KAYNAK : Haber Vitrini
ABD'de Güney California Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, kahvedeki kafein ile kokainin beyindeki uyarıcı sinyaller üzerinde benzer etkiler ortaya koyabildiği saptandı.
Nature (Doğa) bilim dergisindeki yazıya göre, insanların kafeinin beyinde kokain benzeri uyarıcı rol oynadığını bilmediğine değinen uzmanlar, kokainin çok tehlikeli bir uyuşturucu olduğunu, kafeinin ise kahve içen insanlara zevk vererek aynı benzer etkinliği sağlayabildiğini kaydetti.
Sabahları içilen kahvenin, günlük yaşamda bilme ve kavrama yeteneği üzerinde olumlu işlevi biliniyor.
Bilim adamları, iki gruba ayırdıkları denek hayvanlarının bir kısmında, beyindeki uyuşturucu bağımlılığına yol açan DARP-32 proteinini yok ederek, kafeinin uyarıcı etkisini araştırdı.
DARP-32 proteini yok edilmeyen farelere, üç kahve kabında bulunan miktarda kafein veren uzmanlar, bu denek hayvanlarında, uzun zaman süren hareketlilikle anlık hareketlerde yükselme gözledi.
DARP-32 proteini yok edilen farelerde ise aynı oranda kafeinin çok az etki ortaya koyabildiği belirlendi.
DARP-32 geni yok edilen farelerde kafein oranını iki katına çıkaran araştırmacılar, yüksek oranda kafeinin, bloke edilen proteine rağmen daha fazla etki ortaya koyabildiğini gözledi.
Önceki araştırmalarda, kokainin de aynı tür denemede benzer biyokimyasal değişim ortaya koyabildiği saptandı.
Kafeinin uyarıcı etkisinin, beyinde bazı reseptörleri bloke etmesinden kaynaklandığı düşünülüyor. Beyindeki adenozin reseptörünü bloke ederek beynin etkinliğini artırabilen kafeinin, bu nedenle uykusuzluk da meydana getirebildiği belirlendi.
Adenozin reseptörünün, beyindeki moleküler sinyaller üzerinde önemi bulunduğu, DNA'nın yapısını oluşturan dört yapı taşından biri olduğu biliniyor.
Adenozin, beynin özel bölgelerine sinyaller gönderen hücreler arasında enerji tüketimi ve elektiriksel etkinliği kontrol ederek dengeyi sağlayabiliyor.
BAĞIMLILIK ARAŞTIRMALARI
Uzmanlar, araştırmanın uyuşturucu bağımlılığı ve diğer nörolojik ve psikolojik rahatsızlıklarla ilgili yeni veriler ortaya koyabildiğini belirtti.
Uyuşturucu bağımlılığının önlenebilmesi açısından sürdürülen araştırmalarda ayrıca, beyindeki biyokimyasal değişikliklerle oluşan uyku düzeni inceleniyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:58