremin yol açtığı zararların karşılanmasını sağlayan bir sigorta sistemi olduğunu belirtti. Uluslararası reasürans piyasalarında, içinde bulunduğumuz dönem itibariyle toplam 840 milyon dolar tutarında bir reasürans koruması satın alınarak, sistemin tazminat ödeme gücünün, mevcut fonlarının çok üzerine 1 milyar dolara çıkartıldığına da işaret eden Yunak, konutları güvence altına almanın tek yolunun zorunlu deprem sigortası olduğunun kamuoyununa bir an önce anlatılması gerektiğini kaydetti. Basın toplantısında ayrıca Zorunlu Deprem Sigortasını tanıtan Sinan Çetin'in yönettiği ve Ahmet Mete Işıkara'nın da rol aldığı televizyon reklam kuşaklarında yayınlanacak 90 saniyelik filmin ilk gala gösterisi de gerçekleştirildi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:15