Gündem
  • 2.5.2005 08:31

MİLLETVEKİLİ İSE HAKSIZ MIDIR?

Fatih ALTAYLI'nın Hürriyet'teki yazısı:

Milletvekili ise haksız mıdır? 
    
 
GEÇTİĞİMİZ hafta İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz, eşi Profesör Erkan Topuz ile birlikte bir yemekten dönmektedir.

Yemek bir ‘Hayır’ yemeğidir. Gülseren Topuz ve eşi, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nün ihtiyaçlarını giderilmesi için bir kampanya organize etmektedirler.

Burası çok da önemli değil.

Gülseren Topuz’un kullandığı otomobile yolda bir başka araç arkadan şiddetle çarpar.

Arkadan çarpan aracın sürücüsü de bir kadındır.

Otomobillerden inilir. Arkadan çarpan otomobilin sürücüsü Arzu Sevtap Dural, agresif tavırlarla ağza alınmayacak hakaretler savurmaya başlar.

Daha sonra kaza yerine polis ekipleri gelir ve Dural’ın 120 promil, yani izin verilenin iki misli alkollü olduğu saptanır.

Taraflar karakola giderler. Dural’ın agresif tavırları karakolda da sürünce, karakolda görevli bir komiser yardımcısı ve bir polis memurunun imzalarını taşıyan bir tutanakla durum tespit edilir.

Olay buraya kadar sıradan. Tipik bir trafik kazası ve sonrası gelişmeleri.

Ancak rezalet sonra başlar.

Bir başka otomobile arkadan çarpan ve alkollü olduğu tespit edilen Dural, başlar medyayı dolaşmaya.

Milletvekilinin kendisine karşı haksızlık yaptığını, asıl suçlunun milletvekili olduğunu anlatır. Eski bir gazeteci olan ve süresi geçmiş basın kartını hálá taşıyan Dural’ın medyadaki dostları da bunu haber yaparlar.

Hatta Dural televizyon programlarına çıkıp, Gülseren Topuz’u suçlar.

Bu iş midir sevgili okurlar.

Alkollü durumda, üstelik de arkadan çarptığınız kişi milletvekili olunca haksızken haklı duruma mı geçersiniz.

Bu ülkede siyasete karşı oluşan ‘tepki’, milletvekillerini haklıyken bile haksız duruma düşürmek için yeterli gerekçe midir?

Böylesine bir popülist yaklaşım medyaya yakışır mı?
 

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:00

İLGİLİ HABERLER