İsmail Hakkı Pekin : Levent Göktaş namaz kılar, Kuran okurdu. Büyükanıt onu istemedi
İstihbarat Daire Başkanı Pekin, Levent Göktaş'ı anlattı! Aytaç Yalman, İlker Başbuğ, Yaşar Büyükanıt, hepsi bu anlatımda...
KRT TV canlı yayınında konuşan Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Hablemitoğlu cinayetinin zanlısı olarak aranan firari Levent Göktaş'a ilişkin bildiklerini anlattı.
Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Hablemitoğlu cinayetinin zanlısı olarak aranan firari Levent Göktaş'a ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
KRT TV canlı yayınında konuşan Pekin, Levent Göktaş’a ilişkin açıklamasında, "2003 yılında Genelkurmay Personel Dairesi Başkanlığı görevinde iken, Özel Kuvvetler Genelkurmay İkinci Başkanı'na bağlıdır, o zaman da Yaşar Büyükanıt İkinci Başkandı. Bana 'Levent Göktaş’ı Özel Kuvvetler’den alın ve başka pasif bir birliğe verin' dedi. Biz de başka birime verdik." dedi.
'Büyükanıt, İlker Paşa'yı aramış..'
İsmail Hakkı Pekin şöyle devam etti:
Büyükanıt o sene Birinci Ordu komutanı oldu. Askeri Şuradan sonra o gidince Genelkurmay İkinci Başkanlığı'na İlker Başbuğ geldi ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na da Aytaç Yalman geldi. Bir gün Levent’i, Aytaç Yalman’ın yanına girerken gördük. Beni çağırdı ve 'Levent’i tekrar Özel Kuvvetler’e tayin edin', dedi. O zaman İkinci Başkan istemişti, dedim. O da 'Özel Kuvvetler’de aktif bir yere değil de daha pasif bir yere tayin edin', dedi. Öğretim görevliliğine aktardık. Arkasından İkinci Başkan İlker Paşa bir-bir buçuk ay sonra 'Levent’in tayinini kim yaptırdı', diye sordu. Anlattım, 'peki tamam' dedi. Sonra anlıyorum ki, Büyükanıt, İlker Paşa'yı aramış 'onu niye aldın' gibi laflar söylemiş.
Büyükanıt, 2004 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı oldu, ek işi de Levent’i o görevden almak oldu. Özel Kuvvetler’deki öğrenim başkanlığı görevinden alınınca Levent de istifa etti ve emekli oldu. Avukatlığa başladı. Hatta yanında da daha sonra onla beraber cezaevine giren iki kişi daha vardı. Biri Serdar Öztürk, biri daha vardı. Daha sonra o da onun avukatlığını yaptı. Sonrasını takip etmedim.
2006’da Genelkurmay Karargahı'na İstihbarat Daire Başkanı olarak geldim. Orada evrakların arasında Levent ile ilgili birtakım değerlendirmeler gördüm. O değerlendirmeler neyle ilgiliydi ondan bahsetmeyeceğim ama Genelkurmay Başkanlığı Levent’le ilgili, Milli İstihbarat Teşkilatı’na bir yazı yazmış, o yazıda diyor ki “Bu adamı takip edin, bu adamın yaptığı faaliyetleri vs bize bildirin”. Onlar da özellikle Kazakistan ve Türkmenistan’daki faaliyetlerini bildirmişler. Belki hala duruyordur, bu konuda Milli İstihbarat Teşkilatı’nda gerekli bilgi vardır.
Daha sonra Levent’i cezaevinde gördüm, aynı suçtan yargılandık, biz “internet andıcı” davasından yargılanırken, Ergenekon torbasında beraberdik. Gerçekten orda anlatıldığı gibi namazını kılar, Arapça biliyor, Kuran’ı tercüme eder. Bir ara Haberal ile beraber aynı yerde kaldılar. Kendisine o zaman sormuştum, niye cezaevine girdin, ne alakan var gibilerden, cevap vermedi.
İnan Kıraç’ın Korkmaz’dan aktardığı 55-60 milyar bir para var, Levent’in hesabına geçen hisseler var. Burada da Levent’in iki tane ofisi var. Avukatlık yaparken çok farklı şeylerle irtibatlı, avukatlık yaparken bir takım iş bitirici faaliyetlerde bulunmuş, arabuluculuk faaliyetleri, belki alacak verecek arasında birtakım faaliyetlere bulaştığını görüyoruz.
'Tek başına yapabileceğini sanmıyorum'
Özel Kuvvetler içinde belli bir seviyeye ulaştığınızda, birtakım insanlar özel kuvvetlerdeki yetenekli insanlardan faydalanmak isteyebilir. Maalesef Özel Kuvvetler'de görev yaparken, bazı Özel Kuvvetler çalışanlarının petrol işiyle, silah işiyle uğraşan kişilerle Kuzey Irak’ta; Suriye’de Kazakistan’da, diğer yerlerde iş birliği içinde oldukları açık. Bunları Milli İstihbarat Teşkilatı biliyor. Kimin kimle görüştüğünü ne yaptığını ortaya çıkartır. Levent konusunda da bu ve buna benzer bir şeyler olabilir, diye düşünüyorum. Bizzat gözümle görmedim ama cezaevinden çıkıyor ofisler açıyorsun, saraya yakınlığından-birilerini tanıdığından bahsediyorsun gelene gidene…Bunlar hep duyduğumuz şeyler. Levent’in bu işi tek başına yapacağını sanmıyorum, başka birileri de var. Yakalanan Nuri’nin (Gökhan Bozkır) 7 sayfalık ifadesi var, o ifadede nedir ne değildir var, burada söyleyemem. Başkaları da var.
Bana göre bu durum niye çıktı, son dakikaya kadar neden beklendi? Zaman aşımına 3 ay kalmış, zamanlama açısından, hedef Özel Kuvvetler diye düşünüyorum. Suriye’de ve Irak’ta başarılı olan Özel Kuvvetler’in karalanmak istendiğini, tasfiyesinin istendiğini düşünüyorum.,
Özel Kuvvetler’in özel önlemlere ihtiyacı var. Kirli bir yapı ortaya çıkıyor, kirli yapıyı önlemek için oraya çok etkili insanları tayin etmeniz lazım, 2002’den itibaren bakıyoruz atamalar uygun değil. Bir terslik var, orayı bilmeyen birileri atanmış. Ondan öncesinde de iki kişi var, ismini vermeyeceğim ama onlar vasıtasıyla Özel Kuvvetler şucu-bucu diye ikiye ayrılmış. Herkesin bir grubu oluşmuş. Dolayısıyla kontrol elden kaçmış. Önemli yerlerde görev yaparken, oraya ticaret yapan kişilerle tanışmışlar, beraber olmuşlar, devletin verdiği görevleri yaparken bir miktar kendilerine de çalışmışlar. Dolayısıyla kanunsuz işlere girişmişler, bir kısmı. Özel Kuvvetler’in yüzde 95’ini tenzih ederek söylüyorum. Ama bir kısmı böyle. Saddam konusu çıkmış, paletlerle paraların Adana-Mersin’e aktarıldığı, dedikodular oluşmuş, bütün bunlara bakmak lazım, incelemesi gerekiyor.
Epey kirlenmiş bir durum var, bunun açığa çıkması gerekiyor; Levent Göktaş “Konuşursam tuğla çekilir” demiş. Yani bir tuğla çekildiği zaman açığa çıkar, çekilmesi lazım.
LEVENT GÖKTAŞ KANDİL'DE
Habertürk Gazetesi'nin haberine göre, mahkemede askerini fişlemekle suçlanan Levent Bektaş , ‘O üsteğmenle birlikte PKK’ya sızdık. Beraber çatıştık. Birlikte çatıştığım askeri niye fişleyeyim. İddiaları içeren DVD’yi bir polis görev yaptığım büroya koydu' diye konuştu.
Levent Göktaş, Mahkeme’ye sunduğu fotoğrafın 6 ay kaldığı Kuzey Irak’ta kaldığı Link Dağı’ndan çektiğini söyledi.