Medya
  • 6.1.2005 14:43

İŞTE 2004'E DAMGASINI VURAN MEDYA OLAYLARI VE İSİMLERİ

Yeni yıl yazıları mevzuları bitti nasılsa rahatım. Şöyle ortaya karışık bir şey yazmanın zamanı. Çünkü Serdar Turgut yazısı hala durmakta. Kendisi iyileşti, yeni muhafazakarmilliyetçiöncevatancı ideolojisini bile açıkladı. Benim yazı eskidi yani. Şu anda Medyafaresi.com'da bir oylama yapılmakta ve şahsımızda orada en çok okunanlar bölümünde bir hayli oy almaktayken, yaptığımız ayıp..

Mazeret sayılmaz belki ama yılın son günleri bu gariban için ızdırap verici yoğunluktaydı. O telaş içinde geçen yılın en önemli medya olayları ne diye aklımdan geçirince ortaya şu tablo çıktı.


Cem Uzan Vakası: Cem Uzan geçen seneye kadar medya patronuydu. Bu gerçekten bize özgü ve tuhaf bir durum.  Cem Uzan'ın siyasi bir süreç sonunuda geldiği noktadan bahsediyorum. Herkes biliyor ki siyasi beklentisi ve Bursa konuşması Uzan'ı medya patronluğundan bambaşka bir yere itti. İşin ilginci bu şunun göstergesi. Eğer Cem Uzan bu kadar tartışılacak şey yaptıysa neden bugüne kadarki iktidarlar müdahale etmedi. Ve neden kimsenin aklına o dönemleri sorgulamak gelmiyor. Kim haklı sorusunun cevabı biraz da o araştırmada yatıyor.
Serdar Turgut'un Akşam'a yayın yönetmeni oluşu: Aslında mesele sadece yayın yönetmeni oluşla ilgili değil. Serdar Turgut bence yayın yönetmenliğini yaşayarak öğreniyor. En basiti yazarlarıyla yaşadığı sorunları yazı yoluyla çözmeye çalışmasıydı. Bunu önceden yazar Serdar Turgut'un yapması yerinde oluyordu. Ama o artık yayın yönetmeni. Belki de haklı olarak kızdığı yazarını kamunun önünde değil odasında hesaplaşmalı. Bu hesaptan uyarı da çıkabilir veda da. Özkök'le yiyeceği pizzaları kimin ısmarlayacağı kadar bu konuda fikir alıp almayacağı da önemli..

Nurcan Akad'ın Akşam'dan Milliyet'e geçişi: Size parodoks gibi gelecek ama yayın yönetmenliği konusunda daha başarılı olması gereken Nurcan Akad'dı. Çünkü Akad Nokta'dan başlayıp Hürriyet'e uzanan çizgisinde mutfakta yeraldı. Refleksleri de bu yüzden hızlı. Yaklaşımı da farklı. Ama Akşam talihsizliği için yanlış zaman yanlış yer demek mümkün. Milliyet mi? Yer doğru da zaman için bir şey demek için erken...

Engin Ardıç'ın Akşam'a geçişi: Ne var bunda? İyi bir kalem kendisi için iyi olacağına inandığı bir şeyi tercih etti. Komik olan Ardıç'ın aldığı parayı tartışma konusu yapmak. Çünkü hakedişse mesele en son konuşulacak isimdir herhalde. Hakedenler listesinde tabi..

Yılmaz Özdil'in yayın yönetmenliği: ATV grubunuun bu yıl içindeki en radikal kararlarında bire de kuşkusuz Yılmaz Özdil'in yayın yönetmenliğine getirilmesi oldu. İşin doğrusu bu transferi duyanlar ikiye ayrıldı. Birinciler basından bir ismin televizyona uymasının, orada çok başarılı işler yapmasının zor olduğu iddiasındaydı. İkinciler ise gazetecilik reaksiyonun ekran ya da gazete kağıdına göre değişmeyeceğini söylüyordu. Bugüne kadarki tartışmalar, ATV haberin aldığı ratingler bilin bakalım hangi grubu haklı çıkardı? Peki tahmine bırakmayıp ben söyleyeyim, ikinci grubu..

Star'a yapılan atama: Star'da da bu yıl çok garip ve hızlı şeyler oldu. Adem Gürses'lerin gidişine itiraz edecek değilim. Çünkü ortaya koyduları başarılı bir şey yoktu. Ama yerine yapılan "siyasi" atama da en az birinci başarısızlık kadar başarısız.


Ahmet Hakan'ın Hürriyet'e geçişi: Sabah Gazetesi'ne geçtiğinde Ahmet Hakan için yapılan gereksiz tartışmalar umarım Hürriyet'te yaşanmaz. Çünkü dönem içinde farklı görüşleri savunan insanlar "büyük medya" içinde yeralır. Bu onların sahip oldukları ideoljinin iktidarda olmasıyla da çok ilgili değildir. Yavuz Donat ve Rauf Tamer önceleri tam sağcı Tercüman'da sonra da yıllarca Sabah'ta çalışmışlardı. Onları oradan oraya götüren gazetecilik bakışlarıdır. Hürriyet'e transferini aylar öncesinde bildiğim ve Medyatava'ya bile söylemediğim için "bizimkilerden" azar işittiğim Ahmet Hakan'ın bence Hürriyet'te ya da Sabah'ta ya da Vatan'da ya da Yenifşafak'ta  yazması artık sıradan bir olay gibi görülmeli. Ardıç'ın Akşam'a Barlas'ın Sabah'a geçtiği gibi. Bilmem anlatabildim mi?

Uğur Dündar'ın CNN TÜRK'e program yapması: Uğur Dündar'ın programı artık önce CNN TÜRK'te yayınlanıyor biliyorsunuz. Buradan sonra yazdıklarım tamamen hissi. Yanılabilirim. Ama bana bu ilk başlarda biraz "sürgün" gibi gelmişti. Dündar gibi başarısını ertesi gün ratingle ölçen biri için ölçümsüz programlar zor olacaktı. Ama öyle olmadı. Dündar bam telinden vurmaya devam etti. Hala insanlar sucuk ve ekmek alırken Dündar'ın önerilerine bakıyor. Hiç mi hiç azımsanmayacak bir başarı bence..

Medyatava.net'in başarısı: İnternet dünyasında gerçekten güzel işler yapılıyor. Bazı köşe yazarlarının gereksiz internet düşmanlığına aldanmayın. Sırf Medyatava'nın aşırı okunmaktan, trafiğinden server'ının kilitlendiğini biliyorum. Ve medyada taşları bile yerinden oynatacak müthiş gücünü. Bunu gerçekten övünmek için değil durum tespiti için söylediğime inanın. Ama sadece biz değil Süperpoligon, Medyafaresi, DerinHaber, Kodadımedya medyada, Haberx, Haber Vitrini, İnternethaber, Habertürk'te haber alanında etkilerini sürdürüyorlar.

Bir yıldan benim aklımda kalanlar bunlar oldu. Umarım sizin aklınızdan geçenlerle örtüşmüştür. Olaya değişmeyelenleri de ekleyebilirdim ama bildik şeyler söylenecekti. Maaşların düşüklüğü, iş garantisinin olmayışı, çılgın rekabet, sendikasız hayat filan falan. Bunlar da sadece geçen yılın değil uzun yılların değişmeyeni...

Haller Prensi

Medyatava

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:35

İLGİLİ HABERLER