Gündem
  • 9.9.2005 15:30

İŞTE ÖCALAN''IN HAPİSHANEDEN VERDİĞİ TALİMATLAR...

Abdullah Öcalan’ın PKK’yı hapishaneden yönetmeyi sürdürdüğü yönündeki iddialar çok uzun zamandır gündemde, tartışılıyor. Bir terör örgütü şefinin, çok özel önlemlerle denetlenen bir hapishaneden, avukatları aracılığıyla örgüte talimat yollaması, kamuoyuna siyasi mesajlar iletmesi, basın açıklamaları yapması olağan mı? Geçtiğimiz pazar günü Hürriyet gazetesinde yayınlanan, Yalçın doğan imzalı Talabani röportajı konuyu yeniden gündeme taşıdı. Talabani o röportajda, Başbakan Erdoğan’a “Öcalan örgütü hapishaneden yönetmeyi nasıl sürdürebiliyor?” diye sorduğunu, Erdoğan’ınınsa buna “Bu demokrasidir” diye yanıt verdiğini öne sürüyordu. Çarşamba günü Başbakanlıktan yapılan bir açıklamayla, böyle bir diyalogun hiçbir biçimde cereyan etmediği söylendi ve Talabani yalanlandı. Ancak Öcalan’ın nasıl bir hapis hayatı yaşadığı hâlâ gündemde… Türkiye’nin dört yanında insanlar son derece örgütlü biçimde sokaklara dökülüyor, Abdullah Öcalan’ın hapis koşullarının iyileştirilmesini, hattâ serbest bırakılmasını talep ediyor. Acaba Abdullah Öcalan gerçekten nasıl bir hapis hayatı yaşıyor? Serbest kalması söz konusu mu? Ya da serbest bırakılmaya ihtiyaç duyuyor mu? PKK’yı yönetmeyi sürdürdüğü iddiası ne derece doğru? Eğer doğruysa, bu nasıl mümkün oluyor? Niçin engellenmiyor? PKK’nın son dönemde yoğunlaştırdığı saldırıların, DEHAP’ın öncülük ettiği kitle gösterilerinin arkasında Öcalan’ın talimatları mı var? Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmeleri, son dönemde Türkiye’de olup bitenleri anlamak için iyi birer anahtar işi görebilir. Ve bunlara herkes inanılmayacak kadar büyük bir kolaylıkla erişebiliyor! Bu görüşme notlarını bazen PKK’nın yayın organı Özgür Gündem gazetesinde makale şeklinde redakte edilmiş olarak, bazen de başka yayın organlarında röportaj veya alıntı şeklinde görebilirsiniz. Yukarda çizdiğimiz çerçevede, gerçekten çok enteresan veriler içeren böyle bir görüşme notu üzerinde durmak istiyoruz. 19 Ocak 2005’de gerçekleşen görüşmenin notlarına bakınca; bugün Türkiye’nin dört yanında yaşanan kitlesel olayları, PKK’nın artan saldırılarını, Başbakan’la görüşen aydınların 150 imzalı bildirisinin arka planını, Başbakan’ın “Kürt Sorunu” kavramını merkeze aldığı yeni açılımını anlamlandırmak kolaylaşıyor, hattâ ancak mümkün oluyor. Öcalan’ın avukatlarına söyledikleri, son dönemde yaygınlaşan bir teoriyi çürütür nitelikte. Malum, artan PKK eylemlerinin arkasında, 3 Ekim’i sabote etmek isteyen “derin güçler” teşhis ediliyordu. Öcalan’ın söyledikleri gösteriyor ki, hepsi daha 9-10 ay önceden planlanmış. Buna “atılım hamlesi” gibi bir isim bile konmuş. 2005 yılı PKK için atılım hamlesi yılı olacakmış… İlginç ikinci nokta ise hiç şüphesiz, Öcalan’ın avukatına “aydınları da işin içine katın” talimatını vermesi. 150 imzalı Aydınlar Bildirgesi’nin PKK’nın taleplerini temel aldığı, hattâ PKK tarafında hazırlandığı iddiaları vardı. Öcalan’ın açıklamaları bu ilk bakışta “uçuk” görünen iddiaya temel sağlıyor. Özellikle de kullanılan “Türk aydınları” sözü şaşırtıcı bir doğrulukla uyuyor gündeme. İşte, Öcalan’ın 19 Ocak 2005’te avukatlarıyla görüşmesinde avukatların aldığı notlardan kesitler… 2005 yılı, atılım (!) yılı / Kritik aşamaya gelindi Öcalan Dışarıdaki durumu çok öz biçimde aktarın. Geçen görüşmedeki mesajımı aldılar herhalde. avukat(Mesajlarınızı almışlar, yanıt verdiler. Sizin verdiğiniz perspektifler doğrultusunda hazırlıklar yaptıklarını, 2005 yılını hamlesel bir atılımla karşılayacaklarını, meşru savunmayı her alanda geliştireceklerini belirtiyorlar.) ÖcalanKendilerinde bu gücü görüyorlar mı? Kararlılar, hazırlıklılar. Sizce objektif olarak durumları nasıl? Güçleri var mı? Bunları bana objektif aktarın, sizden öğrenmek istiyorum. avukat (Güçleri var.) ÖcalanGelişiyorlar sanırım. Kritik aşamaya gelindiği biliniyor mu? Tartışılıyor mu? avukat (Katıldıkları televizyon programlarında buna uygun açıklamalar yapıyorlar.) Başbakan’a mektup yazmış ÖcalanYol ağzına gelindiği kesin. Erdoğan''a yazdığım mektupta bir yol ağzında olunduğunu belirttim(…) Mektubumda belirttiğim tarihi durum şu: 1948''de Ìsrail Devleti kurulurken ortaya tarihi bir durum çıktı. Arap aleminde muazzam bir tarihsel kırılma yaşandı. Bu durum altmış yıldır sürüyor. Ìkinci büyük kırılma şimdi Kürdistan''da ortaya çıkıyor. Siyonist milliyetçilik Ìsrail Devletini doğurdu. ABD ve Ìngilizlerin el atmasıyla Arap milliyetçiliği Filistin Devletini doğuruyor. O neye yol açtı? Ortadoğu''da kan deryasının akmasına yol açtı, maddi ve manevi değerler muazzam büyük darbe yedi. Çok geriye gitti. Şimdi ikinci büyük kırılma Kürdistan, Arap ve Acem üçgeninde ortaya çıkan çatışmalı Kürt milliyetçi oluşumu kritik bir aşamayı yaşıyor. Arap, İran ve Türk’e karşı savaş Bu Kürt milliyetçiliği devletleşmek durumunda. Arap, Ìran ve Türk''e karşı savaştıracaklar. Bu Kürt hakim işbirlikçi tabaka ABD, Ìngilizler ve hatta Avrupa''ya da dayandırılarak devletleştiriliyor. ABD bunu niye istiyor? ABD Ermenilere el attı, Ermeniler bitti. Ìngilizler Ìyonyalılara el attılar, onlar da yok oldular. Yine Ìngilizler Asurilere el attılar, onları da bitirdiler (…)Ìşte bu nedenle istiyorlar. Katliamcı deyip sadece Türkleri suçlayamayız. Ermenilerin Türklerle bin yıllık ilişkisi vardı. 1915''e kadar jenosit olmadı. Ermenilerin durumu iyiydi. Çünkü Osmanlı Türk Sultanının iradesi vardı. Batı işin içinde olmadığı için katliam olmadı. (…)Kürtleri de kullanmak istediler. Ama Kürtler daha çok sultanın yanında yer aldılar. Benim Kelleme karşılık, Kürt Devleti kuruluyor Bugün Güney''de bir Kürt devleti doğuyor. Arkasında ABD ve Batılılar var. Bu devletin ideolojisi milliyetçidir. Bu milliyetçilik yerinde durmayacak. Ìran''dan, Türk''ten, Arap''tan, şundan bundan bir şey isteyecek. Bu da katliamları getirecek. Bunlar yaygınlaşacak. (…)90''larda Ìngilizlerin yardımıyla PKK''yi bitirme temelinde Türk devleti ile anlaştılar. Mehmet Ali Kışlalı''nın kitabında vardı. Güreş, ''''Ìngilizler bize yeşil ışık yaktı'''' diyordu. Gazetelerde okudum (…) Bu ekip Kürt devletini destekledi. Karşılığında ise benim kellemi istediler. Biliyorsunuz, bana karşı pek çok kez suikast girişimi oldu. Bu Kürt devletinin oluşumunda Türk devletinin katkısı var. Kürt devleti Türk işbirlikçisi mi, ben buna karışmam, bunu bilmem. Ama bunun karşılığında PKK''yi ve beni yok etme vardı. 90''dan sonra Çiller''le başladı ve Erdoğan''a kadar geldi. Belki kısmen asker-sivil anlaşmış da olabilir. Bütün devlet anlaştı diyemem. PKK''yi tamamen bitirme karşılığında Barzani''yi ve Talabani''yi yanlarına çekmek, beni de bitirmek istediler. Bu bir çizgidir. Biz özgücümüzle direndik, bugüne kadar geldik. Kürt devletinin sonu, Filistin-Ìsrail gibi olur Doğacak Kürt devleti şüphesiz Ìsrail-Filistin durumunu bize hatırlatacaktır. Kürt devletinin sonu, Filistin-Ìsrail gibi olur. Ortadoğu''da dört milliyetçilik var. Arap, Türk, Kürt ve Acem milliyetçiliği; çelişki giderek şiddetlenecek, bu yaratıldı (…) Kürdistan''da kavga yeni başlıyor. Ìran''a ve Türkiye''ye yönelik tarihi yeni bir dönem başlıyor (…) Kürt milliyetçiliği ayağı yere bastığında, Ortadoğu''da adamakıllı direnir. Nüfusu Ìsrail''den fazladır. Toplam elli milyon Kürt nüfusu var. Bir de Kürt tipi var, dağ Kürt''ü var. Kerkük petrolü ile birleşti mi tamamdır. Muazzam bir savaş çekirdeği doğuyor. Bütün Ortadoğu kan deryası olur Bu savaş çok kanlı gelişir, kan deryası akar. Bütün Ortadoğu kan deryası olur. Elli yıl daha bu güçle savaşı götürebilir. Bütün Ortadoğu Irak gibi olur. Hem çatışır, hem uzlaşırlar. Demokratik konfederasyon Ortadoğu ve hatta bütün dünya halkları için geçerli çözüm demokratik konfederalizmdir. Demokratik konfederalizm devlet olmayan, demokratik ulus örgütlenmesidir. Demokratik konfederasyon azınlık örgütlenmesidir; kültür örgütlenmesi, dini örgütlenme, hatta cins örgütlenmesi ve buna benzer örgütlenmelerdir. Buna demokratik ulus ve kültür örgütlenmesi diyorum. Her köyde demokratik bir komün çıkar. Her kültürel örgütlemenin, bunların tümünün birleştirilmesi konfederasyondur. (…) Daha önce Atina demokrasisi vardı. Sümerlerde de benzer bir örgütlenme vardı. Savunmamda bunları açmıştım. Avrupa konfederalizmi doğuyor. Ortadoğu konfederalizmi de olabilir. Kürtler için de Ortadoğu''da Kürt konfederalizmi uygundur. Ìsrail ve Filistin kendi aralarında demokratik konfederalizmi oluşturabilirler. 22 Arap devleti, kendi arasında demokrasiyi gözeten demokratik konfederalizm olabilir. Türkler kendi aralarında Türk demokratik konfederalizmi kurabilir. Bütün Türkleri tek devlet bayrağı altında toplayamazsınız. Çünkü hepsi milli devletlerdir. Erdoğan’ı uyarıyorum Aksi halde ''''demokratik ulus şansını vermeyeceğiz, tasfiye edeceğiz, PKK''yi boğacağız, Barzani ve Talabani yardımcı olacak, Ìran''la anlaştık, şununla bununla anlaştık, ortadan kaldırırız'''' derlerse felaket olur. PKK boğulursa Kürt milliyetçiliği mutlak hakim olur. Devlet kendini kandırıyor. ''''PKK zayıf düştü, parçalandı, Kongra Gel bitti'''' diyorsa yanılıyor. Öyle kolay kolay bitmez. PKK aşılırsa Kürt Hizbullahı hortlar, Kürt milliyetçiliği egemen olur, Kürt dinciliği ve Nakşibendiciliği gelişir. Bu ikisi birleşirse, asıl felaket o zaman olur. Dışarıda Türklerin düşmanları var. Hepsi Kürt milliyetçiliğinin arkasına sığınır, her şey yapmak isterler. Anadolu halklarına çektirecekler. Şu anki hükümetin katkısı ile oluyor bunlar. Erdoğan bunu anlamıyor. Erdoğan''ı bir kez daha uyarıyorum. Ya uzlaşmaya gelirsiniz ya da Kürt milliyetçiliğini durduramazlar. Elli milyonu bir de Dolarla besledin mi, füze verdin mi, nasıl durduracaksınız? Emperyalizm bunu yapacak. Burada kıyamet koparıyorum. Gidin söyleyin, kendini parçalıyor deyin. Kardeş kanı akmasın diyor. (Masaya vurarak) Bu adam bağırıyor deyin. Kürtler başarılı olursa Türkler, Türkler başarılı olursa Kürtler yok olur. Realite buna doğru götürür. Fransızlar Ermenilerin, Ìngilizler de Ìyonya''lıların arkasına geçip bu halkları yok ettirdiler. Ortadoğu''da ABD bunu istemiyor da olabilir. Ama objektif durum buna gidiyor. ABD istese de altından çıkamaz. Çeçenistan''ı bile önleyemiyorsunuz, bunu nasıl önleyeceksiniz? Benim Sayın Erdoğan''a son uyarımdır. Demokratik Kürt Hareketine karşı üçlü toplantılar yapıyorsunuz, ''''PKK''yi imha ederim'''' diyorsunuz. PKK kolay kolay imha olmaz. Benim görüşlerim budur. APO savaş başlatıyor deniliyor. ''''Hayır, APO savaş istemiyor. Elli yıl sürecek savaşın önüne geçmek istiyor. ”Özgürlük savaşçıları”na sesleniyorum Ben şu an özgürlük savaşçılarına hitap ediyorum. Eğer bu imha politikası devam ederse, Kürt işbirlikçilerini devreye sokmaya çalışırlarsa, size düşen de korkunç direnmedir. Ìki ay böyle devam ederler. Ìmha ve inkar politikaları ile üzerlerine bitirme temelli gelinirse, diplomatik siyasi yollarla sizi imha etmek için sıkıştırırlarsa, size düşen korkunç bir direnmedir; kendi halkınızın özgürlük ve onurunu korumaktır. Bunlar anlamıyorlar, halen imha siyasetinin peşindeler. Ben Arap, Türk ve Ìran halklarının kardeşliğini savunduğum ve sevdiğim için bunları söylüyorum. Ìran, Suriye ve Irak devletine düşen demokratik diyalog geliştirmeleridir. Aksi halde oyuna geliyorsunuz. Ìran''dan ricam şudur: Kürtlerin özgürlük taleplerini demokratik uzlaşı çerçevesinde kabul ederek diyalog geliştirin. Suriye için de aynı şeyi söylüyorum. Bütün bunları ABD verdi. Kürtlere de aynısını verir. Türkiye''yi de uyarıyorum. Cumhuriyet de gidiyor. Türkiye''ye şunu söylüyorum: Sen üç beş milyon silahım, bilmem ne kadar uçağım var diyorsun. Bütün bunları ABD verdi. Kürtlere de aynısını verir. Tehlike budur. Enver milliyetçiliği doksan bin askeri toprağa gömdü. Allah bunu kabul eder mi? Müslümanlıkta, yurtseverlikte bu var mı? Erdoğan''a söylüyorum: Özal ve Erbakan kadar olsun. Bu görüşlerime dikkat etsin. Yapmayın diyorum. PKK saldırılarının tetiğini çeken sözler PKK zayıf değil. Kongra Gel zayıf değil. Ìki ay içinde uygun adımlar atılmazsa, bu siyaset devam ederse, bütün Kürt gençlerini dağa çağırıyorum. Yoksa yok olursunuz. Sadece Türkler yok etmez, Araplar insan kesiyor. Buna karşı kendinizi koruyacaksınız. Filistin''de üç milyon insan göçmen durumuna düştü. Kürdistan''da üç bin Kürt köyü boşaltıldı. Bu sefer kentler de boşaltılır. Bütün Kürtleri çağırıyorum. Her türlü savunma tedbirlerinizi alırsınız. Savaş gelişirse yalnız köyler boşalmayacak, kentler de boşalacak. PKK direnecek, bitmeyecek. Kan deryasına dönecek. Hapishaneden tehdit ''''Yok, PKK imha olacak'''' denirse, özgürlük savaşçılarına, Kürt gençlerine, özgürlük savaşınızı geliştirin, kendinizi koruyun derim. Herkes dağa gitsin demiyorum, ama dağa gidebilenlere çağrımdır. Bugünkü kadınlı çocuklu gösterileri başlatan talimatlar… Kürt kadınına da seslenmek istiyorum. Özgürlük savaşına, özgürlük mücadelesine bağlı kadın yoldaşlarım, dağda, ovada, şehirlerde büyük özgürlüğün garantisi olmalıdırlar. Bunun dışında her şey boştur. Namus, onur halkının özgürlük teminatı olmaktır. Buna da güçleri var. Uzlaşma gelişirse, mektubuma yanıt verilirse, bir iki ay içinde uzlaşma ve diyalog denenebilir. Eğer olmazsa, gerilla sayısı elli bin olur. Kürdistan dağları geniştir. Her alana yayılırlar. Halk da her alanda serhildan [intifada(!)] geliştirir. Erdoğan, Şaron kadar olamıyor ''''Savaşa geçit vermeyeceğiz'''' sloganı altında serhildan geliştirilebilir. Serhildanlar fazla kanın akmasına da engel olur. Yoksa ikinci bir Ermenistan, Balkanlar durumu doğar. Çeçenistan gibi olur. Erdoğan''a, bir danışmanını gönder dedim. Ona da tenezzül etmiyor. Eğer bunları yapmıyorsa, Erdoğan ya başbakan değil, başka güçlerin elindedir, ya da demokratlıkla ilişkisi yok, Ìslami kılıf altında tüccar menfaatini sürdürüyor. Kürtlerin demokratik taleplerini tüccar menfaatine kurban ediyor. Şaron kadar bile olmuyor. Avrupa müktesebatı ve PKK Televizyon işler. Halk da Avrupa müktesebatına uygun olarak serhildanlarla taleplerini dile getirir. Anadilimi istiyorum, okulumu ve kültürümü istiyorum der. Kanlı olmaması temennimdir. Savaş çağrısını yapmıyorum. Dev-Genç vardı, şimdi de Dem-Genç olsun! Gençlere de selam söyleyin. Onlar da demokratik gençler konfederalizmini geliştirirler. Eskiden Dev-Genç vardı, bunlar da Dem-Genç olabilirler. Sizin aktarımlarınızı alayım kısaca. Türk aydınları da katın! avukat (DTH çalışmaları halk ve aydın toplantıları şeklinde illerde devam ediyor. Toplumda bir umut yarattı.) ÖcalanÖnemli bir çalışma. Sarıgül cümle cümle alıyor, alternatif hale getirmek istiyor. Bu sizin çalışmanıza konmak istiyor. Kamuoyu da onunla meşgul ediliyor. Türk aydınlarını da katın. avukat(Aydınların mesafeli bir duruşu var. Henüz bir bütünleşme yakalanamadı. Şu an biraz izliyorlar.) Alttan yönetim oluşturulur. Birçok sivil toplum örgütü temsilcisi de katılır. Yeşiller örneği var. Üç binin üzerinde sivil toplum kuruluşunun temsilcisi var içinde. Tartışmalarınızı sürdürün, en uygun biçimde partileşin. Eski tip partileşme olmayacak, alternatif bir oluşumdur. Azınlık temsilcileri de olmalı. Ermeniler ve Araplar da girebilir. Partileşmenizi Türkiye''de Avrupa müktesebatına uygun biçimde geliştirin. TALİMATLAR, TEHDİTLER... “2005 yılı, atılım yılı olacak. Kritik aşamaya gelindi” “Erdoğan’a mektup yazdım, uyardım” “Erdoğan, Şaron kadar olamıyor”. “İşin içine Türk aydınlarını da katın.” “Arap, Acem ve Türk’e karşı savaş…” “Güreş ve Çiller Kelleme karşılık, Kürt Devletine yardım ettiler.” “Kürt devletinin sonu, Filistin-Ìsrail gibi olur” “Ortadoğu kan deryası olur” “Kadın yoldaşlarım dağda, ovada, şehirlerde büyük özgürlüğün garantisi olmalıdırlar.” “Ìki ay içinde uygun adımlar atılmazsa, bu siyaset devam ederse, bütün Kürt gençlerini dağa çağırıyorum.” (8sutun.com) Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:10

İLGİLİ HABERLER