Gündem
  • 16.4.2005 02:47

MEDYATİK HIRSIZLIĞIN ARKASINDA ÖZEL GÜVENLİK RANTI MI VAR?

AK Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu, ünlülerin evlerine yönelik hırsızlık olaylarının arkasında pazar payı 1 milyar Euro’yu bulan özel güvenlik rantının yattığını iddia etti.

5 Şubat’ta evi soyulan Müezzinoğlu, ‘Olayların arkasında özel güvenlik şirketleri var.’ dedi. Eski Başbakan Tansu Çiller, Müsteşar Ömer Dinçer, sanatçı Özcan Deniz ve gazeteci Cengiz Çandar mağdurlardan sadece birkaçı. ‘Medyatik hırsızlıklar’ sayesinde vatandaşa çaresizlik duygusu verildiğini ifade eden Müezzinoğlu, elindeki somut delilleri ise şimdi açıklamayacağını belirtti. Müezzinoğlu ayrıca bu eylemlerin AB’ye uyum için çıkarılan yeni TCK ve hükümeti yıpratma amaçlı da olabileceğini söyledi. Özel güvenlik şirketleri ise kendilerine yönelik iddiaya sert tep-ki gösterdi.

Özel güvenlik şirketlerini kızdıran iddianın sahibi AK Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu’nun mağduriyeti 20 Ocak’ta başlayan Kurban Bayramı tatiline dayanıyor. Eşi Faize Hanım’la birlikte Amerika’daki kızlarını ziyarete giden başkan, 3 Şubat’ta yurda dönüyor. 2 gün sonra Avcılar Ambarlı’daki evlerinde uyurken ikinci katın penceresini kırarak eve giren hırsızlar, bir miktar ziynet eşyasının yanı sıra Müezzinoğlu’nun montunu, eşinin dereceli gözlüğü ve kol saatini çalıyor. Aynı gece karşı apartmandaki bir başka daireye de hırsız giriyor. Ünlülere yönelik peş peşe yaşanan bu tür hırsızlık olayları bir anda kamuoyunun gündemine otururken, bunu hükümete uyarı olarak algılayanların yanı sıra istihbarat faaliyeti olarak görenler de var. Müezzinoğlu ise olaya farklı bir bakış açısı getirdi. AB’ye uyum çerçevesinde çıkarılan 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu’na dikkat çeken Müezzinoğlu, yasadan sonra büyükşehirlerde art arda özel güvenlik şirketlerinin kurulmaya başlandığını hatırlattı. AK Parti İl Başkanı, medyatik hırsızlıklarda kamuoyuna yönelik bir ‘korku stratejisi’ güdüldüğü kanısında. “Bu korku psikolojisinin arkasında özel güvenlik şirketlerinin beklediği pastadan pay alma anlayışının var olduğunu kamuoyunun göz ardı etmemesi gerekir.” diyen Müezzinoğlu, emniyetteki geçtiğimiz yıllara ait hırsızlık verileriyle bu yıl arasında fark olmadığını; ancak medyanın ilgisini çeken hırsızlıkların arttığına dikkat çekti. “Kamuoyu bu senaryoya aldanmamalı, kimse korku senaryosunun aleti ve oyuncağı olmamalı.” uyarısında bulunan AK Partili siyasetçi, kendisinin evine giren hırsızların kimliklerinin tespit edildiğini; ancak henüz yakalanamadığını da sözlerine ekledi.

1 milyar Euro’luk güvenlik pastası

Müezzinoğlu’nun açıklamalarına özel güvenlik şirketleri sert tepki gösterdi. Eski İstanbul Valisi Erol Çakır, Susurluk skandalında adı geçen emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve eski İstanbul Narkotik Şube Müdürü Nihat Kubuş’un kurduğu Stratejik Güvenlik ve Koruma AŞ bunlardan biri. Müezzinoğlu’nun açıklamasını ‘çok talihsiz’ bulan şirketin Genel Müdürü Kubuş şu eleştirilerde bulundu: “Hayretle karşıladım, söyleyecek söz bulamıyorum. Eğer elinde bilgi ve belge varsa adalete tevdi etmelidir. Biz bir kamu hizmeti görüyoruz, pasta peşinde koşmuyoruz.”

Hırsızlık olaylarının arkasında sosyo-ekonomik faktörlerin yattığını savunan eski Narkotik Şube Müdürü, son zamanlarda emniyet teşkilatında yaşanan sirkülasyonun da hırsızlık olaylarının artışında önemli etken olduğunu ileri sürdü. VIP Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Yaprak da tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Şimdi ben işimi gücümü bırakıp yanıma iki hırsız alacağım ve ‘Haydi Tansu Çiller’in evini soyalım’ diyeceğim. Ya da diğer şirketlerle bir araya gelip ‘işler çok kesat, haydi biraz hırsızlık organize edelim’ diyeceğiz, öyle mi? Bu akla hayale gelmeyecek bir şey.” Yeni yasayla birlikte özel güvenlik şirketi kuran herkesin yoğun bir güvenlik soruşturmasından geçtiğini hatırlatan Yaprak, “Dolayısıyla böylesi bir süzgeçten geçmiş insanların bu tür şeylere tevessül etmesi mümkün değildir.” görüşünü savundu. 500 milyon ila 1 milyar Euro arasında bir pasta bulunmadığını da iddia eden Yaprak, şöyle konuştu: “Yasanın çıkmasının ardından medya hep bu tür rakamlar verdi. Sanırım İl Başkanı da medyanın etkisinde kaldı. Halbuki böyle bir pasta yok. Bu haberleri okuyan herkes şirket kurmaya başladı. Ancak kısa sürede öyle olmadığını fark ettiler. Şimdi bu tür şirketlerin çoğu peşi peşine kapanıyor. Özel güvenlik okullarının yarısı boş, yarısı da 7-8 öğrenciye eğitim veriyor.” Hırsız alarm sistemlerinden x-ray cihazlarına, kapalı devre kameralı sistemlerden lazer çitlere kadar elektronik güvenlik pazarının hakim firmalarının Kanada, İsrail ve ABD kökenli olduğu belirtiliyor. Güvenlik amaçlı elektronik ithalat rakamlarının aylık ortalama 300 milyon dolar olduğu bildiriliyor. Türkiye’nin tek yerli markası Turkguard ile 5D Güvenlik Alarm Sistemleri’nin Yönetim Kurulu Başkanı Salih Dede, Müezzinoğlu’nun açıklamalarına destek veriyor. “Hırsızlıktaki artışın arkasında özel güvenlik şirketlerinin bulunduğu iddiasına kesinlikle inanırım.” vurgusunu yapan Salih Dede, güvensizlik ortamının bu şirketlerin işine yaradığını belirtiyor. Hırsızlıkların artmasıyla kendi işlerinde ciddi bir artış yaşandığını bildiren Dede, “Kendi alarm üretimimi yetiştiremez oldum. Neredeyse yüzde binlik artış var. Alarm sistemini eskiden sadece zenginler taktırırdı. Şimdi köydeki ineğini satıp gelip bakkal dükkanı açan Mehmet ağama da alarm takıyorum.” şeklinde konuşuyor.

Zaman

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:54

İLGİLİ HABERLER