
Musul zirvesinden ilk kare
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında Musul'daki gelişmelerin ele alındığı zirve toplantısı saat 21.40'ta sona erdi.
Başkentte olayın haber alınması ve bazı ayrıntıların saatler içinde ortaya çıkmasının ardından çeşitli soru işaretleri de gündeme geldi. Bu soru işaretleri ışığında dün Ankara’da masaya yatırılan seçenekleri, izlenen yol haritasını ve yürütülen operasyonu şöyle aktarabiliriz:
1- Arka kapı operasyonu: Baskın haberinin teyit edilmesinin hemen ardından iki kanaldan çalışma yürütüldü. Bir yandan NATO, BM, ABD, Irak merkezi hükümeti, Bölgesel Kürt yönetimi nezdinde diplomatik girişimlerde bulunulurken asıl sonuç almaya yönelik çalışma IŞİD’le irtibatlı olan gruplar ile IŞİD üzerinde baskı kurabilecek grup ve isimler üzerinden sürdürüldü. “Arka kapı operasyonu” diye nitelendirilebilecek bu süreçte MİT aktif rol oynadı. Konsolosluk baskının silahlı bir grup tarafından gerçekleştirilmesi ve muhatabın bir devlet olmaması bu süreci bir anlamda zorunlu kıldı.
2- Önce sağlıkları teyit edildi: Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve MİT’in koordinasyonunda yürütülen süreçte, öncelikle başkonsolos Öztürk Yılmaz ve beraberindekilerin sağlıklarının belirtildiği gibi iyi olduğu konusunda emin olundu. 49 Türk vatandaşının can güvenlikleri ve sağlıkları konusunda gün boyu sıcak temasta kalındı.
3- Neden önce müzakere?: Başbakanlık’ta yapılan değerlendirmelerde 49 vatandaşın sağ salim kurtarılması konusunda her türlü ihtimal masaya yatırıldı. Ancak bölgede IŞİD’in etkinliğini artırdığı sıcak bir süreçten geçilmesi, riskli bir alanın söz konusu olması klasik anlamda bir rehine operasyonu planını ikinci plana itti. Irak ordusunun sorunlu bölgeden bütünüyle çekildiği, ciddi bir otorite boşluğu yaşandığı unsurları da gözönüne alınarak sorunun 49 kişinin burnu kanamadan çözülmesi için öncelikle müzakere ve ikna yolunun denenmesiyle çözülmesi ilk adım oldu. İlk etapta askeri bir operasyonun hayati risklere yol açabileceği değerlendirmesi bu adımın geri planda bırakılmasına yol açtı. Ankara’daki kaynaklar, buna karşın hem Başbakanlık’ta hem de Çankaya Köşkü’nde yapılan toplantılarda askeri operasyon dahil bütün seçeneklerin masaya yatırıldığını, bütün alternatif planlamaların alt alta sıralandığını aktardı.
4- Pazarlık yapılmadı: Güvenlik ve istihbarat kaynakları başkonsolosluktan rehin alınan personel ve vatandaşlar için kaçırılan Türk şoförleri için yapıldığı gibi bir fidye istenmesinin söz konusu olmadığını, bu yönde bir pazarlığın gün boyu hiçbir şekilde gündeme gelmediğini belirttiler.
5- Neden tahliye olmadı?: Ankara’da dün yanıtı aranan sorulardan biri de bir gün önce IŞİD’in başkonsolosluğunun 200 metre yakınına kadar yaklaştığının bilinmesine rağmen neden personelin tahliye edilmediği oldu. Kaynaklar, Başkonsolos ile sınırlı sayıdaki özel harekât polisleri dışındaki vatandaşların geceden tahliye edilmesinin bir seçenek olduğunu ancak konsolosluğun tamamen boşaltılıp terk edilmesinin Türkiye’nin bölgedeki mevcudiyeti ve konjonktürel çıkarları açısından doğru olmayacağı görüşünün taşındığını dile getirdiler. Kaynaklar, nihai tahliye kararının gelişmelere göre Başkonsolos Yılmaz’a bırakıldığını, baskının da tahliye için altertanif yollar aranırken gerçekleştiğini kaydettiler.
Ankara, gece boyunca da ikna, müzakere ve vatandaşların diyalog yoluyla kurtarılması çabalarını sürdürdü. Başbakanlık, Dışişleri, MİT ve Genelkurmay alarm durumunda kalırken başkent 49 Türk vatandaşının Sabah saatlerine kadar rehin tutuldukları yerden çıkarılması beklentisine odaklanmıştı.
Zirve yaklaşık iki saat sürdü.
Zirvenin ardından Çankaya Köşk'ünden paylaşılan fotoğrafta, masa üzerindeki harita ve dosyaların, belli olmaması için buzlandığı dikkat çekti.
Dışişleri'nden Musul açıklaması
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, aralarında Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz'ın da bulunduğu 49 kişinin konsolosluk yerleşkesinden çıkarılıp şehrin başka bir bölgesine nakledildiği belirtildi.
Bakanlık açıklamasında, personelin emniyet içerisinde Türkiye'ye dönmeleri için tüm imkanların seferber edildiği belirtilerek şu ifadeler kullanıldı.
"Irak hükümeti nezdinde de girişimde bulunulmuş ve başkonsolosluğumuzun emniyet ve güvenliğinin sağlanmasından sorumlu oldukları hatırlatılmıştır. Öte yandan, başta Birleşmiş Milletler ve NATO olmak üzere uluslararası kuruluşlarda da gerekli girişimler yapılmaktadır. Sayın Bakanımız BM Genel Sekreteri ve ABD Dışişleri Bakanı ile görüşerek durumu ele almıştır."
Bakanlık açıklamasında önceki gün kaçırılan TIR şoförlerine de değinildi:
"Musul’un Geyara ilçesindeki elektrik santralinde de 31 vatandaşımız aynı grup tarafından rehin alınmış olup, vatandaşlarımızın serbest bırakılması için çalışmalar devam etmektedir."
Bombalı saldırı tehdidiyle girdiler
Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul'u dün ele geçiren Irak-Şam İslam Devleti IŞİD, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'na girmeye çalıştı. Personelin kapıları açmaması üzerine bombalı saldırı tehdidinde bulundular. Konsolosluk görevlileri bunun üzerine kapıyı açmak zorunda kaldı.
Yaşanan gelişmeleri Musul'un il meclisinin Türkmen üyesi Lokman Reşidiyeli Al Jazeera muhabiri Can Hasasu'ya anlattı. Reşidiyeli'nin verdiği bilgiye göre, IŞİD üyeleri Iraklı personele dokunmazken ikisi çocuk üçü kadın 44 Türk'ü alıkoydu ve Musul'daki 17 Temmuz semtinde bulunan IŞİD karargahına götürdü. Reşidiyeli bu gelişmeleri konsolosluğun Iraklı çalışanlarına dayandırdı.
Iraklı görgü tanıklarının aktardığına göre, konsolosluğun Türk güvenlik görevlileri silah bırakmayı reddetti. Hafif silahlarıyla konsolosluğun zırhlı aracına binen görevliler, IŞİD güçlerinin ağır silahlarla donatılmış araçlarının eşliğinde IŞİD karargahına gittiler. Iraklı görevliler, daha sonra Türk personelle telefon iletişimi kuramadıkları bilgisini de aktardı.
Dışişleri kaynakları ise, rehin alınan Türk personelin sağlık durumunun iyi olduğu bilgisini verdi.
'Militanlarla temasa geçildi'
Reuters haber ajansına konuşan hükümetten bir yetkili, “Diplomatların can güvenliğinin temini için bazı militan gruplarla doğrudan temasa geçildi” dedi.
IŞİD dün Musul’u ele geçirdikten sonra kente mazot taşıyan 32 Türk TIR şoförünü rehin almıştı. Grubun sözcüsü Kürtçe yayın yapan Rudaw'a yaptığı açıklamada "Türk diplomatlar da dahil kentteki yabancı misyonlara ve sivillere dokunmayacağız" sözü vermişti.
Gelişmeler üzerine Başbakan Erdoğan başkanlığında bir toplantı yapıldı. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Erdal Öztürk katıldı.
Davutoğlu dönüyor
Gelişmeler üzerine ABD'nin New York kentinde temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu programını yarıda kesti. BM Genel Sekreteri Ban-Ki Mun ile görüşmesini iptal eden Davutoğlu Türkiye'ye doğru yola çıktı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Musul'daki gelişmelerle ilgili Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru'yu Çankaya Köşkü'ne çağırarak bilgi aldı.
Maliki'den operasyon mesajı
Irak Başbakanı Nuri Maliki ise IŞİD'in adım adım gelen Musul işgaline karşı siyasi ve askeri destek toplamaya çalışıyor. Maliki son açıklamasında "Teröristlere karşı silahlı kuvvetleri hazırlıyoruz. Onlara bu bölgede kalma izini vermeyeceğiz" diyerek IŞİD'e meydan okudu.
Siyasi birlik çağrısı yapan Maliki, IŞİD'e direnmeden kaçan ve IŞİD kente girdiğinde onlara yardım eden güvenlik güçlerini kastederek "İleriki günlerde Musul’da neler yaşandığı konusunda bir araştırma yapacağız. Ve olayları çözeceğiz. Musul’da teröristlere karşı silah doğrultmayan komutanlar yargılanmalıdır" dedi.
Kaynak: Al Jazeera ve Reuters
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 04:16