MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇELİK: ''ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN SIRTINDAN BİRİLERİ HESAP YAPABİLİR, BUNA ASLA GELMEYELİM''
MUAMMER TAN
ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, demokratik ortamlarda fikir çatışmasından daha normal birşeyin olamayacağını belirterek, ''Bir atasözümüz var. 'Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşır' diye. Ama 70'li yıllarda gençlerimiz tokuşa tokuşa anlaşma yolunu seçti'' şeklinde konuştu.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) 71.Olağan Genel Kurulu'ndan konuşan Bakan Çelik, 70'li yıllarda, on bine yakın gencin hayatını kaybettiği çatışmalardan ders çıkarılması gerektiğini belirterek, demokraside farklı görüşlerin normal olduğunu ve bunun bir zenginlik oluşturduğunu söyledi. Medeni insanların, farklı görüşlerde olsalar dahi sorunları kavga yerine konuşarak çözdüğünü vurgulayan Çelik, ''Farklı düşünmek kavga etmek anlamına gelmez'' dedi. Gençliğin büyük bir potansiye sahip olduğuna ve bu potansiyele yasakçı zihniyetle yaklaşmanın yanlış olduğunu ifade eden Çelik, ''Suyun akışını engelleyemezsiniz. Akıllı insanlar suyun önüne baraj yapar, elektrikden, spora her alanda kullanır. Gençlik böyledir. Onları regüle etmek lazım. Tek tipleştirme gayretleri beyhudedir'' şeklinde konuştu. Bakan Çelik, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinin ortak değer olduğunu ve bu değer etrafından insanların 'veyacı' değil, 'veci' anlayışıyla birbirine yaklaşması gerektiğini belirterek, gençlere şu mesajı verdi: ''Veyacı anlayış kaos ve kavga getirir. Ya sen ya ben demeyeceğiz, hem sen hem ben diyeceğiz. Bu sosyal barış demektir. Bu, birlik bütünlük demektir. Bu farklılara rağmen demokrasinin çoğulcu vasfının özümsemek demektir''.
Demokratik ortamlarda fikir çatışmasından daha normal birşeyin olamayacağını belirten Çelik, ''Bir atasözümüz var. 'Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşır' diye. Ama 70'li yıllarda gençlerimiz tokuşa tokuşa anlaşma yolunu seçti'' ifadesini kullandı. Yıllardan beri 'milli birlik ve beraberliği temin etmek lazım' lafının söylene geldiğini hatırlatan ve ''Bunu nasıl temin edeceğiz?'' diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:
''Şimdi solcular diyor ki 'herkes bizim gibi olsun, mesele biter', milliyetçiler diyor ki, 'herkes bizim gibi olsun zaten problem kalmaz', islamcılar diyor ki 'yok herkes bizim gibi olsun'. Hayır, demokrasi diyor ki, herkes kendisi gibi olsun, ama ortak paydalar da anlaşsınlar. Bu gruplardan birini diğerine dönüştüremezsiniz. Bu eşyanın tabiyatına aykırıdır. Burada bir abileri olarak üniversite gençliğimize seslenmek istiyorum. Geçen sene provaları yapıldı, gençlerimiz birbirlerine satırlarla saldırdılar. Aman ha, 70'li yıllarda biz bu filmi gördük. Bu senaryolar tekrar gündeme getirilebilir. Üniversite gençliğinin sırtından birileri hesap yapabilir, buna asla gelmeyelim.
Bizim hazırladığımız YÖK yasasında, gençliğin üniversite yönetiminde temsiline kolaylık sağlıyoruz. Üniversite yöneticilerinin seçiminde temsil düzeyinde öğrencilerin katılmasını temin ediyoruz ve öğrencileri üniversitedeki en önemli paydaşlar olarak algılıyoruz. Bu yasa çıktığı zaman eminim ki, üniversitedeki sosyal ve kültür faaliyetler çok daha düzeyli ve anlamlı hala gelecektir diye ümit ediyorum. Bunu tabi rektörlerimizle birlikte Üniversitelerarası Kurulumuzda, birlikte yapacağız''.
Bakan Çelik, üniversite öğrencilerine verilen 65 milyon liralık bursun az olduğunu bildiklerini, ancak yaptıkları düzenlemeyle bu rakamın maksimum seviyeye çıkarıldığını söyledi. Kamu personeli arasındaki ücret farklarına da bir anlam veremediğini belirten Çelik, ''Eşit işe eşit ücret verilmesi gerekiyor. Bir bakanlık çalışan 8 saat mesai yapıyor da, Başbakanlık personeli 16 saat mi mesai yapıyor? Türkiye'de çok ciddi ücret adaletsizliği var. Hükümetimiz bu adaletsizliğin giderilmesi için çalışmalar yapıyor'' dedi. Öğretmeninden hakimine, polisinden doktoruna kadar her kesimin yüksek ücret talebi konusunda haklı olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, ''Bu ülkede kara delikleri kapatmalı, hortumları kesmelı ve pastayı büyütmeliyiz. Bu şekilde bu kaynaklar buralara aktarılabilir. Yolsuzluk, bir hademeden bakana kadar yayılıyorsa bunun önünü kesemezsiniz'' değerlendirmesinde bulundu.
YURTKUR Yönetim Kurulu Başkanı ve Gazi Üniversitesi Rektöre Prof.Dr. Rıza Ayhan da, yükseköğretim gençliğinin üniversite dışında geçirdiği en önemli mekanın yurtlar olduğunu belirterek, yurtlara yapılan yatırımların yetersizliğinden yakındı. Gençliğin kendisini geliştirebilecek ve sosyal dayanışmayı artıracak olan öğrenci yurtlarının yapılanmasının önemine işaret eden Ayhan, eğitim-öğretime de yatırım yapılmasını ve bu yatırımları engelleyecek mazeretlerden biran evvel vezgeçilmesini gerektiğini vurguladı. ''Zira, eğitimden tasarruf olmaz'' diyen Ayhan, böyle bir düşüncenin önümüzdeki yıllarda telafisi imkansız zararlar meydana getireceğini öne sürdü. Yökseköğrenimde gerçek bir anlamda reform çalışmasının, dünyadaki gelişmeler, AB üyeliği süreci ve Türkiye gerçeğinin bir arada değerlendirilmesi ile yapılabileceğini vurgulayan Ayhan, ''Bunlardar birinin ihmali, yapılacak reform çalışmalarını, mevcut uygulamanın mantığına hapsedecek, başarısızlık kaçınılmaz olacaktır'' diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:52