KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Ak Parti'nin iktidar olmasından sonra tavır değiştiren bazı gazete yöneticileri ve yazarları, Tayyip Erdoğan'a övgüler yağdırarak hayranlıklarını açıklamaya başladılar.Bu yazarlardan birisi aklınca ' Yalaka ' ithamından kurtulmak için 3 yıl önceki bir yazısını ortaya çıkarıp," Ben iktidardalar diye övmüyorum.3 yıl önce de övmüşüm " bile dedi.Usta gazeteci Mehmet Barlas'ta bu değişimi konu alan bir yazı yazdı.İşte Barlas'ın yazısı;
Şimdi, post-modern takiyyenin zamanıdır!..
Ey Türk seçmeni!..
Sen nelere kadirsin...
Eğer bu 3 Kasım seçiminde CHP'yi tek başına iktidar yapıp, AK Parti'yi de, ya muhalefete veya baraj altına itseydin, ne yorumlar izlemek durumunda kalırdık kimbilir...
Bir de, yarattığın iktidar tablosu ile ortaya çıkan yorumlara bak...
Meğer Tayyip Erdoğan ne kadar sorumlu, ne kadar uzlaşmacı bir lidermiş...
Meğer Abdullah Gül, ülkenin özlem duyduğu
başbakanmış...
Ya şimdiki durumun tam tersi olsaydı?.. CHP, tek başına iktidarda bulunsaydı...
- Seçmenin bilinci, şeriatçılara tokat attı...
- Seçmen, takiyyecilere aldanmadı...
Böyle başlıklar ve bu içerikli yorumları okur, dinlerdik...
Neticede burası Şark!..
Burada herkes takiyyeci...
Herkesin, şöyle ya da böyle bir işi var iktidar sahipleri ile...
Kimi, sadece kendini tatmin etmek için, 'Ben zaten daha önce demiştim' demenin lezzetini yaşamak istiyor...
Yazdığı bin tane aleyhte yazının arasına, nasılsa sıkışmış iyi bir yazıyı bulup çıkartıyor arşivden...
Kiminin, çıkarcı bir beklentisi var Ankara'ya dönük...
Çaresiz viraj almak zorunda...
Çünkü 'Devlet'ten daha büyük güç yok... Devlet de, 'Yürütme' demek burada...
Kuvvetler ayrılığı, lafta var...
'Takiyye', sözlük anlamı ile, 'sakınmak', 'çekinmek' anlamına geliyor. 'Birinin, zarar vermemek için mezhebini gizlemesi' anlamına geliyor...
Yani, çoğunluğun veya güçlünün karşısında, geçici olarak, başka türlü görünmektir takiyyecilik...
Yani takiyyenin,
İslamcısı, laikçisi
olmaz...
Takiyyecilik,
ideolojiler üstü bir
olgudur...
Şimdi takiyye
yapma sırası, karşı
tarafta...
Bu, post-modern takiyye!..
- Ne kadar demokratmış meğer!..
- İşte ben buna uzlaşmacılık derim!..
Böyle girizgahtan sonra, her türlü övgüyü yazabilirsiniz...
Nereye kadar
peki?..
Bu demokrat ve uzlaşmacı insanlar eğer sizin çıkarlarınıza aykırı bir karar alırlar, nasırınıza basarlarsa, sizin post-modern takiyyenizin de sonu gelir
hemen...
- Bunların ne oldukları, zaten belliydi.
- Ben bunların takiyye yaptıklarını, işin başında söylemiştim...
- Bunlara dur demenin zamanı geldi...
Bu süreç de, yeni bir seçime kadar, böylece sürer gider...
--------------------------------------------------------------------------------
ŞAKA
Verheugen'in bilmediği!..
Bu Verheugen de can sıkmaya başladı...
İkide bir, 'Türkiye, AB'ye girmek için gerekli koşullara uymuyor' diye konuşuyor...
Belli ki, Türkiye'yi hiç tanımıyor...
AB'ye girmek için gerekli koşullara sahip olsaydık, AB'ye girmek için böyle istikli olur muyduk zaten?
Biz, 'AB bizi içine alıp koşullara uydursun' diye çırpınıyoruz.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:42