KEMAL DERVİŞ :"İMAR BANKASI BİR ZİNCİRİN SON HALKASIYDI"
HASAN ESEN
ANKARA- Ekonomiden Sorumlu Devlet eski Bakanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Kemal Derviş, ekonomide olumlu gelişmelerin yanında olumsuz gelişmelerin de yaşandığını ifade ederek, belirsizliğin ortadan kalktığını ancak cari işlem açığının 8 milyar dolar olduğunu ve yatırım miktarının rekor düzeyde düştüğünü söyledi.
Derviş, Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi'nin düzenlediği 'Ekonomide 2004'e Bakış' konulu toplantıya katılarak bir konuşma yaptı. Türk ekonomisinin önemli bir aşamaya geldiğini söyleyen Derviş, 1990'lı yılları Türkiye açısından kayıp yıllar olarak niteledi.
Enflasyonun bu yıllarda yükselme trendine girdiğini belirten Derviş, bu dönemlerde ileriyi görmenin çok zor olduğuna değindi. Kamu açıklarının borçla kapatılmaya çalışıldığını anlatan Derviş, böylece enflasyonun gittikçe yükseldiğini vurguladı.
Türkiye'nin ekonomi alanında 2 temel sorunu bulunduğunu savunan Derviş, bunlardan birincisinin kamu açıkları, diğerinin ise bankacılık ve finans sektörü olduğunu kaydetti. Derviş, kamuda ciddi sorunların başgösterdiği gibi bankacılık ve finans konusunda da önemli sorunların ortaya çıktığının altını çizdi.
Kendi bakanlığı döneminde Ziraat Bankası'nın hesaplarının incelediği zaman söz konusu bankanın 'zarar üreten bir makine' durumunda olduğunu ifade eden Derviş, özel bankalarda da benzer durumlar yaşandığın belirterek, "Son olarak İmar Bankası olayı var. Bu bir zincirin son halkasıydı. Son 2 yıl içinde çok ciddi bir temizlik yapıldı" dedi.
Bankalara el konulmasının banka sahiplerine sahip çıkılması şeklinde algılanmaması gerektiğini söyleyen Derviş, asıl amacın mevduat sahiplerin mağdur edilmesini önlemek olduğunu vurguladı.
Bankacılık konusunda atılan adımların bir bedeli olması gerektiğini anlatan Derviş, buradan kaynaklanan sorunlardan dolayı Türkiye'nin yüksek enflasyonlarla karşı kaşıya kaldığını belirtti. Hiçbir ülkenin yüksek enflasyonla yaşamasının mümkün olmadığına işaret eden Derviş, "Yüksek enflasyon ülkeyi krize götürür" diye konuştu.
Yüksek enflasyonun belirsizlik ortamı doğurduğunu vurgulayan Derviş, enflasyonu yenmenin de bir bedeli olduğunu kaydetti.
Sıkı bir maliye ve para politikasının uygulanması gerektiğini dile getiren Derviş, bunun için döviz kurunun da yardımının şart olduğunu anlattı.
Faizlerin düşmesi için Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'yi telefon ile aradığını açıklayan Derviş, Serdengeçti'nin görüşlerine saygı duyduğunu da anlattı.
"ECEVİT'İN HASTALIĞI TÜRKİYE'DEKİ İYİLEŞMEYİ TIKADI"
Derviş, bu saptamalar ışığında değerlendirildiği takdirde Türk ekonomisinin kırılgan bir yapı arz ettiğini ifade ederek, Türkiye bir belirsizliğini hakim olduğunu söyledi.
Zaman içerisinde bir iyileşme çizgisi yakaladıklarını savunan Derviş, "Sayın Başbakan Ecevit'in hastalığı çok önemli oldu. MHP ile ANAP arasında yaşanan AB gerginliği de bu iyileşmeyi tıkadı" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin bu aşamada seçimlerde bir çözüm beklediğini hatırlatan Derviş, "CHP olarak sevinemedik. Ana muhalefet partisi olarak Meclis'e girmemize, hatta bir önceki seçime oranla daha fazla oy almamıza rağmen sevinemedik" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti iktidarı ile söz konusu belirsizliğin ortadan kalkmaya başladığını vurgulayan Derviş, hükümetin ekonomi politikasını sürdürme kararı almasıyla, enflasyon oranlarında ve faizlerde düşme yaşandığını vurguladı. "İstikrar sağlandı. Bir istikrarsızlık ve panik havası yok" diyen Derviş, "Faizler yüzde 30 civarında düştü. Büyüme devam ediyor" diye konuştu.
Ancak bu olumlu havanın yanında olumsuz bir havanın da söz konusu olduğunu savunan Derviş, Türk Lirası'nın gerçeği yansıtmayan bir şekilde aşırı değerlendiğini ifade etti. Derviş, "Bugün için cari işlem açığı 8 milyar dolar civarında. Bu tehlike işaretidir. Türkiye uzun süre bu cari işlem açığı ile yaşayamaz" açıklamasında bulundu.
Bunun yatırımların düşmesi anlamına geldiğini söyleyen Derviş, Türkiye'ye dışarıdan gelen yatırımların rekor düzeyde en alt seviye olduğunu ileri sürdü.
Yatırımların kriz döneminde bile 6.2 milyar dolar gerçekleştiğini hatırlatan Derviş, bu yıl ise bu rakamın 4.5 milyar dolara düştüğünü kaydetti.
Kamunun yatırım yapmadığı gibi özel sektöründe yatırım yapmadığını savunan Derviş, "Ciddi bir canlanma yok. Mutlaka yatırım sürecinin başlaması lazım" dedi.
Makro ekonomik dengede sorun olduğunu söylene Derviş, dış yatırım olmadan ekonomi alanında sorunların mümkün görünmediğinin altını çizdi.
2005-2006 yıllarında Türkiye'ye 4 milyar dolarlık bir dış yatırımın yapılmasının mümkün olduğunu ileri süren Derviş, böylece 8 milyar dolarlık cari işlem açığının 4 milyar dolara düşebileceğini kaydetti. Türkiye'nin kur politikasın değiştirmesinin gerektiğini vurgulayan Derviş, değişikliğin yüzde 15-20 civarında gerçekleşmesinin şart olduğunu savunarak, değişikliğin bir süreç içinde oluşmasını istedi.
Kriz döneminde Türkiye'den 20 milyar dolar çıktığını ifade eden Derviş, 8 milyarlık cari işlem açığı ile Merkez Bankası'nın 8 milyar dolarlık bir döviz alımına ulaşacağını, böylece 16 milyar dolarlık bir döviz girdisinin sağlanacağını vurguladı.
"DALGALI KURDAN VAZGEÇİLMESİ GÖRÜŞÜNDE DEĞİLİM"
TBMM'nin AB yolunda çok ciddi icraatlara imza attığını söyleyen Derviş, bunun devam etmesi gerektiğini ifade ederek, tersinin yaşanması halinde ise Türkiye'nin ekonomik anlamda sıkışacağını belirtti. Sıcak para konusunda söyledikleri tekrarlayan Derviş, "Uzun vadeli sermayeye kırmızı halı serilmelidir. Kısa vadeli sermayeyi ise durdurmamız gerekiyor. Bence bunda bir sakınca yok" diye konuştu.
Derviş, dışarıdan gelen paranın bir kısmının Merkez Bankası'na yatırılması ya da vergi konulmasını istedi. Derviş, daha sonra katılımcıların soruların cevaplandırdı. Derviş, bir soru üzerine "Dalgalı kurdan, serbest kurdan vazgeçilmesi görüşünde değilim" cevabını verdi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:52