İsrail’in Tel Aviv kentindeki evinde ölü olarak bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı’nın İsrail’deki temsil ve irtibat görevlisi Enis Baştürk’ün (32) ölümündeki esrar perdesi aralanamadı. Yakınları, Baştürk’ün evinde intihar mı ettiği, yoksa intihar süsü verilmiş bir suikasta mı kurban gittiğini merak ediyor. Yakınlarını şüphelendiren ilk olay, İsrail ve Türkiye’de resmi kayıtlara intihar olarak geçen ölümde, MİT’in ‘otopsi yapmayın’ uyarısına rağmen İsrail’in cesede otopsi yaptığı iddiası.
Enis Baştürk’ün cesedi otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na getirildiğinde kurşunun girdiği alnın üst orta noktasındaki derinin estetiklenmiş, et parçasının alınmış ve midesinin yıkanmış olduğu görüldü. İsrail’deki otopsiyle kafaları karışan Baştürk ailesinin şüphesi, bir subay tanıdıklarının şu sözleri ile derinleşti: “Askerdeki intiharlara beni gönderirler. Ben şimdiye kadar alnının üst ortasına sıkarak intihar eden birini görmedim.” Yakınları, geçen mayıs ayında ölü bulunan Baştürk’ün intihar ettiğine inanmıyor.
Baştürk’ün yakını, “Enis intihar edecek biri değildi. ‘İntihar etti’ denildiği gün telefonla konuştum, bir şeyi yoktu. Bize ‘intihar’ dediler, ama en başından beri çelişkili bilgiler verdiler. Ölümü konusunda çok tereddütlerimiz var.” şeklinde konuşuyor. Yakınları, şakak yerine alnın üst ortasından kurşunun girmesi, MİT’e rağmen İsrail’in cesede otopsi yapması, evdeki 2 takım elbise, yatak odasındaki yatak, koldaki künye ve mücevher setinin kaybolması, önce ‘kalp krizi geçirdi’, sonra ‘intihar etti’ denilmesi gibi çelişkiler yüzünden Enis Baştürk’ün intihar ettiğine inanmıyor.
Baştürk’ün cesedi üzerindeki tartışmanın benzeri bir yıl önce de yaşanmıştı. Uluslararası Geçici Mevcudiyet Grubu’nda görevli Türk binbaşı Cengiz Toytunç da İsrail’in işgal altında tuttuğu El Halil kentinde açılan bir ateş sonucu hayatını kaybetmişti. İsrail’in Türk subayına otopsi yapma talebini Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) reddetmiş, otopsi Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) yapılmıştı. Şehit binbaşının cenaze töreninde dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, İsrail büyükelçisinin elini sıkmamıştı. İlk otopsiyi İsrail’in yaptığı Enis Baştürk’ü de, MİT, şehitlerine uyguladığı bir cenaze protokolüyle Türk bayraklı bir tabut içinde İstanbul’da toprağa verdi. İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan sızan bilgilere göre Baştürk’ün cesedine, kuruma gelmeden önce müdahalede bulunulmuştu. Kurşunun girdiği yer olan alnın üst orta kısmındaki deri estetiklenmiş, et parçaları alınmış, mide de yıkanmıştı. Bu yüzden Adli Tıp, kurşunun giriş yerinin yanı sıra kafa içinde izlediği seyir ve doğrultu üzerinde de durarak olayı aydınlatmaya çalıştı. Kurşunun kafatası içinde izlediği seyir de dikkate alınarak olayın intihar olduğu rapor edildi. İntihar raporunu düzenleyen kurum yetkilisi, cesedin İsrail’den otopsisiz geldiğini savundu.
Bu sorulara cevap aranıyor?
Enis Baştürk evinde ölü bulunduğunda eşi ve 5 yaşındaki oğlu Türkiye’deydi. Eşi olaydan sonra eşyalarını toplamak için Tel Aviv’e gittiğinde yatak odasındaki yatağın evde olmadığını gördü. Başından beri yakınlarına Baştürk'ün, oğlunun yatağında intihar ettiği söylendi. Evdeki yatak nereye gitti?
Eşi, Enis Baştürk’ün 2 takım elbisesi ile kolundaki altın künye ve kendi mücevher setini de evde bulamadı. Ev dağınıktı, didik didik edilmişti. Kapı arkadan sürgülü olduğu halde intiharın gerçekleştiği belirtilen evdeki bu eşyalar nerede?
Enis Baştürk, yakınları ile en son 30 Nisan’da görüştü
Türkiye’deki yakınları Enis Baştürk ile en son 30 Nisan Çarşamba günü görüştü. Aynı gün akşam haberlerinde Tel Aviv’de bir patlama olduğunu duyunca merak edip yine aradılar. Ancak bu saatten sonra Baştürk'ün ne ev telefonu, ne de her zaman açık olan cep telefonu cevap verdi. Ertesi gün Tel Aviv’deki Türk Büyükelçiliği’ni arayan yakınına bir görevli, “Merak etme ben bugün onu gördüm.” dedi. Ancak o gün Baştürk kayıptı ve Türk görevliler hararetle ona ulaşmaya çalışıyordu.
2 Mayıs Cuma sabahı 07.30’da Baştürk'ün evindeki telefona çıkan Türk görevli, yakınına, “Enis yatağında kalp krizi geçirdi. Şu an hastanede. 1 saat sonra görüştürürüz.” dedi. Biraz sonra da Enis’le görüşmeyi bekleyen yakını onun kalp krizinden öldüğü haberini aldı. Aradan günler geçtikten sonra yakınları Enis’in kalp krizi geçirmediğini, ateşli silahın, başında açtığı kurşun yarasıyla öldüğünü, gayriresmi kaynaklardan öğrendi. Sonunda yetkililerden “Beylik tabancasıyla intihar etmiş.” cevabı alındı. MİT görevlileri Baştürk’ün yakınlarına onun intihar ettiğini anlattı. Ancak inandıramayınca, “Bütün dosyayı önünüze seremeyiz.” cevabı verildi. Yakınlarına göre, Enis Baştürk, ağustosta Türkiye’ye geldiğinde “anlatacakları olduğunu” söylüyordu. 30 Nisan Çarşamba gecesi intihar ettiği söylenirken, daha ilerisi günler için planlanmış görüşme, randevu ve buluşmaları vardı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:13