Medya
  • 21.5.2004 08:23

MİLLİYET GAZETESİ , BU SORUNUN CEVABINI NASIL VERECEK?

Olaya konu olan çarşaflı kadının, Ankara'da oturduğu, nişan için Antep'te bulunduğu, dünürüyle kestirme olduğu için bahçeden geçtikleri ortaya çıktı. Hürriyet'e konuşan bu şahıslar bahçeden tesadüfen geçtikleri sırada görüntülendiklerini anlattılar. Doğan Grubu'na bağlı Milliyet gazetesinin Gaziantep Öğretmenevi'ne göbeği açık olduğu gerekçesiyle bir bayanın alınmazken çarşaflı bir kadına izin verildiği şeklindeki kurgusal haberi yine aynı gruba bağlı Hürriyet gazetesince yalanlandı. Hürriyet gazetesi, gazetelere ve ekranlara yansıyan görüntüsünden erkek mi kadın mı olduğu kuşkusu duyulan çarşaflı kadını Ankara'da bularak konuşturdu. Çarşaflı kadının Gaziantep'te bir düğün nedeniyle bulunduğu ve tesadüfen öğretmenevinin bahçesinden kestirme olduğu için geçtiği ortaya çıktı. Bu haberle birlikte Doğan Grubu gazeteleri kendi kendilerini yalanladılar. Olay nasıl gelişti? Emekli bir öğretmen kızı olan Hülya Keskin, 10 Mayıs Pazartesi günü Gaziantep Orduevi'ne göbeği açık olduğu gerekçesiyle alınmadığı iddiasıyla valilike şikayet dilekçesi verdi. Keskin salı günü de aynı gerekçelerle öğretmenevi yetkilileri tarafından içeri alınmadığını öne sürdü. Çarşamba günü Milliyet muhabirleriyle görüşen Keskin, içeriye alınmama gerekçesi olarak öne sürülen kıyafetiyle öğretmenevi önünde resim çektirdi. Milliyet Perşembe günü haberi, ''Göbeği açık tişört krizi: Öğretmenevine böyle giremedi'' başlığıyla manşetten verdi. Oysa öğretmenevi yetkililerine göre Hülya Keskin'in öğretmenevine alınmaması öğretmevinden yararlanmaya imkan sağlayan kimlik kartındaki bazı sorunlardan kaynaklanıyordu. Karaçarşaf mizanseni Milliyet, haberini Cuma günkü birinci sayfadan ''Bak kim geliyor: Göbeği açık diye Öğretmenevine'ne alınmayan Hülya Keskin kapıda beklerken, içeriden kara çarşaflı bir kadın çıktı'' başlığıyla verdi. Haberin bir diğer alt başlığı ise ''Çarşaf içeride, Keskin dışarıda'' idi. Hülya Keskin gazetecilere açıklama yaparken öğretmenevi bahçesinde çarşaflı bir kadın görünüp gazetecilerin önünden çıkıp gitmişti. Milliyet'in haberine göre, çarşaflı kadın kameraları farkedince yüzünü gizleyerek uzaklaşmıştı. Ekranlara ve gazetelere yansıyan görüntüler çeşitli spekülasyonlara neden oldu. Görüntülerde çarşaflı kadının yüzünün belli olmaması, büyük numaralı bir spor ayakkabısı giymesi, çarşaflının erkek olabileceği kuşkularına neden oldu. Bazı gazeteler olaya tanık olan bazı kişilerin anlatımlarına dayanarak, çarşaflı kadının erkeğe benzediği ve olayın bir mizansen olabileceği kuşkularına yer verdiler. Yeni Şafak olaya mesafeli yaklaşarak, sadece açıklamalara yer verdi. Çarşaflı kadının görüntülerinden sonra Doğan Grubu'na bağlı Milliyet ve Hürriyet olayı, 'Öğretmenevi çarşaflı kadınlara serbest, göbeği açık kadınlara yasak' şeklinde sürdürdü. 'Çarşaflıya serbest' yalanı 15 Mayıs tarihli Milliyet'in iç sayfadan verdiği haberde ise çarşaflı kadın nedeniyle Öğretmenevi Müdürü'nün görevden alındığı şeklindeydi. Oysa böyle bir şey yoktu. 15 Mayıs tarihli Hürriyet'in ise birinci sayfadan verdiği haberin başlığı ''Göbeğe direndi, çarşafla gitti'' şeklindeydi. Haberde göbeği açık diye öğretmen kızı 28 yaşındaki Hülya Keskin'i öğretmenevine almayan, ancak çarşaflı kadının girişine izin veren müdürün görevden alındığı belirtildi. Aynı haberde Hülya Keskin'in Eskişehir Öğretmenevi'nde de kaldığı, ancak kaldığı süre içinde yararlandığı hizmetlere ilişkin faturayı ödemeden ortadan kaybolduğu ifade edildi. Milliyet sıkıştı, Hürriyet panikte!.. Öğretmenevi bahçesinden geçerken görüntülenen çarşaflının cinsiyeti konusunda yapılan tartışmalar yüzünden iyice bunalan Milliyet, olaya mesafeli yaklaşan basın kuruluşlarına saldırdı. Ancak Milliyet'in imdadına Hürriyet yetişti. Çarşaflı kadının izini bulmak için çaba harcayan Hürriyet sonunda kadını buldu ve konuşturdu. 18 Mayıs tarihli Hürriyet'in manşeti ''Çarşaflı kadın benim'' şeklindeydi. Haberde kadının Ankara'da oturduğu ve kızının nişanı için o günlerde Gaziantepte bulunduğu, dünürüyle birlikte alışveriş için dışarı çıktıklarını, bu arada kestirme olduğu için öğretmenevi bahçesinden geçtiklerini söylediğine yer verildi. Kadın, gazetecilerin ve kameramanların reklam çekimi yaptıklarını sandıkları için hızla geçtiklerini de ekliyordu. 19 Mayıs tarihli Milliyet'in manşeti ''Çarşaflı kadın ortaya çıktı: iftiracıları üzen röportaj'' idi. Hürriyet sayesinde çarşaflının kadın olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak Milliyet'in, daha sonra da Hürriyet'in 'göbeği açık kadını almıyorlar, kara çarşaflı kadını alıyorlar' şeklinde yansıtmaya çalıştığı haberler yalanlanmış oluyordu. Milliyet'in çarşaflı kadın görüntüsü üzerine kurduğu haberler boşa çıkıyordu. Gaziantep'in yabancısı olan kadın, dünürünün kendisini yönlendirmesiyle kestirme olduğu için öğretmenevi bahçesinden hızla geçip gitmişlerdi. Olayın aslı astarı buydu. Oysa Milliyet ve Hürriyet'in haberleri, yanısıra kimi köşe yazarlarının yansıttıkları yorumlar, çarşaflı kadının öğretmenevinden yararlandığı kurgusu üzerine bina edilmişti. Doğan Grubu'nun yaptığı bu haberler YÖK Yasası'na ilişkin tartışmalar, bazı rektörlerin yürüyüşleri ve hükümeti eleştiren açıklamalar yaptıkları günlere denk geliyordu. Doğan Grubu, siyasal gerginliğin dozunun artırılmasına malzeme teşkil eden haberlerin doğruluğunu araştırmak gereğini hissetmedi. Milliyet iyice yara aldıktan sonra Doğan Grubu, kendi haberlerinin doğruluğunu araştırmak gereğini hissetti, muhabirlerini sıkıştırdı. Milliyet'in patronu Aydın Doğan bile Milliyet'in haberlerinden kuşku içindeydi. Ancak bir süre ses çıkarmadı. Doğan Grubu'na bağlı gazetelere yönelik güven kaybının telafi edilebilmesi için Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök'e olayın aslının araştırılmasını istedi. Özkök, çok güvendiği bir arkadaşını olay yerini incelemesi ve tarafsız bir şekilde araştırması için Gaziantep'e gönderdi. Bu arada Hürriyet çarşaflı kadına ulaşmıştı. Özkök, arkadaşını arayarak, Hürriyet'e konuşan kadının sadece bahçeden geçtiğini söylediğini, bu nedenle Öğretmenevi'nin ve bahçesinin krokisini istedi. Özkök, 19 Mayıs tarihli yazısında, eline ulaşan krokiden öğretmenevi'nin iki kapısının olduğunu ve aradaki yolun kestirme geçiş için kullanıldığını itiraf etti. Kroki çarşaflı kadının sözlerini doğruyordu, arkadaşından gelen bilgiler de bahçenin halk tarafından kestirme geçiş yolu olarak kullanıldığını teyid ediyordu. Özkök, muhabirleri de şöyle eleştiriyordu: ''Bu kestirme yolun iki tarafında da güvenlik kulübeleri vardı ve yolun girişi üzerine tak gibi geçirilen tabelada öğretmenevi yazıyordu. Ancak bu görüntü, öğretmenevine çarşaflı bir kadının girdiği anlamına da gelmiyordu. Muhabirin eleştirilecek yanı belki içeriden çıkan kadına, 'nereden geliyorsunuz?' diye sormamasıydı.'' Milliyet gazetesi 14 Mayıs Cuma günü 1. sayfadan ''Bak kim geliyor: Göbeği açık diye Gaziantep Öğretmenevi'ne alınmayan Hülya Keskin kapıda beklerken, içeriden kara çarşaflı bir kadın çıktı'' başlığıyla verdi. Daha sonra ''Çarşaflı kadın'' haberleri Hürriyet'te de yer aldı. 18 Mayıs tarihli Milliyet'in iç sayfasında olayın polise havale edildiği yer aldı. 18 Mayıs'ta Hürriyet haberi ''Çarşaflı kadın benim'' başlığıyla verdi. Ve 19 Mayıs tarihli Milliyet'te ''Çarşaflı kadın ortaya çıktı'' başlığı yer aldı. Ancak Milliyet'in, daha sonra da Hürriyet'in göbeği açık kadını almıyorlar, kara çarşaflı kadını alıyorlar' şeklinde yansıtmaya çalıştığı haber yalanlanmış oluyordu. Doğan Grubu özür dilesin 'Öğretmenevi'nde kara çarşaflı kadın' manşetleriyle kamuoyunu yanlış yönlendiren Doğan Grubu'na bağlı gazeteler, yine kendi kendilerini yalanladılar. Olayın çeşitli boyutlarına dikkat çeken gazetelere saldıran ve güven kaybı yaşayan Milliyet, refiki Hürriyet'in haberiyle yalanlandı. 20 Mayıs tarihli Hürriyet, ''Çarşafsız tanık ortaya çıktı'' başlıklı manşet haberinde öğretmevi bahçesinden geçerken görüntülenen çarşaflı kadının yanındaki çarşafsız kadının Hürriyet'e konuştuğu belirtildi. Kadın Nevin Şeker'di, Gaziantepliydi. Çarşaflı kadın ise dünürü Hatice Badak'tı. Nevin Şeker, dünürü Hatice Badak ile alışverişe çıktıklarını ve kestirme olduğu için Öğretmenevi bahçesinden geçtiklerini belirtiyordu. Kendisi daha önce de defalarca aynı yolu kullanımıştı. Olay günü aynı şekilde geçerlerken Hülya Keskin gazetecilere açıklama yapıyordu. Bu arada kameramanlar, Hatice Badak'ı görünce ''çekin çekin'' diye bağırınca, ''çekilin, çekilin'' diye anladıkları için kenara kaçarak uzaklaşmışlar, sonra da alışverişlerini yapmışlardı. Olayı da daha sonra komşulardan ve gazetelerden duymuşlardı. Hatice Badak'ın ne Öğretmenevi'nden haberi vardı, ne de Öğretmenevi'yle bir ilgisi vardı. Herşey tesadüftü. 20 Mayıs tarihli Miiliyet'in manşeti, refikleri Hürriyet'ten aldıkları habere dayanarak, ''Çarşaflının dünürü de konuştu: İftiracılara son darbe'' şeklindeydi. Haber çarşaflı kadının erkek olduğu kuşkusuna yer veren gazeteleri suçlamaya yönelikti. Oysa Milliyet ve Hürriyet, çarşaflı kadın görüntüsünün ortaya çıkmasından itibaren haberin kurgusunu, 'göbeği açık kadını almadılar, kara çarşaflı kadına izin verdiler' şeklinde devam ettirmişti. Hürriyet'in haberi ise hem kendisinin hem de Milliyet'in haberinin kurgu ve saptırma olduğunun kanıtlanmasıydı. Bu nedenle kamuoyundan özür dilemesi gereken diğer gazeteler değil Doğan Grubu'dur. Hatice Badak ifade verdi Gaziantep Öğretmenevi'ne ''çarşaflı'' olarak girdiği iddia edilen Hatice Badak'ın Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesine başvuruldu. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne gelerek ifade veren Badak'ın, ''Olay günü Öğretmenevine girmediğini, tesadüf eseri fotoğraf karelerine girdiğini'' belirttiği öğrenildi. Babak'ın, iddia edildiği gibi Öğretmenevine oturma veya dinlenme amacıyla girmediğini, kızının nişanı nedeniyle geldiği Gaziantep'te dünürü Nevin Şeker tarafından çarşıya alışveriş için giderken yolun kestirme olmasından dolayı Öğretmenevinin içinden geçip ana caddeye çıktıklarını anlattığı belirtildi. Badak'ın, ''Ben geçtiğimiz yerin Öğretmenevi olduğunu dahi bilmiyordum. Tamamen tesadüf eseri oradan geçiyorduk. Bir bayan açıklama yapıyordu, gazeteciler fotoğraf çekiyordu. Olayla uzaktan, yakından ilgim yok. Bazı insanların üzerimden siyaset yapmalarını, bazı kurumlardan intikam alma girişimlerinden üzüntü duydum'' diye ifade verdiği bildirildi. Gaziantep Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan da, Hatice Badak'ın, kızının nişanı için Gaziantep'e geldiğini, basında çıkan haberlerden rahatsızlık duyduğu için Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek Terörle Mücadele Şubesi yetkilileriyle görüşerek olayı anlattığını belirtti. YENİSAFAK Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:15

İLGİLİ HABERLER