
Kehanetleri tutsaydı Türkiye diye bir şey kalmazdı
Bozdağ, CNN TÜRK televizyonunda yayınlanan Ankara Günlüğü programında soruları yanıtladı.
Bazı gazetelerde yer alan 'görüşme tutanaklarının' hatırlatılması üzerine Bozdağ, gazete haberlerinden hareket ederek sürecin değerlendirilmesinin yanlış olacağını dile getirdi. Bozdağ, ''Şu anda Türkiye'de bizim söylediğimiz bir şey var o da çok net sayın Başbakanımız en son grup toplantısında da söyledi, 'Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan' ana ilkesi çerçevesinde tabi bunu her yerde ifade ediyoruz. Biz adımlarımızı atacağız ve kardeşliğimizi birliğimizi güçlendiren bir yapıyı ortaya koyacağız, çıkaracağız'' dedi.
-''Ortaya çıkmış bir metin yok''-
Çözüm sürecinde her şeyin milletin gözü önünde olacağını ifade eden Bozdağ, AK Parti'nin milletin içinden gelen bir hareket olduğunu ideoloji ve marjinal yapılara göre değil milletin his ve kabullerine göre hareket ettiğini dile getirdi.
Bozdağ, şunları söyledi:
''Bizim yaptıklarımız ortada, söylediklerimiz ortada, bu konularda açıklamalarımız ortada. Yani şu anda ortaya çıkmış bir metin yok. Yani üzerinde 'şudur, budur' diye değerlendirilecek bir metin falan yok. Ama birileri bu süreçle ilgili olumlu havadan Türkiye'nin çözüm sürecine girmesinden fevkalade rahatsızlık duyanlar olabilir. Özel bir şey olarak 'şudur' demek istemiyorum ama 2009'u hatırlayın o dönemde Türkiye bir yeni döneme doğru gidiyordu. Baktığınızda toplumun her kesiminde de bir olumlu hava olmuştu. Ama ne oldu pek çok yapıdan bu süreci akamete uğratmak için pek çok atraksiyonlar ortaya çıktı. Onun için çözüm süreci kolay bir süreç değil, sabır isteyen bir süreç. Bugünden yarına hemen netice alınacak bir süreç de değil. İftiraların ithamların karalamaların pek çok başka şeylerin olabileceği bir süreç.''
Terör meselesini Türkiye'nin gündeminden çıkaracak, milletin kabulleri doğrultusunda adımlar atma durumunda olduklarını ifade eden Bozdağ, ''Sayın Bahçeli konuşuyor 'ver şunu al bunu, ver şunu al bunu'. Bizim ona ihtiyacımız yok, çünkü biz milletle beraber yürüyoruz. Bugüne kadar da biz attığımız bütün adımları milletimizle beraber attık biz. Milletle beraber bütün bu yolları biz yürüdük. Bundan sonra da biz milletimizle beraber yürüyeceğiz. Yaptığımız her şeyi milletimizin önünde yapacağız'' dedi.
-''Yapacağımız her şey milletin gözü önünde olacaktır''-
Bazı kesimlerin çözüm sürecinde milletin, Meclis'in ve Türkiye'nin haberi olmadan gizli kapaklı bir takım işler yapıldığı yönünde bir hava yaymak istediğini belirten Bozdağ, böyle bir şeyin mümkün olmadığını kaydetti. Bozdağ, şöyle devam etti:
''Bizim yapacağımız her şey milletin gözü önünde olacaktır. Milletimiz eğer bir şey yapacaksak milletimiz onu görecektir. Dolayısıyla şunu çok net söylüyorum; 'Milletimizin kabulleri ve milletimize rağmen bizim atacağımız hiçbir adım yoktur, olmamıştır. Bugüne kadar da olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır'. Biz milletimizle beraber bu süreci yönetiyoruz yoksa 'Türkiye terör belasıyla daha 30 yıl uğraşsın' diyenlerle beraber bu süreci yönetmiyoruz. Biz bu sürecin milletimizle beraber ve milletimizin istekleri doğrultusunda çözüm neticesiyle sonuçlanması için hareket ediyoruz. Bizim yaptığımız o. Ama bu süreç içerisinde birilerinin serveti iftira. Hemen bakıyor 'haindir' diyor. Niye 'hainim' ben 'birlik' diyorum, 'kardeşlik' diyorum, 'kan akmasın' diyorum, 'analar ağlamasın' diyorum. Bu ülke artık terörle uğraşacağına başka işlerle uğraşsın, huzur gelsin, refah gelsin, insanlar her yerde daha güvenli olsun, Türkiye daha güçlü olsun bunun için biz uğraşıyoruz.''
-''Kehanetleri tutsaydı şimdiye Türkiye diye bir şey kalmazdı''-
Türkiye'nin kardeşliği, refahı, huzuru için yaptıkları çalışmalar nedeniyle bazı kesimlerin kendilerini ihanetle suçlayarak iftira attıklarını ifade eden Bozdağ, ''Bunları ben iftiralarıyla başbaşa bırakıyorum. Sayın Bahçeli'nin bu kehanetleri tutsaydı... Bakın ben 50 yaşına neredeyse geldim. MHP'lileri dinlediğimde 50 sene aklım yetti yeteli 'bu ülke bölünüyor', 'falan oluyor', 'şöyle oldu', 'falan oldu', 'filan oldu', 'memleket komünistler geldi', 'memleket şöyle bölündü, böyle parçalandı' bunların kehanetleri tutsaydı şimdiye Türkiye diye bir şey kalmazdı ortada. Yani yatıyorlar kalkıyorlar 'ülke bölünüyor', yatıyorlar kalkıyorlar 'ülkede ihanet var' yatıyorlar kalkıyorlar başka bir kelime sanki bilmiyorlar'' diye konuştu.
-Yargı paketinin süreçle ilgisi yok-
Hükümetin 4. Yargı Paketi ile ilgili bir revizyonunun söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, paketin çözüm süreciyle bir ilgisi olmadığını söyledi. Paketin haziran ayında Bakanlar Kurulu gündemine geldiğini hatırlatan Bozdağ, gündeme gelmesinin ana nedeninin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği kararlar olduğunu ifade etti.
Bozdağ, ''Bu yargı paketinin içerisindeki bütün maddelerin düzenlenme gerekçesi, ana gerekçesi AİHM kararlarına uyum sağlamak ve insan hakları konusundaki Türkiye'nin kendi içerisinde kurallarının standardını Avrupa standardına çekmektir. Bunun çözüm süreciyle irtibatlandırılması yanlıştır'' ifadelerini kullandı.
Paket içerisinde propagandayla ilgili düzenlemeyle ''şiddet kriteri'' getirdiklerini söyleyen Bozdağ, şunları dile getirdi:
''Bu da doğru bir şey. Siz bir ifadeyi bir düşünceyi ifade ederken eğer şiddeti teşvik etmiyorsanız, şiddeti övmüyorsanız ve ona insanları özendirmiyorsanız düşüncenizi özgürce söyleme imkanınız olmalı. Bunu söylediğinizde sizin de bir karşı düşünceniz varsa çıkar onu söylersiniz. Fikri olan başkalarının fikrinden korkmaz. Onun için fikir hürriyetinin önündeki engelleri kaldıran bir adım. Öte yandan da fikir hürriyetinin kapsamını genişleten bir adım. Propaganda suçunun oluşmasını zorlaştıran soyut olarak, soyutta olan bir suçu biraz daha somutlaştıran adımlar var. Bu Türkiye için olması gereken doğru olan bir şeydir. Ama şimdi bunu alıp birileri tabi terör örgütüyle ilgili irtibatlandırıp başka şeylere çekebilir başka şekilde ithamlar bunun üzerinden yapabilir ama bunun bununla alakası yok. Türkiye'de ifade hürriyetini genişletmek için atılmış bir adımdır.''
Pakete herhangi bir şeyin eklenip eklenmeyeceği yönündeki bir soruya da Bozdağ, paketin içerisine girecek yeni bir şeyin olmadığını söyledi. Bozdağ, ''Gecikmiş olmasının nedeni bu pakete ilişkin imza sürecini, Sayın Bülent Arınç hükümet sözcümüz bu konuda açıklamada bulundu 'imzaya açıldı, imza tamamlanınca pazartesiye kadar Meclis'te olacak' diye açıklamasını yaptı. Önümüzdeki günlerde bu paket Meclis'e gelecektir. Paketin gecikmesinin başka nedeni yoktur'' dedi.
-Yeni anayasa-
AK Parti'nin yeni anayasa önerisinde yer alan yargı başlığıyla ilgili önerilerini gözden geçirip geçirmeyeceği konusundaki bir soru üzerine Bozdağ, yargı birliğinin herkesin olmasını arzu ettiği bir şey olduğunu söyledi.
Bozdağ, şunları kaydetti:
''Ayrı askeri yargı, adli yargı var. Bakıyorsunuz askeri Yargıtay var, sivil Yargıtay var, ayrı usuller, ayrı kanunlar, ayrı hakimler, idari yargıda da hakeza ayrılık var. Sanki ortada iki tane ayrı devlet varmış, iki devletin de ayrı hukuku varmış gibi bir görüntü. Bugüne kadar bütün hukukçular ve siyasetçiler yargı birliğini müdafa etti. Bizim yaptığımız şey de yargı birliğini hayata geçiren bir adımdır.''
Yargıyla ilgili atılan adımlarda her şeyin doğru olduğu, geri adım atılmayacağı şeklinde bir değerlendirmelerinin olmadığını ifade eden Bozdağ, eleştiri ve tartışmaları dikkate alarak öneride bulunduklarını ancak eleştiriler çerçevesinde önerilerini değerlendirebileceklerini belirtti. Bozdağ, şöyle devam etti:
''Değişiklik yapılması gereken bir şey varsa, bizim yaptığımız eksikse yanlışsa, önerilenler daha doğru bir şey ise biz onlara kapalı değiliz. AK Parti Grubu'nun Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda ileri sürdüğü önerilerin hepsi her türlü tartışmaya her türlü eleştiriye açık önerilerdir ve biz bunlardan istifade ediyoruz ve bunlar üzerinde müzakere ve değerlendirme yapılırken de biz bu önerilerimizi kamuoyundan gelen haklı ve yerinde eleştiriler çerçevesinde de revize ediyoruz. Pek çok önerimiz bu manada komisyondaki diğer partili milletvekilleri de bilecektir ki revize edilmiştir. Yani bu noktada bir eksiğimiz bir yanlışımız varsa onları da revize edebiliriz. Ama biz verdiğimiz önerinin doğru bir öneri olduğunu düşünüyoruz. Ama bu eleştirileri de elbette yok sayamayız dikkate alırız değerlendiririz o noktada bizim bir çekincemiz yok olamaz da zaten.''
-''Uzaydan bir şey getirmiyoruz''-
Başkanlık sistemiyle ilgili önerilerinde de revize veya gözden geçirme gibi bir durumun söz konusu olup olmayacağı yönündeki bir soruya da Bozdağ, bu önerilerini yaparken Türkiye'nin ihtiyaçlarının dikkate alındığını dile getirdi. Başkanlık sisteminin yeni bir tartışma olmadığını kaydeden Bozdağ, Türkiye'nin gündeminde 200 yılı aşkın bir süredir sistem tartışması olduğunu söyledi.
Bozdağ, Türkiye'nin 1946 sonrasında darbeler, muhtıralar ve ekonomik krizler yaşadığına dikkati çekerek şunları söyledi:
''Şöyle bir bakın Türkiye'nin tarihine 90 yılda 23'ten bugüne hesap ettiğimizde 61 tane hükümet kurmuşuz neredeyse 17,5 aya bir hükümet düşüyor. Böyle bir yerde siyasi istikrar etkin ve kuvvetli bir icrayı hayata geçirme imkanı yok. Onun için biz diyoruz ki Türkiye'nin daha iyi yönetilebilmesi demokrasinin daha güçlenmesi için Türkiye'nin bir sistem değişikliğine ihtiyacı var. Biz onu öneriyoruz. Başkanlık sisteminin Türkiye için doğru olduğuna inanıyoruz. Onun için de Türkiye'nin kendi özelliklerini de dikkate almadan adım atarsak yanlış yaparız. Yani biz uzaydan bir şey getirmiyoruz. Dünyanın gerçekleriyle Türkiye'nin gerçeklerini gözardı eden bir yaklaşım içerisine girersek yanlış yaparız. Bizim önerimiz doğru olduğunu düşündüğümüz bir öneri. Ama bu önerinin içerisinde yanlışlık, eksiklik varsa 'yok biz buraya dokundurtturmayız, bizim önerimiz doğrudur, harfine dokunamazsınız demiyoruz' demiyoruz. Biz bu önerileri önerirken Türkiye kamuoyunun da tartışmasına açıyoruz. 'Bakın bizim böyle bir önerimiz var, siz görüşlerinizi söyleyin başkaları söylesin. Bu öneri üzerinde de tartışalım' diyoruz bir noktada. Ve o tartışmalar çerçevesinde elbette biz başkanlık sistemi önerimizle ilgili gelen eleştirileri de dikkate alırız, eksiği varsa tamamlayan, yanlışı varsa düzelten adımları atmaktan çekinmeyiz çünkü bizim bütün derdimiz Türkiye için daha iyiyi ortaya koymaktır. Biz bunlara açığız. Başkanlık kararnamesi olsun, başka konularda olsun bu konulara ilişkin eleştirileri biz de dikkatle takip ediyoruz inceliyoruz ve süreç içerisinde bunlara dair değerlendirmeleri arkadaşlarımızla elbet tekrar tekrar yaparız.''
Uzlaşma olması halinde AK Parti'nin yeni anayasa konusunda bu önerisinden vazgeçip vazgeçmeyeceği yönündeki bir soru üzerine Bozdağ, ''Şimdi bizim söylediğimiz şey şu orada; 'Eğer uzlaşma komisyonu yeni anayasanın bütün maddelerinde mutabakat sağlar ve sadece başkanlık sistemini içeren maddelerde mutabakat sağlanmazsa o zaman başkanlık sistemi yeni anayasanın önünde bir engel gibi kalır'. O zaman biz diyoruz ki 'Anayasanın başkanlık sistemini içeren maddeleri dışında mutabakat olursa, biz başkanlık sistemini yeni anayasa için erteleyebiliriz' diyoruz. Yeni anayasa hayata geçebilir. Ama böyle bir durum yok şu anda. Şimdi CHP'nin, MHP'nin, BDP'nin önerileri var. Şimdiye kadar anayasanın 60 tane görüşülen maddelerinin 60'ında uzlaşma yok. Yani CHP'nin maddesinde uzlaşılmıyor bu anayasa yapmaya engel değil, AK Parti'nin önerisinde uzlaşılmayınca engel. Bu çarpıtmaktır.''