OĞÜN'ÜN HRANT'I VURACAĞINI DUYMAYAN KALMAMIŞ!..
Ogun, gördüğü herkese 'Hrant'ı vuracağım' dedi. Vatandaş gülüp geçti. Polis ve istihbarat da uyuyunca korkunç son kaçınılmaz oldu
GÜNEŞ ekibinin, 'Önyargısız Trabzon' gezisindeki ilk durakları, Samast'ın yaşadığı Pelitli beldesi oldu. Olumsuz haberlerden dolayı gazetecilere karşı inanılmaz tepki vardı. Uzun ikna çalışmasından sonra Ogün'ün 3 arkadaşına ulaştık.
'DEVİRECEĞİM'
Kesinlikle fotoğraf çektirmemek kaydıyla konuştular. Anlattıkları dehşet vericiydi. Cinayeti 2 hafta öncesinden bildiklerini, Ogün'ün kendilerine (Hrant'ı devireceğim) dediğini söylüyorlardı. 'Ne? Peki siz ne yaptınız' diye sorduk...
İNANMAMIŞTIK...
İşte cevapları: Ne yapacağız güldük geçtik. Gerçi Yasin Abi dağda atış talimi yaptırıyordu. Ses getirecek şeyler yapacağını söylüyordu. Ama Ogün'ün kalkıp İstanbul'a gideceğini, o adamı vuracağını aklımızdan bile geçirmedik.
Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, bu röportajı verdikten kısa bir süre sonra görevinden alındı
Vatan'ı sevmek suç mu?
Agos Gazetesi önünde el yapımı bir tabancadan çıkan 3 kurşun, Türkiye'nin gündemini bir anda allak bullak etti. Hrant Dink'in cesedi yerde yatarken, Agos önünde toplanan kalabalık, dakikalar geçtikçe büyüdü, büyüdü. Hedef gerçekten de iyi seçilmişti.. Sarsıcıydı. Medya Agos önünde kamp kurmuş, birbirinden ünlü isimler, taziye için gazeteye gelip giderken, çevrede toplanan kalabalık da 'Katil Devlet' hesap verecek diye slogan atıyor, katilin 'Devletin derinliklerinde yuvalandığı' peşin, peşin kabul ediliyordu. Bu arada herkes katilin kim olduğu, kimin hesabına çalıştığı, nasıl böylesine profesyonel bir cinayet işlediği konusunda derin tartışmalar yapıyordu. 'Fail asla bulanamayacak' yorumu da önde gelenler arasındaydı.
GÖRÜNTÜLER
Ancak bu defa alışılmadık bir şey oldu. Cinayetin işlendiği yer her yanı kameralarla dolu bir caddeydi. Failin görüntülerine kısa sürede ulaşıldı. Ardından yine alışık olunmayan bir iş yapıldı ve Emniyet Müdürü, katilin görüntülerini medyaya verip, açık yardım istedi. Görüntüler şaşırtıcıydı. Gencecik bir çocuk, başında beyaz beresi, ayağında kösele kundura, kendini saklama gereği bile duymadan geliyor, daha sonra da silahını beline koyup kaçıyordu.
LİNÇ KAMPANYASI
Bu kadar açık görüntüler olunca 32 saat içinde yakayı ele verdi. Ancak bunda da bir garabet vardı. Dünyayı sarsan bir eyleme imza atan 17 yaşındaki çocuk, elini kolunu sallaya sallaya terminaye gidip, kendi adına bilet alıp, geldiği yer olan Trabzon'a dönmek üzere otobüsle yola çıkmıştı. Üzerinde cinayeti işlediği silah, 6 mermi ve sadece 1 lira para çıkmıştı. Ogün Samast isimli sanığın, Trabzonlu üstelik de Pelitli ilçesinden olmasıyla müthiş bir linç kampanyası da başlamış oldu. Sanığa silah ve paranın, bir süre önce McDonald'ı bombalayan Yasin Hayal isimli gencin vermiş olması kampanyayı daha da şiddetlendirdi.
Önce Tayad'lıların linç girişimi, sonra Rahip Santaro'nun katli, ardından da Hrant Dink cinayeti... Trabzon bir anda 'Irkçı milliyetçi katiller kenti Trabzon' ilan edildi. İş o kadar ileri götürüldü ki, kampanyanın mimarlarından bir köşe yazarı bile 'Aman beyler, varoş psikopatları bizi de vurabilir. Hakaretlerimizde ölçüyü kaçırmayalım' diye meslektaşlarını uyarmak ihtiyacını duydu.
KATİLLER KENTİ Mİ?
Peki Trabzon gerçekten de 'Irkçı milliyetçi katillerin kenti' miydi..Yazılanlar, yapılan yorumlar ne kadar doğruydu.. Bunun anlamanın en doğru yolu, Trabzon'u, Trabzonlu'yu dinlemek olacaktı. Öyle de yaptık ve 3 gün boyunca Trabzon'da her kesimden insanla, yetkiliyle konuşup, neler duyup hissettiklerini anlamaya çalıştık. Şimdi de sizinle paylaşıyoruz..
CİNAYET ÜZDÜ
Trabzon'da ilk durağımız bölgedeki en etkili mahalli gazete Karadeniz oldu. Trabzon'da pire zıplasa, hangi sebeple ve kaç milimetre olduğunu bilebilecek kadar kente hakim ekibin patronu Genel Müdür Osman Diyadin'le bir süre oturup olup biteni konuştuk. Trabzon'un üzerinde uzun süredir pis bir oyun oynandığı görüşündeydi. Cinayet elbette herkesi üzmüştü. Ancak Trabzon bu bir kenti toptan karalayacak hakaretleri haketmiyordu. Osman Diyadin'in bu konuda tam olarak neler düşündüğünü kendisi ile yaptığım röportajda bulacaksınız.
VALİYLE SÖYLEŞİ
'Önyargısız Trabzon' gezimiz sırasında her kesimden insanla görüştüğümüzü yazmıştım. Trabzon Valisi ile gezimizin son günü konuştuk. Ancak Vali Hüseyin Yavuzdemir dün görevden alındığı için bu röportaj, görevdeki son röportajı olarak ayrı bir önem kazandı. Bu nedenle son gün yaptığımız röportajı ilk gün vermek istedik.
VALİNİN VEDASI
9 Eylül 2004 tarihinde göreve başlayan Trabzon Valisi dün itibariyle görevden alındı. Dikkatlice seçilmiş kelimelerle Trabzonlular'a veda etti. 'Tasarruf sahibi, göreve de atar, görevden de alır. Kimseye kırgın veya kızgın değilim' diyordu. Ancak sesindeki sitemi anlamak için fazla hassas olmaya da gerek yoktu. 'Görevden alınmanıza son olaylar mı sebep oldu?' sorusuna verdiği 'Ben devletin valisiyim. Yorum yapmam. Siz yapın yorumunu' diyordu. İşte 'Irkçı milliyetçi katiller kenti Trabzon' kampanyasını yürütenlerin, görevden alınması için günlerdir baskı yaptığı eski Vali Hüseyin Yavuzdemir'in son olaylar üzerine görüşleri: Trabzon'a karşı haksızlık yapıldı. Vatanını, bayrağını, milletini çok seven insanlar, tam tersine takdir edilmeliydi. Hrant Dink cinayeti bütün Türkiye gibi Trabzonlular'ı da yaraladı. Telin edildi. Cinayet sanığı Ogün Samast ve arkadaşları tutuklandı. Devletin kurumları olayın aydınlatılması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Örgüt var mı yok mu elbette ortaya çıkar..'
PKK GİREMEZ
Tayad'lılara linç girişimini soruyoruz. İşte Vali Yavuzdemir'in görüşleri.
PKK uzun süredir bölgeye sızmak istiyor. Ancak Karadeniz insanı buna asla izin vermez, vermedi de. Bölgede lojistik destek verecek unsur bulamadılar. Tayad olayında tahrik vardı. Basın açıklaması yapacaklarını bize bildirmediler. Bildirselerdi, kesinlikle güvenlikleri sağlanır ve açıklamalarını yapar giderlerdi. Ancak ne haber verdiler, ne koruma istediler. Canlarını kurtaran yine biz olduk. Hala (Tayad'lıların basın özgürlüğü kısıtlandı) diyebiliyorlar.
Trabzon tahrik ediliyor. Buranın 'Kolbastı' isimli bir oyunu var. Karadenizli mizacına uygun, sert geleneksel bir oyun. Bir kanal sanık Ogün Samast'ın bu oyunu oynarken çekilen kasetini yayınlayıp (Serseri oyunu) diye takdim etti. Erzurum'un Bar'ı, İzmir'in Zeybek'i neyse Trabzon'un Kolbastı'sı o.. Serseri oyunu diye tanımlamak olur mu?.. Tahrik var..
Vali Bey'e son olarak 'Trabzon'a Silahlı Kuvvetler müdahale etsin' önerisini soruyoruz.' Tepkisi sert:
Kendini devrimci, aydın diye tanımlayan bir kişinin söyleyeceği söz mü bu.. Bunu bir hakaret kabul ediyoruz ve sahibine iade ediyoruz...