Gündem
  • 6.3.2012 12:13

'Mübarek CHP değil Cumhuriyet Hayal Partisi'

Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan grup toplantısında yaptığı konuşmada; Hiç kuşkusuz bütün mücadelemizi insanlık, adalet için veriyoruz. Ama bu mücadelede kadınların ve çocukların özellikle gözetildiğini her ne yapıyorsak öncelikle onlar için yaptığımızı vurgulamak istiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun savaşlar önce kadın ve çocukları hedef alıyor, en fazla onları yaralıyor. Ekonomik krizler toplumlarda en fazla kadınları ve çocukları etkiliyor, terör, göç aynı şekilde herkesten önce kadın ve çocukları hedef alıyor. Anti demokratik uygulamalar, maalesef en çok kadınlara, çocuklara hayatı zehir ediyor. İşte AK Parti olarak Türkiye'de 9 senedir yaptığımız uygulamalar, icraatlar herkesten çok kadınları memnun etti. Onların yaşamlarında adeta sessiz devrim gerçekleştirdi, eğitim imkanlarından önce kadınların, kızların faydalanmasını sağladık. Kızların okullaşma oranını yükselttiğimiz kadar üniversitelerde kız çocuklarına kılık kıyafetlerinden dolayı uygulanan faşist baskıya biz son verdik.

İşkenceye sıfır tölerans gösterdiğimiz kadar kadına şiddete de sıfır tölerans gösterdik. Bu hafta Genel Kurul'a gelmesi beklenen Şiddete Karşı Yasa Tasarısı ile en kararlı önlemler getiriyoruz. Sadece tabii ki burada kadınlar demeyeceğiz, her iki tarafta olabilir. Sadece Türkiye'de ki değil, bölgemizde ki, dünyada ki kadınların haklarını da yine savunan biz olduk. Tunus'un, Fas'ın, Libya'nın kadınları için biz sesimizi yükselttik. Filistin'in, Suriye'nin, Somali'nin kadınları, çocukları için biz yüreğimizi ortaya koyduk. Ben bugün buradan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile Van'ın kadınları, depremzede kadınlarımızı yürekten selamlıyorum. Van'da ki yavrularımızı ihlassondakika gözlerinden öpüyorum, buradan Uludere'de yavrularını kaybetmiş mahsun annelerimizin ellerinden öpüyorum. Ortadoğu'nun yüz yıllardır çile çeken kadınlarını kalpten selamlıyorum, özellikle Filistin'in, Gazze'nin, Şam'ın, Hama'nın, İdlib'in mazlum kadınlarını selamlıyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dünyanın tüm kadınları için, ülkemizde ki tüm hanım kardeşlerimiz için kutlu olsun diyor saygıyla selamlıyorum.

Suriye yönetimi uzun süredir kendi halkına yönelik şiddetin dozunu arttırdı, saldırılar insalık dışı bir vahşet görünümü almaya başladı. Suriye'nin çeşitli kentlerine ağır silahlarla, keskin nişancılarla yapılan özellikle ağır silahlarla birlikte yapılan bu saldırılarda maalesef içinde çocuk ve kadınların da bulunduğu onlarca insan hayatını kaybetti. Bakıyorsunuz 11 yaş grubu çocukları yatırıp boğazlamak suretiyle öldürdükleri haber ve fotoğraflarını alıyoruz. Suriye'den sağlıklı ve net bilgiler almak mümkün olmuyor, Suriye halkı geçmişte olduğu gibi silahları kendi halkına doğrultmayı bugün yine sergilemeye devam ediyor. Ne yazık ki başta BM olmak üzere uluslararası toplum bütün bunları ihlassondakika sadece izlemekle yetiniyor. Bazı ülkelerin çekinceli tavrı Esad yönetimine adeta güç veriyor, İngiliz gazeteci Paul Bab-ı Amr kentinin harabeye çevrildiğini, Suriye'de Ruanda gibi benzeri bir katliamın yaşandığını ifade ediyor. 1982'de Sabra ve Şatilla'da aynı yıl Hama'da, 1994 yılında Ruanda'da 1995'te Sreprenissa'da yaşanan katliamlar insanlığın vicdanında büyük yaralar açtı. Bütün bunlar insanlığın gözü önünde işlendi, uluslarlarası kuruluşlar, devletler çoğu zaman elleri kolları bağlı şekilde bunları izledi. Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin bu katliamların hiç biri unutulmadı, akan kan bu katliamı yapan zalimlere olduğu kadar izleyenlerinde tarihlerine kara bir leke olarak yazıldı. Suriye'de ki katliama sessiz kalan, tepkisiz kalan, müsamaha gösteren ülkelere sesleniyorum; Kriz karşısında çözüm üretemeyen kuruluşlar, masum bir çocuğun akan bir damla kanı her türlü stratejinin, her türlü güç ve çıkar ilişkisinin kat ve kat üstündedir. Masum bir çocuğun bir damla gözyaşı film izler gibi katliam izleyenlerin yüzlerine, vicdanlarına yapışır hiç bir zamanda oradan çıkmaz ve çıkmayacaktır.

Esad'a bir kez daha hatırlatıyorum, babasının yaptıkları bu dünyada sorulmadı ama er yada geç bu katliamın hesabı oğul Esad'dan sorulacak, bu kez Suriye şehirlerinde ihlassondakika akan kan yerde kalmayacak. Suriye'de insani yardım koridorları derhal açılmalıdır, Suriye halkına yardımların ulaşması için yönetimin üstünde mutlaka baskı oluşturulmalıdır. Türkiye olarak Suriye'de ki vahşeti insanlığın gündeminde tutmaya devam edeceğiz. Buradan Suriye halkını, Suriye muhalefetini onurlu direnişlerinden dolayı bir kez daha kutluyorum, bilsinler ki Türkiye halkı herzaman yanlarında olacaktır. Suriye halkı asla yanlız değildir ve yanlız bırakılmayacaktır.

Geçtiğimiz hafta ekonomik verilere ilişkin güzel sonuçlar açıklandı. İşsizliğimiz yüzde 9,8'e geriledi, son 10 yılın en düşük rakamına ulaşmış olduk. TİM tarafından ihracat rakamları açıklandı Şubat ayında bir önceki yıla göre yüzde 10,4 arttı, 2011 yılının tamamında ihracatımız yüz 35 milyar dolarla tüm zamanların rekorunu elde etmişti. Şuanda yüz 37 milyar dolara ulaşarak yine tüm zamanların rekorunu elde ettik bununda hayırlı olmasını diliyorum. MB rezervimiz biz geldiğimizde yani MHP, DSP ve ANAP iktidarı döneminde 27 milyar dolardı, şuanda döviz rezervimiz altın dahil 89 milyar dolar oldu. Yine aynı hükümet, MHP, DSP ve ANAP o zamanda IMF'ye olan borcumuz 23,5 milyar dolardı son rakam şuanda 2,8 milyar dolar. 23,5 milyar dolar nere? 2,8 milyar dolar nere? Onlar borçlandı, biz ödedik olay bu kadar açık ve net ortada, bunlar tabii ki başka şeylerle avundular ben MHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, ben belgelerle konuşuyorum, rakamlarla konuşuyorum ve bunların bu ülkeye kazandıracağı hiç birşey yok. Biz altyapısıyla, üst yapısıyla, gururuyla önceden eskiden olduğu gibi yükseltmek çabasındayız. İşte buyrun şuanda biz Stand-By anlaşması yapıyormuyuz? Bütün bu kapıları kapattık şuanda biz IMF'nin ortağıyız orada hissemiz de var ama oradan gelecek paraya ihtiyacımız felan yok.

Bildiğiniz gibi dünyada bir çok para biriminin, doların, avronun, Japon yeninin ve bir çok paranın simgesi var. Bu simgeler ülkelerin tanıtımına olduğu kadar yazışmaları da kolaylaştırıyor. Biz Türk Lirası'ndan 6 sıfırı attığımız zaman birileri; Eyvah, enflasyon patlayacak, ben Taksim'e çıkar anırırım diyenler bile vardı bu değişirse, herhalde şimdi onu köşesinden icra ediyor bunu yapamadı çünkü bunlar hakkı teslim edemediler. Türk Lirası'ndan 6 sıfır atıldı ne oldu? Enflasyon patladı mı? Patlamadı, çatladı çatladı. Biz 6 sıfırı attıktan sonra bir simge arayışına gittik Merkez Bankamız bir simge yarışması açtı yarışmaya büyük katılım oldu, birinci olan çalışma üzerinde MB'nin tasarımcıları da düzenlemeler yaptılar ve en uygun simge kamuoyuna açıklandı. Simge açıklanınca Türkiye'de çok daha fazla grafiker, sanat eleştirmeni olduğunu farketttik. Başladılar alttan bakınca şuna benziyor, üstten bakınca şuna benziyor, aynaya bakınca şu oluyor' diye yorum yapıldı.

Burada CHP'yi özellikle tebrik ediyorum simgede RTE harflerinin bulunduğunu iddia ettiler, bu iddialarını da resmi, yazılı açıklamayla kamuyouna duyurdular. Mübarek CHP değil Cumhuriyet Hayal Partisi, tabi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gerisinde kalırmı, sayın Bahçeli zaten bir süredir hayal bahçesinde yaşıyor hatırlayın 2009'un rakamlarını çıkarıp toplayıp 40 rakamını bulup MHP'yi iktidara taşıyacaktı. Ama evdeki o karmaşık hesap çarşıda tutmadı, biz muhalefeti eleştirirken sürekli soru soruyoruz; Şu ülkede nerede bir eseriniz var? Bunu bir söyleyin birde bize yol gösterin deyin ki; Ey iktidar şunu yap, şöyle bir eser yap' diye söyleyin bari. Biz bu soruya cevap alamadık, zaten dikili ağaçları olsa bunu görürdük. Ben şunu sormak istiyorum 9 yıldır muhalefettesiniz ne ürettiniz, ortaya ihlassondakika ne koydunuz? Muhalefet olmak adına ne yaptınız? Birtanesi övünüyor şimdi CHP'li milletvekili 12 saat konuşmuş, benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Bunlar bu, hangi siyaseti, hangi çözümü ürettiniz. 9 yıla şöyle geriye doğru bir bakın, yapılanı kötülemekten bir milim bile öteye gidemediler. Bunların muhalefet anlayışı aka kara, karaya da ak demektir.

Ben CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na zamanında 'yalan makinesi' dedim. Kendisi de geçen hafta bana demiş, peki yalan makinesi nedir? Yalanı, yalancıyı ortaya çıkaran cihazdır, edebiyatta Hicîz sanatına örnek olarak gösterilen bir dörtlük vardır diyor ki Nefi;

Tahir efendi bana kelp demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Malikî benim mezhebim zira
İtikadımca kelp tahirdir' demiş.

Şimdi CHP Genel Başkanı bana yalan makinesi diyerek iltifat ediyor aslında teşekkür ederim kendisine. CHP'de kaset operasyonuyla çok başarılı bir yüz nakli gerçekleştirildi. CHP'nin eski yüzünü aldılar, yeni bir yüz naklettiler ama CHP'nin aslında toplumsal dokuyla uyuşacak doku nakline ihtiyacı var. CHP'nin önce genlerini değiştirmesi gerekiyor, CHP'nin bu millete ödettiği ağır bedellerle yüzleşmesi gerekiyor. İstiklal mahkemeleriyle, Dersim'le, ceberrut tavrıyla yüzleşmeden CHP'nin genleri değişmez. Sayın Kılıçdaroğlu biz AK Parti'yi kapatılan bir partinin arkasından kurduk ama siz Kılıçdaroğlu, eğer Brütüs arıyorsan aynaya bak, aynaya. Aynaya baktığında ziyaretine gidip, çıktığında genel başkan olmayacağım' deyip bir birgün sonra genel başkan olan bir Brütüs göreceksin. Diyorum ya yüz nakli yapıldı ama genler aynı, tepkiler, refleksler aynı çünkü 28 Şubat değil mi, üniversitelere kızlarımızın önünü kapatan buna sahip çıkan sensin. MHP ile birlikte kızlarımızın okula gitmesi için rahatlatan yasayı yaptık bunu sen değilmisin Anayasa Mahkemesi'ne götüren, oraya gönderdiğin imza var gazetelerde.

Buradan tekrar ediyorum 8 yıllık kesintisiz eğitim Türkiye için, ekonomi için, çocuklarımız için adeta bir felaket olmuştur. Kademeli eğitimle 28 Şubat'ın son izini de siliyor, eğitimi modern ihtiyaçlara cevap veren bir yapıya kavuşturuyoruz. Bu çözümlemeyi tamamen bilimsel araştırmalara göre yapıyoruz. Biz bir kez daha söylüyorum, patronların talepleri değil, milletin talepleri doğrultusunda adım atıyoruz. Hem 28 Şubat'ı eleştiriyormuş gibi yapmak hemde kademeli eğitime karşı çıkmak çarptırmaktır. Ben TÜSİAD'a gönderme yaptım şöyle birazcık hemen rahatsız oldular. Ben İmam Hatip Okulu mezunu bir Başbakanım. Ama beni İmam Hatip Okulu mezunuyum diye üniversiteye almadılar, o dönem gittik bütün arkadaşlarımızla tekrar normal lise okuyarak üniversiteye girdik bize hendek atlattılar. İstesenizde, istemesenizde bu millet sahip çıkıyor bunları millet biliyor ve Anadolu'dan tüm Türkiye'den oy geliyor. Ama biz halkımız arasında ayrımcılık yapmadık ki, biz 75 milyonu kucaklıyoruz, biz 75 milyonun hizmetkârı olarak geldiğimizi söyleyerek yola çıktık ve geldik. Bunu yaptık, bunu yapıyoruz.

Fakat ben yinede TÜSİAD'ı tebrik ediyorum, çünkü TÜSİAD tutarlı davranıyor 15 yıl önce neredeyse bugün orada duruyor, CHP'ye de tavsiyemiz çark etmeden ne söyleyeceğini açık açık söylemesi, manevra yapma omurgalı bir duruş sergile. İşte bak yanındakiler ikna odalarının mimarları bir yandan Danıştay'a gidiyor 4+4+4'ün önünü kesmek için olur ya tutar diye. Şimdi yine takip edeceklermiş ama ben inanıyorum ki TBMM'de yasa ile bu işe de noktasını koyacak ve işi bitirecektir.

Adıyaman'da yaşanan olayla ilgili CHP hemen çıktı ortalığı velveleye verdi, medya bilmeden hassasiyetleri kaşıyor. Olay soruşturma aşamasındayken tüm Türkiye'de ki alevi vatandaşları rahatsız edecek bir tutum sergilemek provokasyondur. Biz belli bir kesimin, belli bir inancın, belli bir etnik unsurun iktidarı değiliz ihlassondakika biz bu ülkede ki 75 milyonun iktidarıyız hepsinin hakkını, hukukunu korumak bizim görevimizdir. Bu ülkede ayrımcılığın karşısında dimdik durduğumuz gibi bu tür tahriklerin karşısında da dururuz. Bu olayın üstüne de kararlılıkla gidiyoruz inşallah kısa sürede olay aydınlanacaktır.

Ayrıca hükümet olarak herkesin refahını, yaşam kalitesini artırmak için çabaladık. Enflasyon üzerinde artışlar sağladık maaşlarda. Yani bizim dönemimizde iktidarımız döneminde emekli vatandaşımızın enflasyon altında ezilmesine asla müsaade etmedik. Şuanda Avrupa'nın bir çok ülkesinde sosyal haklardan kesintiye gidiliyor, emekli maaşları düşürülüyor, emeklilik yaşı yükseltiliyor. Biz ise tam tersine emeklimizi gözetiyor, refah seviyemizi yukarı seviyelere çekiyoruz. Bizim emeklilere bir sözümüz vardı İntibak Yasası'nı çıkaracağımızın sözünü vermiştik. İlgili kanun tasarısını hazırlayarak TBMM'ye gönderdik tasarı geçtiğimiz hafta görüşüldü ve kabul edildi, bu düzenlemeyle 2000 yılından önce emekli olan ve 6 gruba ayrılan emeklilerimizin maaşlarında ki haksızlığı gideriyor ve eşitliği sağlıyoruz. Bu yeni kanunla 2000 yılından önce maaş bağlanmış 2 milyon 700 bin emeklimizin aylıkları yeniden hesaplanacak. Bağkur emeklilerinin aylıklarında da İntibak gerektiğini gördük ve gerekli düzenlemeleri yaptık. 1 milyon 900 bin emeklinin aylığı İntibak Yasası ile artmış olacak' diyerek konuşmasını sonlandırdı.

 

İhlas Son Dakika/Semih Bişkin
 

 

 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 19:44

İLGİLİ HABERLER