
KADİR İNANIR EN BÜYÜK SERVETİNİ AÇIKLADI...
Kadir İnanır, sert bakışlarının ardında pamuk gibi bir kalbe sahip. Çocuk sahibi olmayı çok istediğini söyleyen sanatçı, “Evlendikten sonra ayrılırsam, çocuğum mutsuz olur diye düşündüm.
Yoksa çocukları deli gibi severim”diyor.nDaha bir ay önce Amasya'da 'Son Cellat' adlı sinema filmini çektiniz ve şimdi de yeni dizinizin 'Kardelen'in setindeyiz. Onca yorgunluğa rağmen yüzünüzden sağlık fışkırıyor.
Kamera önünde olmak size yarıyor anlaşılan. Türkiye'de sadece sinema oyunculuğu yapan tek aktör benim; herkesin bir işi var. İnsanın başka bir işi olmayınca kendi işini çok sevmeli ki başarılı olsun. Mesleğinize böylesine dikkatli, dürüst yaklaşıp çok sevdiğiniz zaman sorduğun sorunun cevabı olur. Bu mesleği çok sevmezseniz sizi asla sevmez. Oynadım bitti olmaz, tam yüreğinizi koyacaksınız.
Kadir İnanır'ın başarısının sırrı da bu söylediklerinizin bir özeti değil mi?
Dünyada örneğim yok. Oyunculukta 40'ıncı yıla giriyorum, benim sektördeki piyasa değerim hiç düşmedi. Her gün de artarak devam ediyor. Şimdi bazı oyuncular var dünyada da Türkiye'de de, "şu kadar yıllık sinema oyuncusuyum" diyor. Bir bakıyorsun adamın sinematografisine bir yıl film çekmiş, 10 yıl oturmuş. Ama başlangıçla şimdi arasında 60 yıl var diyor. Benimkisi öyle değil.
40 yıla 184 sinema filmi sığdırdınız! 184 sinema filmi ve 10'uncu dizi... Kendi senaryonuzu kendiniz hazırlayıp sonra da oynamak istemez misiniz?
Yapmayı hep istediğim fakat bir türlü oluşturamadığımız tarihimizle ilgili kahramanlar var. Bunlardan bir tanesi eşkıya, biri milis. Rize'de Ruslar'a karşı mücadele veren İpsiz Efe, diğeri de İstiklal Savaşı'yla ilgili '1922' adlı bir iş. Her yapımcının çekmesi mümkün değil. 20 milyon dolarla başlayan projeler bunlar. Bu ikisini bir türlü hayata geçiremedim.
SERVETİM HESAPLANAMAZDI
Son yıllarda Türk Sineması atağa geçti. Sizce sinema, özlenen arzu edilen yola girdi mi?
Hiçbir ilerleme yok. Gençler filmler çekiyorlar ama o filmlere harcadıkları parayı geri alamıyorlar. Bu bir sinema sevdası... Onları tabii ki alkışlıyorum. Teknolojiyi yakaladık ama çok pahalı. 1 milyon dolarını bir film çekmek uğruna maceraya kim atıyorsa o kahramandır. Kötü filmler yok mu? Var; ama ben bunları söylemem, onların moralini bozmam.
Olması gereken nedir sizce?
1942 yılındaki 'Fikir ve Sanat Ürünleri Yasası' filmin sahibi yapımcıdır diyor. Böyle olunca yapımcılar trilyoner oldu. Böyle bir emek sömürüsü Afrika'daki Cibuli ülkesinde bile yok. Şimdi Türkiye'de Kültür ve Turizm Bakanlığı var. "Çağdaş ülke olacağım" diyorsun, sen sanatçıların haklarını ve onu yapan insanların haklarını çağdaş anlamda korumazsan bu ülkenin her yanından dolarlar sokaklara taşsa ne olur? 15 milyon dolar yardım yapıyorsun, bunu altı filme böl.
Çözüm?
Telif hakları yasasını çıkaracaklar, gidip Fransa'dan bir örneğini koyacaklar. Diyelim 30 yılda 3 bin filmim oynadı, o filmlerin satışının yüzde onunu alsaydım servetimi hesaplamaya rakamlar yetmezdi.
ZEYNEP'İ KABUL ETTİM
Yeni dizinizin konusundan biraz bahseder misiniz?
Asaf, uluslararası istihbarat şefi. Saklanması gerekiyor. Taksi şoförlüğü yapıyor ve torunuyla sürekli kaçıyor.
"Bir daha kolay kolay dizilerde oynamam" diyordunuz, sizi nasıl ikna ettiler?
Eskiden bu rol bana teklif edilmişti. Rica ettiler, kıramadım. 15 Nisan'da Kanal 1'de yayınlanacak.
Başrol oyuncusu Zeynep Tokuş'u siz mi seçtiniz?
Kimle yolculuğa çıkacağıma ben karar veririm tabii.. Zeynep Tokuş adı önerildi, ben de hiç düşünmeden "Tamam" dedim.
ÇOCUKLAR BANA AŞIK OLUR
Kadir İnanır bir bebek özlemi çekmiyor mu?
Tabii canım istemez miyim. Mutsuz evlilikler, parçalanmış aileler gördüğüm için bir çocuğun anasız babasız büyümesi çok vicdanımı sızlatıyor. Onun için böyle bir riske girmedim. İstedim ki evlilik bir defa olsun ve sonsuza kadar olsun. Ben hakikaten çok inançlı bir insanım. Bu bir kısmet meselesi, Allah böyle istedi. Yoksa bir aymazlığa düşüp, sokaklar da gezen benim de çocuklarım olabilirdi yani.
Dizideki torununuz yanınızdan hiç ayrılmıyor, ne kadar güzel bir ilişki var aranızda?
8 yaşında. Tesadüfen Fatsalı çıktı o da. İki Fatsalı yan yana... Çocukları sevgiden mahvederim. Çocukları var ya, anasından babasından ayıracak kadar aşık ederim kendime. İlgi meselesi bu... Hangi çocuk olursa olsun, ister zenci ister Kızılderili...
AĞLAMAYAN İNSAN İNSAN DEĞİLDİR
Kadir İnanır sert görünür ama pamuk gibi de bir kalbi vardır. Duygulandığınızda ağlar mısınız yoksa göz yaşlarınız içinize mi akar?
Bir insanın kalbi pamuk gibi olmazsa ona insan demeyeceksin. Bir insan böyle olmaya mecbur. Bu bir erdem değil. Ben sertim ama özellikle çalışırken... Bir sürü insan sefalet acı içinde yaşarken benim kahkahalara eğlenmem mümkün mü? Kimse gülmezken ben gülemem... Ama ağlarım da. Ağlamayan insan insan değildir. Gözyaşlarım çok akar, hem de müthiş akar. Erkekler hem de ne biçim ağlar biliyor musun?
Yapılan bir araştırma Türk kadınlarının sizin tipinizdeki erkekleri çekici bulduğu ortaya çıktı. Sizin otoriter ve ölümüne seven oluşunuz onları etkiliyormuş; bir erkek olarak kadınların bu düşüncesinden dolayı gurur duyuyor musunuz?
Bu doğru bir kavramdır, ben yaşamın içersinde görüyorum bunu.. Ama içersine seksüel boyutu fazla koyanla kavga ederim. Öyle değil, her ailenin içersinde ya ağabeyim, ya kardeşim ya akrabasıyım, çok azında da sevgilisi olabilirim. Ama bunun tamamını yanlış yorumluyorlar kızıyorum, çok sinirleniyorum. Bir gün öldüğümde her evden cenazem çıkacak. Bunu yapmak dünyadaki servetlerin en büyüğüdür. Onun için Türkiye'nin en zengin adamı benim. Bugün hiç düşünmeden Türkiye'deki her evin kapısını çalarım "Bana yemek ısmarlayacaksınız" derim. Hatta "Ben burada yatacağım" derim. Bu dünya gelip geçici. Ne kalacak bana... Birisi Atlas kefenle, birisi de en basitiyle gömülecek. Aradaki fark 150 kuruş.
EVLİLİK BİR MUKAVELEDİR
Yaşam felsefenizi üç kelimeyle anlatır mısınız?
Sağlık, onur ve haysiyet... Bu üç olgu için yaşıyorum. Benim özel hayatımla ilgili bir yerde bir kare resim görebiliyor musunuz? O işte, benim hayatımın bir bedelidir. O, oluşturduğum Kadir İnanır'a olan güveni bozmama adınadır. Hayatıma giren kadının yeri önce onurudur. Kendi kişiliği, kimliği, duyarlılığı hepsi bir yerde olduğu zaman hayatımı paylaşırım, o kadınla... Benim için önemli olan özellikler bunlardır.
Evlilik?
Olmasa ne olacak? Saydığım değerler bir araya geldiği zaman önemli değil. Evlilik bir mukaveledir.