
İSTANBUL'UN BİR BÖLÜMÜ YIKILIP YENİDEN YAPILACAK
SERKAN TÜRKİSTANBUL - İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul'un belki de önemli bir bölümünün yıkılıp yeniden yapılması gibi bir olayla karşı karşıya olunduğunu belirterek, "Depremin meydana getirdiği sonuçları afete dönüştürmeden iyi bir kriz yönetimi, iyi bir müdahale yönetimi, iyi bir planlama ile bunun altından kalkacağımızı umuyoruz" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Uygulamalı Sistemler Analizi Uluslararası Enstitüsü, Kyoto Üniversitesi Afet Önleme Araştırma Enstitüsü ve Dünya Bankası Enstitüsü desteğiyle düzenlenen "Uluslararası Bütünleşik Afet Riski Yönetimi" konulu konferansta konuşan Güler, 17 Ağustos depreminin ardından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Güler, depremde İstanbul'da 981 kişinin öldüğünü, 81 binanın enkaza dönüştüğünü hatırlatarak, "Depremin ardından bir Afet Yönetim Merkezi kuruldu. İstanbul'un sismik riskinin azaltılması projesi ağırlıklı olarak Dünya Bankası kaynaklarından yürütüldü. Yeni yapılacak 'deprem hastanesi' diyebileceğimiz deprem sırasında da yoğunlukla kullanılabilecek, ana yollara, demiryolu, havayolu, deniz yoluna rahatlıkla entegre olabilecek hastane projeleri şu anda hazırlanmış durumda. Bu hastanelerden biri Seyrantepe'de, biri Haydarpaşa'da, biri de Marmara Üniversitesi'nin yapmakta olduğu hastane. Bunlar deprem sırasında da yoğunlukla kullanılabilecek hastaneler" dedi.
Güler, 2010 yılına kadar sürecek sismik riskin azaltılması projesine de değinerek, bu projenin mali kaynaklarının Dünya Bankası'ndan sağlandığını, şimdiye kadar merkezden yürütülen çalışmaların bundan sonra yerinden yürütüleceğini belirterek, "İl Özel İdaresine bu kaynak doğrudan aktarılmıştır. 400 milyon dolarlık bir anlaşmadır. 3 Şubat 2006'da yürürlüğe girdi" şeklinde konuştu.
"Deprem Master Planı"nın İstanbul için önemli yol haritası olduğunu, kentin tümünü ele alan bir plan yaklaşımı bulunduğunu anlatan Güler, "Geçmişte bin 500 kilometrekare alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğundayken, bugün 5 bin 200 kilometrekarelik bölümü plan sınırları içine alınmıştır. Uygulanacak planlarla bütün kent kontrol altına alınacaktır. Bundan sonraki yapılar, deprem riski taşımayan yapıya dönüşmüş olacaktır" ifadelerini kullandı.
Vali Güler, "Depremi önlemek bizim elimiz değil ama afete dönüşmesini önlemek bizim elimizdedir" diyerek konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu sebeple halkın tehlikelere karşı bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Bunun için de onlara yol gösterilmesi gerekmektedir. Depremde hasar gören yapıları iyileştirme bu yapıları sağlamlaştırma, bazen büyük bir alanda yapıların tamamını kapsayacak bir sorun olarak önümüze çıkabilir. Yani bir binanı sağlam olması yetmiyor, yanında bulunan binanın da sağlam olması lazım. Sokaktaki bütün binaların da sağlam olması yetmiyor. Bir başka sokaktakilerin de sağlam olması lazım. Hepsi sağlam olsa onlara açılan yolların köprülerin, viyadüklerin sağlam olması lazım. O halde bir bütün içerisinde planlama yapmak gerekiyor. Bununla ilgili yasal düzenlemelere de ihtiyacımız var. Bununla ilgili olarak da gerekli hazırlıklar yapıldı. Yani İstanbul'un belki de önemli bölümünün yıkılıp yeniden yapılması gibi bir olayla karşı karşıyayız. Tabi bu önemli bir kaynaktır. Ama en sağlıklı çözüm bu şekilde olacaktır. Yani depreme karşı önlem almak mümkündür. Ama depremin sonuçlarını afete dönüştürmeden iyi bir kriz yönetimi, iyi bir müdahale yönetimi, iyi bir planlama ile bunun altından kalkacağımızı umuyoruz. Yarın 17 Ağustos, bunun çok önemli olayları, aklımıza getirdikleri var. Yaşanan olayların bir daha yaşanmaması anlamında daha dikkatli olunması gerekiyor. Burada da en önemli konu eğitimdir".
Depremde hasar gören okulların yıkılmasına karar verildiğinde vatandaşların tepkisiyle karşılaştıklarını dile getiren Güler, yıkılan okulların yerine 8-9 ay gibi bir sürede daha sağlam daha büyük, daha eğitime elverişli binaların yapımının ardından vatandaşların tepkisinin de değiştiğini, bunun gerekli olduğunu, vatandaşların bunu fark ettiğini belirtti.
Basın mensuplarının "Kentsel Değişim Projesi" kapsamında İstanbul'un yıkılıp yeniden yapılması ile ilgili sorularını yanıtlayan Güler, "Kentsel değişim dediğimiz olay depremde hasar gören büyük ve orta ölçekli binaların onarılıp güçlendirilmesi, yerine onların yıkılıp yeniden yaptırılmasıdır. Şu an Zeytinburnu İlçesi'ndeki incelemede ortaya çıkan sonuç o bölgedeki binaların yıkılıp yeniden yapılmasını zorunlu kıldı. Bunu diğer ilçelerde de orta ve uzun vadede düşündüğümüzde depreme karşı en iyi çözüm yıkıp yeniden yapmaktır. Yıkıp yeniden yapılma işlemi İstanbul'un 10 ilçesinde daha yapılacaktır. Bunun büyük bir maliyeti var. Fakat yapılan binaların yanında yapılacak iş merkezlerinin bunu telafi edeceğini düşünüyorum" dedi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:02