Gündem
  • 29.8.2009 17:10

KÜRT SORUNU ASLINDA BİR TÜRK SORUNUDUR

İSTANBUL (İHA) - Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Kürt sorununun aslında bir Türk sorunu olduğunu ve çözümün sahibinin devlet olduğunu belirterek, "İktidar ve ana muhalefet arasında devam eden yüksek tansiyonlu tartışma ortamının soruna hiçbir katkısı olamaz" dedi.
Kurtulmuş, Fatih'te bulunan Ali Emiri Kültür Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, iktidar ve muhalefet partilerinin ortaya koyduğu tavır ve üslup başta olmak üzere "açılım" tartışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sorunların ortadan kalkması için tam manasıyla bir inanç ve düşünce özgürlüğüne ihtiyaç duyulduğunu belirten Numan Kurtulmuş, "İnsanlar inandıklarını yaşayacaklar, gösterecekler. Herkes dilini, dinini, kültürünü, medeniyetini öğrenecek. Bunu öğrenme imkanı herkese serbest
olacak. Eğitim hakkı çok önemli" dedi. Kurtulmuş, Türkiye'nin gönüllü birlikteliğini sağlama projesinin muhatabının, millet olduğunu söyledi. Bu konudaki muhatabın sadece siyasiler olmadığının altını çizen Numan Kurtulmuş, "Kürt sorunu aslında bir Türk sorunudur. Usül bakımından üzerinde durduğumuz husus şeffaflıktır. Süreç yaralar alarak devam ediyor. Sorunun muhatabı milletin tamamı. Çözümün sahibi kim? Çözümün sahibi devlettir. Ne tek başına iktidar partisi, ne tek başına hükümettir. Kurum ve
kuruluşlarıyla devlet bu sorunu sahiplenmeli. Bu konuda herkesin açık görüşlerini ortaya koyması da önemli" dedi.
SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, sürece ilişkin katkı sağlayacak olanların, mutlaka çözümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üzerinden sağlamak zorunda olduklarını ifade etti. Meselenin sadece birkaç rötuşla geçiştirilemeyeceğini belirten Kurtulmuş, "Biz parlamento dışında bir partiyiz, görüşlerimizi söyleriz ama sorunun çözülme yeri parlamentodur. Parlamentonun bu sorunun merkezi olması, herkesin bunun üzerinden katkı sağlaması lazım. Sivil ve askeri bürokrasinin de konuya ilişkin görüşlerini
söyleme yeri Milli Güvenlik Kurulu'dur. Özellikle muhalefet partilerinin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) dengeli açıklamalarından sonra "Bu iş bitmiştir" demesini yadırgıyorum. Çözümün yeri TBMM, tabii ki TSK'nın da görüşleri alınacak ama çözümü nihayetinde siyaset gerçekleştirecektir. Çözümün dışarıdan dayatılıyor görüntüsüne neden olacak herhangi bir üslup kullanılmamalı. İktidar ve ana muhalefet arasında devam eden yüksek tansiyonlu tartışma ortamının soruna hiçbir katkısı olamaz. Milletle hiçbir
organik bağı olmayan, daha dün 1 Mart tezkeresinin geçmesi için neredeyse kampanyalar yapan çevrelerin bu süreci yürütüyor gibi görünmesi de milletimizi rahatsız etmektedir. Bir takvim verilmesi de uygun değil. Bu kadar önemli bir sorun bütün taraflarıyla konuşulacak. Bunu aceleye getirmenin anlamı yok" açıklamasında bulundu.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:28

İLGİLİ HABERLER