Gündem
  • 22.10.2002 11:27

İŞTE VERSO'NUN ANKETİ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Araştırma şirketi VERSO, 3 Kasım seçimleri için ilk kez bir anket hazırladı.Toplam 7 bin 800 denekle yüz yüze yapılan anketten ilginç sonuçlar çıktı.VERSO'nun verilerine göre 3 Kasım seçimlerinde yalnızca iki parti barajın üstünde görülüyor.Kararsız oylar dağıtıldıktan sonra AKP yüzde 29.55 oy oranı ile önde çıkarken, CHP yüzde 17.16 oyla onu takip ediyor.İşte seçime katılan bütün partilerin oy oranları ve bu oranların yorumu... Parti adı oy sayısı yüzde oran AKP 1980 %25.4 SP 401 % 5.1 MHP 611 % 7.8 BBP 122 % 1.6 DYP 440 % 5.6 ANAP 277 % 3.5 CHP 1150 % 14.7 DSP 218 % 2.8 YTP 352 % 4.5 DEHAP 450 % 5.8 GENÇ PARTİ 507 % 6.5 YURT PARTİSİ 46 % 0.6 LDP 34 % 0.4 BAŞKA 117 % 1.5 KARARSIZ 591 % 7.6 OY VERMEM 246 % 3.2 GEÇERSİZ VERİRİM 218 % 2.8 CEVAPSIZ 54 % 0.7 TOPLAM : 7812 % 100 KARARSIZ OYLAR DAĞITILDIKTAN SONRA AKP ......29.55 CHP.......17.16 MHP........9.11 GENÇ PARTİ.7.56 DEHAP......6.71 DYP........6.56 SP.........5.98 YTP........5.25 ANAP.......4.14 DSP........3.25 BBP........1.82 YP.........0.68 LDP........0.50 BAŞKA......1.74 AKP – CHP – GP NERELERDEN OY ALIYOR? KÖY OYLARI / KENT OYLARI DAĞILIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN UNSURLAR Bilindiği gibi, Türkiye’de “kent oyları” köy oylarına karşı giderek artan bir biçimde “ağırlık” sağlamış durumdadır. 1999 seçimlerinde kırsal oyların oranı % 37.7 olmuştur. Ancak, çok sayıda yeni ilçe kurulması nedeniyle, pek çok kırsal yörenin de artık kentsel oylar içinde kabul edilmesinin bu artışta payı olduğu unutul-mamalıdır. Çünkü DİE büyüklüğüne bakmaksızın, tüm il ve ilçe merkezlerinde kullanılan oyları kent oylarına dahil etmektedir. Belirtilmesi gereken bir başka nokta, seçimlere “kırsal katılma oranının” her zaman kentlere göre daha yüksek olmasıdır. 1999 seçimlerinde de kentsel katılma % 85 iken, kırsal katılma oranı % 90 olmuştur. (Genel katılma oranı % 87’dir) 1999 seçimlerinde oyların yaklaşık % 4.5’u geçersiz sayılmıştır. Geçersiz oy oranı köylerde ve şehirlerde aynıdır. Köy oylarında “sağ oylar” ağır basmaktadır. Buralarda CHP ile DSP’nin oy toplamı % 25.8 olup, bunlar özellikle Marmara ve Ege kırsal alanlarından kaynaklanmaktadır. (Bu iki partinin genel oy toplamı % 31’dir) FP/MHP/ANAP ve DYP’nin köy oyları toplamı ise % 63’tür. (Bu partilerin genel oy toplamı % 58.5 düzeyindedir). Buna karşılık, kentlerde DSP-CHP toplamı % 33.8’e ulaşmakta, öteki dört sağ partinin ki ise % 55.4 olmaktadır. Dört sağ partiden FP ve onun öncülü olan RP, 1994 yerel seçimlerinden bu yana kentlerde ülke genelinde aldığından daha yüksek oy oranlarına ulaşmaktadır. Bu özellikle nüfusu 100 bini aşan kentler bakımından doğrudur. AKP 1999 seçimlerinde de FP, kentlerde % 16.04; köylerde % 14.25 oy alabilmiştir (Genel ortalaması % 15.4). Hemen belirtmek gerekir ki, İstanbul’daki FP oranı bu seçimde (1999) 21.2 olmuştur. Dolayısıyla, FP’de olduğu gibi AKP bakımından da “İstanbul”, büyük bir öneme sahiptir. Bir başka deyişle AKP’nin ülke çapında oy dağılımın 1995 ve 1999 seçimlerinin RP ve FP’si gibi olacağı - yani bu partinin RP ve FP’nin güçlü olduğu yerlerde güçlü, zayıf olduğu yerlerde zayıf olacağı - varsayımına göre, AKP’nin ülke çapında İstanbul’da alacağı oy oranının altında kalabileceği düşünülebilir. İstanbul sonuçları tüm siyasal partiler açısından önemlidir. Çünkü İstanbul’da seçmenlerin % 17.4’ü bulunmakta ve yaklaşık 6 milyon geçerli oy beklenmektedir. Anketlerde AKP’nin İstanbul’da (+/-) % 30 dolaylarında görüldüğü düşünülerse, bu durumda bu partinin ülke çapında % 30’un üstüne çıkamayacağı düşünülebilir. Ancak, yukarda belirttiğimiz gibi, önce RP’nin, daha sonra FP’nin - kentlerle kıyaslandığı zaman - görece az oy aldığı kentlerde, şu anda büyük kan/oy kaybına uğradığı bilinen MHP, ANAP ve DYP’nin toplamı köy oylarının yaklaşık yarısını (%48.6) oluşturan 1999 rakamlarıyla 5.7 milyon oyu vardır. Bu oylar 1999 seçimlerinde tüm ülkede kullanılan geçerli oyların (31.1 milyon) yaklaşık % 18.5’ini oluşturmaktadır. Şurası çok önemlidir ki; AKP’nin özellikle büyük kentlerin imarsız yörelerinde başarılı olacağı, anketlerde de görüldüğü gibi, bir sır değildir. Ancak, büyük oranda “erozyona” uğrayan bu Üç Sağ Parti’nin kırsal oylarının ne ölçüde köy oylarında “patlama” yaparak AKP’ye gideceği konusunda tespitte bulunabilmek “araştırmalarda” pek mümkün olamamaktadır. Türkiyede kırsal alanın “bölgesel ve kültürel dağınıklığı ve farklılığı” seçmen davranışının tepitinde anketlere kolayca “yansımaması / eksik” yansıması nedeniyle seçime iki hafta kalmış olmasına rağmen net bir cevap bulunabilmiş değildir. Bir başka deyişle, AKP’nin, genel oy oranının kırsal alanda alacağı oylar nedeniyle - kent oylarına kıyasla - bir miktar düşmemesi, bu partinin yukarda adı verilen partilerin kırsal oylarından ne kadar nemalanacağına bağlı olacaktır. Bu nemalanmanın başlıca hedefi de RP / FP çizgisinin özellikle zayıf olduğu, 1999’da 4 milyon dolayında geçerli oyun kullanıldığı Ege ve Marmara bölgesinin kırsal seçmeni olacaktır Hemen hatırlatmak gerekir ki FP, bu iki bölgede 1999’da yalnızca % 10 oy alabilmişti. Sonuç olarak, AKP’nin FP’nin hem kent hem de kırsal oylarını iki misline taşıması, bu partinin % 30 düzeyini aşması için muhtemelen yeterli olmayacaktır. AKP’nin % 30’u net bir biçimde aşabilmesi, kırsal alanda daha büyük bir oy artışını gerekli kılmaktadır. CHP CHP’nin ülke çapındaki oy dağılımı, DSP ile tam örtüşmemektedir. DSP’nin 1999 yılında İstanbul oyu % 29.5, Bursa oyu % 32, İzmir oyu % 40.3, Adana oyu % 23.9’dur. Bu parti seçmenlerin % 46’sını barındıran Ege ve Marmara bölgesinin toplamında % 31 oy almıştır. Türkiye genelinde % 22.2’yi tutturması da bu sayede olmuştur. CHP’nin buralardaki oy ortalaması ise genel ortalaması (% 8.7) düzeyindedir. CHP’nin 1999 DSP’sinin % 22.2’lik oranına ulaşabilmesi için, DSP’nin 1999’da başarılı olduğu seçim çevrelerinde başarılı olması gerektiğini söylemek doğru olacaktır. Özellikle 1987 ve kısmen 1991 SHP oy haritası CHP’nin oy aldığı, alabileceği yöreleri bize göstermekte ve bu harita 1999 DSP’si ile örtüşmektedir. Buna ek olarak, CHP Orta Anadolu’nun kırsal Alevi seçmenleri içinde ve Hatay ve Antalya illerinden DSP’nin sahip olmadığı “ek” bazı “rezerv oylara” sahiptir. Bu partinin, geleneksel olarak zayıf olduğu bazı Doğu (Erzurum, Elazığ, K. Maraş v.b.) ve Orta Anadolu illerinde (Konya, Çankırı, Yozgat v.b.) illerde örgütü ve “genel hava” sayesinde 1999 DSP’sinden biraz daha başarılı olabiliceği düşünülebilir; ne var ki bunun genel ortalamayı önemli ölçüde etkilemesi beklenmemelidir. Bu çerçevede düşünüldüğünde, CHP’nin DSP’nin 1999 oy oranı olan % 22,2’ye ulaşmasının, bu partinin - 1999 DSP’sine paralel olarak - İstanbul, Bursa, İzmir, Adana gibi büyük seçmene sahip illerde yüksek oranlara ulaşmasına bağlı olduğu düşünülebilir. Dolayısıyla, CHP’nin bu illerde yapılan anketlerde görülen oy oranı, ülke çapındaki seçim başarısı hakkında bize önemli bir fikir verecektir. Eğer bu oranlar, örneğin; İstanbul için % 25 +, İzmir için % 35 +, Ankara için % 23 + dolaylarını göstermiyorsa, CHP’nin, ülke çapında % 20’nin üzerine çıkamayacağını söylemek hiç de yanlış olmayabilir. Unutmamak gerekir ki, SHP 1987’de ülke çapında % 24.8 oy alırken, Adana’da % 26.9, İstanbul’da % 29.8, Ankara’da % 29.6, İzmir’de 35.6 oy almıştı. Aynı parti 1995’te de % 10.6 genel ortalamasına, her şeyden önce büyük oy merkezlerinde aldığı, Ankara’da % 16.9, İstanbul’da 11.7, İzmir’de % 13.9 sayesinde ulaşmıştı. GP GP’nin büyük adımlar attığı gerçek. Anketten ankete, ilden ile değişen çok farklı oy oranları var. Bu partinin barajı aşıp açmadığıyla ilgili olarak birden fazla soruyu ortaya atmak gerek. Bu sorulardan biri, örgütü olmayan ve doğrudan yemekli / konserli “Cem Uzan” mitingleriyle çalışan bu partiye ilişkin - elbette samimi olan - anket sonuçlarının, taze yapılan mitinglerin etkisiyle belirlenip belirlenmediği. Bir başka deyişle, bir Cem Uzan mitinginden sonra yapılacak bir ankette bu partiye oy vereceğini söyleyenlerin, yemek ve konser etkisi bittikten sonra da bu kararlarını muhafaza edip etmedikleri. Acaba, anketlerde bu partinin oylarının bir hayli “oynak” çıkmasının böyle bir nedeni olabilir mi? İkincisi yine köy oylarıyla ilgili bir soru. Bu parti, köylerde ne kadar etkili olabiliyor. Bir başka deyişle, köy oylarını yakalamakta zorlanan kamuoyu araştırmalarının bu “açığı” GP’nin olduğundan yüksek görünmesine mi neden oluyor? Türkiye’de seçmenlerin yaklaşık % 15’ini barındıran Doğu ve Güney Doğunun çok sayıda köylü seçmen barındıran 30’a yakın ilinde GP’nin hangi oranlara ulaşabileceği de bu sorunun bir parçasıdır. Ve nihayet son bir soru daha sorulmalıdır. Öteki partilerin seçim kampanyalarının henüz hız kazanmaya başladığı göz önünde tutulursa, GP’nin hızının kesilmeye başladığını söylemek doğrusu yanlış olur mu? Buna, öteki partilerin milletvekili adaylarının, hiç tanınmayan ve kişisel etkileri “sıfır” olan GP adaylarına kıyasla, “yerel güçlerinin” daha çok olacağını, yani onların “sahada”ki etkilerinin giderek daha çok GP “aleyhine” işleyeceğini de ekleyebiliriz. ERHAN GÖKSEL Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:27

İLGİLİ HABERLER