Ekonomi
  • 8.2.2003 14:30

İTO'DAN HÜKÜMETE UYARI...

İSTANBUL- İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, devlet uygulamalarındaki yanlışlıklar sebebiyle enflasyondaki gerileme eğiliminin yeniden yükselişe geçmesini, fedakarlıkları boşa çıkartacak gelişmeler olarak gördüklerini ve endişe ettiklerini söyledi. Mehmet Yıldırım yaptığı açıklamada tüketici fiyatlarında (TEFE) tarımda yüzde 7.7, madencilik ve taşocakçılıkta yüzde 9, kok kömürü ve petrol ürünlerinde yüzde 9.2, ana metal sanayiinde yüzde 9.5 olan fiyat artışları genel artış seviyesinden çok daha yüksek olduğuna dikkat çekerek, ''Üretim girdilerinde bugün aynı ölçülerde tüketici fiyatlarına yansıtılamayan artışlar meydana gelmiştir. Her tür ticari ve sınai faaliyeti etkileyen ve iş hayatının her alanında yaşanan tahribat ve sıkıntılar oluşturan politikaların ve uygulamaların engellenmesi zorunludur. Halkımızın ve özel sektörün büyük fedakarlıklarıyla elde edilen ilerlemeyi harcamamalıyız. Önümüzdeki aylarda ihracatımızı da olumsuz etkilemesi kaçınılmaz olan bu tür olumsuzlukların engellenmesi bakımından dikkatli ve tedbirli olunması lazımdır'' dedi. FİYAT ARTIŞLARI VE VERGİ Devletin kazançtan, kazancını kaçırandan alamadığı vergiyi fiyat artışları yoluyla ekonomiye yüklemesinin çare olmadığına işaret eden Yıldırım, ''Akaryakıt başta olmak üzere kamu tarafından yapılan zamların tek amacının hoyratça harcananları finansa etmek olduğunu üzüntüyle izliyoruz. Vergilerin akaryakıt fiyatları içindeki payının üçte ikiye kadar çıkmış olması büyük bir anormalliğin işaretedir'' diye konuştu. Mehmet Yıldırım, enflasyon oranlarında bir süredir devam eden gerileme eğiliminin Ocak ayında artışa dönmesinin tesadüfi olmadığını, tamamen devletin yanlış uygulamalarından kaynaklanan ve maliyet enflasyonu olarak ortaya çıkan bu sorunun bir alarm işareti olarak algılanması gerektiğini ifade ederek enflasyon Irak sorununun giderek daha da trajik hale döneceğinin anlaşılmasıyla endişe verici hale geldiğini belirtti. ''İSTİKRAR POLİTİKASI KRİTİK SÜREÇTE'' İstikrar politikasının kritik bir sürece girdiğini, Ocak ayı enflasyon rakamlarının bu bakımdan ciddi bir uyarı niteliği taşıdığını hatırlatan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım, ''Rakamlar ülkemiz şartlarında henüz fazla yüksek bulunmasa da son 12 ay boyunca devam eden gerileme eğiliminin yeniden artış göstermesi bakımından endişe vericidir. Bu bir trend değişikliğidir. Bu gidiş iyiye gidiş değildir. Sorunun hafife alınmaması gerekir. Karşılaşılan sorun bir maliyet enflasyonudur. Tüketici fiyatlarında 12 aylık artışın gerilemeye devam ederek Ocak ayında yüzde 26.4'e inmesi tüketim talebi yönünden bu ölçüde fiyat artışına yol açabilecek bir genişlemenin söz konusu olmadığını ortaya koyuyor. Yalnız tüketim talebini kısmaya yönelik politikalarla maliyet enflasyonu kontrol edilemez. Son iyi ay TL'nin euroya karşı yüzde 15.3, dolara karşı yüzde 6.4 değer kaybetmiş olması ithal malı girdilerde de maliyet artışlarına yol açmıştır. Kur artışları euro bazında büyük ölçüde Aralık ayında meydana gelse de fiyatlara yansıtılması gecikebilmektedir. Maliyet artışlarına rağmen Ocak ayında imalat sanayiinde özel sektörün fiyat artışı yüzde 3.6'da kalırken kamu kesimi fiyat artışları ortalama yüzde 8.5 yükselmiştir. İmalat sanayiinde son 1 yıllık fiyat artışı özel sektörde yüzde 29.5'ta kalırken kamu sektöründe yüzde 43.6'ya ulaşmıştır'' dedi. Yapılması gerekenin kamu harcamalarının kontrol edilmesi ve program dışı harcamalardan kaçınılması olduğuna dikkat çeken Mehmet Yıldırım, ''Hazine'ye ilave gelir sağlama imkanları geliştirilmeli, bu bakımdan üretici olunmalıdır. Vergi barışı projesinin SSK ve Bağ-Kur'a ait birikmiş borçları da kapsayacak şekilde yenilenmesi, vergi tabanının genişletilmesi ve kamu elinde bulunan atıl veya verimsiz aktiflerin değerlendirilmesi bu çerçevede değerlendirilmelidir'' diye konuştu. ENFLASYONDA KONTROL Enflasyonun düşürülmesinde kontrolün zayıflaması ve hedeflerden uzaklaşılmasının, kur ve faiz seviyeleri üzerindeki yükseltici etkisi bakımından önemli bir tehlike olduğuna işaret eden Mehmet Yıldırım, ''Seradan mutfağa, taşımacılıktan üretime kadar her tür ticari ve sınai faaliyeti etkileyen ve iş hayatının her alanda yaşanan tahribat ve sıkıntılar oluşturan politikaların ve uygulamaların engellenmesi zorunludur. Irak sorununun oluşturacağı ek riskleri de dikkate alarak beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olunması ve devletin ihtimallere karşı A ve B planlarının hazırlanması gerekir. Bu çerçevede bütçe denkliğine daha özen gösterilmeli, musluklar hovardaca, hoyratça açılmamalıdır. Duraklamak, gevşemek ve hele rehavete kapılmak, böyle kritik bir dönemde son derece tehlikeli olacaktır'' ifadelerini kullandı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:18

İLGİLİ HABERLER