SAYGI ÖZTÜRK
Kızılay'ın bir önceki yöneticilerini Kızılay Derneği üyeliğinden ihraç eden mevcut yönetim, 7 ağustos cumartesi günü olağanüstü genel kurula gidiyor. Ancak bu genel kurulda mahkemelik...
Kızılay'ın tüm organlarını görevden alan hükümet, yerlerine ''geçici kurul''lar atadı. Talat Yılmaz bu şekilde genel başkanı oldu. Birlikte atandığı Genel Başkanvekili Sadettin Saran, Genel Sekreter Halime Nuray Turcan'ı görevden aldı. Görevden alınanlar, kendileriyle ilgili işlemin yasadışı olduğunu öne sürüyor. Talat Yılmaz bir turizm şirketinin müdürünü, ayda 5 milyar lira net maaşla genel müdürlüğe atadı. O günlerde bu atamaya karşı çıkanlara, Yılmaz ''çok nitelikli bir kişi'' deyip genel müdürünü ve yardımcılarını övdü.
''TELE-KULAK'' İDDİASI SAVCILIKTA
İşte Kızılay'ın başkanı ile kendi getirdiği genel müdürü şimdi mahkemelik. Yani Kızılay'ın içi de karmakarışık. İşte bu sırada verilen Danıştay'ın Kızılay'ın mevcut yöneticilerinin görevi bırakmalarına, davayı açan eski yöneticilerin göreve iadelerine ilişkin ''yürütmeyi durdurma kararı'' tüm bunlara tuz-biber ekti.
Kızılay Genel Başkanı Talat Yılmaz, genel müdürünü ''odasına tele-kulak'' kurmakla suçluyor. Genel müdür ise kendisinin raporlu olduğu bir dönemde odasına telefoncuların girdiğini öne sürüyor. Ama kimin kimi dinlemek istediği taraflara göre farklı. Bu konu önümüzdeki günlerde yargıya intikal edecek ve olayın boyutunun ne olduğu da belirlenecek. İşte bu aşamada genel müdür yardımcılarının tuttuğu belirtilen tutanak önemli...
Kızılay'da genel müdür Hakkı Özgenel ile yardımcısı Uğur Öncel'i göreve getirenler, 4 ay sonra görevlerine son verdi. Talat Yılmaz, Özgenel'i ''proje getirmemekle''de eleştiriyor. Buna karşın Özgenel ''Tüm sorumluluk bana veriliyor, imza attırılıyor, ancak yetkim yoktu'' görüşünde.
5 NO.LU TOPLANTI TUTANAĞINDAN
Kızılay hepimizin. Kişiler değil, doğrudan Kızılay korunmalı. O yüzden Kızılay'ı sıkça gündeme getiriyor, yıpranmaması için herkesin dikkat ve çaba göstermesi gerektiğini vurguluyoruz. Kızılay'da neler olup bittiğini, aynı hükümet tarafından atananlar arasında niçin kavgalar çıktığını da merak ediyoruz.
Kızılay Genel Merkez Kurulu'nun 15 Mayıs 2004 tarihinde İstanbul-Kartal'da yaptığı toplantının tutanağını okuyorum:
- TALAT YILMAZ (Kızılay Genel Başkanı): Sadettin Saran yönetim kurulu kararıyla görevinden azledildi. Konuya buraya gelmişken yönetim kurulunda uyumlu çalışamıyorum. Sebebi genel sekreterdir. Halime Nuray Turcan'la anlaşamıyorum. Yönetim anlayışımız uyuşmuyor. Bu yüzden gereğinin yapılmasını istiyorum..
- NURAY TURCAN (Genel sekreter): Yönetim kurulunda kimseyle şahsi meselem yok. Tek itirazım ihalelerin ilan verilerek yapılması ve hukuk kurullarına uyulmasıdır.
- YILMAZ: Genel Sekreterle yönetim anlayışlarımız farklı. Her şey ihale değildir. Sanki bu ihalelerde bir şeyler yapılıyormuş gibi konuşulunca psikolojim bozuluyor. Kızılay için dilenci gibi mal topluyorum. Genel sekreter ise sağa-sola 'hırsızlık, yolsuzluk' yapılıyor diye şikayetlerde bulunuyor. Yönetim Kurulu Üyesi Heybet Terece'nin 29 yaşında olması sebebiyle Kızılay Tüzüğü hükmüne uygun atanmadığını söylüyor. Ancak bu kişi Bakanlar Kurulu'nca atanmış, Cumhurbaşkanı tarafından da onaylanmıştır. (Not: Geniş yetkililer verilen Terece'nin üzerindeki idari görevlerin tamamı üzerinden alındı)
- TURCAN: Prensip olarak ihaleye çıkılmalıdır. Ayrıca bu göreve bakan tarafından getirildim. Bana verilen talimatta .bütün yükün ve sorumluluğun benim üzerimde olduğu, evrakları benim imzalayacağım, hukukçu olarak yanlışlıkları benim önleyeceğim söylenmişti.
- YILMAZ: Sizinle çalışmıyorum. Herkese teşekkür ederim. İstifa ediyorum.
- TURCAN: Genel Başkan istifa ettiği anda; Tüzük gereği yönetim kurulu düşer. Ben istifa etmiyorum.
- TEKİN KÜÇÜKALİ: Kurul arasında iletişim ve sevgi ağı kalmamıştır. İşin yürümesi adına problemler var. Düzeltmek, sıkıntıları çözmek için geldik. Kızılay'da büyük projeler yürütüyoruz. İş yaparken uyum içinde olmalıyız. O yüzden biz de istifa ediyoruz.
- BURHAN KÜLÜNK: Yeni tüzük hazırlanıncaya kadar genel başkanın istifası halinde yönetim kurulu düşer ve olağanüstü toplantı yapılması gerekir.
Saat 14.45'de başkan Talat Yılmaz oturumu kapattı. Saat 15.00'de genel merkez kurulu bu kez ''olağanüstü'' olarak toplandı. Yönetim kurulu seçimine geçildi. Talat yılmaz genel başkan adayı olarak önerildi ve 24 oydan 21'ini alıp genel başkan seçildi.
İşte Kızılay'da böyle tartışmalar, böyle gerginlikler yaşanıyor. Başkan Yılmaz'ın ''psikolojisinin'' neden bozulduğu tutanaklara işte bu şekilde yansıdı...
ŞİMDİ NELER OLUYOR?
Kızılay'ın eski yöneticileri, Bakanlar Kurulu kararının iptali için Danıştay'a başvurmuştu. Danıştay 10. Daire Başkanlığı, başvuruyu uygun buldu. Dernekler Kanunu'nun, derneklere Bakanlar Kurulu kararıyla yönetici atanmasına ilişkin 71. maddesinin, Anayasa'ya aykırı buldu. Konuyu ''yürütmenin durdurulması'' istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Mahkeme, 13 Temmuz 2004'de ilgili maddeyi iptal etti. Yani, Bakanlar Kurulu'nun derneklere bu tür atama yapmasının yasal olmadığına karar verildi. Kızılay'a yapılan atamanın da geçersiz olduğunu öngördü.
Bu karar, Resmi Gazetede de yayımlanmadan bir gün önce Kızılay Merkez Kurulu önemli iki karar aldı. Kızılay'ın önceki yöneticilerinden bazılarını Kızılay Derneği üyeliğinden çıkardı. İkinci karar ise 7 ağustosta olağanüstü genel kurul gerçekleştirmekti.
Olağanüstü genel kurul yapıp eski yöneticilerin aday olmalarını da ortadan kaldırmayı amaçladı. Ancak, bu karar ilgililere tebliğ edilmedi. Bunların ihraç edilme konusuna genel kurul nezdinde itiraz etme hakları var. Eğer itiraz reddedilirse, ancak bundan sonra mahkemeye başvurma hakları var. Üyelikten çıkarılmış olsalar da genel kurula katılma hakları bulunuyor.
Yani 7 Ağustos'ta yapılması öngörülen Kızılay Olağanüstü Genel Kongresi, yapılabilirse hayli gergin geçeceğe benziyor. İki tarafta hazırlıklarını sürdürüyor, belge-bilgi topluyor. Mevcut yönetim, olağanüstü genel kurulu, delegelerin istediğini yayıyor. Gerçekte ise genel kurul toplantısı yapılmasına ilişkin başvuru belgesi 14 temmuz 2004 tarihli olarak düzenlenip her delegeye 21 temmuzda faksla gönderilmiş, hatta belgeye göre gündemi genel merkez yapmak durumundayken, belgenin altına gündem maddesi de konulmuş.
MAHKEME KARARI ALINMADI
Anayasa Mahkemesi'nin kararı üzerine, Danıştay Nöbetçi Dairesi 28 Temmuz'da aldığı kararla Bakanlar Kurulu tarafından Kızılay yönetimine yapılan atamanın yürütülmesini durdurdu. Bunun anlamı, mevcut yönetimin, kararın kendilerine tebliğinden sonra görevi eski yöneticilere bırakması gerekiyor. Kızılay'ın eski yöneticileri ise birkaç cephede birden mücadele ediyor. Bir yandan Danıştay kararının uygulanmasını beklerken, diğer yandan alınan ''olağanüstü genel kurul kararı''nı durdurmaya çalışıyor.
Ertan Gönen ve arkadaşları, ''yasadışı'' olarak niteledikleri genel kurulun durdurulması için mahkemeye başvurdu. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, ''olağanüstü genel kongre'' yapılmasını 28 Temmuz'da verdiği kararla durdurdu.
Mahkeme kararı 14. İcra Memuru ve Kızılay eski yöneticilerinin avukatı Aysel Gür tarafından Kızılay Genel Merkezi'ne götürüldü. Mahkemenin ''olağanüstü kongreyi durdurma'' kararı, icra memuru tarafından Genel Müdür Yardımcısı Levent Pekcan'a tebliğ edilmek istendi. Ancak yetkililerle görüşen Pekcan, ''kararı almayacaklarını'', belgeleri imzalamayacaklarını söyledi. İcra memuru, bu konuda tutanak düzenledi. Mevzuata göre, bu işlem bile ''tebliğ'' niteliğinde, yani genel kurulu durdurmayı öngören karar, bu yolla tebliğ edilmiş oldu.
Türkiye Kızılay Derneği Tüzüğü'nde ''Cumhurbaşkanı, Kızılay'ın Koruyucu Başkanıdır'' hükmü yer alıyor. Kızılay, bu tartışmalardan yıpratıyor. ''Koruyucu başkanın'' korumasına ihtiyaç duyuyor. 7 Temmuz'a kadar Kızılay'da bakalım neler olacak. Bu gidişle Kızılay'ı biz daha çokk yazacağız...
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:40