
KUZEY IRAK'TAN 65 MİLYON DOLARLIK İHALE ALAN GAZETECİ KİM?
| ||
|
Kuzey Irak denince akla ilk gelen isimlerden birisi de odur: Turkish Daily News'in Genel Yayın Yönetmeni gazeteci İlnur Çevik. 1991-93 yılları arasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in bölgeye ilişkin özel danışmanlığını yaptı. Zamanla "Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) Lideri Celal Talabani ve Kürdistan Demokrat Partisi Lideri Mesut Barzani'ye en yakın Türk!" unvanını kazandı. "Hem gazeteci hem de işadamıyım" diyen Çevik'in ailesine ait Çevikler firması Kuzey Irak'ın şu ana kadar ki en büyük ihalesi olan havaaalanı inşaatı işini aldı. Üniversite kampusu ve öğrenci yurdu da yapan firmanın ortaklarıyla birlikte altına imza attığı iş şimdilik 65 milyon dolar.
Çevik, havaalanı inşaatı, Barzani'nin iddiası, Talabani'nin ziyareti ve DEP'lilerin serbest bırakılmasıyla PKK'nın ateşkesi bitirmesinin Kürtler üzerindeki yansımalarına ilişkin sorularımıza ilginç yanıtlar verdi:
* Havayolu işi için ne düşünüyorsunuz? K. Irak'tan Türkiye'ye uçmak en azından Türk hava sahasını kullanmak istiyorlar. Türkiye ise Kürdistan'ı tanımak anlamına geleceği için bu fikre karşı çıkıyor. Havayolu neden bu kadar önemli?
KTV diye bir Kürt TV'sini ben kurdum. Barzani'nin şu meşhur KTV'si. Bu kurulurken de gördük, daha sonra da gördük. Havaalanları çok önemli. Tek gidilebilen yol şu: Uçakla Diyarbakır'a geleceksiniz. Diyarbakır'dan karayoluyla Habur üzerinden Süleymaniye, Erbil'e gideceksiniz. Bu 7-8 saatlik bir yol. Zamanında yalvardık. Turkcell'i sokalım diye. Yıl 1997'diydi. Asker PKK'nın eline geçer diye istemedi. Halbuki o telefonları Türkiye dinleyecekti. Buna izin vermemek Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüktü ve yapıldı. Yine bırakmadık. Çünkü işim gazeteci olarak haber toplamaktır. Ama entelektüel olarak işlerin içine giriyorsunuz. O bölgelerin hamisi oluyorsunuz. Kürt-Türk dostluğunun ne demek olduğunu, Türkiye'nin menfaatlerinin ne olduğunu görünce bir aydın olarak kayıtsız kalamazsınız. Biz yapıştık. Tuttuk orayı. Türkiye'deki bütün derin devletin her unsuruna rağmen yapıştık oraya bırakmadık.
* Nedir şu andaki havaalanının durumu?
Erbil'de bir havaalanı pisti var. Süleymaniye'de yine bir pist var; 3 bin 500 metre. ABD'liler kırık dökük bir şey yapmışlar. Şu anda iki taraf da havaalanı yapmaya çalışıyor. Barzani için Erbil'de Makyol firması pisti yapıyor. Pist ihalesini bir Kürt şirketi aldı ama taşeron firma Makyol. Oranın daha havaalanı ihalesi bitmedi, bugünlerde bitecek. Süleymaniye'deki bitti. AGS diye şirket yapıyor. Havaalanının terminal binası bitti. Ekim'de uçak inebilecek.
* Türkiye izin verir mi?
Havaalanını yaparsınız. Sonra ne indireceksiniz oraya? Patates mi? Türkiye soğuk bakmıyor.
* Emin misiniz?
Evet. Çünkü Türkiye şunu görüyor. Türk işadamı bir buçuk saatte Irak'a gidecek ve K. Irak'ın bağlantısı Türkiye olacak.
* Gerçekten K. Irak'ta para kazandıracak iş var mı?
Çok iş var. İnanılmaz. İhale, ihale, ihale. ABD, iki bölgeye de 500'er yüz milyon dolar verdi. Sırf ihaleler için bütçe yaptılar. Şu son anlaşmadan sonra yaklaşık 800'er milyon dolar daha geliyor. Kürtlerin Anayasa'dan istedikleri gibi bir sonuç alamamaları üzerine sus payı olarak istedikleri bu para petrole karşı yiyecek fonundan verilecek. Yani ellerinde bayağı bir para var. Ayrıca da ticaret yapılıyor. Benzin, yiyecek Türkiye'den gidiyor oraya. Peki kapitalizmi nasıl götüreceksiniz? Ulaşımın rahatlamasıyla.
* Bu işe Türkiye'nin olumlu baktığını bire bir duydunuz mu?
Tabii duydum.
* İş prosedürü nasıl çözeceklerine mi kaldı yani?
Evet. O da bulunur. Bulunmazsa başka yol denenir.
* Nasıl bir yol?
Çok kolay. Şeytanın avukatlığını yapmayayım ama İstanbul'dan uçağı kaldırır Urumiye'ye indirirsiniz. Urume İran'ın Irak sınırındaki bir şehir. Oradan da uçak Süleymaniye'ye gider. Yani direkt Süleymaniye'ye gidileceğine İran üzerinden gidilir. İsrail'in Kıbrıs için yaptığı gibi. Adana'ya gelip, Adana'dan Kuzey Kıbrıs'a gidiyorlar biliyorsunuz. Ama bunlara gerek yok. Göbeğinden bağlamalıyız. İranlılar bar bar bağırıyor. Niye bütün ihaleleri Türkler alıyor diye. İş bunu bir adım öteye götürmeye kaldı.
* Talabani bugün Başbakan'a ne söylemeye geldi?
"Ne yapacağız, koca Türkiyesiniz, bölgenin hamisisiniz, sizin politikanız ne? Politika oluşturun, biz de bilelim bunu" demeye geldi.
* Sizin için gazetecilik bitti, stratejik danışmanlık mı başladı?
Benimki 20 yıldır böyle. Yeni bir şey değil. Çünkü işlerin içine girince adam çok önemli açıklamalarda bulunuyor sonra da diyor ki "Ya şunları Başbakan'a söylesene. Ya da dışişleri bakanına, silahlı kuvvetlere... Yıllardır söylüyoruz. Bazen onun söyleyemeyeceği şeyi de söylüyoruz.
* Peki Kuzey Irak'a gidecek ticari ya da siyasi grupların sizden icazet aldığı, bu doğru mu?
Hayır canım. Erbil'de Makyol benden mi icazet almış?
VATAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:26