Türkçe''yi akıcı bir şekilde konuşan duayen sunucu ve televizyon spikeri Halit Kıvanç''ın hayatının en önemli dönüm noktası, avukatlığı bırakıp basına yönelmesi olmuş. Kıvanç, girdiği ilk üç davada da hazırladığı ''muhteşem'' savunma metinlerini okuma imkanı bulamadan davaları kazanınca, Baro''dan kaydını sildirmiş. Baro''daki yetkililer kaydını sildirmesinin nedenini sorunca ise şu cevabı vermiş: ''''Böylesine konuşkan bir insanı hem de tam üç davada hiç konuşturmayan, ağzını bile açtırmayan bir mesleğin içinde olamam, konuşmazsam aç kalırım ben...''''
Hakimi ağlatacaktım
Kıvanç girdiği ilk davayı şöyle anlatıyor: ''''İlk davam, bir ''evden çıkarsın-çıkamazsın'' olayı idi. Yakın bir arkadaşımın büyük annesi, kira ödemeyen kiracısını evinden çıkarmak istiyordu. Günlerce çalıştım, gecemi gündüzüme kattım. Şahane bir konuşma hazırladım. Tek gelirini sahip olduğu küçük bir evin kirasından sağlayan bu yaşlı kadının davasını öyle bir anlatacaktım ki duruşmada, hakimin bile gözleri yaşaracaktı. Yazdıklarımı ezberledim. Nihayet duruşma günü geldi çattı. Girdik içeri. Kiracının avukatı yerinden fırladı, kürsüye gitti ve yargıca bir kağıt uzatarak yerine döndü. Yargıç katip hanıma döndü ''yaz kızım'' dedi. ''Davalı vekili müvekkilinin evden çıkmayı kabul ettiğine göre dava bitmiştir.'' Ben hemen yerimden fırladım, elimi kaldırıp söz isterken, yargıç ''Avukat bey, ne konuşacaksınız ki'' dedi. Karşı taraf kabul etti, dava bitmiştir.''''
Ağzımı bile açamadım
Girdiği ilk davada ağzını bile açma fırsatı bulamayan Halit Kıvanç hevesini ikinci sefere saklar ancak yine hayal kırıklığı yaşar. Kıvanç o günleri şöyle anlatıyor: ''''İntikamımı ikinci davada alacaktım. Bir alacak davasıydı. Uzun araştırmalar yaptım. İddiamızı güçlendirecek ifadelerle süslediğim konuşmamı hazırladım. Dava günü geldi. Yine cüppemi giydim. Mahkeme kapısına geldim. İçeri girince yargıç bizi gülerek selamladı. Önündeki dosyayı açtı. İçinden bir kağıt çıkarıp okudu. ''Davalı müvekkilinize olan borcunu ödemeyi kabul etti. Yani dava bitti'' İkinci davada da ağzımı açamamıştım.''''
Halit Kıvanç, çocukken kendisine koyduğu hedefin, Türkiye''yi uluslararası bir alanda başarıyla temsil etmek olduğunu belirterek, ''''Hedefime televizyon sunuculuğuyla ulaştım. Allah bana istediğim herşeyi verdi'''' diyor.
3. dava son noktayı koydu
Halit Kıvanç Mümtaz Soysal''ın ağabeyi gazeteci Muzaffer Soysal''ı nasıl savunduğunu ise şöyle anlatıyor: ''''Nasıl hazırlandım ama, nasıl. Harika sözcüğü hafif kalırdı. Filmlerdeki gibi ayağa fırlayarak, ellerimi sallayarak nasıl savunacaktım müvekkilimi. Offf of! Ayağa kalkıp hazırladığım o mükemmel savunmayı okuyacaktım. Mimiklerimle, jestlerimle, filmlerdeki o müthiş avukatlar gibi bir savunma yapacaktım. Mahkemeden beraat kararı çıkınca da biz Muzaffer''le öpüşürken, salondakiler de ''Yaşasın Adalet'' diye bağıracaklardı. Ancak yine umduğum olmadı ve hakim tarafların suçsuz olduğunun anlaşıldığını ve davanın düştüğünü söyledi. Bunun üzerine itiraz etmek için elimi kaldırıp, ''Ama ben daha savunmayı yapmadım'' dedim. Ancak itirazım mahkemede sadece gülüşmelere neden oldu. Zaten bu üçüncü davanın ardından Baro''dan kaydımı sildirdim.''''
(YENİŞAFAK)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:11