Ekonomi
  • 26.2.2003 17:11

İSO BAŞKANI: ENFLASYONLA MÜCADELENİN BEDELİ İŞSİZLİK OLMAMALI

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, enflasyonla mücadelenin bedelinin işsizlik ve düşük büyüme olmaması gerektiğini söyledi. İSO Başkanı Tanıl Küçük, İSO Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2003'te TEFE için öngörülen yıllık fiyat artış oranının yüzde 17.4 olduğunu, bunun yüzde 5.6'sının daha ilk ayda gerçekleştiğini belirterek, ''Geriye kalan 11 ayda, ortalama yüzde 1.1'lik fiyat artış hedefini yakalamanın zorluğu ise ortadadır'' dedi. İSO olarak enflasyonla mücadeleye her zaman büyük önem verdiklerini dile getiren Küçük, enflasyonla mücadelede önemli bir başarı elde edilmiş olsa da yüzde 30'lar düzeyindeki enflasyonun hala çok yüksek bir oranı olduğunu vurguladı. Mücadelenin asıl zor kısmının bundan sonrası olduğunu belirterek, enflasyonun tek haneli rakamlara inmesinin ve bu tek haneli rakamın sürdürülebilir olmasının hedeflenmesini isteyen Küçük, şöyle dedi: ''Gelişen ekonomilerde, enflasyondan en çok tarım kesimi ve ücretliler etkilenirken, Türkiye örneğinde enflasyon, en büyük darbeyi ekonominin kalbi olan imalat sanayine vurmuştur. Faaliyet kolları itibariyle milli gelir istatistiklerine bakıldığında, son 15 yılda zımni fiyat deflatörü en düşük olan sektörün imalat sanayi sektörü olduğu görülmektedir. Bunun anlamı ekonomide meydana gelen fiyat artışlarından en az pay alan sektörün imalat sanayi sektörü olduğudur.'' İmalat sanayinin karının, yatırımlar için kaynak olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydeden Küçük, Merkez Bankası ne kadar kararlı olursa olsun, enflasyonla mücadelede tek başına başarılı olması mümkün olmadığını kaydetti. Küçük, ''Enflasyonla mücadelede belirleyici diğer unsur, siyasi iradenin elinde bulunan kamu maliyesidir. Yani, mali disiplinin korunmasıdır'' dedi. AYNI HATA TEKRARLANMAMALI 2002'deki kadar olmasa da Türkiye'nin geçmişte de enflasyonla mücadelede bazı başarılar elde ettiğini ancak popülist alışkanlıklar neticesinde mali disiplinin kısa sürede gevşediğini ve mücadelenin sonuçsuz kaldığını vurgulayan Tanıl Küçük, ''Artık aynı hata tekrarlanmamalıdır. Türkiye'nin böyle bir lüksü yoktur. Aksi takdirde çok daha büyük bunalımlarla karşılaşmak, kaçınılmaz olacaktır'' diye konuştu. Küçük, Irak'taki gelişmeler başta olmak üzere, ekonominin 2003'teki performansına yönelik iç ve dış risklerin varlığının tartışmasız olduğunu belirterek, enflasyondaki olumsuz başlangıca rağmen, TİM kayıtları, ocak ayı ihracatında yüzde 41.1 oranında artış gerçekleştiğini gösterdiğini hatırlattı. Bu durumun, iç talebin yok olduğu, hatta adeta öldüğü bir ekonomide, ihracatçı sanayicinin hem kendini, hem de ülke ekonomisini sürüklemeyi hala başardığı anlamına geldiğini kaydeden Küçük, şunları söyledi: ''Anca, her zaman ifade ettiğimiz üzere, ihracat yapan sanayici hiçbir karlılık yaratamamaktadır. Rekabet artık ayakta kalabilmek haline gelmiştir. İhracatçı sanayici bu zorluklar içindeyken, diğer tarafta iç pazara dönük, ihracatta ağırlığı olmayan sektörler krizden doğan kayıplarını hala telafi edememişlerdir. Dışsal riskler göz önüne alındığında, 2003'te büyüme sağlanabilmesi için iç pazarın ve imalat sanayinin iç pazara yönelik sektörlerinin harekete geçirilmesi zorunluluğu ortadadır. İç talep artışının enflasyonla mücadeleye zarar vermemesi için, yalnızca talep değil, aynı zamanda arz da artırılmalı, yani üretim de canlandırılmalıdır. Enflasyonla mücadelenin bedeli işsizlik ve düşük büyüme olmamalıdır. Enflasyonla mücadele ve büyüme birbirine zıt amaçlar değildir. Bu iki hedef birbiri ile bağdaşır.'' Enflasyonla mücadelede mali disiplinin korunması, yapısal reformların devam etmesi ve kamunun zam yapma refleksinden vazgeçmesi çok önemlidir.'' TEK ROTA ÜRETİM-BÜYÜME Tanıl Küçük, özellikle iç talebin canlanması durumunda, özel sektörün, enflasyonist geçmişten gelen fiyatlandırma alışkanlıklarını unutmasının da önem taşıdığını belirterek, istatistiklerin, imalat sanayinin bu konuda, en ölçülü davranan kesim olduğunu gösterdiğini vurguladı. Ekonominin tüm aktörlerinin, fiyatlandırma alışkanlıklarını gözden geçirerek enflasyonla mücadeleye katkıda bulunması ve sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini kaydeden İSO Başkanı Küçük, ''Unutulmamalı ki, enflasyonla mücadelenin kazanılması, uzun vadede tüm ülkenin yararınadır. Fırtınalı sularda, hep birlikte yol aldığımız bu gemiyi, güvenli limanlara taşımak bizlerin elindedir. Her zaman söylediğimiz gibi, bu zor yolculukta güveneceğimiz tek pusula, takip edeceğimiz tek rota, rekabet gücünü sürekli geliştirebilen bir üretim ve buna bağlı sürdürülebilir büyümedir'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:26

İLGİLİ HABERLER