SERDAR TURGUT-AKŞAM
İSMET ÖZEL NOSTRADAMUS MU?
Şair İsmet Özel''de inanılmaz bir geleceği görme kudreti var. Bu öyle bir güç ki, adeta kendisi bu ülkede olup bitecek olayları çok önceden görüp yüreğinde hissediyor ve kendi pozisyonunu da toplumun gelecekteki durumuna hazırlıyor gibi davranıyor. Onun kişisel tarihini bir hatırlayın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bir zamanlar keskin bir solcu olmuştu. Gerçi Türkiye hiçbir zaman solcu olmadı ama solculuk neredeyse bir moda oldu, bu da bir gerçek. Hatta öylesine bir moda oldu ki solculuk, bu memlekette zaman içinde düşünür olabilmek solcu olmayla özdeş sayıldı. Sonra neredeyse bir gün içinde İsmet Özel ''dinci'' olarak nitelendirilebilecek söylemle kamuoyunun karşısına çıktı, olanları da biliyorsunuz, sonunda AKP''nin iktidara gelmesiyle sonuçlanan sürece girildi.
Şu aralar İsmet Özel''de başka bir değişim yaşanıyor, bunu da hepimiz izli-yoruz. Şimdi söylemi ise hafif deyimiyle ''otoriter milliyetçi'' biraz daha ağır nitelendirmeyle ''faşist'' olarak nitelendirilebilecek tavırlardan oluşuyor. Geçmişte yaşadığımız deneyden yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; eğer gerçekten İsmet Özel''de toplumun gidişatını çok önceden hissetme gibi özel bir duyarlılık varsa, Türkiye''de yakında ciddi bir otori-ter milliyetçi yöne gidişat yaşayacağımızı söyleyebiliriz.
Aslında bu yönde bir gidişat olacağı yolunda birçok işaret de var ortada, halk milliyetçi söylemlere inanılmaz destek veriyor, ''Kavgam'' gibi tuhaf bir kitap best-seller listelerine girebiliyor, bugünkü manşetimizde okuduğunuz üzere sonunda iki çocuğun belki de oyun diye yaptıkları iş, tüm ülkeyi ayağa kaldıran provokas-yona dönüşebiliyor. Evet görünen o ki; İsmet Özel bu kez de üçüncü defa özel yeteneğini güzel kullanarak gidişatı önceden tespit etmiş durumda.
Aslında bende İsmet Özel''de olduğu gibi türde bir özel yetenek ne yazık ki yok; ancak ben de bu ülkede çok yakında milliyetçi tepkinin ortaya çıkacağını beklemekteydim. İşte o tepkiye hazırlıksız yakalanmamak için bu gazetenin başına geldiğim günden bu yana milliyetçilik anlayışını yeniden sorgulamak ve tanımlamak üstüne yazılar yazdım. Benim mo-dern milliyetçilik muhafazakarlık diye tanımladığım düşünce biçimi, bence bu ülkenin geleceğini kurtarma gücüne sahip olan bir fikirdi. Milliyetçiliği eski tanımıyla ortada bırakırsanız bu sadece tepkisellik düzeyinde kalır, tepkisellik ise kolayca provokasyonlara düşme potansiyelini içinde taşır, nitekim son günlerde bu da yaşanmıştır. Öte yandan modern milliyetçilik, ülkenin çıkarları için nasıl davranılması gerektiği yolundaki ipuçlarını verir insana. Tepkisel olmadan rasyonel, sakin düşünmenin ipuçlarını modern milliyetçi düşüncede bulabiliriz biz. İki çocuk provokasyona itildi diye tüm ülkenin çalkantıya düşmesine izin vermez modern milliyetçiler, çünkü düşülen provokas-yonun sonunda ülke çıkarlarının zedelenmesi ile sonuçlanacağını bilir bizim gibi insanlar. Kanımızın son damlasına kadar da savaşmayı biliriz gerekirse ama beynimizin son hücresine kadar savaşmak, bizim yaşam biçimimize ve çağın gerekle-rine daha uyar. Bu nedenlerden dolayı umarım ki İsmet Özel''in geleceği görme yeteneği bu sefer doğru çıkmaz, çünkü otoriter bir sisteme doğru gitmek Türkiye''nin çıkarlarına hizmet etmeyecektir. Milliyetçiliğin ve muhafazakarlığın yanına bir de moderniteyi ekleyemeyen Türkiye''yi bekleyen ise maalesef totaliter bir sistemdir. Demokratik Türkiye''nin bir bölge gücü olarak varlığını sürdürebilmesi moderniteyi içgüdüsel davranışlarına eklemekten, içgüdülerini modern düşünceyle eğitmesinden geçer. Bunun başka yolu da gözükmemektedir. Tekrar ediyorum; bu kavramları acilen tartışmamız gerekiyor. Dahası bu kavramların bazı kronik sorunlarımıza geleneksel ve artık tıkanmış görünen tavırlarımızda, alışkanlıklarımızda ne tür değişiklikler gerektirdiğini ise ileride bazı yazılarda açmaya ve tartışmaya sunmaya çalışacağım.
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:21
