Gündem
  • 22.1.2006 13:04

İŞTE TÜRK ADALETİYLE İTALYAN ADALETİ ARASINDAKİ FARK

ANKARA - İtalya'da Papa'yı yaralamaktan 19 yıl bir ay hapis yatan İpekçi'nin katili M.Ali Ağca'nın, yanlış tahliyesinin Yargıtay'dan dönmesine rağmen bu suçtan dolayı en çok 13 yıl yatacak olması, iki ülke arasındaki 'adalet' farkını da ortaya koydu.
Ağca, Papa öldürülmediği halde İtalya'da müebbet hapse mahkûm edildikten sonra, ancak afla tahliye olabildi. Türkiye'de ise Ağca'nın İpekçi cinayeti ve gasp suçlarından toplam sadece 13 yıl yatması hesaplanıyor. Ağca'nın yanlış hesap sonucu tahliye edilmesine İtalya'daki yattığı sürenin İpekçi cinayetinden ötürü aldığı cezadan düşülmesi neden olmuştu. Yargıtay bu yanlışı düzeltti.
İtalya'da yattığı 19 yıl bir aylık süre Ağca'nın Türkiye'de yatması gereken süreden düşülmeyecek olmasına karşın hâlâ yatacağı azami sürenin 13 yıl ile sınırlı olması kafaları karıştırdı.
Türkiye'de katillerin kısa sürede salınmasının tek nedeni cezaların hafifliği değil. İnfaz sistemi ve aflar da Türkiye'yi katiller için cennet haline getiriyor.

İtalya-Türkiye farkı
Diğer ülkelerin insan öldürenlere çektirdiği cezalar ile Türkiye'dekiyle kıyaslandığında, Türkiye'nin katillerini en çok ödüllendiren ülke olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Ağca, İpekçi cinayetinden konulduğu askeri cezaevinden kaçırıldıktan sonra gittiği İtalya'da 1981 yılında Papa'ya suikast girişiminde bulunmuş ve Papa ölmediği halde müebbet ağır hapse mahkûm edilmişti. Oysa Ağca, Papa'ya suikast eylemini veya bir benzerini Türkiye'de işlemiş olsa, örneğin bir başbakanı öldürmeye kalkıp başarısız olsaydı, TCK 164 ve 61. madde uyarınca en çok 20 yıl ceza alacaktı. Ağca, Papa eylemi nedeniyle 19 yıl bir ay yatmış, daha fazla yatmaktan ise af sayesinde kurtulabilmişti. Oysa Ağca, aynı suçtan Türkiye'de en üst sınırdan 20 yıl alsaydı bile, o tarihteki İnfaz Kanunu'na göre bu cezasının sadece sekiz yılını yatıp özgür kalacaktı.

İşte Özal suikastçısı
Nitekim eski Başbakan Turgut Özal'a da suikast girişimi olmuş, Kartal Demirağ, Özal'ı öldürememişti, tıpkı Papa gibi o da elinden yaralanmıştı. Demirağ, yargılanıp mahkûm edilmiş, ancak İnfaz Kanunu ve Af Yasası'ndan yararlandığı için suç nedeniyle 3.5 yıl hapisten sonra serbest bırakılmıştı.

Yedi cinayete 30 yıl
İtalya, silahla yaralama nedeniyle Ağca'yı müebbet hapse mahkûm edip 20 yıl yatırırken Türkiye, en çok konuştuğu siyasi cinayet davasında da katilleri ödüle boğdu. Haluk Kırcı, 1978 yılında Ankara'da TİP üyesi yedi genci öldürmekten önce yedi kez idama mahkûm edilmişti. Kırcı'ya ilk ödül 1991 Özal affıyla geldi. Her bir öldürme için idam cezası 10'ar yıl hapse çevrilmiş, toplam cezası 70 yıl olarak belirlenmişti. Ancak, İnfaz Kanunu bu süreyi de 36 yılla sınırlıyordu. Kırcı önce Ağca gibi yanlış (!) tahliye edildi, hapse konuldu. Kırcı Rahşan Affı'ndan sonra da ikinci kez (yanlış!) tahliye edildi. Toplumun talebiyle Yargı tekrar devreye girdi, tekrar içeri kondu.

Katilleri kurtaran sistem
Bu tablo, şu temel tercihler nedeniyle yerleşti ve kurumlaştı:
1 Haziran'a kadar yürürlükteki TCK'da kasten adam öldürmenin cezası (448. md) 24 yıldı, idam-müebbet hapis ise özel durumlarla sınırlıydı. İndirimle bu ceza 20 yılın altına inebiliyordu.
TCK'ya göre, sanıklara verilen cinayet dahil birden çok ceza, 36 yılı geçemiyordu. Sistem, kaç adam öldürürse öldürsün o kişinin ömür boyu cezaevinde tutulmasına engel oluşturdu. Tek cinayetten hükümlülerin cezaevinde kalacağı sürenin üst sınırı ancak yeni TCK ile 30 yıla çıkarıldı.
Sistemin omurgası ise İnfaz Kanunu oldu. 1 Haziran 2005'e kadar yürürlükte olan 647 sayılı Ceza İnfaz Kanunu'na göre katillere cezalarının beşte üçü ikram ediliyordu. Örneğin cinayetten 20 yıl almış kişinin yatması gereken süre 8 yıla düşüyordu. Yeni CİK'le cezaevinde kalınacak süre cezanın üçte ikisine çekildi.

Aflar ödül oldu
Ağca ve Kırcı dahil katillere en büyük ödülleri ise, adları başka olsa da af yasalarını çıkaran hükümetler verdi. Af ve infaz indirimleri adalet duygusunun zedelenmesine yol açtı. Sonuçları çok etkili olan temel af yasalarının ilki 1974 genel affıydı. Bu af 12 Mart'ın açtığı yaraları kısmen sarsa da, bazı olumsuz sonuçlar da doğurdu. Ardından 1991'da Turgut Özal'ın mimarı olduğu 3713 sayılı Terörle Mücadele-Şartla Tahliye, Yasası çıktı. Bu yasa, 12 Eylül döneminde yaşanan çok sayıda adaletsiz uygulamayı bir ölçüde telafi etse de, sonuçları itibarıyla katliamcılara da yaradı.
İdamlıkların cezası 10, müebbetliklerin cezası ise 8 yıla indirildi, diğer suçların cesaları ise beşte bire indirilmişti. Son af ise Rahşan affı. 2001 tarihli yasayla katillerin cezalarından 10'ar yıl indirim yapıldı. Üstelik, bu yasadan siyasi suçlular yararlanamadı.

(radikal)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:12

İLGİLİ HABERLER