Terör örgütü PKK-Kongra-Gel'den ayrılarak Yurtsever Demokratik Partisi adlı örgütü kuran Osman Öcalan, PKK'dan ayrılış nedenleri ve örgütte kadınlarla yaşadığı ilişkiler konusunda ilk kez açıklama yaptı. Rizgari sitesine konuşan Osman Öcalan, şöyle dedi:
* Sistemle çelişkilerim 1991 yılında yoğunlaşırken, 1993 yılında kalmakla ayrılmak arasında gidip geldim. Bugün kendisini Kongra-Gel adıyla tanımlayan hareket tam bir kaos yaşamaktadır.
* Kadın-erkek ilişkisinin sevgi anlayışına dayandırılması herkesten çok bir devrimciden beklenebilir. Kadın-erkek ilişkilerinde sözü çok edilmesine rağmen, her duygusal yaklaşım ağır yaptırımlarla karşılık buldu. Bazı durumlarda birbirlerini sevenler idam gibi ağır cezalara çarptırılsa da, teşhir ve tecrit yaygınca uygulanan yaptırım haline geldi. Bu cezanın anlamı sevginin katledilmesidir. Yasaklar ve yaptırımlarla bastırılan duygular ya köreldi, ya da sağlıksız ilişkilerin gelişmesine neden oluşturdu. Diğer taraftan kaçışların gerekçesi olarak aktif işlev gördü.
* 1991 yılında Zehra Okcu'nun kişilik özellikleri ve güzelliği beni derinden etkilemişti. Ne kadar oluşan bağlılığı gidermeye ve ilişkilenmemek için direndimse de, başarılı olamadım. Büyük bir sevgiye dayanan bu ilişkiyi geliştirmeye karar verdim. Aşk denilen olayı ilk kez yaşıyordum. İlişkimi gizlemeyi ahlaki bulmadığımdan, açıkça sürdürdüm. Geliştirdiğim ilişki, her ikimize de pahalıya patladı. Teşhir ve tecrit uygulamalarının yanı sıra, idam cezasını almamda da önemli bir etken oldu. Zehra'nın 1997 yılında Gare dağında ölmesinin ardından tövbekar oldum.
* 2003 yılında, Keve'ye (Jiyan adlı İran'ın Urumiye köyünden bir militan) derin bir duygu ile bağlandım. Direnmeyi bir tarafa bırakarak, ilişkimi açıkça ilan ettim. Karşılıklı sevgiye dayanan ilişkimi örgütün yasakçı yaklaşımına rağmen gururla sahiplendim. Bu temelde sevginin somutlaşmış ifadesi olarak kurduğum ilişkiden gurur duyarken, yasakları ve sevginin politikaya malzeme yapılması tutumunu lanetliyorum.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:48