Medya
  • 12.3.2005 15:02

MEDYA YÖNETİCİLERİ YENİ CEZA YASASI İÇİN BİRARAYA GELDİ

FERHAT ULUDAĞLAR İSTANBUL (İHA) - Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Avukat Turgut Kazan, ''''Yeni Ceza Yasası, belli bir felsefi temele dayanmadığı gibi, kendi içinde bütünlüğü olmayan, sistematiği bozuk, dili kesinlikle özensiz, cezaları ölçüsüz ve keyfiliğe açık bir yasadır'''' dedi. Kazan, doğacak tehlikelerin önlenebilmesi için, yasanın yürürlüğe girmesinin 1 yıl ertelenmesi veya sorun oluşturabilecek maddelerin ivedilikle değiştirilmesi gerektiğini söyledi. 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe gerecek olan Yeni Ceza Yasası''nın, sadece halka gerçekleri iletme görevini yerine getiren gazetecileri 3 yıl (Madde: 336) veya 5 yıl (Madde: 329) hapse mahkum etmeyi öngören hükümler içermesinin, demokrasiyi ve basın dünyası için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirten Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, yasa yürürlüğe girmeden düzeltilmesi amacıyla ortak bir görüşe sahip olmak açısından, medya sahipleri ve yöneticileriyle Bakırköy Crown Plaza''da biraraya geldi. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Avukat Turgut Kazan, Vuslat Doğan Sabancı, Mehmet Ali Yalçındağ, Ertuğrul Özkök, Ali Can Değer, Dursun Eker, Kenan Işık, Kenan Akın, Can Aksın, Dr. Hilmi Bengi, Şenez Erzik ve Tayfun Devecioğlu gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda basın mensubu ve medya temsilcisinin katıldığı toplantının açış konuşmasını yapan Oktay Ekşi, ''''En kısa zamanda bunun için güç oluşturmalı ve çalışmalara başlamalıyız. Hızlı bir şekilde hazırlanmış bir yasa tasarısının bu şekilde yürürlüğe girmesi, basın için tehdit oluşturuyor'''' dedi. Toplantıda söz alan Yerel Yayınlar Birliği temsilcisi Fahri Ormanlı, Anadolu''daki yerel basının sorunlarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Ormanlı, ''''Ulusal basın kuruluşları, yerel basına karşı ilgisiz. Yalnız bırakılıyoruz'''' diye konuştu. AER temsilci olarak başkana protesto faksı gönderdiklerini ve sonuç alamadıklarını söyleyen Vuslat Doğan Sabancı da, yasa tasarısının mesleği icra etmeyi engellediğini belirterek, önlem için İcra Kurulu oluşturulması gerektiğini kaydetti. Azınlık gazetelerinin sorunlarına da değinilen toplantıda, 13 kişiden oluşan bir heyet seçildi. Heyet 15 Mart Salı günü çalışmalarına başlayacak. ''''23 MADDE SAKINCALI'''' Toplantıda konuşan avukat Turgut Kazan, Ceza Yasası''nın çeşitli maddelerindeki iletişim ve ifade özgürlüğüyle ilgili en az 23 sakınca içeren hükmün yer aldığını belirterek, ''''Tanımlar başlıklı maddenin ''g'' bendi ile basın ve yayın yolu deneyimi açıklanıyor. Böylece yazılı basın ile birlikte, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçlarıyla yapılan yayınlar TCY kapsamına alınıyor. Ceza Yasası''nın 84. maddesi ile ''başkasının intiharına alenen teşvik'' suçu düzenleniyor ve bu suçun basın-yayın yoluyla işlenmesi, ''4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası'' gerektiriyor. Eylemin suç sayılması için belli bir kişinin muhatap alınması aranmıyor, yapılan yayının ''başkalarını intihara teşvik'' niteliğinde sayılması yetiyor. Maddenin son fıkrasıyla, özellikle cezaevi ölüm oruçlarını konu alan haberler, ''kasten adam öldürme suçundan sorumlu tutulmayı gerektirebilecek. 125/4. maddede hakaret suçunun basın-yayın yoluyla işlenmesi halinde cezanın üçte bir oranında arttırılması; 132/4. madde ile haberleşme gizliliğinin ''basın ve yayın yolu ile ihlali halinde cezanın yarı oranında arttırılacağı belirtiliyor. Konuşmaların kaydı ve özel hayatın gizliliğine ilişkin ihlallerde de suç basın yoluyla işlenmişse, cezanın yarı oranında arttırılması kabul edilmiştir. Özellikle 133. madde belirsizlik içeriyor ve uygulamada gazeteciler için sorun oluşturabilir. ''Nitelikli dolandırıcılık'' başlıklı 158. maddenin ''g'' fıkrası ile bu suçun basın-yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi durumu, bir ağırlatıcı neden sayılmıştır. 214, 215, 216 ve 217. maddelerle tahrik ve övme suçları düzenlenmiştir. Ayrıca, 218. madde ile de bu suçların basın-yayın yoluyla işlenmesi durumunda, cezanın yarı oranında arttırılacağı belirlenmiştir. Özellikle, 215 ve 216/3''te yer alan düzenleme çok tehlikelidir. Bir suçu ve işlenmiş suçtan dolayı bir kişiyi övme tanımı belirsiz ve tehlikeli, bir kesimin benimsediği dini değerleri aşağılama tanı ise yetersizdir'''' dedi. MÜSTEHCENLİK KONUSU Kazan, ''''220. maddede kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurulması yasaklandığı gibi, son fıkrada bu örgütün veya amacının propagandası yasaklanıyor. Propaganda suçunun basın-yayın aracılığıyla işlenmesi durumunda, yine cezanın yarı oranında arttırılacağı pan Oktay Ekşi, ''''En kısa zamanda bunun için güç oluşturbelirtiliyor. Öncelikle ''müstehcenlik'' deyimi, yeterli ve belirli bir tanımı içermiyor. Onun yerine ''pornografi'' denilmesi daha doğru olur. Müstehcenlik konusunda, genel bir hukuka uygunluk nedeni belirlenip kabul edilmelidir. Bu yapılmadıkça, 226. madde sorunlara yol açar. Yeni yasada, fiyatları etkileme başlıklı bir madde ile işçi ücretleri ve malların değerinin artıp eksilmesine yol açacak ''yalan haber'' yayını yasaklanıyor. Bu da demokrasi açısından ciddi tehdit oluşturuyor. Yasanın ''iftira'' başlıklı 267. ve 269. maddeleri, basına duyulan öfkenin tipik bir örneğidir. Artık iftira suçunun oluşması için, durumu adliyeye bildirmekle görevli bir makama ihbar ve şikayet etmiş olmayacak. Vurgun/soygun haberlerini salt yayınlamış olmak yeterli sayılmayacak ve bu yayın nedeniyle, ilgili kişi hakkında savcılığın soruşturma başlatması değil, bağlı olduğu Disiplin Kurulu''nun soruşturma başlatması, gazetecinin 1 yıldan 4 yıla kadar cezalandırılmasına yol açacaktır. Yapılan düzenleme kesinlikle yanlıştır. İftira, mevcut yasada ve yeni yasada, adliyeye karşı suçlar bölümünde yer alıyor. Suç sayılan bir eylemde, disiplin suçunu gerektirecek bir eylemi bir insana yüklemenin aynı değerde sayılması ve ikisi için de 1 yıldan 4 yıla kadar ceza öngörülmesi kabul edilemez. İftira için mutlaka yetkili makamlara başvuruda bulunulmuş olması aranmalıdır. Yine soruşturma ve kovuşturma evresinde, kişilerin suçlu olarak damgalanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin yayınlanması 6 aydan 2 yıla kadar cezayı gerektiriyor. Kamuoyunun bildiği bir kişi için soruşturma açılmışsa, haberle birlikte resminin kullanılması sorun olacaktır. Bunun düzeltilmesi gerekir'''' açıklamasında bulundu. SAVAŞTA YALAN HABER Turgut Kazan, ''''5187 sayılı Basın Yasası''nın 19. maddesindeki para cezası yetersiz görülmüş olacak ki, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs başlıklı 288. madde ile 9 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngören bir düzenleme getirilmiştir. Yazılı basın ile görsel ve işitsel yayın için farklı uygulamalar doğacaktır. 298/2. maddede ise cezaevinde yaşanan olayın haberini vermek, açlık grevini teşvik sayılacaktır. Mevcut yasadaki 158. ve 159. maddenin karşılığı olan bu maddelerden ilkiyle Cumhurbaşkanına hakaret suçu düzenlenirken, 301. madde ile TBMM''yi, hükümeti ve diğer devlet organlarını, Türklüğü, Cumhuriyeti alenen aşağılama suçu düzenleniyor. 125. ve 299. maddelerde ''hakaret'' sözcüğü kullanılırken, 301. maddede ''aşağılama'' sözcüğünün kullanılması yanlıştır. Devlete karşı savaşa tahrik başlığını taşıyan 304. madde, ''hasmane hakaretler için tahriki'' de suç sayıyor. Yabancı devletlere yönelik her eleştiri, 10 yıldan 20 yıla kadar hapis tehdidini gündeme getirmiştir. Bu düzenleme çok tehlikelidir. 305. madde ''temel milli yararlara karşı olan bir eylemi'' cezalandırmıyor. Bu amaçla, yabancı kişi veya kuruluştan yarar sağlanması suç sayılıyor. 318. madde, halkı askerlikten soğutacak şekilde teşvik ve telkini cezalandırıyor. Suç basın yoluşla işlenmişse ceza yarı oranında arttırılıyor. Yasanın 6. bölümünde Milli Savunmaya Karşı Suçlar, 7. bölümünde Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk başlığıyla (317''den 339. maddeye kadar) çeşitli suçlar düzenleniyor. Bunlardan 3323, pan Oktay Ekşi, ''''En kısa zamanda bunun için güç oluştur 327, 329/1, 334, 336 ve 339. maddelerin ifade ve basın özgürlüğünü ilgilendirdiği apaçık anlaşılıyor. Savaşta yalan haber, devletin siyasal yararlarına ilişkin bilgileri temin ve bu bilgileri elinde bulundurma suç sayılıyor. Maddelerde yer alan, ''abartılmış veya özel maksada dayalı havadis veya haber'', ''milli yararlara zarar verebilecek herhangi bir faaliyet'', ''yabancı paraların değerini düşürmeye yönelik hakaret'', ''iç ve dış siyasal yararlara aykırılık'' gibi ifadeler belirsiz. Kesinlikle yasallık ilkesine aykırıdır'''' açıklamasında bulundu. Avukat Kazan, sözlerini şöyle tamamladı: ''''Yeni Ceza Yasası, belli bir felsefi temele dayanmadığı gibi, kendi içinde bütünlüğü olmayan, sistematiği bozuk, dili kesinlikle özensiz, cezaları ölçüsüz ve keyfiliğe açık bir yasadır. Oysa yasallık ilkesi uyarınca, kişi hak ve özgürlüklerinin korunabilmesi için suçların ve temel kavramların yalnızca yasada gösterilmiş olması yetmez, durum açıktır, doğacak tehlikelerin önlenebilmesi için yasanın yürürlüğe girmesi 1 yıl ertelenmeli veya sorun yaratabilecek maddeler ivedilikle değiştirilmelidir.'''' Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:16

İLGİLİ HABERLER