Gündem
  • 8.5.2013 15:26

MHP ve İşçi Partisi’ne ’ikizler’ benzetmesi

Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Hüseyin Çelik, bir gazetecinin "Çözüm Süreci’nin başarıyla sonuçlanması hangi aşamada olacak? Silahlar bıkarıldığında mı Kandil boşaltıldığında mı süreç başarıya ulaşmış olacak?" şeklindeki sorusunu cevapladı. Çelik şu değerlendirmelerde bulundu:
"Esas hedef, silahların susması değil, silahların bırakılmasıdır. Bu ülkede artık terör, şiddet, kaba kuvvet, can almak, kan dökmek insanların kendini ifade etme biçimi olmamalıdır. İnsanların ne talebi varsa bunu demokratik yollarla dile getirmesinin önü Türkiye’de sonuna kadar açıktır. Terörü kutsamadan, teröre, teröriste meşruiyet kazandırmadan insanlar bunu yapabilir. 20 yıl, 10 yıl önceki Türkiye değiliz. Bugüne kadar 40 bin insan bu meseleden hayatını kaybetmiştir. ’Biz vurduk, can aldık, can verdik, taviz kopardık’ derlerse bu hüsrandır. Eğer böyle birşey olsaydı 90’lı yıllarda olurdu. 90’lı yıllarda yıllık ortalama 4 bin-5 bin PKK’lı etkisiz hale getiriliyor, 800-bin 1000 civarında da güvenlik görevlimiz şehit oluyordu. Biz kimsenin öteki olmadığı ve ötekileştirilmediği bir Türkiye için gayret gösteriyoruz.
Dolayısıyla parmakların tetikçen çekilmiş olması, şu anda silahların susmuş olması, bombaların patlamıyor olması, bu birinci aşamasıdır ve bu önemlidir. Adım adım gidilecekse, bundan sonraki aşama bu silahların bırakılmasıdır."

"SİLAHLARIN SUSTUĞU ORTAM HERKES İÇİN FIRSATTIR"
Hüseyin Çelik, reformlarla ilgili bir soru üzerine AK Parti’nin 63 maddeden oluşan reform paketini hatırlattı. Çelik, "Birilerinin reform diye aklından geçirebileceği ne varsa o kitapçıkta var" diyerek, "Sıkılı yumrukla tokalaşılmaz ama kimse de şöyle bir değerlendirme yapmasın; ’masanın bir tarafına PKK-BDP diğer tarafına AK Parti ve devlet oturacak, pazarlık yapılacak’. Yok böyle bir şey" dedi.
"Bu ülkede yaşayan, nefes alan herkes bu işin tarafıdır" diyen Çelik, "Türkiye’de demokratikleşme çabasının herkesi ilgilendiren tarafı var. Bu süreç, aklın duyguların önüne çıkması için bir fırsattır. Şehit cenazelerinin geldiği, bombaların patladığı bir ortamda reformdan bahsedemezsiniz. Söz ettiğiniz zaman da tepki toplarsınız. Bu açıdan bu huzur ortamı, özellikle silahların sustuğu bu ortam herkes için bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir" şeklinde konuştu.

"YENİ ANAYASA YAPMA KONUSUNDA BÜTÜN PARTİLERE EŞİT MESAFEDEYİZ"
Hüseyin Çelik, bir gazetecinin BDP’li Altan Tan, yeni Anayasa’nın CHP ve MHP ile yapılamayacağı şeklindeki sözlerini hatırlatarak, "İktidar sorumluluk yüklenmeli" şeklindeki sözlerini hatırlattı. AK Parti ile BDP arasında yeni anayasa konusunda bir uzlaşma olup olmayacağı sorulması üzerine Çelik şöyle konuştu:
"TBMM’de grubu bulunan bütün siyasi partiler biliyorsunuz uzlaşma komisyonunda eşit temsil ediliyor. Dolayısıyla bu işi yapma konusunda hepsine eşit mesafedeyiz. Bu memleketin bir anayasaya ihtiyacı vardır. Bizi ’A’ partisini tercih edip ’B’ partisinden kaçmak, ’C’ partisini tercih edip ’D’ partisine vurmak gibi bir tarzımız olmadı, tavrımız olmadı bugün de olmayacak.
Hatırlayın, biz 26 maddelik, o zaman 28 maddeydi Meclis’e götürdüğümüzde anayasa değişikliğini bütün siyasi partilerin kapısını çaldık, hepsi kaçtı o zaman. Referandumda ittifak ettiler, millete karşı durdular. BDP’de boykot etti biliyorsunuz. Biz TBMM’de AK Partinin inandığı, halk adına, millet adına inandığı ilkelere, prensiplere kim destek verirse öpüp başımıza koyarız. Onun için yani onu tercih etmek, ondan kaçma, buna yanaşmak biz bu iş peşinde değiliz. Siyaset yapıyoruz biz. Biraz önce söylediğim işte 7 sefer sandık yenilgisi içinde 2 referandum da var biliyorsunuz. 5’i seçimdir, 2’si referandumdur. Yani CHP’nin ve MHP’nin kendisini kaybederez ’zai’ ilanı vermesine yol açan 7 sandıktan 2’si de referandumdur biliyorsunuz."

"BÜTÜN TÜRKİYE’Yİ TARADIK"
Hüseyin Çelik, başka bir gazetecinin ise "Çözüm sürecinin başında sürece olan desteğin yüzde 7-8 oranında olduğundan bahsedilmişti. Başbakan bu desteğin yüzde 70’e yükseldiğini açıkladı. Şuan çözüm sürecine olan desteği gösteren yeni bir araştırma var mı?" şeklindeki sorusu üzerine, "Bu borsa yüz endeksi gibi falan değil. Yani her gün sabah şununla başladı, akşam şuraya kadar çıktı, hafif ok aşağıya doğru, biraz yukarı... Böyle bir şey yok arkadaşlar. Bu Sayın Başbakan’ın Kızılcahamam’da açıkladığı son yapılan anketlerin ortalamasıdır" diye konuştu.
Çözüm sürecinin başlamasından itibaren Türkiye’de 5-6 anket yapıldığını kaydeden Çelik, "Bu aşamada anketi farklı farklı gruplar yapıyor. Yani birisine yaptırsanız dersiniz ki, ’acaba taraflı olabilir mi, acaba işin içerisinde başka şeyler var mı?’ Ama hepsinin ortalaması olunca buna tesadüfi diyemezsiniz" şeklinde konuştu. Kendilerinin çözüm süreci kapsamında bütün Türkiye’yi taradıklarını ifade eden Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Elbette biz bütün Türkiye’yi taradık bu arada arkadaşlar. Başta bakanlarımız, genel başkan yardımcılarımız olmak üzere; bendenizin de içinde bulunduğu arkadaşlarımız, illere gittiler, kendi partililerimizle toplantılar yapıldı, sivil toplum örgütleriyle görüşmeler yapıldı, kanaat önderleri ziyaret edildi. Basınla saatler süren yeri geldiği zaman sorulu cevaplı basın toplantıları yapıldı ve bunun çok önemli geri dönüşümleri oldu. Bir; parti olarak bizim yaptıklarımız var. İki; 63 kişiden oluşan Akil İnsanlar Heyeti’nin yurt sathında çabaları var."

MHP VE İŞÇİ PARTİSİ’NE ’İKİZLER’ BENZETMESİ
Hüseyin Çelik, bir soru üzerine ise Akil İnsanlar Heyeti’nin çalışmalarına ve heyete yönelik gerçekleşen protestolara da değindi. Gazetelerde yer alan ’Akil insanlara şok’ şeklindeki haberleri hatırlatan Çelik, bu protestoları gerçekleştirenlerin ise aynı kişiler olduklarını anlattı. Kocaeli’nden örnek veren Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakıyorsunuz bir gazetede ’akil insanlara şok’. Ne olmuş şok? Bakıyorsunuz, bütün görevi x yerde, A yerde; ben diyorum ya bunlar kadrolu protestocu, bunlar nöbetçi protestocu, biz bunların cemazül evvelini de, ahirini de biliriz. Bir yerde, Kocaeli şimdi, 1 milyon 750 bin kişilik şehir. 30 kişi, İşçi Partisi artı MHP kolkola girmiş, bunlar, bu ikizler her gittiği yerde bir bakıyorsunuz ortaya çıkıyor. Ne oluyor bunun adı; ’Akil İnslar protesto edildi’. ’Yahu Akil İnsanları bağrına bastı’, ’Akil İnsanlarla fotoğraf çektirmek için dakikalarca kuyruklar oluştu’ gibi bir haber çıkmıyor. Bizim medyamız için bir şey olumsuzsa o haberdir. Hani ben diyorum ya Ankara’da binlerce apartman inşa ediliyor, bu haber konusu değil. Ama bir gecekondu yıkılsa Mamak’ta bütün ana haber bültenlerinde yer alır. Olumsuzluklar daha çok cezbedici olduğu için maalesef bunlar ön plana çıkıyor."

"AKİL İNSANLARIN YAPTIĞI İŞ SON DERECE SAYGIDEĞER BİR İŞ"
Hüseyin Çelik, akil insanlar için "Akil insanların bu ülkede yaptığı için bana göre son derece saygıdeğer bir iştir" diyerek, 9 Mayıs’ta Başbakan Erdoğan’ın Akil İnsanlar Heyeti ile bir araya geleceğini hatırlattı. Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşecek olan bu toplantının ise bir ’Ara değerlendirme toplantısı’ olacağını kaydeden Hüseyin Çelik, "Bu insanlar bir maddi menfaat karşılığında bu işi yapmıyorlar. Bu insanlar bunu gönüllü olarak yapıyorlar. Bu insanların şöhret gibi bir derdi yok, zaten yeteri kadar şöhretli insanlar. Ve onlar Türkiye’nin örneklemle alınmış bir kesitidir arkadaşlar. Bütün akil insanlar, 63 kişiden ibaret değil elbette" diye konuştu.
Muhalefet partisi liderlerinin akil insanlara yönelik hakaretlerini hatırlatan Çelik, "Bu tavrınızla hakaretin büyüğünü siz hak ediyorsunuz. Ama ben açık söyleyeyim, bu milletle büyük bir olgunluk var, bu insanlara hala tahammül ediyorlar" dedi. Çelik şunları söyledi:
"Herkese hakaret etmeyi meslek haline getiren muhalefet liderlerine vatandaş diyor ki; bize dedikleri nedir biliyor musunuz? Sizi samimiyetle temin ediyorum. Her gittiğim ilde bunu söylüyorlar; ’Sayın Başbakanımız lütfen bunlara cevap vermesin’ diyorlar. ’Sayın Bakanım siz cevap verin yeter’ diyorlar. Sayın Başbakanımız hiç bunlarla muhatap olmasın diyorlar.
Aslında Sayın Başbakan bu beyzadeleri çok önemsediği için değil, Sayın Başbakan onlara gönül vermiş, onlara oy veren kendi halkını çok önemsediği için onlara cevap veriyor. Yani biz CHP’ye oy veren kitleyi de önemseriz, MHP’ye oy veren kitleyi de önemseriz. Onların kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesi adına, iktidar sorumluluğu adına, iktidarın getirdiği nezaket adına bunlara cevap veriyor. Hassasiyet adına bunlara cevap veriyor. Yoksa Kılıçdaroğlu’nun çok dar çerçevede bir ikna kabiliyetinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben size geçen gün söyledim; yapılan anketlerde CHP’ye oy veren 10 kişiden 3’ü Kılıçdaroğlu’nu başarılı buluyor. CHP’ye oy verenleri söylüyorum; AK Parti’ye, MHP’ye, BDP’ye oy verenlerden söz etmiyorum. CHP’nin bir liderlik problemi var."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, muhalefetin yeni anayasa çalışmalarının önündeki engel olarak başkanlık sistemini göstermesine cevap verdi. Çelik, "Diğer bütün siyasi partiler uzlaşılması gereken bütün konularda uzlaşsınlar, biz başkanlık sistemini yok sayarız" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Çelik, basın toplantısının başında hayatını kaybeden Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı’ya Allah’tan rahmet diledikten sonra Galatasaray’ın şampiyonluğunu kutladı.
Daha sonra yeni Anayasa çalışmalarına değinen Çelik, Uzlaşma Komisyonu’nun Temmuz başına kadar çalışmasına karar verildiğini hatırlattı. Muhalefetin, çalışmaların tıkanmasının gerekçesi olarak Başkanlık sistemi teklifini öne sürdüğünü hatırlatan Hüseyin Çelik, "Diğer bütün siyasi partiler uzlaşılması gereken bütün konularda uzlaşsınlar, biz başkanlık sistemini yok sayarız" diye konuştu. Muhalefetin Başkanlık sistemini gerekçe göstermesinin gerçeği yansıtmadığını anlatan Çelik şöyle konuştu:
"Şu anda 134 madde olması düşünülüyor, bunun 96 maddesi başkanlık sistemi ile ilgili değil. Siz bu 96 maddeyi şekillendirdiniz de geriye başkanlık sistemi mi kaldı? Biz, Türkiye’nin bir daha koalisyonlara dönmemesi için, biz parlamentonun icra organı üzerinde gerçek anlamda bir denetim mekanizması olması için, biz özellikle Türkiye’de uzun vadede istikrarın devamı adına başkanlık sisteminin Türkiye için uygun olacağını düşünüyoruz. Birleşmiş Milletlerin üyesi olan 193 ülkenin 96’sında başkanlık sistemi uygulanmaktadır, dünyanın gidişi bu tarafa doğrudur. Biz bunun doğru olduğuna inanıyoruz.
Niye şimdi gündeme getirildi sorusuna gelince. Herhalde trafik kanunu, orman kanunu, borçlar kanunu görüşülürken başkanlık sistemi tartışılmaz. Bir ülkede yeni bir anayasa yapıyorsunuz. Devlet ile milletin ilişkileini düzenleyen bir anayasa yapılırken başkanlık sistemi gündeme gelmeyecek de ne zaman gündeme gelecek? Muhalefet bunu istemediği zaman bunu zorla yapmak gibi bir niyetimiz yok. Demokrasilerde halkın iradesi ve milletin iradesiyle yapılır."

"AK PARTİ’NİN BAŞKANLIK SİSTEMİ İÇİN DİĞER PARTİLERLE UZLAŞMASI GEREKİYOR"
Hüseyin Çelik, AK Parti’nin Türkiye’ye başkanlık sistemini tek başına getirebilmesinin mümkün olmadığını belirterek, "Diğer partilerle uzlaşma sağlanması gerekiyor. Ama Uzlaşma Komisyonu dağılsa bile biz B, C, D planı bütün alfabenin harflerini sayın, bütün bu alternatifleri deneyeceğiz. Mutlak suretle Türkiye’de yeni bir anayasa yapılması konusunda gayretlerimiz olacak" dedi. Çelik, "AK Parti, eskinin bütün arızalarını bir tarafa bırakan, onların buna bulaşmasına müsaade etmeyen bir anayasa yapma niyetindedir, kararlığındadır, çaba da bu yöndedir" diye konuştu.
Hüseyin Çelik, AK Parti’nin anayasa çalışmalarında masadan kalkan taraf olmayacağını belirterek muhtemel senaryoyu ise şu sözlerle dile getirdi:
"Biz sonuna kadar gideceğiz. Olmadı mı? Diğer 2 partiyle uzlaşı... Olmadı mı? Biriyle uzlaşma. Olmadı kendi taslağımızı getirerek, ama TBMM’de böyle bir iklim varsa, onun geçebileceği gibi ihtimal üzerinde durursak o zaman kendi taslağımızı getiririz. Temenni ederim ki Türkiye hasret duyduğu anayasasını hazırlar ve bu anayasa millet ile devlet arasında yeni bir sıcaklığa yol açar."

"CHP’LİLERİN BİLDİRİYE İMZA ATMIŞ OLMASINI ÖNEMSİYORUZ"
Hüseyin Çelik, çözüm süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. "PKK’lıların, BDP’lilerin ne söylediğine, ne söylemeyeceğine biz karar veremeyiz" diyen Hüseyin Çelik, "Onların ne söylediğinden ziyade, onların hangi söylediklerinin devlet ve hükümet tarafından makul ve makbul kabul edileceği önemlidir. Herkes her şeyi söyleyebilir, söylenenlerin hangisi devlet ve hükümet tarafından makul ve makbul kabul edilecek önemli olan budur. Süreç endişeye mahal olmayacak şekilde yürüyor" diye konuştu.
Silahların susmuş olmasının, insanların ölmüyor olmasının başlı başına önemli olduğunu kaydeden Hüseyin çelik, CHP ve MHP’nin ise sürecin karşısında durmaya devam ettiğini ifade etti. Çelik, 111 aydının imzasıyla yayınlanan bildiriyi de hatırlatarak, bildirinin bazı cümlelerinin istisna edilmesi halinde kendisinin de bu bildiriye imza atabileceğini söyledi.
"Bu 111 aydının söyledikleri, bütün sözlerin hepsinin bizimle örtüşmesi gerekmiyor" diyen Çelik, "Ama silahların susmasını, bunun büyük bir fırsat oluşturduğunu, Türkiye’de daha demokratik ortamın tesisi için, paylaşımcı, kardeşçe bir arada huzur içinde yaşamamızın önünde büyük bir fırsat ve imkan açtığını ifade etmiş olmalarını bile önemsiyoruz" şeklinde konuştu.
Bildiriye imza atanlar arasında CHP’lilerin de olduğunu söyleyen Çelik, "Bir kısım CHP’lilerin cesaret göstererek buna imza atmasını önemsiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer arkadaşlarının buna imza atmasından şikayetçiyse dün grup toplantısında bundan söz etmeliydi, ama etmedi. Bir rivayete göre kendi bilgisi dahilinde imza atılmış, o zaman bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? O zaman gelin bu işin içinde olun. Eğer bu ülkede, bu ülkenin kazanacağı şekilde ortaya bir çözüm çıkacaksa, bir şeref ortaya çıkacaksa bu şerefte sizlerin de payı olsun istiyoruz" diye konuştu.

"MUHALEFET ’HÜKÜMSÜZDÜR’ ŞEKLİNDE ZAYİ İLAN VEREBİLİR"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği ’Yalancıdan Başbakan olmaz’ sözünde Kılıçdaroğlu ile hemfikir olduğunu söyledi. "Bunun için bu millet Sayın Kılıçdaroğlu’nu başbakan yapmıyor" diyen Çelik, "Halk bu mesajı çok iyi anlamış. Bende aynı şeyi söylüyorum, ’yalancıdan başbakan olmaz’. Bundan dolayı ki çok değerli halkımız, yüce millet Sayın Kılıçdaroğlu’nu başbakan yapmıyor" dedi.
Hüseyin Çelik ayrıca CHP ve MHP’nin ittifakla bir zayi ilan vereceğinin konuşulduğunu söyledi. Çelik bu ilanı ise "10 buçuk yıldan beri AK Parti hükümetlerinin sergilediği başarıdan, Türkiye’de çok güzel şeyler olmasından ve 7 sefer sandıkta üst üste başarısızlık gösterdiğimizden dolayı kendimizi kaybettik, hükümsüzdür" şeklinde ifade etti.
Çelik, hükümetin ise "10 buçuk yıldan beri yaptığımız büyük hizmetlerden, Türkiye adına elde ettiğimiz büyük kazanımlardan, 7 sefer üst üste sandıkta galip gelmemizden dolayı muhalefete verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" şeklinde özür ilanı verebileceğini belirtti.
Çelik, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın sözlerini de çarpıttığına dikkat çekerek, "Sayın Kılıçdaroğlu, mecaz nedir, kinaye nedir, ironi nedir bunu bilmediği için, o konuda bizim CHP’yi ders vermemiz gerekiyor, bunu ciddi ciddi diyor ki; ’başbakan pazarlık yok, kendi bakanı pazarlık var’ diyor şeklinde çarpıtıyor" dedi.

ŞEKER PİLİÇ’İN DURUMU
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Şeker Piliç’in iflası ve Şeker Piliç işçilerinin CHP grubuna getirilmesini de değerlendirdi. Çelik, işçilerin CHP grup toplantısına getirilmesinin bir istismar amacıyla yapıldığını anlatarak, ’Şeker Piliç, devletten alacağını alamadığı için battı’ şeklinde mesnetsiz iddiaların ortaya atıldığını söyledi. Şeker Piliç’in 2011 yılında bir yangın geçirdiğini ve 8 ay 10 gün üretim yapamadığın kaydeden Çelik, daha sonra ise Şeker Piliç’in borcunun öz sermayesinden 10 kat fazla olduğu için bu noktaya geldiğini anlattı.
"Şeker Piliç’i şuanda belgelenmiş KDV alacağıyla ilgili olarak Gelir İdaresi’ne ibraz edilmiş bir alacağı yok" diyen Çelik, Gelir İdaresi’nin ise Şeker Piliç’e biran önce belgeleri ibraz ederek KDV alacağını tahsil edebileceği yönünde bir açıklama yapıldığını belirtti. Çelik, Şeker Piliç’in devletten alacağını alamadığı için batmadığının da altını çizdi. Çelik, Şeker Piliç’in alacağını alamadığı için battı yönündeki CHP’nin açıklamalarını da eleştirerek, "Bu ayıp değil mi?" diye sordu.
Çelik ayrıca Kılıçdaroğlu’nun protestocularla ilgili sözlerini de değerlendirerek, her protestocunun istediği yerde protesto yapabileceğine yönelik muhalefetin açıklamalarına tepki gösterdi. Çelik, "Kılıçdaroğlu CHP grup toplantısı sırasında bir CHP’ye yönelikk protestoya izin verir mi?" diye sordu.

"YOLDA ARIZA OLURSA, ARIZAYI GİDERİR YOLA DEVAM EDERİZ"
Hüseyin Çelik, açıklamalarının ardından ise gazetecilerin sorularını cevapladı. Çelik, bir gazetecinin terör örgütü PKK’nın bugünden itibaren sınır dışına çıkacağını hatırlatarak bu konuyla ilgili olarak kendilerine gelen yeni bir bilgi olup olmadığını sorması üzerine, "Her şey devletin kontrolü altındadır. Devletin kontrolü altında cereyan etmektedir" dedi.
Çözüm sürecinde yaşanacak bir aksama ihtimalini de değerlendiren Çelik, "Yolda arızalar olursa, giderir yola devam edersiniz. Sizin hedefe ulaşmak gibi kararlılığınız varsa bunu yapmak zorundasınız. Birileri maraza çıkarabilir, birileri bazı arızalar çıkarabilir. Farklı farklı konuşmalarla toplumun canı sıkılabilir ama eğer biz bu konuda sabır göstermezsek, arızaları bertaraf ederek yolumuza devam etmezsek Türkiye zarar eder. Bu meseleyi, ’ne aldılar ne verdiler’ kim kaybetti kim kazandı’ meselesi olarak görürsek biz millet olarak kaybederiz. Bu mesele, ’aldı verdi’ meselesi değil. Biz Türkiye’nin demokratik atmosferini daha fazla oksijenle doldurmak istiyoruz. Daha fazla, insan hakları, daha fazla düşünce özgürlüğü olsun istiyoruz" şeklinde konuştu.

"TSK’NIN TAVRI BU ÜLKENİN TAVRINDAN FARKLI DEĞİL VE OLAMAZ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, terör örgütü PKK’nın çekilmesi sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tavrının nasıl olacağına ve sıcak çatışma yaşanmaması için tedbir alınıp alınmadığına dair bir soru üzerine şunları söyledi:
"Medyada bazı haritalar yayınlandı. Haritalar, saat gün vesaire bunların hepsi uydurmadır. Kimse bunlara itibar etmesin. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tavrı, bu ülkenin genel tavrından farklı değil ve olamaz. TSK bu milletin bir parçasıdır. Bu devletin bir parçasıdır. Devlet, millet, milletin temsilcisi olan irade hangi tavırdaysa, bu ülkenin ordusu ve güvenlik güçleri de o tavırdadır.
’TSK’nın tavrı’ ifadesi, eskiyi çağrıştıran bir ifadedir. Türkiye’de geçmişte ne olsa ’acaba Genelkurmay ne düşünüyor? acaba paşalar bu meseleye nasıl bakıyor’ gibi bir alışkanlık vardı. Bu, vesayet döneminden kalma bir alışkanlıktır. Bu vücut bir bütündür, TSK da bu bütünün mütemmim cüzlerinden birisidir yani tamamlayıcı unsurlarından olmazsa olmazlarından birisidir ama bütün bu vücudu idare eden bir kafa, bir beyin vardır. O da milli iradeye dayalı olarak icra eden Hükümet’tir, siyasi iradededir. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekiyor. ’Kara Kuvvetleri Komutanı acaba ne düşünüyor? Acaba Jandarma Genel Komutanı’nın tavrı nedir?’ böyle bir soru olabilir mi? Bir bütün olarak TSK’nın tavrı, bu milletin tavrıdır, bu devletin tavrıdır çünkü TSK, bu milletin bağrından çıkmış, bu milletin evlatlarından oluşan bir unsur. Geçmişte bu mekanizmayı idare edenler yanlış yapmış olabilir ama bu kıyamete kadar devam edecek anlamına gelmez."
(İHA)

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:32

İLGİLİ HABERLER