Gündem
  • 19.8.2004 08:26

İŞTE GÜNDEMİ SARSAN ÇAKICI - MİT TELEFON KONUŞMALARI

MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'yı karşı karşıya getiren ''Çakıcı skandalında'' en önemli kanıtları oluşturan diyaloglar Türkiye'yi sarsan ilişkiler ağına ışık tutuyor. Çakıcı'nın yurtdışına kaçışı öncesindeki temaslarla, Çakıcı dosyasının Yargıtay'da ertelenmesine ilişkin girişimleri içeren telefon görüşmeleri müteahhit Hakkı Süha Şen, MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ve Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya arasında geçiyor. Ayrıca Çakıcı ile Şen ve diğer adamları arasındaki telefon görüşmeleri de gerçekleri gün ışığına çıkarıyor. Milliyet'in ulaştığı bilgilere göre, bu süreçte Çakıcı - Şen, Şen - Özkaya, Yalçınkaya - Şen ve Kozinoğlu - Şen arasında çok sayıda telefon trafiği yaşanıyor. 'Sen çok seviliyorsun' Çakıcı: Benim fazla bir şeyim yok. Altı aysa buna razıyım. Zaten yattım çıktım. Altı ay daha yatarım. Ama imkân varsa hiç olmasa daha iyi. Ama yapılamıyorsa altı ay yatarım. Ama fazlası fuzuli olur. Şen: Merak etme. Biz görüşüyoruz. En üstle görüşüyoruz. Bana umut verdi. Seni de çok seviyor, sen çok seviliyorsun. 'Ne masraf ettin?' Şen: Başkanım, buralardayım size uğrayabilir miyim? Özkaya: Bakarız ona. Sen benim işleri ne yaptın? (Villa inşaatını kastederek) Masrafım ne kadar oldu? Çıkar getir, ödeyelim. Şen: Hele bir bitsin. Şimdi önemi yok, hallederiz, hele bir inşaat bitsin. '1 numara destekliyor' Konuşmalarda Kozinoğlu, müteahhit Şen'le yaptığı görüşmede Çakıcı'nın dosyasındaki gelişmeleri görüşürken, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un bilgisi dahilinde hareket ettiğini ima ederek, ''1 numaranın da haberi var, desteği var'' diyor. Edinilen bilgilere göre bu diyalog şöyle geçiyor: Kozinoğlu (Şen'e): Biz hallederiz, merak etmeyin. Biz söyleyince akan sular durur. 1 numaranın da haberi var. 'Faturayı almasın' Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya ile müteahhit Şen'in bir konuşmasında Çakıcı dosyasının geciktirilmesinin yöntemi konuşuluyor. Bu diyalog sırasında Yalçınkaya, şifreli biçimde kararın Çakıcı tarafının tebligatı tebellüğ etmemesini öneriyor. Diyalog şöyle: Şen (Çakıcı'nın dosyasının bekletilmesini kastederek): Ne yapabiliriz? Yalçınkaya: Bir sürü yolu var. Muhasebeci faturayı almasın. Şen: Nasıl almasın, muhasebeci faturayı almak zorunda. Yalçınkaya: Almasın. 'Ben bu işi bıraktım' der, almaz. O zaman uzar. 'İstediğiniz gibi değil' Şen: Başkanım, karar nasıl... Özkaya: Çıkmış ama istediğiniz gibi değil. Şen: Ne aşamada? Özkaya: Postaya verilmiş veya verilmek üzeredir. Şen: Tashih-i karara gidilebilir mi? Özkaya: Bu aşamadan sonra değişmez. Bize kolpa* yaptın Çakıcı-MİT-Yargıtay üçgenindeki telefon konuşmalarının kritik bölümünün içeriği şöyle: Karagümrük Lokali'ne düzenlenen saldırı için verilen hapis cezasının Çakıcı aleyhine bozulmasının ardından yapılan görüşmede telefonun bir ucunda MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kozinoğlu, ötekinde Çakıcı'nın emekli polis olan bir adamı var. İşte o diyaloglar... 'Ağabeyim bu işe çok kızdı' Çeteci: Ağabeyim, bu gelişmeye çok kızdı. Hani her şey tamamdı, aynen onanacaktı... MİT'çi: Şu anda müsait değilim. Daha ne istiyor? MİT'çi(Bir başka görüşme): Daha ne istiyorsunuz kardeşim. Onun gibi bir adam için çıkacak en güzel karar çıktı. Olumsuz bakmayın... 'Biz olmasaydık' MİT'çi (Devam ediyor): Biz ve dostlarımızın girişimi olmasaydı onun gibi bir adam için bu bile çıkmazdı. 'Bari oyalasın' Çeteci: Ağabey bize kolpa yaptığını düşünüyor. 'Hiçbir şey yapmadı bari kararı oyalasın da avukatlar için zaman kazanalım' diyor. Ağabey MİT'çiye sitem ediyor: Bana kolpa yapıldı Telefon dinleme kayıtlarına göre, Yargıtay'dan çıkacak kararı önceden ''içeriden'' öğrenen Çakıcı'nın adamları MİT'çi Kozinoğlu'nu sık sık arayıp ''Ağabey kızdı'' diyorlar. Çakıcı'nın adamı (Emekli polis): Ağabeyim, bu gelişmeye çok kızdı! Hani her şey tamamdı! Kozinoğlu: Onun gibi bir adam için, en güzel karar çıkmıştır. Dostlarımızın girişimi olmasaydı bu bile çıkmazdı! Çakıcı'nın adamı: Ağabey bize kolpa (argoda ''kandırma'') yaptığını düşünüyor. ''Hiçbir şey yapmadı, bari kararı oyalasın da avukatlar için zaman kazanalım'' diyor Alaattin Çakıcı'nın yakalanmasının ardından ortaya çıkan Mafya- MİT-Yargıtay üçgenindeki ''Derin Kavga''nın ayrıntıları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Emniyet'in, İstanbul DGM Başsavcılığı'nın emriyle yaptığı ''teknik takip'' (telefon dinlemeleri), Yargıtay'daki karar sürecinde, Çakıcı'nın adamları ile MİT Dış Operasyonlar Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu arasında sert tartışmalar yaşandığını gösteriyor. Kayıtlara göre, 1. Ceza Dairesi'nin, Karagümrük Davası'yla ilgili aleyhinde verdiği kararı, karar açıklanmadan günler önce, Yargıtay'daki kaynaklarından öğrenen Çakıcı, ''dosyayı halledeceği'' sözü veren Kozinoğlu'nu sık sık telefonla aratıyor. ''ÇIKACAK EN GÜZEL KARAR BU'' Yargıtay'dan bir ''bozma'', bir de ''onama'' kararı verileceğini öğrenince kızan Alaattin Çakıcı adına Kozinoğlu'nu arayan emekli bir polis, ''Ağabeyim, bu gelişmeye çok kızdı. Hani her şey tamamdı, karar aynen onanacaktı!'' diyor. Bu sözleri duyunca şaşıran MİT'çi Kaşif Kozinoğlu, ''Şu anda müsait değilim'' diyerek telefonu kapatıyor. Kısa bir süre sonra yine çalan telefonu açan Kozinoğlu, ''onama'' kararının önemine dikkat çekiyor, ''Daha ne istiyorsunuz kardeşim! Yani onun gibi bir adam için, herkesin bildiği bir konuyla ilgili, buradan çıkacak en güzel karar çıkmıştır. Biz ve dostlarımızın girişimi olmasaydı bu bile çıkmazdı! Neden olumsuz değerlendiriyorsunuz?'' karşılığı veriyor. Çakıcı'nın adamı birkaç dakika sonra tekrar arıyor ve şöyle diyor: ''Ağabeyim, diğer arkadaşla ve avukatlarıyla görüşmüş. Bu kararın geri dönmesi çok kötü oldu. Tutuklamaya kesin gözüyle bakıyorlar. Kaldı ki kararda her yaralanan kişi için ayrı ayrı azmettirmekten yargılanması, yani bir buçuk yılın 15 ile çarpılması isteniyormuş.'' MİT/çi Kozinoğlu ise ''onama'' kararının çok olumlu olduğunu savunmaya devam ediyor. Çakıcı'nın adamı, ''Ağabeyi'' (Çakıcı) ile görüştükten sonra tekrar tekrar MİT'çi Kozinoğlu'nu arayıp baskı yapmaya devam ediyor ve bu arada konuşmalardaki ''saygı'' üslubunu da bozuyor: ''BARİ KARARI OYALASIN'' DİYOR ''Ağabey bize kolpa (argoda ''kandırma'' anlamına geliyor) yaptığını düşünüyor! 'Hiçbir şey yapmadı bari kararı oyalasın da avukatlar için zaman kazanalım' diyor.'' Bu kayıtlar, Çakıcı'nın, Yargıtay kararı açıklanmadan tüm gelişmelere hakim olduğunu, Yargıtay'daki bir yetkiliden bilgi aldığını gösteriyor. Çakıcı'nın kızdığı Yargıtay kararı Alaattin Çakıcı'nın adamlarının 26 Mart 2000 tarihinde Karagümrük Spor Kulübü Lokali'ne yönelik silahlı saldırısında 15 kişi yaralanmış, Çakıcı 'azmettirici' suçundan 1 yıl 8 ay, çeteden ise 3 yıl 4 ay hapse mahkum olmuştu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, azmettiricilikten verilen cezayı az bularak, Çakıcı'nın ''yaralanan her kişi için ayrı ayrı ceza alması'' istemiyle bozdu, ''çete'' suçundan aldığı cezayı ise onadı. Çakıcı ''tashihi karar'' (karar düzeltme) talebinde bulundu ve bu arada MİT Kozinoğlu'ndan kararın bozulmasını istedi. Ancak, karar değişmedi. Yargıtay'dan 7 Nisan'da çıkan karar, İstanbul DGM'ye 3 Mayıs 2004'te postaya verildi. Çakıcı da, Antalya'dan bir yatla yurtdışına kaçtı. Engin Civan'ın yaralanmasında azmettirici olduğu gerekçesiyle yargılandığı dava, 4616 sayılı Şartla Salıverilme, Dava ve Cezaların Ertelenmesi'ne Dair Kanun kapsamında ertelenen Çakıcı, gazeteci Hıncal Uluç'un yaralanmasına ilişkin davada çarptırıldığı 3 yıl 4 aylık hapis cezasını da aynı kanun uyarınca 10 yıllık ceza indirimi uygulanarak çekmedi. İşadamı Emin Cankurtaran'ın yaralanması ve borsacı Adil Öngen'e silahlı saldırıya ilişkin 20'şer yıla kadar hapis istemiyle hakkında dava açılan Çakıcı'nın, bu davalarda tutukluluğu bulunmuyor. Çakıcı, Fransa'dan iade şartları gereği olarak bu davalardan yargılanamamıştı. Yargıtay'daki kilit adam: Yalçınkaya Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in hakkında 2 müfettiş ile inceleme yaptırdığı Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya, emniyetin telefon dinleme kayıtlarına göre, Alaattin Çakıcı'nın Yargıtay'daki ''kilit adamı.'' YARGITAY'DAN ANINDA BİLGİ Çakıcı'nın çevresindekilerin telefonlarını dinleyen istihbarat kaynakları, Çakıcı'nın dinlendiğini bildiği için telefonla konuşmadığını, ancak adamlarının Yalçınkaya ile sürekli ilişkide olduğunu bildirdiler. Yalçınkaya'nın Çakıcı dosyasının Yargıtay 1.Ceza Dairesi'ndeki tüm seyrini aktardığını kaydeden emniyet yetkilileri, Çakıcı'nın, böylece MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun yapacağını söylediği görüşmeleri yapıp yapmadığı, sonucun ne olduğunu da öğrendiğini belirttiler. Yalçınkaya'nın dosyadaki ''ateşli silahla yaralama fiiline ilişkin bozma kararını'' bizzat bildirdiğinin de kayıtlarda olduğunu belirten yetkililer, Yalçınkaya'nın müteahhit Hakkı Süha Şen ile Yargıtay Başkanı'nı tanıştıran kişi olduğunu da kaydettiler. Kaçış serüveni Çakıcı'nın oğlu kendisini izleyen istihbaratı atlatıp, Cannes'a geçti ve babasıyla buluştu. Avusturya'da yakalanmasına rağmen gündemden düşmeyen Alaattin Çakıcı'nın kaçtıktan sonra izlediği güzergah netleşti. Hakkındaki davanın Yargıtay'da sonuçlandırılması üzerine Antalya'dan yatla Rodos Adası'na geçti. Burada bir süre kaldıktan sonra uçakla Marsilya'ya geçti. İstihbarat ve Emniyet ekiplerinin, aklına gelen ilk isim Çakıcı'nın İsviçre'de okuyan oğlu Ali Çakıcı oldu. Hemen bu ülkeye Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli 3 kişilik bir ekip gönderildi. Ekip, oğul Çakıcı'yı takibe aldı. Bu arada, Çakıcı da bir İtalyan dostuna ''Ali, Cannes'da tatil yapsın'' mesajı gönderdi. Ali Çakıcı'yı takibe alan ekip, 5 Mayıs 2004 tarihinde Ali'yi bir süre kaybettiler. İsviçre istihbaratının yardımıyla, Ali Çakıcı'nın Cannes'a geçtiğini öğrendiler. Buraya gelen bir başka ekip ise bürokrasiye takıldı ve Cannes'da 2 gün tatil yapan baba- oğula ulaşamadı. Çakıcı'nın izi, buradan takiple Avusturya sınırında bulundu. Bu ülkelere giriş çıkışta eski MİT mensubu Faik Meral pasaportunu kullanan Çakıcı, daha önce de, sevgilisi Aslı Ural'ın takibe alınması nedeniyle Fransa'da yakalanmıştı. Meral 'şartlı' ve 'zorunlu' emekli Alaattin Çakıcı'nın Avusturya'nın Graz kentinde yakalandığında üzerinden çıkan pasaportun sahibi olan terör uzmanı Faik Meral'in 23 yıl görev yaptığı Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan ''atılmama'' şartı ile zorunlu emekli edildiği iddia edildi. Çakıcı'nın üzerinden pasaportu çıktığı gerekçesiyle MİT tarafından gözaltına alınıp sorgulanmasının ardından İzmir Emniyeti'ne teslim edilen eski Operasyon Başkanı Faik Meral, 17 saat süren sorgulanmasının ardından önce serbest bırakılmış, ardından tutuklanıp cezaevine konulmuştu. MİT yetkilileri, 30 Haziran 1948, Niğde-Bor doğumlu Meral'in, teşkilattaki son görev yerinde ''Rütbe ve makamını kendi çıkarları için kullanmak'' suçundan ağır bir soruşturma geçirdiğini bildirdiler ve şu bilgiyi verdiler: ''31 Temmuz 1976'da teşkilata meslek mensubu olarak giren Faik Meral, 18 Ekim 1999'da son görev yerinde 'görev istismarı' gerekçesiyle soruşturma geçirdiği için zorunlu emekliye sevk edilmiştir. Son görev yaptığı ülkede, ortağı olduğu şirketin faaliyetlerine Türk Büyükelçiliği izin vermedi. Bunun ardından, PKK'lı olduğunu söyleyen bir kişi, elçiliğe telefon ederek tehdit etmeye başladı. Tabii bunlar kayda alındı. Ardından Büyükelçi'nin iddiası üzerine ses mukayesesi yapıldı ve bir düzmece olduğu anlaşıldı. Kendisine emekli olma imkanı verildi. Böylece olay kimse duymadan örtbas edildi.'' 30 Temmuz 2007'ye kadar geçerli olan ve Çakıcı'nın taşıdığı TR-B 029248 no'lu pasaportun sahibi Meral ise, yakın arkadaşlarına ''Başarılarım kıskanıldı ve bana kumpas kurdular. Önümü tıkayamayınca bu yöntemle beni emekliye sevk ettiler'' dediği belirtiliyor. Ayrıca emekli olmasına rağmen MİT kimliğini kullandığı için 27 Mayıs 2002'de teşkilat tarafından uyarılan Meral'in, 2002 yılı Eylül ayında, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi tarafından iki arkadaşıyla beraber gözaltına alındığı öğrenildi. Burada kendilerini PKK'lı diye suçladıkları bir işadamından tehditle para alma iddiasıyla sorgulanan Meral, daha sonra şikayetin geri alınması nedeniyle serbest bırakıldı. MİLLİYET/SABAH BAŞBAKANLIK'TAN REFERANSLI 1967, Sivas-Gürün doğumlu olan Ercan Yalçınkaya, 1982 yılında Polis Koleji'ne girdi. 1986 yılında Polis Akademisi'ne kayıt yaptırdı ve 1990 yılında komiser yardımcısı olarak Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde göreve başladı. 2 yıl görev yaptıktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi, savcı olarak Doğu'ya gönderildi. 1993 yılında ANAP hükümeti döneminde Başbakanlığa alınan Yalçınkaya bir süre Kanunlar Kararlar Dairesi'nde, daha sonra da Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptı. Ardından Adalet Bakanlığı'na geçen Yalçınkaya, Bülent Ecevit Hükümeti'nde Başbakanlık Müsteşarı'nın referansı ile Yargıtay'a geçti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:46

İLGİLİ HABERLER