
İyimaya: Bir anayasa iskeleti ortaya çıktı
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Ahmet İyimaya, anaya çalışmalarında iskeletin oluştuğunu belirterek, "Türkiye olarak millet tarafından yapılmış bir anayasaya kavuşamamış bir ülkeyiz ve bu siyaset kurumunun büyük bir kusurudur" dedi.
Uzlaşma Komisyonu'nun görevini yerine getirdiğini belirten İyimaya, 1876'dan itibaren yürürlüğe giden 5 büyük anayasanın hiç birinin millet tarafından yapılmadığını belirterek, "Ama ilk defa milletin temsilcileri aracılığı ile milletin talepleri esas alınarak bir anayasa yapılmaya çalışılıyor. Bu çalışmaları tamamladık ve bir anayasa iskeleti ortaya çıktı. Bundan sonra siyaset kurumunun ortaya koyacağı uzlaşma iradesi noktasında bir gelişme olabilir" dedi.
'ZOR GÖRÜNÜYOR AMA İMKANSIZ DEĞİL'
Uzlaşma Komisyonu'nun tarihi bir görevin birinci aşamasını yerine getirdiği kaydeden İyimaya, "'Millet nasıl anayasa istiyor?' sorusu bir büyük anayasa havuzunda birikti. Bu bir kazanımdır. Siyasi Partilerin anayasa konusunda ifadeleri net olarak ortaya çıktı. Bu gelecek anayasacılığı bakımından da önemli bir kazanım. Esas olması gereken şudur; dört partinin mutabakatı ile anayasayı yapmak, milletin onayına sunmak ve halk oylamasından sonra da yürürlüğe koymak. Bu şimdilik zor görünüyor ama imkansız değil. En azından partilerin görüşlerinin yanısıra milletin arzuları ortaya çıkmış oldu. Bundan sonra 'Milletin arzuladığı anayasayı nasıl yapabiliriz, anayasa nasıl olmalıdır?' sorusuna raht rahat cevap verebileceğiz" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞI VE BAŞKANLIK KONUSU
Cumhurbaşkanlığı ve başkanlık sistemi konusundaki görüşlerini açıklayan İyimaya, önceliklerinin anayasa olduğuna belirtterek şunları söyledi:
"Biz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak birinci önceliği anayasaya veriyoruz. Diğer partiler anayasa maddelerinin tamamına yakını üzerinde mütebakat sağlarlarsa, başkanlık sistemini geri çekeriz. Hükümet sistemi dışındaki maddeler bakımından bir mütabakat sağlanmaz ise Adalet ve Kalkınma Partisi olarak başkanlık sistemini savunuruz. Burada üç şeyi birbirinden ayırmak gerekir birincisi başkanlık sistemi. Şu anda dünyada pratiği var ama anayasacılarının yönelttiği eleştiriler de var. Parlamenter sistemde olduğu gibi başkanlık sistemini rasyonelleştirme ihtiyacı var. Obama ikinci kez seçildiğinde bunu dile getirdi. Biz bu değerleri esas olarak başkanlık modelini geliştirdik. Ama başkanlık sistemi konusunda bir anayasa üretilmedi. AK Parti, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini değiştirmeyi hiçbir şekilde arzulamaz. AK Parti'nin, milletin kendi halk oylaması ile aldığı bu yetkiyi yine yasama organlarına veya diğer kurumlarına geri vermesi gibi bir niyeti olamaz. Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi bence demokrasi koşuludur. Vesayet yönetimleri modellemeyi veya eğilimleri, projeleri kurguları, tasarımları Çankaya aracılığı ile gerçekleştirmiştirler. Bugün vesayet sisteminin erişemeyeceği tek yer sandıktır. Hiçbir vesayet sistemi sandığa hükmedemez. Onun için halkın seçmesi modelini sürdürüyoruz. Dünyadaki sistemlerde Cumhurbaşkanlarının parti üyeliğinin sona ermesi konusunda bir uygulama yok. Biz şu an da halen dört partinin ittifakı içerisinde, bir anayasanın yapılması noktasındaki irademizi sürdürüyoruz. 1982 yılından bu yana 'Bu Anayasa, darbe mahsulü, içerisinde milletin olmadığı, kriz odaklı, otoriter bir anayasadır' denmesine rağmen siyaset kurumu 32 yıldır yeni bir anayasayı yürürlüğe koyamadı. Bu gelgit tartışmanın artık sürmeyeceğini düşünüyoruz ve siyaset kurumunu bu ayıptan kurtarmayı hedefliyoruz. Milletin talepleri doğrultusunda norm kalitesi yüksek, ortak uzlaşma düzeyinde bir anayasaya yapmaya çalışacağız" diye konuştu.