KURTLAR VADİSİ GERÇEĞİ: İŞTE, ÇAKIR'IN ÖLÜM NEDENİ...
Osman Sınav, Çakır'ı canlandıran Oktay Kaynarca'nın diziden ayrılma nedenini ilk kez açıkladı: Hikayenin gidişiyle ilgili bir duruşumuz vardı. Bunun bozulduğunu düşündüm. Beş dakika içinde karar verip, ekibe 'Çakır ölecek' dedim.
Oyuncularınızın özel hayatlarına karışır, onlara sınırlama getirir misiniz?
- Sınırlama demeyelim ona ama önceden yapılmış anlaşmalarımız vardır. Asıl önemli olan anlayış olarak uyuşmamızdır. Zaten aynı yerden bakmıyorsak o anlaşmayı yırtar atarım.
Bu durumda Oktay Kaynarca'yla yollarınızın ayrılmasında çok ortalarda görünmesinin etkisi olabilir mi... Diğer yandan son dönemde de Necati Şaşmaz göz önündeydi, bu durum sizi rahatsız etti mi?
- Henüz Necati için böyle bir durum söz konusu değil. Tabii ki gidecek, eğlenecek ama önemli olan duruş, yaratılan imaja ters bir hareketin olmamasıdır. Eğer yarattığımız imaj, deformasyona uğratılırsa o zaman 'arkadaş ne oluyor?' deriz.
Bu iş azletmeye kadar gider mi?
-Gider. Azlin zor bir yanı yoktur, bitti mi biter.
Başrol oyuncusunun bile kaderi değişmez yani...
- Hiç farketmez. Çünkü yönetmeninden asistanına, oyuncusundan ışıkçasına kadar herkes senaryonun kölesidir. Ona hizmet etmiyorsak iş başka noktalara gider. Aslında bu Osman Sınav'ın da tasarrufunda olan bir durum değildir. Eğer senaryoya ihanet eden yönetmen ise o da gider.
ESKİDEN ÇAKIR MI VARDI
Hiç mi korkmadınız Çakır'ın ölümüyle dizinin reyting kaybetmesinden?
- Hayır. Çakır konusunda verdim kararımı, girdim içeriye, senoryo ekibine şu nedenlerden dolayı 'Çakır ölecek' dedim. Söylediklerimin süresi de sadece 5 dakikaydı. Reytingin 12'ye kadar düşebileceğini hesap ediyordum. Ama tam tersi oldu 18'den önce 19'a, oradan da 21'e çıktı... Normalde 'halk Çakır'ı çok seviyor, giderse üzülürler, izlemezler' gibi bir mantık vardı. Ama unutulmamalı ki halka o karakteri sevdiren zaten senaryoydu. Eskiden Çakır mı vardı... Halkın sevmesi için ona hikayeler anlattıran, duygular katan kimdi? Hiçbir starın sevgisi 4 UEFA maçının reytingini geçemez. Ki bu oldu. Ve biz 7 reyting de fark attık. Bunun Çakır'la filan alakası yok. O da halkın gerçek duygularını yansıtan bir adalet kalemidir. Sen bu topraklara dair bir şey anlatıyorsan içine Çakır'ı da, Polat'ı da veya bir başkasını da koyabilirsin...
Biraz önce Çakır'ın ölümüyle ilgili 5 dakikada nedenleri sıraladığınızı ve ölüm kararını verdiğinizi söylediniz. Aranızda kişisel bir mesele mi geçti de bu kadar çabuk karar verdiniz?
- Hikayenin gidişiyle ilgili bizim bir duruşumuz vardı. Ama bu duruşun bozulmaya doğru gittiğine dair bir yargıya vardım. Bunu da Oktay'la paylaştım. O benim arkadaşımdır, hala da öyle. Ve sarılıp ayrıldık. Zaten hikayenin içinde bu ölüm vardı, ama zamanı belli değildi. Stratejik olarak böyle olmasını uygun gördüm. Kararımın da doğru olduğunu şimdi görüyorum... İlk başta herkes karşıydı. Öyle mailler geldi ki 'Biz zinhar bir daha bu diziyi izlemeyiz, üstelik Osman Sınav imzası taşıyan hiçbir şeyi de izlemeyiz' filan diyenler oldu. Ama ben o duyguyu iyi bilirim. Çünkü onlara o sevgiyi aşılayan bizdik. Tepkiler bizden nefret ettikleri için değil, ölesiye sevdikleri içindi.
Kaynarca Çakıcı'yla görüştü mü
'Çakır duruşumuzu bozdu' derken, Çakıcı'yla görüşmesini mi kastediyorsunuz?
- Çakır öldü gitti. Hikayenin içinde ölüm vardı ve zamanı geldi, o şekilde bitti. Çakır, Polat karakterini zirveye taşımak için bir basamaktı. En zararsız, en makul, en hırslı insandı Çakır. Zaten hikaye böyle dizayn edilmişti. Yani misyonunu tamamlayınca yok olacaktı. Beni hikaye ilgilendiriyor, osu busu değil ki. Ama biz tabii ki hikayemizin seyrine uygun adamlar isteriz. Hikayeye uygun davranışlar sergileyen insanlar yani...
Mafya adama çiçek vermez!
Diziyle ilgili en fazla dile getirilen eleştirilerden biri de bol kan ve vahşet görüntüleri oldu...
- Bu eleştiri çok fazla abartılıyor. Tabii ki eleştiri olmalı, herkes sizi beğenecek değil. Ama eğer bir dünya anlatıyorsanız, o dünyanın gerçeğini de yansıtmak zorundasınız. Bizim anlattığımız hikayenin geçtiği coğrafyada da şiddet var. Mafya adama çiçek vermez. Verirse gül verir. Ama kan rengi olduğu için arkasından kurşun gelir... Mafya dünyası güllük gülistanlık bir yer değil. Çünkü bunlar iyi değiller, adam kesiyorlar. Üstelik şiddet Godfather'da, Van Damme filmlerinde yok mu? Şiddet var diye konuşulduğu günlerde Kurtlar Vadisi'nin arkasından bir aksiyon filmi yayınlandı. Adam ateş ediyordu ve oradan geçen bir çocukla annenin üzerinden kanlar fışkırdı. Niye Kurtlar Vadisi'nde bu olaylar olunca şiddete giriyor da, onların ki sayılmıyor?
Necati'den star olmaz dediler
Kurtlar Vadisi, perşembe günlerinin rakipsiz programı oldu. Karşısına tüm kanallar ne koyarlarsa koysunlar bizimle yarışamadılar. Üstelik dizinin önüne bir de geçen haftanın özetini koyunca tüm günü kapattık. Hatta diğer kanalların yöneticilerinden sıkı dost olduklarım, '90 dakika dizi mi olurmuş. Bu haksız rekabete giriyor' diye isyan bile ettiler. Gerçekten karşılarında 'Kurtlar Vadisi' olduğu için tutunamayıp, ekrana veda eden çok yapım oldu. Üstelik biz olmasak çok da iyi reyting alabilecek dizilerdi çoğu... Bu arada projeye meydana getirirken rakip bir kanalın yöneticisi 'Bu iş tutmaz, Necati Şaşmaz'dan da star olmaz' demişti. Reytingleri görünce benden özür dileyip, kutlama gereği duydu... Necati Şaşmaz, oyuncu değil, benim yakın arkadaşımdı. Bir gün yemek yerken içimde bir his doğdu. Onu arkadaş değil yönetmen gözüyle izledim. 'Davranışları nasıl' diye gizlice takip ettim. 6 ay sonra başkalarında olmayan bir elektriğe, duruşa sahip olduğu kararına vardım. Zaten starlık duruştur, oyunculuk değildir. Sonunda onun bu dizi için biçilmiş kaftan olduğunu anladım...
Sokaktakiler sadece tetikçi
Kurtlar Vadisi Türkiye'de yapılmış bir ilktir. Üstelik sosyolojik olarak araştırılması gereken bir konudur. Çünkü 80 sonrası Türkiye'de yaşanan krizler, garip bağlantılar, hortumlamalar ilginçtir... Türkiye'de 90 sonrası mafya kılık değiştirmiştir. Artık kimse tutup sokakta iş peşinde koşmuyor. Koşanlar sadece tetikçi. Üstelik o tetikçiler de kurbandır zaten. Çaresiz ya da kızgındır. Veya elinden ekmeği alınmış, babası öldürülmüştür. Halbuki asıl olan ofisiyel mafyadır. Yani bu ülkenin milli gelirinin yarısını elinde bulunduran bir oluşumdur. Yasayı çıkartmayan ya da farklı çıkmasını sağlayacak kadar güçlü bir oluşumdan söz ediyorum. Gerekirse hükümet düşüren adamlardan bahsediyorum. İşte bizim çıkış noktamız bunlar.
Barış KocaoĞlu/ Yusuf İZEL
--------------------------------------------------------------------------------
Şifreyi çözmek için dosyaya gerek yok
Söylendiği gibi senaryoyu oluştururken size gizli belgeler geliyor mu ya da sağlam bir bilgi akışı var mı?
- Geçen hükümetin en güçlü adamlarından biri olan Şevket Bülent Yahnici, Neşe Düzel'le bir röportaj yaptı. Orada şöyle diyordu, 'Bu ülkeden her yıl 100 milyar dolarlık uyuşturucu parası geçiyor. Üstelik dörtte biri de burada kalıyor.' Bu sözlere kimse itiraz etmedi. Kaldı ki bunu söyleyen adam, devletin en yetkili isimlerinden biri... İşte biz Kurtlar Vadisi'nde bu ülkede olanları dramatize ediyoruz. Bu şunu yapmış, öteki şunu diye bir derdimiz yok... Ne bir yardım ne de şimdiye kadar bir teşekkür aldık. Zaten biz dosya filan da açıklamıyoruz. Sadece çıkmış haberleri doğru bir perspektiften bakarak değerlendiriyoruz. Hakikaten iyi gazete okuyoruz. Ama iş bununla da bitmiyor ki. Irak'ta ya da Kıbrıs'ta neler olacağını kestirebilmek için tarih bilmek gerekiyor... Yani söyleyeceğim şu; harfleri iyi okumak, şifreleri iyi çözmek yeterli. Bunun için dosyaya, ekstra bilgiye filan gerek yok ki...
Korkmuyorum diyen yalan söylemiş olur
Tehdit alıyor musunuz ya da bunu yaparken korkuyor musunuz?
- Korkmak insanın yaradılışında vardır. 'Ben korkmam' diyen yalan söyler. İnsanın en büyük korkusu, sevdiği şeyi kaybetmektir. Benim en büyük korkum borçlu kalmaktır. Bu ülkede yaşayan herkesin ülkesine borcu olduğuna göre bu topraklara borçlu kalmaktan korkarım. İşte ben bu işleri yapmazsam asıl o zaman korkarım. Eğer adaletin olmadığı bir ülkede yaşarsak işte o zaman hepimiz korkmalıyız.
Nuriş'le görüştüğünüz yazılıp, çizildi. Hatta bir mektup yazdığınız filan söylendi...
- Hayır böyle bir şey olabilir mi? Üstelik adam içeride nasıl görüşebilirim ki.
Başarının sırları
Osman Sınav, dizinin başarısının sırrını şöyle açıklıyor: 'En önemli nedenlerden biri kurgumuzun bir star üzerine değil, pek çok renkli karakter üzerine kurulu olmasıydı. Dizide rol alan herkes farklı ve ilgi çekici tipler. Her bir karakterle farklı bir dizi yaratılabilir.'
(AKŞAM)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:30