KAYNAK : Haber Vitrini
RUHİ AYTAÇ
GAZİANTEP - Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF işbirliği ile düzenlenen Psikososyal Okul Projesi, Psikososyal Müdahale Yöntemlerinin Yaygınlaştırılması Eğitim Planı Semineri, Gaziantep'te başladı. Seminerde konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Acar, 15-24 yaşları arasında daha yoğun görülen intihar olaylarının bulaşıcı ve özendirici yapıya sahip olduğunu söyledi.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Onat Kutlar Sahnesi'nde 3 gün devam edecek olan seminere Kilis, Adıyaman, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Malatya, Hatay, Osmaniye, Adana, İçel, Mardin, Şırnak, Hakkari, Batman, Siirt, Elazığ, Bitlis ve Van Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ve uzmanlar katıldı.
Seminerde, depremden etkilenen illerde başlayan bu projenin UNICEF'in katkılarıyla daha genişletildiği belirtildi. 9 ilde sürdürülen proje uygulaması ile 240 bin öğretmen, yönetici, veli ve öğrenci eğitimden geçirildi. Bu öğretim yılında 7 il daha proje kapsamına alındı.
Seminerin açış konuşmasını yapan UNICEF Türkiye Temsilcisi Edmond Mcloughnay, Marmara depremi sonrası başlattıkları projenin, dünyada örnek gösterilen en büyük proje olduğunu belirterek "İki yıldır süren projenin, öğrenci, aile ve gençlere ciddi katkıları oldu. Daha güçlü bireyler haline gelmelerini sağladı. Çocukların kendilerine güven ve saygılarını artırdı. Velilerin, çocuklarıyla yakından ilgilenmesini, kendilerini dinlemeyi öğretti. Çocukların ve ailelerin eğitim yaşamlarının zenginleştirilmesine katkıda bulundu. Deprem gibi bir afet sonrasında bu tür kazanımlar da sağlandı. Afyon depreminden sonra yeni travmaların tetkikinde psikolojik danışmanlar görevlerinin başında yer aldı. Bu tür hazır oluş, gurur ve mutluluk verici" dedi.
"İNTİHAR BULAŞICI"
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Acar, intihar olaylarının kimi eğitim kurumlarından, kimi aileden, kimileri de toplumun hızlı değişiminden kaynaklandığını belirterek "Tartışılan bu olayların, bilimsel ve çok yönlü olarak ele alınması ve de değerlendirilmesi gerekir. Olayları tek bir etkene bağlamak hem doğru değil hem de çözüme götürmez. İntihar girişimi, belirli bir yaşla sınırlandırılabilecek bir olgu değlidir. İnsan yaşamının her evresinde farklı oranlarda olsa da kendini gösterebilir. Başkaları yönetme, sevgi ve etkinlik kazanma, sevdiği insanları cezalandırma, çocukları intihara sürükleyen nedenler arasındadır" dedi.
İntiharın bulaşıcı ve özendirici olduğunu kaydeden Hüseyin Acar, şöyle devam etti:
"İntiharların çeşitli biçimlerde en ince ayrıntılarına kadar anlatılması, gençlerde özenmelere yol açar ve toplumu yeni travmalarla karşı karşıya bırakabilir. Bu tehlikeli bir yaklaşımdır. Ailelerden okullara, basından çevreye, hepimizin çok dikkatli olması gerekir. Bütün dünyada intihar olaylarının genç nüfusta daha yaygın olduğu, özellikle 15-24 yaş grubu arasında yoğunlaştığını göstermektedir. Ergenlik dönemini kapsayan bu yaşlar, duygusallığın yoğun olduğu, kimlik ve kişilik arayışının yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemi ne yazık ki bütün gençlerimiz sağlıklı bir şekilde geçiremiyor. Anne ve baba ayrılıkları, anne ve baba geçimsizliği, ergenlik döneminde sorunların paylaşılmaması, çözümlenmemesi, sevgisizlik, ilgisizlik, çevre ve iletişim bozuklukları, okulla ilgili sorunlar, öncelikli etkenlerdir."
Müsteşar Yardımcısı Acar, öncelikle anne ve babaların, eğitimcilerin, toplumun tüm bireylerin çocuklarla daha yakından ilgilenmeleri gerektiğini belirterek "Onlara sevgilerini göstermeleri, onlarla arkadaş olmaları, sorunları paylaşmaları, sorunlarla birlikte çözüm yolu aramaları gerekiyor. Ergenlik döneminde gençler, sadece eleştirilmekten hoşlanmıyor, kendileriyle sağlıklı iletişim kurulmasını bekliyorlar. Öğrenci-okul-aile üçgeninin çok iyi kurulması gerekir. Çocuğun geçirdiği rahatsızlıklar ve hangi sosyo-ekonomik koşullarda yetiştiği iyi bilinmeli. Aile iyi tanımalıdır. Çocuğun ilk günlerinde başlayarak karşı karşıya kaldığı şiddet süreci bilinmelidir. Tartışılması gereken olaylar değil, olaylara neden olan zorlu yaşam sürecidir. Bütün anne ve babalar çocuklarının okuluna gitmeli, öğretmenleriyle tanışmalı ve görüşmelidir. Ne öğretmen ne de anne ve babadan hiçbir şey gizlenmemelidir " şeklinde konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:36