DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in, AK Parti lideri Tayyip Erdoğan'a yönelik, ''Erdoğan, Denktaş'ı ve Türkiye Cumhuriyeti'ni içerden vuruyor'' şeklindeki sözleri, Ecevit'in Başbakanlığını yaptığı Anasol-M hükümetinin Kıbrıs konusunda izlediği politikaları akıllara getirdi. Şu an yaşanan Kıbrıs çıkmazının temelleri, Anasol-M döneminde atıldı.
İŞTE BUGÜNKÜ GELİŞMELERİN TEMELLERİ
25.10.2002 tarihinde TRT'de katıldığı bir programda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB'ye üyelik başvurusunun kabul edilmesi durumunda Türkiye'nin adayı ilhak edebileceğini öne sürmüştü. Oysa 1 Haziran günü, Güney Kıbrıs'ın AB'ye entegrasyonu takvimi işlemeye başlamış ve Türkiye'ye konuyla ilgili tavrını belirlemesi üzerine verilen süre 1 Haziran'da dolmuştu. Hükümet ise, 1 Haziran öncesinde resmi tavır belirlemek üzere Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde Mayıs ayında yapılacak zirveyi Temmuz'da yapabilmişti. Bu tarihi zirvenin gecikmesine gerekçe olarak ise, Ecevit'in sağlık problemleri gösterilmişti. Yani Ecevit'in açıkladığı ilhak planının, eğer yapılacaksa 1 Haziran'dan önce açıklanıp ve bu tarih itibariyle gerçekleştirilmesi gerekiyordu.
KASIM 2001'DEKİ KIBRIS
İLERLEME RAPORU SİNDİRİLDİ
Yine Ecevit'in Başbakanlığı döneminde, Kasım 2001'de AB'nin Kıbrıs İlerleme Raporu açıklanmış ve bu raporda, ''Kıbrıs için dönüşü olmayan yola girilmiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti (KKTC yok sayılarak mevcut Rum yönetiminin adanın bütününü temsil ettiği varsayılan ibare) ile AB arasındaki entegrasyon 1 Haziran 2002 itibariyle gerçekleştirilecek'' deniliyordu.
KASIM 2000'DEKİ KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ SİNDİRİLDİ
Kasım 2000'de Güney Kıbrıs'la yapılan Katılım Ortaklığı Belgesi'nde 1963 Londra-Zürih Antlaşmalarının geçerliliğini yitirdiği belirtiliyor ve iki toplumlu tek bir devlet öngörüsünün AB uhdesinde kabul edildiği ilan ediliyordu. Bu belgeye de yine dönemin Başbakanı Ecevit tarafından ses çıkartılmamış ve açıklanan her rapor, bir öncekinin temel dayanağı olarak sürdürülmüştü.
HELSİNKİ ZİRVESİ SİNDİRİLDİ
1999 Helsinki Zirvesi'nde Avrupa Birliği için Türkiye'nin adaylığı kesinleşirken, Güney Kıbrıs'ın adanın bütününü temsilen AB nezdinde muhatap alındığı ve üyeliğe bu şekilde kabul edileceği de ilk kez resmen ilan edildi. Dönemin hükümeti Helkinki'de Türkiye'nin adaylığının kabul edilmesini propaganda malzemesi yaparken; Kıbrıs konusunda alınan bu kararı kamuoyundan adeta gizledi. AB'ye o gün gösterilecek kesin bir tavır, Kıbrıs konusunda bugün ''28 Şubat'a kadar anlaşın'' dayatmasını ortadan kaldırabilecekti.(Vakit)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:15
