Asayiş
  • 13.7.2005 00:13

KIRŞEHİR'DE AKILLARA DURGUNLUK VEREN İNANILMAZ OLAY!..

ALPARSLAN DEMİRBAŞ
KIRŞEHİR (İHA) - Kırşehir'de, kendi düğününde havaya atılan bir kurşun sonucu 1 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine, gerdeğe bile giremeden 15 yıl hapis yatan vatandaş, gerçek katilin 56 yıl sonra bulunduğunu iddia etti.


Kırşehir'in Kaman İlçesi'ne bağlı Ömer Hacılı Köyü'nde 1949 yılında meydana gelen olayda, düğünde rastgele atılan bir silah, 17 yaşındaki damadın hayatının kararmasına neden oldu. 1949 yılında kendi düğününde atılan bir kurşunun, düğüne gelen davetlilerden birinin ölümüne neden olması üzerine hayatı kararan Galip Can (73), suçsuz olduğunu ve gerçeğin yıllar sonra ortaya çıktığını iddia etti.

Düğününde havaya açılan ateşin, 1 kişinin ölümü ile sonuçlanmasının ardından kendisine iftira atıldığını iddia eden ve bu suç için 15 yıl hapiste yatan Galip Can, gerçek suçlunun yaklaşık 1 hafta önce ortaya çıktığını öne sürdü.


Yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda bulunan Galip Can, işlemediği bir suç için gerdeğe bile giremeden hapishaneye girdiğini ileri sürerek, "1948 yılında Zekiye Can ile nişanlandım. 1949 yılının Kasım ayında da evlenmek için düğün hazırladım. Düğünümde bir kaza kurşunu ile Rüstem Sağlık isimli vatandaş hayatını kaybetti. Benim bulunduğum yerden 300 metre ileride olduğu yere yığılan Rüstem Sağlık, hayatını kaybetti. Çok kalabalık bir ortamda o kadar uzaklıktaki bir kişi vurmak isteseniz bile vuramazsınız. Anladım ki benimle birlikte aynı anda yine aynı köyde yaşayan Sıtkı Çolak isimli şahıs da silah atmış. Rüstem Sağlık'ın vurulmasının hemen ardından halk arasında 'Hacı emminin oğlu' dediğimiz kişi başıma vurarak 'Ocağımı yıktın' dedi. Ben de düğün ve olayın şoku içerisinde suçlandım ve suçu üzerime almış oldum" dedi.

15 YIL HAPİSTE GEÇTİ
Kendisi ile aynı anda silah atan S.Ç.'nin (Sıtkı Çolak) suçunun kendisinin üzerine atıldığını iddia eden Can, konuşmasına sinirli bir şekilde devam ederek, " Benimle aynı anda silah atan Sıtkı Çolak'ı akrabaları korudu. Ölenin babası benim babamın omzuna sarılarak 'Benim de ocağım battı, senin de ocağın battı' dedi ve düğünde eşimle gerdeğe giremeden hapishaneye girdim. O günün savcısı 'bu kazadır ve 10 aydan fazla suç vermez, hiç merak etmeyin' dedi bize. Tabii balistik de yoktu o dönem. Araya yalancı şahitler girdi ve beni önce Kaman, daha sonra Kırşehir Cezaevi'ne gönderdiler. Mahkeme mahkeme derken 18 yıl verdiler. Yaştan dolayı 3 yılımı affettiler. 15 yıl Kaman, Kırşehir, Ankara ve İstanbul İmralı Cezaevleri'nde yattım. 40 sene boyunca hem kendi yakınlarım, hem de ölen kişinin yakınları bana düşman gözüyle baktılar" dedi.


Dönemin şartlarında 2 bin lira da kan parası ödediğini kaydeden Galip Can, dünyanın başına yıkıldığını ve 17 yaşında cezaevi ile tanıştığını ifade ederek, "Babamın tek oğluydum. Muraz göreceğim diye civar köylerden 80 atlı çağırdım düğünüme. O zaman araba yoktu. Çocuklarım düğünden çok sonra oldu. Gelin, babamın evinde bekledi yıllarca. Cezaevinden çıktıktan 7-8 yıl sonra çocuklarım oldu. 17 yaşında gençliğim orada geçti. Benim emsallerim askere gitti ve geldi. Cezaevinde kendimi çok kez öldürmek istedim ama arkadaşlarım beni kurtardı" diye konuştu.


Diğer yandan, daha 1 hafta önce geçek katilin suçunu itiraf ettiğini de öne süren Galip Can, bunca yıl kendisinin çile çekmesine neden olan kişiyi öldürmek istediğini vurgularken, "Şimdiye kadar suçu işleyen kişi ile hiç görüşmedim. Görüşmeye de değmez. Adalet Bakanlığı'nın benden aldığı hakkı istiyorum. Ben bu çileyi hala çekiyorum. Ailemin önüne geçtiler. Köyümüz büyüktü. Zekiye'nin önüne geçip 'Galibi öldüreceğiz. Seni akrabamıza alacağız' dediler. Katil şu anda 70-80 yaşlarında ve yaşıyor. O kadar sinirliyim. Gece bile hayal kurup evine girip öldürmeyi istiyorum. Bana çektirdiler bu çileyi" dedi.


Öte yandan, babasının baştan beri suçsuz olduğunu bildiklerini söyleyen Galip Can'ın oğlu Bekin Can, suçluların cezalandırılmasını isterken, "30 senedir bu acı hikayeyi dinliyoruz, dinledik. Onların bu olayları anlatırken bile o günü yaşamaları ve ağlamaları bizlerde derin izler bıraktı. Bundan sonra asıl katili hapse atmak yanlış belki. Ama, adaletin biran önce tecelli etmesi ve babamın önceki hakları ne ise bir an önce iadesi gerekiyor. Bunun sıkıntısını şimdi onlar yaşıyorlar. Kız verdiler kız aldılar. Kendi aralarında bile kötü oldular. Olayın ortaya çıkması bizim için iyi oldu. Babamızın suçsuz olmasının ortaya çıkması bizi mutlu etti. Biz zaten babamıza inanıyorduk. Kendisine geçmiş olsun diyor ve asıl cinayeti işleyenler şimdi çile çekmelerini istiyorum" şeklinde konuştu.


1949 yılında işlenen cinayetin sorumlusunun, ölen Rüstem Sağlık'ın eşi tarafından itiraf edildiğini iddia eden Galip Can, "Benim suçsuz olduğumu Rüstem Sağlık'ın eşi, benim bir yakınımın evinde kendi ağzı ile söylemiş. Şimdi ben gerçek suçlunun cezasını çekmesini ve benim haklarımın verilmesini istiyorum" dedi.

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:33

İLGİLİ HABERLER