Gündem
  • 24.5.2011 00:19

KILIÇDAROĞLU'NUN BDP'Lİ BELEDİYELERE ÖZERKLİK SÖZÜ ŞOK ETTİ!..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakkari'deki seçim mitinginde halka seslendi. Kılıçdaroğlu, AB Yerel Yönetimler Yasasını aynen kabul ederek yerel yönetimlere Avrupa'daki gibi özerklik vaad ederken KCK operasyonlarını da bir kez daha eleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun halen devam eden Hakkari mitinginden belediyelere özerklik vaad ettiği bölüm şu şekilde: "Yerel yönetimlerin özerklik şartını aynen kabul edeceğiz. Onlara özerklik vereceğiz aynı Avrupa'daki gibi. Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Yasasını aynen kabul edeceğiz. Biz Meclis'te kayıpları bulalım dedik. Ama iktidar partisi bu ülkenin kayıplarını ortaya çıkarmak için Meclis'te komisyon kurmaya yanaşmadı. Belediye başkanlarını tutuklayacaksın, onların ellerini kelepçeleyeceksin, sıraya dizip fotoğraflarını çekeceksin... Halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının aylarca gözaltında tutulmasını istemiyoruz." "BARIŞI GETİRİP ÇATIŞMAYI BİTİRECEĞİM" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Benim sözüm var: Bedeli ne olursa olsun bu ülkeye barışı getireceğim, bu ülkede kardeşliği egemen kılacağım ve çatışmayı da bitireceğim'' dedi. Van'da Beşyol Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap eden Kılıçdaroğlu, sınır kapısını da mazot fiyatlarını da bildiğini ifade ederek, ''Sınır kapısının açılması lazım istikrarlı bir şekilde, öyle 3 gün aç, bir sene kapat değil. Onlar açmazlar, biz açarız. Eğer sınır ticaretini açmıyorsan, bu bölgenin insanına güvenmiyorsun demektir, biz güveniyoruz, milletimize ve halkımıza güveniyoruz. Sınır kapısını da açacağız. Karşıda düşman devlet yok, biz de düşman değiliz, hatta bazı akrabalarımız orada, gidip geliyorlar. Niye sınır kapısını açmıyorlar? Grup Başkanvekili olarak geldiğimde Valiliğe uğramıştım, dediler ki 'bu kaçakçılıktan çok canlı hayvan telef oldu, çok sayıda insan hayatını kaybetti'. Soruyorsun ne yapıyorsun, 'mazotçuyum' diyor, mazot getiriyor adam ne yapsın. İş verdin de çalışmadı mı? O zaman serbest bırakacağız. Sonra Allah aşkına mazotu kim kullanacak, mazot yenmez içilmez ya çiftçi kullanacak ya şoför kullanacak. Bunlar düşman mı, hayır. Onlar da bizim insanlarımız'' diye konuştu. -''MAZOT FİYATINI 1.5 LİRA YAPACAĞIZ''- Mazotun fiyatını düşüreceğini vadeden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Çiftçi kardeşlerimize sözüm var: Fiyatı 1.5 liraya indireceğiz. Çiftçinin ektiği, biçtiği tarlada, mazotun fiyatını 1.5 lira yapacağız. Bana diyorlar ki 'mazotun fiyatını nasıl 1.5 lira yapacaksın ki, bizde petrol yok, yurt dışından petrol alıyoruz'. Kardeşiniz Kemal, bir hesap uzmanıdır, uzun yıllar hesap uzmanlığı yaptı. Petrolün Türkiye'de üretilmediğini ve büyük ölçüde dışarıdan geldiğini ben de biliyorum ama o mazot Türkiye'ye gelir, rafinerilerde işlendiği ve rafinerinin karı, dağıtım şirketlerinin karı ve benzin istasyonlarının karı dahil 1.55 kuruştur. 1.55 kuruş karı olan bir mazotu, 3.5 ila 4 liraya nasıl satarlar? Bir tarafında ÖTV, öbür tarafında KDV var. Bende diyorum ki; kar dahil, devlet vergi almayacak, çiftçiye vergisiz teslim edecek. Sen yata vergisiz vereceksin, çiftciye gelince 'vergiyle vereceğim' diyorsun. Her şeyi size doğru söyleyeceğim. Doğru söyleme kararım var. Siyasete atılırken söz verdim: Bu millete ne söyleyeceksem doğru söyleyeceğim.'' -''YÜZDE 10 BARAJINI KALDIRACAĞIZ''- Bir ülkede demokrasi ve özgürlük yoksa, o ülkede çatışma ve kavganın olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Halkın iktidarında, bu yüzde 10 barajını kaldıracağız, bu garabete son vereceğiz. Ne demek yüzde 10 barajı? Bunlar, '12 Eylül rejimine karşıyız' diyorlardı, 12 Eylül darbesini yapanları yargılayacaklardı ve hesap soracaklardı, sordular mı? 12 Eylül'ün ürünü olanlar, 12 Eylülcülerden hesap soramazlar, biz soracağız. Kim darbeyi yaptıysa hesabını sormazsam namerdim. Yüzde 10 barajı, 12 Eylül rejiminin getirdiği bir uygulamadır. Dediler ki 'siz bu baraj meselesini, popülist olsun diye söylüyorsnuz', bunun kanun teklifini bile veremezsiniz. Arkadaşlarımıza talimat verdim derhal kanun teklifi verdik, bu kanun teklifi Mecliste duruyor. Dediler ki bütün darbeler İç Hizmet Kanunun 35. maddesine göre yapılıyor. Biz darbelere karşı değil miyiz? 35. maddeyi değiştirelim dedik. 'Siz bunu söylüyorsunuz ama kanun teklifi bile veremezsiniz' dediler, kanun teklif verdik Mecliste duruyor.'' Yeni CHP'den, özgürlükten ve halktan yana, halkın sorunlarını dinleyen bir partiden söz ettiğini bildiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Özel yetkili mahkemeler, yani eski DGM'ler -adını değiştirdiler-. Özel yetkili mahkemeleri kaldırılım dedik, o da 12 Eylül rejiminin devamı, kaldırmadılar. Bakınız seçimle kim gelirse gelsin hepsine saygı duyacağız. Bizim partiden olur olmaz o ayrı bir şey ama seçim ve halkın iradesiyle gelmiş, ona saygı duyacağız. Siz seçimle gelen bir belediye başkanını bir değil, iki değil, üç değil, on değil, yirmi değil... Alacaksınız hapse atacaksınız. Bu halkın iradesine sınır getirmek ve halkın iradesine saygı duymamak demektir.'' -''FAİLİ MEÇHULLER, AYIP, GÜNAH DEĞİL Mİ?''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002 seçimlerinde milletvekili olamadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: ''Anayasa ve seçim yasasının değişmesi gerekiyordu. Seçimlerde yüzde 34 oy almıştı. Halkın verdiği oylarının yüzde 34 oyunu alan bir siyasi parti liderinin parlamentoya gelmesi lazım. Hem Anayasa değişikliği, hem de siyasi partiler kanunu değiştirdik. Recep Tayyip Erdoğan gelip milletvekili oldu. Şunun için söylüyorum: Bizim gibi düşünmeyenlere de saygı göstermek, insanlık görevdir ama baskı ve şiddetle değil. Hukuk içinde ve hukukun üstünlüğüne inanarak. Bir demokrasi de faili meçhuller, ayıp ve günah değil mi? Bir anne ve baba, çocuğunun nerede olduğunu veya bir çocuk, babasının nasıl bir faili meçhule kurban gittiğini öğrenmek istemez mi, suçlarını öğrenmek istemez mi? Faili meçhullerin araştırılması için 6 kez araştırma önergesi verdik, yeni CHP verdi. 6 kez AKP oylarıyla reddedildi. Biz demokratız demesinler, demokrat olan insan, insan haklarına saygı gösterir. Bir kişinin faili meçhullere kurban gitmesi insanlık ayıbı değil midir, o insan değil midir? O insana saygı gösterilmesi gerekmiyor mu? Benim gibi ve sizin gibi düşünmeyebilir ama o da bir insan, onun da düşüncesi ve mantığı var. Onun da hakkı var.'' -''FABRİKA YAPILMADI, 49 HAPİSHANE YAPILDI''- Bu ülkede insanların birbirlerine selam vermesi, tokalaşması için her şeyi yapacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''AKP döneminde fabrika yapılmadı ama 49 tane hapishane yapıldı, yeni hapishane. Bu rakamlar, devletin rakamları. Diyarbakır'a gitti, 'ben eski hapishaneyi yıkacağım size yeni modern bir hapishane yapacağım' dedi. Dünya siyaset tarihinde, ilk kez bir Başbakan hapishane yapmak için millete söz veriyor. Hapishane sözü olur mu, fabrika sözü ver, iş sözü ver. 49 hapishane değil, 49 fabrika kuracağız. 49 hapishane değil, 490 fabrika kuracağız'' şeklinde konuştu. Van'dan yeteri kadar oy alamadıklarını, kentle aralarında bir mesafe bulunduğunu da dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Burada az oy almamızın nedeni, günahı Vanlılarda değil, bizde. Gelmedik, tokalaşmadık, derdinizi dinlemedik, bir çayınızı içmedik, Ankara'da oturduk, 'bana niye oy vermiyorsunuz' dedik. Vermez kardeşim. Şimdi ben ayağınıza geliyorum, Grup Başkanvekili olarak geldim, Genel Başkan olarak ikinci gelişim. Daha çok geleceğim buraya, Vanlılarla konuşacağım, dertlerinizi dinleyeceğim, Mecliste sizin sesiniz ve soluğunuz olacağım'' dedi. -BAŞBAKAN TARAFINDAN HİZMETE AÇILAN YATIRIMLAR- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Van mitingine de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Geçen gün Sayın Erdoğan buraya gelmiş. 365 tesisi hizmete açmış. 365 tesiste bir bekçi, bir de çalışan olsa 700 kişi iş bulacak. 700 kişi iş buldu mu, var mı böyle bir şey? Bundan 3-4 ay önce Mardin'e gidip 78 tesisi hizmete açmıştı. İl başkanından, bu tesislerin isim listesini istedim; hangi fabrikalar bunlar. Bir park açmış, park eskiden köy hizmetlerine aitmiş. Belediyeye vermiş, o açılmış. Bir duvar yapmışlar ve okulun badanası yapılmış, burada da aynısını yapmışlar. 365 tesis hizmete açılmış ve kitap yapmışlar. Tesislerden biri, okulun badanası yapılmış. Hani yollarda giderken tabelalar var ya, onlar da birer tesis, haberiniz yok sizin. Efendim daha önemli bir şey. Klor azalsın diye su musluklarına, birer civata takmışlar o da bir tesis. Bana inanmıyorsanız bu kitaba bakın. Milleti kandırmayın, tesis dediğiniz de açarsınız fabrikayı görürsün arkadaş. Şu fabrikayı açtım 15 kişi çalışıyor, tesis budur. Asfalt kaplama yapmış bu tesis olmuş, haberiniz olsun.'' -''BEDELİ NE OLURSA OLSUN BARIŞI GETİRECEĞİM'' - Başbakanın Hakkari mitingine de değinen Kılıçdaroğlu, ''Hakkari'ye gitti dedi ki 'Kürt sorunu yoktur'. Daha önce sorun var dı ne oldu? 30 yıldır devam eden olayın çözümsüzlüğü, siyaset kurumunun görevini yapmamasından kaynaklanıyor. Siyaset kurumu görevini yapmıyor, çözüm üretmiyor, elini taşın altına koymuyor. Çözüm üretilmediği için çatışma bitmiyor ve huzur bu memlekete gelmiyor. Benim sözüm var: Bedeli ne olursa olsun bu ülkeye barışı getireceğim. Bu ülkede kerdeşliği egemen kılacağım ve çatışmayı da bitireceğim. Ben sizin çocuğunuzum ve toprakların çocuğuyum. Hiçbir zaman insanları inancı ve kimliği dolayısıyla ayırmadım. İnsan inancı, dünya görüşü ve kimliği, Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır.'' Kılıçdaroğlu, miting alanına gelmeden önce havalanında bekleyen gazetecilerin ''Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine, ''Her iki takımımızı da kutluyorum ama önlerinde daha zorlu maçlar var. O maçlarda başarılı olup uluslararası arenada da ciddi ses getirmelerini isteriz'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun miting alanındaki konuşması sık sık, ''Vur vur inlesin, AKP dinlesin'' sloganıyla kesildi. CHP Van 1. sıra adayı Zahir Kandaşoğlu'nun verdiği ''poşu'' adı verilen şalı boynuna takarak, halka hitap eden Kılıçdaroğlu, Van mitinginin ardından helikopterle Hakkari'ye gitti. "KAPANAN KEPENKLERDEN DOLAYI DÖNÜP KENDİNİZE BAKIN" CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ''Siz, kapanan kepenklerden dolayı esnafı, yerel yöneticileri suçlayacağınıza dönüp kendinize bakmanız lazım'' dedi. Van mitinginin ardından özel helikopterle Hakkari'ye gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, seçim otobüsünden vatandaşları selamlayarak Valiliğe geçti. Valilik girişinde Vali Muammer Türker tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, kentin sorunlarıyla ilgili bilgi aldı. Yaklaşık 15 dakika süren görüşmenin ardından Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Kaya'yı makamında ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra yaya olarak Belediye Başkanlığına geçti. Yol üzerinde esnaf ve vatandaşlarla görüşen Kılıçdaroğlu, belediye girişinde Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu tarafından karşılandı. Bediranoğlu, CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kılıçdaroğlu da burada yaptığı açıklamada, Hakkari'nin gerek doğası, gerekse insanları ile ülkenin en güzel illerinden biri olduğunu belirterek, ''Gönül ister ki her siyasi parti buraya gelsin, yurttaşlarla birlikte olsun, sorunlarını dinlesin. Sonunda bizim varlık nedenimiz, ülke sorunlarını çözmektir. Ülke sorunlarını çözmek için birinci elden ilin yetkililerinden bilgi almaktır. Belediye Başkanımız burada, mutlaka belediyenin sorunları var. Biz de o sorunları birinci elden kendisinden öğreneceğiz. Biz de onların çözümüne elimizden geldiğince katkı vereceğiz ama 13 Haziran'da halkın iktidarını kurarsak hem barışı sağlayacağız, hem de ekonomide iyileşmeyi ve istikrarı hepsini sağlamaya kararlıyız'' diye konuştu. -HAKKARİ'DE KEPENKLERİN KAPATILMASI- Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hakkari ziyaretinde kepenklerin kapatıldığına ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Tabii Sayın Erdoğan için bir şey demek istemem ama ben hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin sorunuyla ilgilenen bir siyasetçiyim. Kentin kendi sorunu olabilir, bu sorunlarla ilgilenmek durumundayız. Samimi olarak ilgileniyorum. Söylediklerimi de samimi olarak söylüyorum, samimi olarak dile getiriyorum. Aramızdaki temel fark da budur. Biz siyasetçiler olarak ne kadar samimi olursak, halktan da mutlaka bunun karşılığını görürüz. Sağolsun Hakkarililer oldukça sıcak, sevecen bir ilgi gösterdiler bundan da memnun oldum. Ben ilk kez Hakkari'ye geliyorum. 80 ili görmüştüm Hakkari'yi görmemiştim. Bürokratken Van'a geldiğimde Hakkari'ye gelemek istemiştim o zaman güvenlik güçleri bırakmadılar, 'Hakkari'ye gitmeniz riskli olur' dediler, bırakmamışlardı. Daha sonraki zamanlarda nasip olmadı, gelmek şimdi nasip oldu. Hakkari'ye geldiğim için son derece memnunum.'' Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin de ''Başbakan Erdoğan, kepenklerin belediye görevlileri tarafından kapatıldığı yönündeki söylemini neye bağlıyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi: ''Eğer bir ülkenin Başbakanı konuşacaksa doğruları dile getirmelidir. Kepenk kapanıyorsa kepengi kapatandan çok, siyasi iktidarın şunu düşünmesi lazım: Bu kepenkler neden kapanıyor? Siz, kapanan kepenklerden dolayı esnafı, yerel yöneticileri suçlayacağınıza dönüp kendinize bakmanız lazım. Bir neden var bunda, bir sorun var burada. Bu sorunu akılcı çözmemiz gerekir diye düşünmesi gerekir ama vurarak, kırarak, insanları hor görerek, onları suçlayarak, bir yere gitmek mümkün değil ama Başbakan'ın doğasında bu var zaten; öfkeyle konuşmak, onlara hakaret etmek, küçük görmek gibi bir alışkanlığı var, ne diyelim.'' ''CHP'nin, Kürt sorunu ya da Doğu, Güneydoğu ile ilgili düşüncesi nedir?'' sorusuna ise Kılıçdaroğlu, Doğu ve Güneydoğu ile ilgili hazırlanan broşürlerin il başkanlığında bulunduğunu ve CHP'nin ülkeye demokrasinin gelmesini istediğini bildirdi. Bu ülkede yurttaşlık temelinde eşit haklara sahip bireyler istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Özgürlüğün ve demokrasinin kısıtlandığı toplumlarda sağlıklı gelişme olamaz, barış olamaz, huzur olamaz. Çatışma kültürünü beslemiş oluruz. Biz çatıma kültürüne karşıyız, barışı ve huzuru istiyoruz. Bunun için de ne gerekiyorsa bunu yapmakta kararlıyız'' dedi. -''YURTTAŞLARIN EVLERİNE BASKIN YAPILDIĞI YÖNÜNDE BİLGİ GELDİ BANA''- Gazetecilerin, Hakkari Cumhuriyet Başsavcısına yapılan ziyaretin nedenini sorması üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Bazı konularda, Sayın Cumhuriyet Başsavcısından bana yöneltilen bir iki şikayet konusunda bilgi aldım. Özellikle yapılan baskınlar nedeniyle yurttaşların tepkileri olduğunu söyledim. Onun da 'ben 6 aydır buraya geldim, geçmişte bazı ön yargılar var ama bu ön yargıları kıracağız' diye bir açıklaması oldu. Bundan da memnun oldum'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Bahsettiğiniz KCK baskınları mı?'' şeklindeki sorusunu, ''Yurttaşların evlerine baskın yapıldığı yönünde bana bilgi geldi. Dolayısıyla da baskının ayrıntısını bilmiyorum ama bir yurttaşın evine sabaha karşı polislerin baskın yapmasını, bugünkü 21. yüzyılın ilk çeyreğinde doğru olmadığını düşünüyorum'' diye yanıtladı. -''BU ÜLKEDEN AYRILMAK İSTEMİYORUZ''- Belediye ziyareti sırasında, Çukurca'ya bağlı Işıklı köyünün eski muhtarı olduğunu belirten Mehmet Salih Kaya, 18 yıl köyde muhtarlık yaptığını dile getirerek, top ve kurşun sesleri nedeniyle 32 yıldır korku içinde yaşadıklarını ve geceleri rahat uyumadıklarını söyledi. Kürt sorunun varlığının herkes tarafından kabul edilmesi gerektiğini anlatan Kaya, Kılıçdaroğlu'na, ''Biz bu ülkeden ayrılmak istemiyoruz. Ama özel haklarımızı tanımanızı istiyoruz. Bunları dile getirin'' dedi. Yaklaşık 20 dakika süren ziyaretten sonra Belediyeden ayrılan Kılıçdaroğlu, belediye önünde kalabalık bir grup tarafından karşılandı. Kılıçdaroğlu'nun, ''Başbakan Kılıçdaroğlu'' ve ''Vur vur inlesin Erdoğan dinlesin'' sloganları arasında miting alanına geçişi sırasında, bir grup da terör örgütü elebaşı lehine slogan attı. Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 17:20

İLGİLİ HABERLER