
MECLİS GENEL KURULU'NDA 'TAŞ ATAN ÇOCUKLAR' TARTIŞMASI
TBMM Genel Kurulu'nda, Anayasa değişikliğinin 12 maddesinin görüşmeleri sırasında TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır arasında tartışma yaşandı.
Meclis Genel Kurulu, Anayasa'nın Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi'nin görüşmelerini sürdürüyor. Teklifin 13. maddesinin görüşülmesi sırasında söz alan Sevahir Bayındır, Güneydoğu'da polise taş atan çocukların, 'ana dillerinde eğitim verilmediği ve Anayasa'nın ilk maddeleri değiştirilmediği için' taş attıklarını söyledi. Bunun üzerine TBMM Başkanı Şahin, "Çocukların taş atmasını mı savunuyorsunuz? Çocukların taş atmasını meşru göremezsiniz. Siz bir milletvekilisiniz" diyerek Bayındır'ı uyardı. Bunun üzerine Bayındır, şunları kaydetti:
"Sözümü kesmeyin. Bu hakkı size kimse vermiyor. Milliyetçilik, ırkçılık hakkını kimse size vermiyor. Israr etseniz de bu kabul görmüyor. Israr etseniz de inkar, imha kabul görmüyor. Diyarbakır Cezaevi'ni gündeme aldınız. Hani okullaştırıyordunuz. Ama 12 Eylül'de Kenan Evren'in başaramadığını siz başarıyorsunuz. Çocuklar cezaevinde hasta. Hasta arkadaşları hastaneye götürülemiyor diye çocuklar kapılarını kapatmak zorunda kalıyorlar. Haberiniz var mı sizin? Buralara gömülmüşsünüz. Kendi iktidarınızın sağlamlaşması için uygun adımlarla marş marş yapmaya çalışırken... Ama toplum bunu kabul etmiyor. Yine Siirt'te Vali Bey'e soruyoruz; 'Sizin burada kuş uçsa, yaprak kıpırdasa haberiniz olur. Nasıl oluyor da 2006'nın sonundan itibaren 3.5 yıl sistemli olarak çocukların istismar ediliyor, çocukların hakları yeniliyor, çocukların onurları kırılıyor, nasıl duymadınız?' Diyorlar ki; sadece güvenlik için güvenlik için istihbarat alıyoruz. Peki bu devlet güvenlik devleti olmaya ne zamana kadar devam edecek? Peki siz sosyal devlet değil misiniz? Peki siz Çocuk Koruma Kanunu'na imza atmadınız mı? Peki bu valilere, Emniyete sosyal haklarını korumak ve uygulamak için bütçe göndermiyor musunuz? Nereye gidiyor bu paralar. Halkın onuru yok mu? Bir halkın onurunu, emeğini, dilini, kültürünü yasaklarsanız, bir tek yol kalır. 'Direnmek kalır', dediği gibi şairin, Bir tek yol kalır, direnmek kalır. Tek başına kurtulamazsınız. Ya hep birlikte kurtulacağız, ya hiçbirimiz, diyoruz."