Gündem
  • 12.12.2005 10:31

'KÜRT DOSTU' BEER: PKK'NIN ŞANSI YOK

Angelika Beer adını, Kürt sorunuyla ilgili gelişmeleri takip edenler hatırlar. Alman Yeşiller Partisi üyesi Beer, PKK terörünün zirvede olduğu yıllarda, yakından ilgilendiği Kürt sorunuyla ilgili olarak Türkiye'nin Güneydoğu'daki uygulamalarına karşı takındığı eleştirel tutum ile tanınıyor.
90'lı yıllarda insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak Güneydoğu'yu birçok kez ziyaret eden Beer, 1998'de Yeşiller'in Savunma Politikaları Sözcüsü olarak Almanya'da PKK'ya konan faaliyet yasağının kalkmasını istemiş; 2001'de Güneydoğu'da kullanılacağı gerekçesiyle Türkiye'ye Leopard tanklarının satışına karşı çıkmış ve 2004'te de PKK'nın uzantısı KONGRA-GEL'in AB'nin terör örgütleri listesine alınmasının hata olduğunu söylemişti.

Reformların olumlu etkisi
Türk basını kendisinden en çok, 2001'de Almanya Parlamentosu Savunma Komisyonu üyesi olarak TBMM'ye sarı, kırmızı ve yeşil renklerde bir saç bağı ve bilezik ile girince bahsetti. Gazetelerde, bu renklerin PKK'yı simgelediğini söyleyen Türk parlamenterlerin uyarısına rağmen Beer'in saç bağını çıkarmaması üzerine, katıldığı toplantının yarıda kesildiğini okuduk.
Bütün bunlar, Beer'in Türkiye'deki resmi çevreler tarafından bir "PKK destekçisi" olarak nitelenmesine yol açtı.
Avrupa Parlamentosu Üyesi Beer, Berlin'de sorularımızı cevaplandırdı. PKK konusundaki görüşleri bugün radikal biçimde değişmiş görünen Beer'in anlattıkları, Türkiye'deki demokratik reformların Avrupa'daki Türkiye aleyhtarı kamuoyunu nasıl da olumlu yönde etkileyebildiğinin canlı bir örneği.

Çok korkuyorum
<ı>PKK'nın Türkiye'de yeniden şiddet eylemlerine başlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beer: Türkiye ve AB arasında üyelik müzakerelerinin başlamasını kuvvetle destekledim, çünkü ülkedeki değişim çok büyüktü. Türk hükümetine reformların sürdürülebilmesi için el uzatmak gerekiyordu.
Güneydoğu'da olanlardan son derece kaygılıyım çünkü ülkede oluşan yeni şartlar Kürt nüfus için çok önemli şanstır. Ekonomik ve kültürel gelişimleri ve dillerini konuşabilmeleri bakımından son aylarda çok olumlu gelişmeler olmaktaydı. Çok korkuyorum; çünkü PKK yeni bir şiddet dalgası başlattı. Türkiye'deki Kürt nüfusunun büyük çoğunluğunun PKK'nın yaptıklarını onaylamadığından eminim. Çünkü bu durumun bir geriye gidiş olduğunu çok iyi biliyorlar. Bir karşı dalganın ortaya çıkması tehlikesi de var, çünkü Türk hükümetinin Kürt bölgesinde olanları sadece izlemekle yetineceğini sanmıyorum.

Bütün bölge istikrarsızlaşabilir
<ı>PKK'nın yeni şiddet dalgası Avrupa'da 90'lardakine benzer bir sempatiyi toplayabilir mi?
Beer: Hayır, çünkü tamamen tecrit olmuş durumdalar. Çünkü Türkiye'nin yaptığı reformlar ve Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan'ın söyledikleri Kürtlere ilişkin bir açılım içeriyordu. 'Tamam, sorunun varlığını kabul ediyoruz ve gelin iki taraf olarak buna barışçı bir çözüm bulalım' dediler.
PKK'nın uluslararası toplumda ve özellikle de Avrupa'da tamamen izole olduğuna inanıyorum.
Şiddete geri dönüş bütün bölgenin istikrarsızlaşmasına neden olabilir.

90'larda durum başkaydı
<ı>PKK, 80'li ve 90'lı yıllarda Avrupa'da neden bu kadar büyük bir sempati topladı?
Beer: O zaman başka bir durum vardı. Özellikle insan hakları ihlalleri ve işkence konularında... Vedat Aydın'a ne olduğunu araştırmak için insan hakları kuruluşlarıyla bölgeye yaptığım gezileri hatırlıyorum. O zaman gerçekten başka bir durum vardı, Kürt azınlığa karşı devletten, hükümetten, polisten ve askerden kaynaklanan gerçek bir şiddet uygulanıyordu. Biz Yeşiller olarak 90'ların başında saldırıya uğrayan bir azınlığın kendini savunmaya hakkı olduğunu söylüyorduk. Ama bu Soğuk Savaş tarzında bir yaklaşımdı. Ama şimdi dünya değişiyor ve PKK'nın şiddete dönmesinden sorumlu olanlar gerçeklerden uzak; dünyadaki ve özellikle de ülkelerindeki değişimi analiz edebilmekten uzaklar.

Değişimi analiz edemediler
Bu bölgeyle ilgilenmeye başladığımdan beri onlara "ayrılıkçılığın dünya politikasında yeri olmadığını" söyledim. Şimdi, "Tamam bazı hatalar yaptık, ama şimdi politikamızı değiştiriyoruz, Öcalan'ın yaptıklarının pek de akıllıca olmadığını anladık ve şimdi yeni bir örgüt kurmak için yola çıkıyoruz" deme şanslarını yitirdiler. Bu, Öcalan'ın takipçilerinin, politikalarını değiştirip AB tarafından da kabul edilebilecek yeni temel oluşturmaya çalıştıkları sırada yapılan tartışmaların bir parçasıydı.
Ama şimdi yaptıkları tamamen kabul edilemez niteliktedir. Değişen dünyayı analiz edemeyerek şanslarını yitirdiler.

PKK şiddeti durdurmalı

Angelika Beer, PKK'nın "mücadelede terörizm yoluna sapmasının" Türkiye ile AB arasındaki bağı koparmasından endişeli.
<ı>Tekrar Güneydoğu'yu ziyaret etseniz oradakilere ne dersiniz?
Beer: Dostlarımla ve özellikle Kürt dostlarımla görüşür ve onlara yanlış yolu takip etmemelerini tavsiye ederdim. Çünkü Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir örneğinden de bildiğim gibi oradaki belediye başkanlarının çoğu bize çok yakın insanlar. Mücadelede terörizm yoluna sapmanın Türkiye ve Avrupa arasındaki bağı kesebileceğini söylerdim. Oysa ki, Türkiye'nin AB üyeliğini ilk isteyenlerin Kürt dostlarım olduğunu biliyorum. Çünkü onlar Türkiye ile birlikte AB'ye girmenin Kürtler için en iyi seçenek olduğunu biliyorlar. PKK'dan ve onu destekleyenlerden talebim, şiddeti derhal durdurmaları ve müzakere zeminine dönmeleridir.
(MİLLİYET) Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:28

İLGİLİ HABERLER