
İŞTE, TÜRKİYE'Yİ SARSAN GÖZALTILARLA İLGİLİ TÜM GELİŞMELER
Bu arada, 04:30 sıralarında Taksim İstiklal Caddesi'nde bulunan İşçi Partisi Genel Merkez Binasına gelen polis ekipleri, binada bulunan belge ve bilgisayarı incelemeye aldı. Çevik Kuvvet ekipleri bina etrafından geniş güvenlik önlemi alırken, çalışanlar dışında kimsenin binaya girişine izin verilmiyor.
Arama kapsamında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in yanı sıra Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmesi Ferti İlsever gözaltına alındı.
Soruşturmada Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Gazeteci Adnan Akfırat ve iş adamı İbrahim Benli de yer alıyor. Ayrıca gözaltına alınan isimlerin evlerinde de arama yapıldı.
KOÇOĞLU: BASKINI YAPANLAR BUNUN ALTINDA KALACAKTIR
İşçi Partisi (İP) Ankara İl Başkanı Sefa Koçoğlu, baskının neden yapıldığı hakkında bir bilgilerinin olmadığını belirterek, partisinin Ergenekon Operasyonu'na dahil edilmek istendiğini ileri sürdü. Koçoğlu, "Baskını yapanlar, bunun altında kalacaktır." dedi.
Sabah saatlerinde İP Genel Merkezi, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi'nin bulunduğu binaya Ankara Terörle Mücadele ekipleri tarafından baskın düzenlendi. Düzenlenen baskın sonrası İP Genel Başkanı Doğu Perinçek gözaltına alındı.
Arama sırasında binada bulunan çalışanlar dışarı çıkartıldı. Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan İP Ankara İl Başkanı Sefa Koçoğlu, baskının neden yapıldığı hakkında bir bilgilerinin olmadığını, gece saat 03:00 sularında meydana geldiğini ve genel başkanlarının gözaltına alındığını söyledi. Koçoğlu, yapılan baskını ile partisinin Ergenekon Operasyonuna dahil edilmek istendiğini ileri sürdü. Koçoğlu, bu baskını yapanların, bunun altında kalacağını söyledi.
MÜFETTİŞLER ERGENEKON SORUŞTURMASINI İNCELİYOR
Ergenekon operasyonu bugün yaşanan gözaltıların ardından Adalet Bakanlığı'nın görevlendirdiği iki müfettişin soruşturmayı yürüten savcılık ve emniyette inceleme başlattığı ortaya çıktı.
Adalet Bakanlığı'nın, iki müfettişi Ergenekon operasyonunu yürüten savcılık ve emniyet biriminde inceleme başlatmak üzere görevlendirdiği ortaya çıktı. Bakanlığın görevlendirdiği iki müfettişin, bir hafta, on gündür incelemesinin sürdüğü öğrenildi. Müfettişlerin, Ergenekon operasyonu soruşturması devam ederken bilgilerin kim veya kimler tarafından basına sızdırıldığını araştırdığı ifade ediliyor.
37 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI
Ergenekon soruşturması çerçevesinde dün de, Sedat Peker'den sonra, halen cezaevinde bulunan Susurluk davası hükümlüsü Yaşar Öz ile Semih Tufan Gülaltay da, savcıya 14 saat ifade vermişti.
Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla ilgili olarak başlatılan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol ve Doçent Emin Gürses'in de aralarında bulunduğu 37 kişi tutuklanmıştı.
SELÇUK'UN AVUKATI: "SAKİN OLMAKTA FAYDA VARDIR"
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un avukatı Fikret İkiz, 24 saat boyunca Selçuk ile görüşmesinin mümkün olmadığını ifade ederken, "Bunu bir soruşturma kabul etmemizde fayda vardır. Biraz sakin olmakta fayda vardır" dedi.
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un avukatı İkiz CNN Türk'e yaptığı açıklamada öncelikle 24 saat içerisinde görüşme olanağının olmadığını bildirdi.
İkiz, Selçuk'un Terörle Mücadele ve Özel Soruşturma Yöntemleri ve Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu çerçevesinde gözaltına alındığını ifade ederek, bu nedenle 24 saat boyunca görüşemeyeceğini, buna karşın sorgusunun 48 saat içerisinde bitirilmesi gerektiğini söyledi. İkiz, "Gözaltındayken de görüşme olanağımız var. Ama bu soruşturmada 24 saat sonra talebimiz söz konusu olacak. Görüştüğümüz zamanda bizi vekili sıfatıyla müdafi sıfatıyla da görüştüreceklerdir. Bizi talep ettiği ya da biz katıldığımız zaman soruşturma ve ifade de yanında yer alabiliyoruz. Bunu bir soruşturma kabul etmemizde fayda vardır. Biraz sakin olmakta fayda vardır" dedi.
İkiz, Selçuk'un sabaha karşı gözaltına alınmasını ise görevlilerin bir takdiri olarak değerlendirdi. İkiz, "Ama bu takdir hakkının kullanılmasında hukuka aykırılık söz konusu olursa ve bu bir hak ihlali niteliğinde değerlendirilirse kuşkusuz biz de haklarımızı korumak anlamından sorumluluğumuz yerine getiririz" diye konuştu.
"Baskın Ergenekon davası ile ilgili"
İşçi Partisi(İP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel, yaptığı açıklamada baskının Ergenekon davasıyla ilgili olduğunu söyledi.
İP Genel Merkezi, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi'nin bulunduğu binaya sabah saatlerinde yapılan baskın hakkında açıklama yapan Önsel, "Bu, uyduruk Ergenekon davasıyla ilgili bir operasyon ve aramadır. Savcılar 8-10 aydır Ergenekon davasıyla ilgili iddianameyi yazamıyorlar. Herhalde İşleri yoktu ki, İşçi Partisi ve Ulusal Kanal'a yönelik böyle bir operasyon yaptılar. Bunu yapanlar hesabını verecekler." dedi.
Genel Başkan Doğu Perinçek ve diğerlerinin kahpece gözaltına alındığını iddia eden Önsel, "Bu CIA ve ABD'nin bir provokasyonudur. 80 yaşındaki ilham Selçuk bile gözaltına alınmıştır. Ankara'da gözaltına alınan Perinçek'in, İstanbul'a getirileceğini öğrendik." ifadelerini kullandı.
Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı ise operasyonun her şeyden önce basın özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu ileri sürdü. Ulusal Kanal'ın yüzlerce polis tarafından didik didik arandığını, bilgisayarların hardisklerinin dahi çıkarıldığını belirten Büyükdağlı, "Operasyon ve aramalar nedeniyle Ulusal Kanal'ın canlı yayının durma tehlikesi var. Aydınlık Dergisi de bugün baskıya verilecekti şuanda onun da basılamama ihtimali var. AKP Hükümeti bitme yoluna giriştir. Bu da onun göstergesidir." şeklinde konuştu.
10 saat ifade verdiler
Ergenekon Operasyonu kapsamında ifadeleri alınmak üzere Beşiktaş'ta bulunan İstanbul Adliyesi'ne getirilen Yaşar Öz ve Semih Tufan Gülaltay, soruşturmayı yürüten savcıya yaklaşık 10 saat ifade verdi.
Öz ve Gülaltay, ifadelerinin alınmasının ardından saat 01:30 sularında tutuklu bulundukları Tekirdağ Cezaevi'ne gönderildi.
Oktay Ekşi: Şoke oldum
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Ergenekon Operasyonu kapsamında Cumhuriyet Yazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 7 kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Ekşi, "Böyle bir oluşumla ilgili olduklarını düşünmüyorum. Sadece şoke olduğumu söylemek istiyorum" dedi.
Basın Konseyi Başkanı Ekşi yaptığı açıklamada, Ergenekon Operasyonu kapsamında Cumhuriyet Yazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 7 kişinin gözaltına alınmasını değerlendirdi. Devam eden bir soruşturma hakkında yorum yapmanın doğru olmayacağını söyleyen Ekşi, "Böyle bir oluşumla ilgili olduklarını düşünmüyorum. Sadece şoke olduğumu söylemek istiyorum" dedi.
Özellikle İlhan Selçuk'un gözaltına alınma şeklini de eleştiren Ekşi, "Birileri sanki bundan haz duyarmış gibi. Bakarsınız eli kanlı birine gayet iyi davranırlar. Bizim tarihimiz bu tür uygulamalarla dolu. Ayıptır, yapana da ayıptır, yaptırana da ayıptır. Bu tür işlemlerden polisin kazancı yoktur. Devlet yıpranır" dedi.
CHP'li Serter: Bu bir intikam planı
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile Cumhuriyet Gazetesinin Başyazarı İlhan Selçuk ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
CHP'li Serter, yaptığı açıklamada, gözaltıların "bir intikam planı" olduğunu öne sürdü. Serter, Alemdaroğlu ile uzun süre birlikte çalıştığını hatırlatarak şunları söyledi:
"Son derece üzgün, son derece şaşkınım. Türkiye'de vatanını seven, laik cumhuriyeti seven, bu değerler için mücadele veren insanlar gözaltına alınıyorsa Türkiye'de herkes tehlike altındadır. Kemal Alemdaroğlu, laik cumhuriyeti ve Atatürk ilkeleri için mücadele vermiştir. Hiç bir gizli örgütle bağlantısı yoktur. Gözaltına alınan isimlerin Ergenekon gibi ne olduğu bilinmeyen, iddianamesi dahi ortada olmayan örgütsel bir yapıyla bağlantı kurulması son derece şaşırtıcı. Herkese basiret diliyorum. Bu bir intikam planıdır. Yargı en doğru kararı verecektir."
ÇGD: Selçuk'un gözaltına alınması muhalif basını sindirme eylemidir
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, gözaltına alınan gazetecilerin, bugünkü iktidara ve bu iktidarın uygulamalarına karşı olan kişiler olduğunu belirterek, "Bu durum ise muhalif yazarlara, yayıncılara, muhalif basına karşı bir sindirme ve korku salma eylemidir" dedi. Abakay, uygulamanın darbe dönemlerini hatırlattığını söyledi.
ÇGD Genel Başkanı Abakay yaptığı yazılı açıklamada, AKP'nin demokrasiyi, insan haklarını, Avrupa Birliği kriterlerini hiç ağzından düşürmediğini ifade ederek, "AKP iktidarında bu sabaha karşı evler, basın-yayın organları basılıyor. 12 Mart ve 12 Eylül Darbe dönemlerindeki uygulamaları hatırlatan gözaltına almalar yaşanıyor. Bu kapsamda meslektaşlarımız Cumhuriyet Gazetesi Yazarı İlhan Selçuk, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhat Bolluk ve gazeteci Adnan Akfırat ile birlikte çok sayıda kişi gözaltına alınıyor" dedi.
"DARBE DÖNEMİ BASKINLARI BİTTİ SANIYORDUK"
Söz konusu isimlerin "ergenekon" adı verilen operasyon çerçevesinde gözaltına alındığına işaret eden Abakay, "savcılığın gerekli gördüğü konularda ve davalarda ihtiyaç duyduğu kişilerin ifadesine, bilgisine başvurma hakkı kuşkusuz vardır. Ancak bunun darbe dönemlerinde yaşanan gece yarısı ya da sabaha karşı operasyonları ile yapılmasının artık gerilerde kaldığını sanıyorduk" açıklamasında bulundu.
"KORKU SALMA EYLEMİ"
İfadesine başvurulması istenen gazetecilerin çağrılmaları halinde savcılığa gidip ifade verebilecek kişiler olduğunu vurgulayan Abakay, bu yol yerine "korku filmleri, darbe senaryoları" düzenlemenin düşünce ve basın özgürlüğünü zedelediğini kaydetti. Abakay sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öte yandan Gözaltına alınan meslektaşların ortak özellikleri ise yazılarıyla, yayınlarıyla, açıklamalarıyla bugünkü iktidara, bu iktidarın uygulamalarına karşı olmalarıdır. Bu durum ise muhalif yazarlara, yayıncılara, muhalif basına karşı bir sindirme ve korku salma eylemidir. Gazeteci arkadaşlarımıza yönelik bu ilkel uygulamaları şiddetle kınıyoruz. Meslektaşlarımızın en kısa sürede serbest bırakılmalarını beklemekteyiz."