
KURTLAR VADİSİ'NİN YAPIMCISININ SUSURLUK ÇETESİYLE BAĞLANTISI NE?
Tutkun Akbaş
Tarikattan Susurluk’a uzanan ilişkiler
‘Kurtlar Vadisi’ndeki Baron’lu, Polat Alemdar’lı karanlık ilişkiler bir yana, dizinin yapımcısı Raci Şaşmaz merkezli, tarikattan Susurluk’a uzanan ilişkiler ağı, gerçek ‘Kurtlar Vadisi’ kıvamında!.. Kadiri şeyhinin oğlu olarak ilişkide bulunduğu isimler arasında Oral Çelik’le, 70’li yıllarda öğretmen Nevzat Yıldırım’ın öldürülmesi olayına karışan bir MHP’li bile var
“Elazığlı bir Kadiri şeyhi olan Abdülkadir Şaşmaz'ın kurduğu Takva Tasavvuf Kültürünü Araştırma Vakfı, bu şehirde değil de İstanbul ve Ankara'da ses sanatçıları, gazeteciler vb. şahsiyetlerin katkılarıyla küçük burjuva çevrelerinde belli bir ilgi görüyor. Zaten Şeyh Şaşmaz da dergâhını Ankara'ya taşımış.”
1997 yılında Paris’te yayımlanan Les Annales de l'Autre Islam (Öteki İslam’ın Yıllığı) dergisinde çıkan Gazeteci Ruşen Çakır’a ait ‘Türk-Kürt sınırında İslami Hayat: Elazığ Örneği’ başlıklı yazıdan bir alıntıyla başlayalım gerçek ‘Kurtlar Vadisi’ne. Sözü edilen Abdülkadir Şaşmaz kimdir peki? Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Ruşen Çakır’ın da araştırmasında yer aldığı gibi, bir Kadiri şeyhi. Babası Caferi Tayyar Şaşmaz. O da bir Kadiri şeyhi. Türbesi şu an Elazığ Harput’ta. Şaşmaz soyadı, köken olarak, büyük tasavvuf önderi Abdülkadir Geylani’den Hz. Muhammed’e kadar uzanıyor. Şaşmaz ailesinden gelenler bugün ‘seyid’ olarak anılıyorlar, yani peygamber soyundan... Elazığ Harput merkezli, ancak özellikle Ankara ve İstanbul’da etkin faaliyetlere sahip olan tarikatın başındaki isim Abdülkadir Şaşmaz. Şeyhin üç oğlu var: Necati Şaşmaz, Tayyar Raci Şaşmaz ve Hilmi Zübeyr Şaşmaz. En büyükleri Necati Şaşmaz. 1971 doğumlu. Şeyh Abdülkadir Şaşmaz’dan sonraki misyonu dolduracak en güçlü isim olarak gösteriliyor. Yani dizideki rolüyle Polat Alemdar... Tarikatın özellikle 1991 ve 1996 yılları arasında İstanbul’daki faaliyetleri dikkat çekici. ‘Çağrışım’ isimli, siyasal İslam’a karşı duran, tamamıyla tasavvuf kültürüne yönelik bir dergi çıkarılıyor. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Ömer Lütfi Mete. Yazı İşleri Müdürü ise bugün Başbakan’ın Basın Danışmanı olan Ahmet Tezcan. O dönemde, özellikle bazı sanatçı ve gazetecilerin katılımıyla, Mecidiyeköy-Gayrettepe bölgesinde bir evde bir araya gelip haftalık zikirler gerçekleştiriliyor. Katılımcılar arasında sürpriz isimler de var. Toplantılarda Abdülkadir Şaşmaz her zaman ‘eli öpülen şeyh’ olarak aralarında... İşte o günlerde omuz omuza olan ekipten bugün bir yıldız kadrosu çıkıyor. Hasan Kaçan, Ömer Lütfi Mete, Osman Sınav ve tabii ki Şaşmaz kardeşler... ***
Baba, bakan danışmanı ***
Şaşmaz ailesi ve Abdülkadir Şaşmaz’ın başında olduğu Kadiri Tarikatı’nın Türk-İslam sentezli yaklaşımı, Ahmet Yesevi ekolüne olan yakınlıkları da önemli bir anekdot olarak verilmeli. 1991 yılında Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Abdülkadir Şaşmaz’ı ‘tasavvuf kültürüyle ilgili derin bilgisinden’ ötürü bakanlık danışmanlığına bile getirmiş. Bu arada Fadime Şahin olayıyla bir dönem Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Aczmendiler ve liderleri Müslüm Gündüz’ün de Şaşmazların dedesi Caferi Tayyar Şaşmaz’dan etkilendiği ve Elazığ’daki ilişkileri de altı çizilmesi gereken bir ayrıntı. Bu arada Şaşmaz kardeşlerin amcası Tahir Şaşmaz, bir dönem MHP milletvekilliği de yapmış bir isim... ***
Raci Şaşmaz, Ömer Lütfi Mete ortaklığı ***
Türkiye’deki kirli ilişkiler ağının, karanlık vadideki olayların deşifre edildiği, bugüne kadar yapılmış en etkili, milli maçların olduğu geceler bile reyting rekorunu kaptırmayan bir dizi, ‘Kurtlar Vadisi’ fenomeni ile karşı karşıyayız. Ancak dizideki olaylar ve ilişkiler bir yana, dizinin gerçek yapımcıları ve içinde bulundukları ilişkiler daha bir önem arz ediyor. Tempo’nun yaptığı araştırma sonucunda, ‘gerçek Kurtlar Vadisi’ndeki ilişkileri deşifre edecek önemli bilgiler ortaya çıktı. Özellikle Şaşmaz ailesinin ticari işlerinde, bu tarikat ilişkilerinin de etkili olduğu ilginç bağlantıların izini sürdük. İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında Kurtlar Vadisi’nin yapımcı şirketi Pana Film’in ortakları arasında şu isimler bulunuyor: Muhammed Naci Şaşmaz, Tayyar Raci Şaşmaz, Hilmi Zübeyr Şaşmaz, Bahadır Özdener, Hasan Kaçan, Faruk Çetinkaya. Ortaklar arasındaki Faruk Çetinkaya, Pana Film’in avukatı. Bahadır Özdener eski gazeteci, Raci Şaşmaz’ın en yakın arkadaşı. 1973 doğumlu olan Marmara Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü mezunu Raci Şaşmaz sır bir adam olarak, gizemli ilişkilere sahip. Raci Şaşmaz’ın özellikle ticari işlerde aktif olduğu gözleniyor. Aile ve akrabalık ilişkilerine çok önem veriyor: Halasının torununu bile Kurtlar Vadisi’nde Erhan rolüyle oynatacak kadar... Raci Şaşmaz’a ait kayıtlarda 2 firma daha görünüyor. Bu firmalardan biri Mücazoğlu Basın Yayın Sinema A.Ş. Şu andaki ortakları şunlar: Adnan Erdoğan, Mehmet Baş, Mehmet Akalın, Ömer Lütfi Mete, Tayyar Raci Şaşmaz. Bu isimler arasında Ömer Lütfi Mete dikkat çekici. Abdülkadir Şaşmaz’ın zamanında başyazı yazdığı Çağrışım Dergisi’nin yayın yönetmeni olan Ömer Lütfi Mete, Raci Şaşmaz ile birlikte ‘Deli Yürek’ dizisinin senaryo ekibindeydi bir zamanlar. ‘Kurtlar Vadisi’ ekibinde olmasa bile, Raci Şaşmaz ile ticari ortaklığı sürüyor. Raci Şaşmaz’ın aynı zamanda ‘manevi ağabeyi’. Mete’nin tarikatta güçlü isimlerden biri olduğu iddia ediliyor. Mete halen Sabah gazetesi yazarı. ***
Susurluk bağlantılı ortak ***
Mücazoğlu isimli şirkette, eski yönetim kurulu üyelerinin isimleri ise şunlar: Abdülkadir Şaşmaz, Cengiz Solak, Zülfü Canpolat, Fahri Yüksel. Abdülkadir Şaşmaz, tarikat şeyhi olan babaları. Zülfü Canpolat, Avrupa Nizam-ı Alem Ocakları Kurucu Genel Başkanı. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’na yakın bir isim. Fahri Yüksel ise Meclis’teki Susurluk simaları arasında adı geçen biri. Fahri Yüksel’i biraz daha yakından tanıyalım. 1999 seçimlerinde MHP’nin Malatya’dan 4. sıra milletvekili adayı. Milletvekili seçildiği açıklandığında sebebi bilinmez biçimde mazbatası geri alınıyor. 2000-2002 seneleri arasında MHP’nin Malatya İl Başkanlığı’nı yapan işadamı Fahri Yüksel, 1980 yılından bu yana İstanbul polisince arandığı, 24 yıl önce gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra polis ve adliye kayıtlarından ismi düşülmediği ortaya çıkmıştı. Fahri Yüksel’in, 1979’da Malatya’da öğretmen Nevzat Yıldırım’ın Oral Çelik tarafından öldürülmesi olayına adı karışmıştı. O dönemde adı “Susurluk simaları Meclis’te” diye geçti. Yüksel’in Raci Şaşmaz’la yakın dostluğu ve eski ortağı olduğu Tempo’nun yaptığı titiz araştırma sonucunda ortaya çıktı. Tempo muhabirinin sorularını yanıtlayan Fahri Yüksel, Raci Şaşmaz ile ortak olduğunu kabul ederken, Şaşmaz’la ilişkisine yönelik fazla konuşmak istemedi. ***
Hanımağa-Sınav-Şaşmaz ortaklığı ***
Raci Şaşmaz şu an tasfiye halinde olan bir şirkete daha sahip. Burada da ilginç bağlantıları söz konusu. Pana Teknik Araştırma ve Elektronik Güvenlik Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adlı firmada ortaklardan biri Osman Sınav. Dr. Mehmet Mustafa Kızılilsoley dışında bir kadın ortağı var. Adı Nilüfer Sinanlı. Güneydoğu’da 100 bin dönümlük arazilere sahip olan Sinanlı, Güneydoğu’nun hanımağası olarak da biliniyor. ***
Osman Sınav muamması ***
İşin merkezinde Şaşmaz ailesinin olduğu gerçek bir ‘Kurtlar Vadisi’ yaşanıyor. Tarikattan Susurluk’a uzanan ilişkiler ağında Raci Şaşmaz ismi öne çıkıyor. Tempo’nun görüşme talebini reddeden Raci Şaşmaz, ticari başarısı ve senaryo işlerindeki kıvraklığıyla dikkat çekiyor. Derin bağlantılar, istihbarat ve mafya özel ilgi alanı. ‘Kurtlar Vadisi’ ile ilgili bugüne kadar en çok merak edilen soru, Osman Sınav’ın neden başarılı ve para kazandıran bir diziyi hiçbir para talep etmeksizin Raci Şaşmaz’a hibe ettiği? Bu sorunun yanıtı yok. Osman Sınav “Projelerim vardı ve hayata geçirmek istedim” diyor, para konusundaysa “Hayatta böyle şeyler vardır. Para her şey değildir” demekle yetiniyor. Türkiye’de dizi ve sinema sektöründe bir numara olan bu isimlerin içinde bulundukları tarikat ve ticari ilişkiler ağı gerçekten önemli. ‘Kurtlar Vadisi’ni yaratan ekibin nereden beslendiği, tüm bu gizli bilgileri nasıl deşifre edildiği merak ediliyor ama içinde bulundukları ilişkiler ağı hepsinden daha önemli bir ‘Kurtlar Vadisi’ gerçekliği taşıyor. **************
Kurtlar Vadisi cephesi ***
Raci Şaşmaz’ın en yakın arkadaşı ve ortağı Bahadır Özdener ***
‘Osman Sınav, Raci Şaşmaz olmasaydı bu işe girmezdi’ ***
Bahadır Özdener eski bir gazeteci. 1975 doğumlu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Raci Şaşmaz’ın okul arkadaşı. 11 yıllık dostlukları şimdi ortaklığa dönüşmüş durumda. ‘Kurtlar Vadisi’ senaryosunu beraber yazıyorlar. Bahadır Özdener gerçek ‘Kurtlar Vadisi’ ile ilgili soruları Raci Şaşmaz’ın yerine yanıtladı. ‘Kurtlar Vadisi’nin gerçek öyküsünü anlattı. ****
- ‘Kurtlar Vadisi’nde bir başka ‘Kurtlar Vadisi’ mi var? Tarikat ilişkileri işin odağında. Açıkçası insanların hayret ettikleri bir durum var. 1998 yılında birileri çıktı, ‘Deli Yürek’ diye bir şeye başladı. Medya ekonomisinin çok zor durumlarda olduğu süreçte, hiç adı sanı duyulmamış, Cihangirli olmayan, Beyaz Türk olmayan, sinema sektörüne nereden geldiği belli olmayan birileri çıktı. Bu birileri de dediler ki, biz bir kahramanlık hikâyesi anlatacağız. “Bu ülkede kötü şeyler olabilir ama iyi insanlar da var” teziyle bir hikâye çıktı. Çok zor maddi şartlarda, imkânsızlıklarla, 30 bölümde Türkiye’nin zirvesine oturdu ‘Deli Yürek’. ‘Deli Yürek’ pek çok marka doğurdu. Kenan İmirzalıoğlu’nu çıkardı. Osman Sınav diye bir yönetmen ve yapımcının adını duyurdu. Ömer Lütfi Mete önemli bir senarist olarak adını duyurdu. Adını duyurmadığı bir kişi de vardı: Raci Şaşmaz. ‘Deli Yürek’ serüvenine baktığınız zaman; reytingin patladığı, dizinin seyredilirliğinin yükseldiği süreçte, öykü danışmanı olarak dizi jeneriğinde ismini görürsünüz. Bütün bu markaların içinde gizlenmiş, insanların üzerinde durmadığı bir isim vardı: Raci Şaşmaz.
- Sır bir adam mı?
Sır bir adam değil de, aslında kimsenin merak etmediği bir adamdı. Bu adam ‘Deli Yürek: Bumerang Cehennemi’ diye bir film yazdı. 29 yaşındaydı o zaman. Gencecik bir adam. Türkiye’nin belki de Güneydoğu ile ilgili ilk adamakıllı filmi. O film Hollywood kapılarını bir şekilde aralıyor. Kimse o dönemde merak etmedi Raci Şaşmaz kimdir diye. Sonra aynı Raci Şaşmaz, arkadaşını, Bahadır Özdener’i bir televizyon dizisi projesi vasıtasıyla ABD’ye yolladı. 2.5 ay orada, gazetecilikten ayrılıp, ABD’de yaşama fırsatı, senaristlik öğrenme fırsatı sundu.
- Nerede?
New York’ta. TRT’ye dizi yazdım. Sonra döndüğümde Osman Sınav’a “Sana bir senaryo grubu kuracağım” vaadiyle, ‘Deli Yürek’in son 23 bölümünü yayımlana şansını doğurdu. Sonra gün geldi ‘Deli Yürek’ bitti. Raci Şaşmaz dedi ki, “Ben ticarete atılmak istiyorum”. Osman Sınav’la birlikte şirket kurdular. Bunları kimse bilmez. Elektronik güvenlik bilgisayar teknolojileri şirketi.
- Ortakları Güneydoğulu bir hanımağa değil mi aynı zamanda?
Evet. Şu an tasfiye halinde bir şirket. O şirketi kurduğu süreçte Raci Şaşmaz aslında senaryoyu bıraktığını söylemişti. Biz de Osman Hoca ile uzun soluklu projeler yapmak üzereyken, günlerden bir gün Hasan Kaçan kapıdan içeri girdi. Bir hava oluştu. Aslında ‘şöyle bir hikâye yapsak’ diye, Raci Şaşmaz o hikâyenin temellerini kurdu. Oturduk, güldük, eğlendik. Bir haftada, aslında televizyonlara bin kere koysanız tutmaması gereken, hiç şöhretin olmadığı, hiç yakışıklı erkeklerin, güzel kadınların olmadığı, alışılmadık bir dilin konuşulduğu bir dizi çıktı ortaya: ‘Ekmek Teknesi’. Aynı süreçte Show TV’nin Osman Hoca’ya teklifiyle, sonra Raci Şaşmaz’ın ben buna günde 30 bölüm yazarım dediği bir süreçte, ama çok başka psikolojik gerilim hikâyesi kurguladığımız bir dönemde, Raci Şaşmaz’ın Soner Yalçın olmazsa bu iş olmaz dediği, -ki hiçbir tanışıklıkları yoktu. Soner Yalçın benim arkadaşımdı. Benim Soner Yalçın’la konuşup onu ikna etmem temeliyle bir ‘Kurtlar Vadisi’ serüveni başladı. ‘Kurtlar Vadisi’ serüveninde de yine birçok ilkler vardı. Raci Şaşmaz’ı bu bahsettiğim 1998’den 2004’e kadar kimse merak etmedi.
- Siz nereden tanışıyorsunuz Raci Şaşmaz’la?
Ben üniversite arkadaşıyım. Biz aynı 1992-93 eğitim yılında üniversitenin önlü arkalı sıralarında oturduk. İlk birbirimizse merhaba dedik, sene 1993’ün 1 Mart’ıdır. Aşağı yukarı 11.5 senedir yakın arkadaş, dost olarak hayatımızı sürdürdük. Haftada, 2.5 senedir, 100 sayfadan aşağı yazdığımız vaki değil. Haftada 7 gün çalışırız. Uyku düzenimiz yoktur, ne kadar sağlıksız şey varsa hepsinin içindeyiz. Evet, şimdi birileri merak etti. Bu merak sırasında da herkes bir yere konumlandırmaya çalıştı. Ömer Lütfi Mete ile Raci Şaşmaz nereden tanışıyor diye. Raci Şaşmaz ile Bahadır Özdener, Hasan Kaçan, Osman Sınav nereden tanışıyor diye. Aslında cevapları çok basit bunların. Ama “Ooo, ‘Kurtlar Vadisi’nin içinde ‘Kurtlar Vadisi’ var mı?” ‘Kurtlar Vadisi’nin dışında ‘Kurtlar Vadisi’ var. İnsanlar bizim çalışma hayatımızı, hayata bakış açımızı görseler, azıcık kafa patlatsalar, belki de işin büyüsü, gizemi de bu kadar olmayacak. Evet, acayip bir ekip var. O acayip bir ekibin bir sırrı var: Çok çalışmak. Birbirini çok seven, birbirine hep destek olmuş. İşin, sadece onların hayatlarını zenginleştirdiği bir hayata inanan. İşe tapmayan.
- 80’li yılların sonunda Abdülkadir Şaşmaz diye bir isim var. Kadiri şeyhi. Şaşmaz ailesi ilginç bir aile. İnsanlar bu isimlere, tarikat ilişkileri mi var gözüyle bakmak zorunda kalmadılar mı?
Osmanlı arşivlerine girdiğiniz zaman kayıtlarda rastlayabileceğiniz bir aile. O ailenin orijini açık ve nettir. Türkiye’de alışık olunmayacağı kadar açık ve nettir. Bu ailenin bin küsur yıl geriye gittiğinizde, soyunun kimlere dayandığı nettir. Bunun dini bir tarafı, şüphesiz ki kişilerin dini, tasavvufi bir bakış açıları olduğu için vardır, ama ırki tarafı da vardır. Kan bağı olarak Abdülkadir Geylani Hazretleri’ne oradan da Hz. Hasan ve Hüseyin’e, oradan da Hz. Peygamber’e dayanır. Raci Şaşmaz’ın babasından önce dedesini bir araştırmak lazım. Dedesinin ismi Caferi Tayyar Şaşmaz’dır. Yaşadığı yıl, öldüğü yıl bellidir. Devletin tanımıyla, türbesi bellidir. Elazığ’da tanınan bir ailenin evladı olarak yaşamış; Elazığ’a, çevre insanlarına hizmet etmiş, peygamber soyundan geldiği için, o misyonu taşımış bir kişidir. Caferi Tayyar Şaşmaz’ın iki oğlu vardır. Büyük oğlu Tahir Şaşmaz iki dönem milletvekilliği yapmıştır; bir dönem MHP, bir dönem DYP’de. Devlet memurluğundan emeklidir, öğretmendir. Üniversite mezunudur. Raci Şaşmaz’ın babası Abdülkadir Şaşmaz yine devlet memurluğundan emeklidir. Baktığınız zaman, “Kim kiminle nasıl ilişkilidir, tarikat bağlantısı var mıdır?” diye ailenin cevabı burada çok nettir. Tarikat değil, tasavvuf. Tasavvuf dediğiniz zaman, bireyin dünyanın her yerinde istediği gibi hayatını normlandırabilmesidir. Tarikat ise kurum olarak varlığını sınırlı yerlerde sürdürmektir.
- Bilinçli tasavvuf kültüründen beslenen insanların bir tasavvuf hiyerarşisi yok mudur?
En azından öyle biliyoruz. Baştaki kişi, saygı duyulan, sözü dinlenilendir. Ne diyorsa o olur. Bu tür ilişki biçimi söz konusu mu? Tasavvufun başında olan kişi Abdülkadir Geylani Hazretleri. Baktığınız zaman, senin sormak istediğin eğer şeyhlikse, ortada bir şeyhlik yok. “Şeyh emretti, Ömer Lütfi Mete senaryoyu Raci Şaşmaz’a devretti” gibi bir saçmalıkla karşılaşılmaz. Ben bugün, bütün okuyucularınız huzurunda sana senaryoyu devrediyorum Tutkun. Bunun hayatta mantıklı bir tarafı var mı? İlahi senaryonun nefis imkânlar sunduğu, ama insanın hakikaten canını acıtarak sunduğu, hiç kolay olmayarak sunduğu bir çarkın, şu anda merak edilen dişlileriyiz.
- Osman Sınav’la yollar niye ayrıldı?
Tarikat ilişkileri mi? Hiç para almadan, çok kazanan bir diziden kendini çekip işi hibe etmesi... Tehdit iddiası... Gerçekten ne oldu? Osman Sınav gidip uluslararası bir köprüyü kurarken, bu dizileri hâlâ aynı çatı altında sürdürse ne olur, devrettiği insanların kendi talebelerinin çatısı altında başarıyla sürdürülmesini seyretse ne olur? Buna dair Osman Sınav bin tane açıklama yaptı. Biz de yaptık. Yani Osman Sınav bunları niye devretti? Bitirirdi Hoca. Tehdit edilseydi bitirirdi. Bu işte tabii ki sonunda bir kâr var. İnsanların hayal ettiği gibi öyle Hollywood kârları yok. Türkiye şartlarında da yok. Çünkü bizim iki dizimizde de oyuncu kadrosu kalabalık. Prodüksiyonumuz çok pahalı. Bunun kârları ancak şirket çevirecek kadardır. Dolayısıyla Osman Sınav bu kadar kârlı dizileri niye devretti? Bunun kârını elde edebilmek için, 2.5 yıl aynı performansı sürdürerek çalışması gerekiyordu, o yüzden devretti. Hoca çok net bir adamdır. Hoca’nın ya da Raci Şaşmaz’ın ikircikli durumları yoktur ki... Necati Şaşmaz askere gitti mi?
- Gitti mi?
Askerlik problemi yoktur Necati Şaşmaz’ın. Askerliğini yapmıştır. Kütahya’da bedelli yapmış. ABD’de Gren Card sahibi bir adam olarak, o hakkını kullanmayıp, 1999 depreminden sonra çıkan bedelli askerlikte Kütahya’da yapmıştır. Bilen için çok absürd, bilmeyen için çok basit yalan ama içinde olan bizler için bazen çok can acıtıcı.
- Çağrışım Dergisi’nde gördüğümüz bazı isimler, tarikat ilişkileri içinde adı geçenler, bugün Şaşmaz’ın hem iş ortağı, hem yakın arkadaşları... Nasıl oluyor?
Bülent Ecevit’in de imzası var Çağrışım dergilerinde. Sayabildiğiniz iki isim var. Ömer Lütfi Mete ve Ahmet Tezcan. Mete ile bir ortaklığı yok Raci Şaşmaz’ın, hiç olmadı.
- Kayıtlarda var.
Ne olmuş o şirketin neticesi, batmıştır kesin. Ya da kapanmıştır. Osman Sınav’la da büyük hayallerle bir şirket kurdular, olmayınca da kapattılar. Ömer Ağabey bizim senaryo hocamızdır. Bize en büyük sitemi, ‘sizi göremiyorum’dur. Nedeni de çok basit. Çalışıyoruz. Çağrışım Dergisi de yasal sınırları içinde kurulmuş, yasal sınırları içinde kapanmış, o dönemde, siyasal İslam’ın en hızlı gittiği dönemde, siyasal İslam’ın gerekli olup olmadığını tartışan entelektüel bir dergidir. İçeriğinde edebiyatı, tasavvufu, tasavvuf musikisini, tasavvuf kültürünü barındırır. Siyaseti çok barındırmaz ama teğet geçer. Söylemleri çok nettir.
- Gizli ve derin konuları milyonlarca insana ulaştırıyorsunuz. Siz tek başınıza kimseden destek almadan bu işi rahatça yapabiliyor musunuz? Kolay mı bu kadar?
Bizim için asıl zorluk, haftada iki diziyi yayına koyuyor olabilmek ve bu iki dizinin de konseptinin birbirinden farklı olması, bunları başarıyor olabilmek ve bunu da 143 bölümdür, 70 küsur haftadır yapıyor olabilmek. Bize en çok sorulan soru: Size dosya geliyor mu? Nedeni çok basit. İnsanlar bunun insan kuvvetiyle olabileceğine inanmıyor. Bize dosya gelmiyor. MİT Müsteşarı’nın açıklamalarını okuduk. Muhakkak birileri diziyi takip ediyordur. Bu diziyi yapabilmenin birinci koşulu, hiçbir legal ya da illegal güç, yahut suç odağıyla ilişkinin olmaması. Olursa bu işi yapamazsınız. Yapsanız da insanlar seyretmez. Türkiye’de böyle bir iş yapabilmek, Raci Şaşmaz olmasaydı imkansızdı. Bunun nedeni Raci Şaşmaz’ın, insanlar için çaba harcayan, hayalleri, inançları olan, mücadele eden, yılmayan, inatçı, kararlı, azimli, cömert bir adam olması. Ben arkadaşımı çok iyi tanırım. Ama Raci Şaşmaz olmasaydı, Osman Sınav bu işlere girmezdi. Çok net.
- Osman Sınav Raci Şaşmaz’sız olamaz mıydı yani?
Osman Sınav bu işi yapmazdı. Çünkü çok net. Kimse böyle bir dizinin drama örgüsünü kuramaz. Raci Şaşmaz’ın öyle bir senaryo beyni var ki, kimse 60 küsur hafta artı 140 hafta bu kadar iddialı final bulamaz. Bu ekip olmasa, ama bu ekibin de başında Raci Şaşmaz olmasa... Raci Şaşmaz olmasaydı, Bahadır Özdener olmayacaktı. Raci Şaşmaz’ın bir mafya, istihbarat yapılanmasıyla, bir devlet organizmasıyla hiçbir alakası yoktur. Alakası olamaz. **********
İlk Türk Hollywood yönetmeni Osman Sınav ***
‘Şaşmazlar saygıdeğer bir ailedir’ ***
‘Deli Yürek’ ve ‘Kurtlar Vadisi’ ile kariyerinde önemli bir çıkış yakalayan Osman Sınav şu an Hollywood’a film çekiyor. ‘Kurtlar Vadisi’ ile bağlarının kopması herkes tarafından hâlâ çok merak ediliyor ***
- ‘Kurtlar Vadisi’nden neden ayrıldınız? Neden diziyi hibe ettiniz?
İki yıl yaptık. Bir yere geldi. Benim hedeflerim, hayallerim var. Zaman geçiyor. Ömür, ‘Kurtlar Vadisi’ ile geçecek değil. Benim başka hayallerim var; film çekmek istiyorum, uluslararası pazara çıkmak istiyorum. “Buna artık devam etmek istemiyorum, siz devam edin” dedim arkadaşlarıma. “Ben de bu işlere bakayım” deyip devrettim. Tamamıyla hayalimi gerçekleştiriyorum.
- Dizinin en verimli, kârlı döneminde bırakıp hiç para almamanız ilginç değil mi?
Ben de zamanında para kazandım. Ben hayata biraz böyle bakıyorum. O arkadaşlarla beraber yola çıktık. Onlar bu işlerin burada bir anlamda eğitimini aldılar. Kendilerini geliştirdiler. Şimdi herhangi bir şekilde yardımlaşabileceğim bir şirket daha doğdu. Bu, iyi bir şey yani.
- Sizin Raci Şaşmaz ile bir ortaklığınız da var değil mi?
Hayır.
- Güvenlik şirketi, tasfiye halinde olan...
Ha evet, o şirket tasfiye oldu.
- Bir hanımağa da var ortaklarınız arasında?
Nilüfer Sinanlı. Diyarbakır’daki film çekimlerinden kendisini tanıyorum. Çok hanımefendi ve sevdiğim bir insan. Orada tanıştım, bize çok yardımları olan bir aile. Bir arkadaşımız vardı o işlerden anlayan. “Böyle bir iş kuralım” dedik, kurduk, sonra da benim işim olmadığını anladım. Çok da ilgilenmedik, vazgeçtik. Bırakmamızın Raci Şaşmaz ile bir ilgisi yok. Raci ile oturup karar verdik, işlerimiz yoğun diye.
- Tarikat ilişkilerinde de adınız hep gündeme geliyor. Şaşmaz ailesinin, bu ilişkilerde önemli ve derin bir yeri olduğunu görüyoruz. Sizin ilişkilerinizde de tarikat ilişkilerinin etkisi var mı?
Şaşmaz ailesi tasavvuf kültüründen gelen, saygıdeğer bir aile. Bu, ancak övünülecek ve zenginlik olarak bakılacak bir şey. Böyle bir duruşu var. Ben de saygı duyuyorum.
- Sizi bir araya getiren nokta tasavvuf kültürü etrafındaki birliktelik mi?
Ben keşke tasavvuf kültürüne yakın olabilsem. O konuda çok yetersizim. Tasavvuf bir zenginliktir. Kültürel bir derinliktir. Ama ben o konularda yetersiz ve tembelim. Benim orada organik bir bağım da yok. Olacak bir birikimim de yok. Bizim işimizle bunun bir ilgisi de yok. Oturup beraber bir iş yaptık, bu şekle döndü. Dost ve arkadaş olarak da ilişkilerimiz devam ediyor. Bizim ilişkilerimizle, burada bir ailenin o yapısının bir alakası yok.
- Zikir fotoğraflarının arkasında derin bir boyut yok mu? Abdülkadir Şaşmaz, tarikat, Çağrışım Dergisi...
Evet; bu, gizli saklı bir şey değil ki. Vakıf kurulmuş, dergi çıkarıyor. Kayıtlı, izin alınmış.
- O dergide yazar olanlar bugün de ‘Kurtlar Vadisi’ paralelinde beraber olan insanlar...
Yasak değil ki, özgürlük var. Yaparlar, niye yapmasınlar? Herkesin fikir beyan etme özgürlüğü var.
- Herkes, ‘Kurtlar Vadisi’nde bir ‘Kurtlar Vadisi’ aradı. Var mı, yok mu?
Yanlış. ‘Kurtlar Vadisi’nde bir ‘Kurtlar Vadisi’ yok. Bu, bence geçersiz bir senaryo.
- Tarikat ilişkileri odaklı ticari ortaklıklar söz konusu...
Tabii ki normal. Siz bir dostunuzla ticari ortaklık kuramaz mısınız? Tabii ki anlaştığınız insanlarla ticari ortaklık kurarsınız. Hiç anlaşamadığınız biriyle dergi çıkarabilir misiz? Bu, çok doğal bir şey.
Tempo
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:26