Gündem
  • 28.6.2014 22:14

Metin Feyzioğlu'ndan sürpriz boşanma

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile eşi Avukat Birgül Feyzioğlu boşandı. Ankara 10. Aile Mahkemesi’nde görülen davada Metin Feyzioğlu ile Birgül Feyzioğlu, tek celsede boşandı.
23 yıllık evli olan Metin ve Birgül Feyzioğlu'nun, 16 ve 21 yaşında iki kızı bulunuyor. 16 yaşındaki kızının velayeti Birgül Feyzioğlu’na verildi.

Feyzioğlu'ndan boşanma açıklaması

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu eşinden boşanması ile ilgili açıklama yaptı.

Metin Feyzioğlu facebook sayfasından yaptığı açıklamada şunları ifade etti;
Eşim Birgül Feyzioğlu ile Nisan ayında, kızlarımızın da görüşlerini alarak, evlilik birliğimizi sonlandırmış bulunuyoruz.
Birgül Hanımefendi, avukatlık ortağım, çocuklarımın annesi, dert ortağım, canımdan aziz bildiğim can yoldaşım, daima kutsallarımın en başında olmuştur ve nefes aldığım sürece öyle de olacaktır.
Kendisine 28 yıllık dostluğumuzda "beni ben yaptığı ve yapmaya devam edeceği" ve hiçbir eşin dayanması kolay kolay mümkün olmayan insan üstü çalışma tempoma yıllarca hoşgörü gösterip, bütün mücadelelerimde yanımda yer aldığı için, bir değil bir kaç ömür bile yaşasam ödeyemeyeceğim şükran borcum vardır.
Her Türk Ailesi gibi özel hayatını topluma açmaktan haz etmeyen bir aile olarak, bu gelişme hakkında bilgilendikten sonra yalnızca bizi ilgilendiren bu ayrılıkla ilgili ailemizi rencide edici ileri geri yorumlar yapılmamasını rica ederiz.
Saygılarımızla.
FEYZİOĞLU AİLESİ ADINA
METİN FEYZİOĞLU

BU RÖPORTAJLARDA EŞİNİ ANLATMIŞTI
Metin Feyzioğlu, Şubat ayında Hürriyet Gazetesi'nden Ayşe Arman'a röportaj vermiş ve eşini şöyle anlatmıştı:
Kaç yıldır evlisiniz?
-23 oldu. Eşimle avukatlık büromuz var, ortağız. Biz Birgül’le birlikte büyüdük. Ama geldiğimiz noktada, birbirimizin apayrı bireyler olduğunu da unutmadan. Oysa, çocukluklarını birlikte geçiren çiftler, birbirleri üzerinde hak iddia ederler, birbirlerini sahiplenirler. Türkiye’de evliliklerin çoğunda böyle bir sorun var. Karısının, kocasının sahibi hissediyor kendini. Bu da bireyin kişiliğini yok eden bir şey.
Bir yabancı çift, denize karşı otururken biri dalıp gitti mi? Eşi “Ne düşünüyorsun?” diye sormaz. Onun, o özel anına saygı gösterir. Ama bir Türk çifti, “Ne düşünüyorsun?”, “Kimi düşünüyorsun?”, “Kesin senin aklında biri var!” deyip, o güzel manzaradan kavgayla kalkar. Biz Birgül’le birbirimizin hayatına saygı gösteriyoruz. Ve Birgül, fazlasıyla kendi ayakları üzerinde durabilen bir insan. Gurur duyuyorum karımla.
SÖZCÜ'YE DE KONUŞMUŞTU
Feyzioğlu, SÖZCÜ Gazetesi'nin evliliğine ilişkin sorularına Ocak ayında yayınlanan röportajında şu yanıtı vermişti:
Birgül Hanım’a ne zaman aşık oldunuz?
Onu ilk gördüğümde aklımdan geçen; “Ben bu kızla evlenirim” oldu.
Nerede gördünüz ilk defa?
Biz Birgül’le üniversitede, okulun ilk günü tanıştık. Ankara Hukuk 1B’sınıfındaydık ikimiz de. Şimdi ben orada ders veriyorum.
Romantik bir hikayeye benziyor… Peki öncesinde çapkın bir delikanlı mıydınız?
Hayır. Hiç çapkın biri olmadım. Nasıl olabilirdim ki zaten… Çok çekingendim. Okulun ilk üç yılında hemen hemen derste hiç konuşmadım. Hiç unutmam, sınıfın boş olduğu bir günde konuştum ilk defa. Toplasanız 10-15 kişiydik sınıfta. O gün bir konuştum, pir konuştum. Hâlâ susmadım.
Evlilik teklifini de geciktirmediniz her halde?
Ben evlenme teklif etmedim..
Birgül Hanım mı etti?
O da etmedi. Kendi kendine gelişti. Çok iyi arkadaş, yoldaş olduk. Dertleri birlikte sırtladık. O yaştaki çocukların bugün asla yaşamayacağı bir sürü zorlukla karşılaştık. Birgül’ün ailesi Bursa’daydı. Ankara’da yurtta kalıyordu. Cep telefonu yok o yıllarda. Yurdu ararsınız, ankesörlü telefon açılır. Cevap veren; “Yok” der ve meşgul olmasın diye tak kapatır. Ankesörlü telefondan konuşabilmek için randevulaşırsınız.
Eski Türk filmleri tadında sanki…
Yurdun önünde beklemesi var… Tam önünde bekleyemezsiniz, çünkü yasaktır. Azıcık kenarda beklersiniz. Orada bir ağaç vardır, o ağacın arkasında durursunuz. Hâlâ orada o ağaç. Ne anılarımız vardır o ağaçla.
Eşim benden daha iyi avukattır…”
Üniversite biter bitmez de evlendiniz öyleyse…
29 Haziran 1991’de evlendik. Ben akademisyen olunca, Birgül’e de teklif geldi. “Aynı fakültede karı-koca birlikte çalışması doğru değil. Bu bizi rakip yapabilir” diyerek o akademisyenliği seçmedi. Avukatlık yapmak istedi. Bence de doğru yaptı. Çok başarılı bir avukat oldu.
 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 03:48

İLGİLİ HABERLER